GÜNDEM - 14 Ekim 2018 Pazar 12:49

Bodrum’un mavi pencereli beyaz evlerinin sırrı ortaya çıktı

A
A
A
Bodrum’un mavi pencereli beyaz evlerinin sırrı ortaya çıktı

Turizm cenneti Bodrum’un dünyaca ünlü beyaz evlerin sırrı ortaya çıktı. Bodrum’la özdeşleşen iki katlı beyaz boyalı ve mavi pencereli evlerin kendine özgü özellikleri ise şaşırttı.

Dünyada ve Türkiye’de mavi pencereli beyaz evleriyle adından sık sık söz ettiren meşhur Bodrum evlerinin sırrı ortaya çıktı. 1974 imar planlarına göre iki katlı yapılan evlerin beyaza boyanması ikliminin sıcak olmasından dolayı evlerin içerisinin serin olması için kapıların, pencerelerin hatta yol kenarlarının maviye boyanmasının sebebinin ise akrep, yılan gibi haşerelerin "ateş" olarak görüp evlere girmeyeceğine inanılmasından kaynaklandığı ortaya çıktı.

Akrebi uzaklaştırıyor, turisti cezbediyor 

Her sezon başında evlerini ve iş yerlerini beyaza boyatan Bodrumlular, kapı, pencere ve kapı eşiklerini maviye boyuyor. Turistlerin de büyük ilgisini çeken evlerin yıllardır neden bu şekilde boyandığı ise merak konusu oluyor. İlçeye tatile gelen birçok yerli ve yabancı turist, mavi pencereli beyaz evlerin önünde hatıra fotoğrafları çektiriyor. Birçok klibe, filme ve tanıtım destinasyonuna da konu olan evlerin mavi boyaları akrepleri, yılanları evlerden uzaklaştırırken turistleri ise bu renkleri ile cezbediyor.

Begonvil, fesleğen ve nazar boncuğu ile evler süsleniyor 

Mavi pencereli beyaz evlerin vazgeçilmezi ise bahçesine dikilen begonvilleri, fesleğeni ve kapı önüne gömülen nazar boncuğu oluyor. Söve taşlarıyla çivit mavisine boyanan evlerin akrepleri kovduğuna inanan yöre halkı her yıl evlerini boyatıyor. Göz taşı denilen taştan bir boya elde eden Bodrumlular bütün pencere ve kapı kenarları bununla maviye boyuyor. Haşerelerden özellikle yılanların eve girmesini engellemek için ise 'yılan otu' denilen bir otu evlerin belirli yerlerine asıyor. İlçedeki birçok evin pencere önünde görülen fesleğenler de sineklerin içeriye girmesini engelliyor. 

Bodrum Otelciler ve Turizmciler Derneği Genel Sekreteri Orhan Kavala evlerin turistleri cezbettiğini söyleyerek "Bodrum’un kapıları, pencereleri hep maviye boyanır. Mavi olmasının en önemli sebebi ise bölge çok sıcak bir iklime sahip olduğu için bölgede bulunan bir takım haşerenin evlerinin içerisine girmesini engellemek için yapılır. Çünkü mavi renk haşerelerin üzerinde etki yapıyor. Sürülen mavi renk haşerelere 'ateş' gibi görünüyor. Ateşten korkan yılan, akrep ve birçok haşere evlere giremiyor. Evlerin beyaza boyanmasının hatta kireç sürülmesinin sebebi ise bir takım dezenfeksiyon işlerini görüyor. Evin içerisine karınca cinsinin girmesini engelliyor. Çok sıcak bir iklim olduğu için evin içerisini serin tutuyor beyaz renk" ifadelerini kullandı.

Beyaz evler Bodrum’un öz tarihi 

Mavi pencereli, kapılı beyaz bir evi olan iş adamı Mehmet Şahin Şevk ise 35 yıldır Bodrum’da yaşadığını evlerin bu sayede akrepten, yılandan korunduğunu söyleyerek "Biz buraya 1984 yılında geldiğimizde neden beyaz evler mavi pencereler diye sorduk. Beyaz ev olmasının sebebi ısıdan dolayı olduğunu öğrendik. Sıcak ilkim olduğu için dışarının ısısını içeri vermemesi için yapılıyor. Mavi kapı ve pencerelerinin olma sebebi ise akrepten, yılandan, çıyandan ve birçok haşereden korumak amaçlı boyanıyor. Biz de evimizi her yıl beyaz ve maviye boyarız. Bodrum’da doğmadık ama Bodrum’da yaşamayı Allah nasip etsin. İnsanlar yaşadıkları kente aşık olabiliyor. Ben de aşık olanlardanım. Ben bu kentin bu güzelliğinin bozulmaması için elimden geleni yapıyorum ve bunu vazife olarak görüyorum. Biz bu eve bakmayabilirdik, satabilirdik ama biz tarihimize sahip çıkıyoruz ve bu beyaz, mavi evler Bodrum’un öz tarihi. Kendimi de bir Bodrumlu olarak görüyorum" dedi.  

Eren Ayhan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Hataylı tır şoförü aşkını 2 bin 216 km uzaklıktaki Ukrayna’da buldu Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan tır şoförü Fevzi Kalkan, aradığı aşkı 2 bin 216 km ötedeki Ukraynalı Anastasia Kvasha’nda buldu. İlk görüşte aşık olan çift, depremin vurduğu Hatay’da dünya evine girdi. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan ve tır şoförü olan 29 yaşındaki Fevzi Kalkan, aşkını mesleği icabı sıklıkla gittiği ülke sınırları dışında buldu. Tır şoförü Kalkan, 2021 yılında Ukrayna’da tanıştığı 30 yaşındaki Anastasia Kvasha’ya ilk görüşte aşık oldu. Ukrayna’nın Odessa kentinde terzilik yapan Kvasha’da gönlünü Hataylı Kalkan’a kaptırdı. Aşkın sınır tanımadığına inanan Kalkan ve Ukraynalı Kvasha, 2 bin 216 km mesafeyi hiçe sayarak gönül ilişkisi yaşamaya başladı. Ailelerinde tanıştığı ilişkide çift, evlenme kararı aldı. Ukraynalı gelini ailesinden istemek için Ukrayna’ya giden Kalkan ailesi, tercüman ve resimler sayesinde kız isteme merasimini gerçekleştirdi. Türkiye ve Hatay’ı çok seven Anastasia, Müslüman oldu ve Hatay’a yerleşme kararı aldı. Ukraynalı gelin Kvasha ve Hataylı tır şoförü Kalkan, Antakya ilçesinde bulunan konteyner evlendirme dairesinde evlenerek resmi olarak hayatlarını birleştirdiler. “Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık” Aradığı aşkı 2 bin 216 kilometrede bulan Fevzi Kalkan, “Ukrayna’ya gitmiştim, gezmek için şehrin merkezine gittim. Alışveriş yapmak için markete gittim. Markette eşimi Anastasia gördüm. Aylar yıllar geçti. Aileler tanıştı. Biz de evlilik yoluna girdik. Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık. Kendi geleneklerimizi anlattım. Ben uzun zamandır orada çalıştığım için onların geleneklerini biliyorum” dedi. “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum” Ukraynalı gelin Anastasia Kvasha, Hatay’ın ve Türkiye’nin çok güzel olduğunu söyleyerek “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum. Onu markette gördüğümde etkilendim” şeklinde konuştu. Bir çok ülkeden Hatay’a gelen damat ve gelin adaylarının nikahlarını kıydığını belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Biz Antakya’da olduğumuz için burası çok milleti barındıran bir kent. Farklı inşaları gördüğümüzde daha mutlu oluyoruz. Ben yabancı evliliklerine tamamen açığım ve daha çok olmasını isterim. Şuana kadar; Ukrayna, Rusya, Hırvatistan, Sırbistan, Almanya, Macaristan, Azerbaycan, Fas, Mısır ve birçok ülkeden bireylerin nikahlarını kıydım” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Gümüşhane’de 54 yılın Nisan ayı sıcaklık rekoru kırıldı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 54 yıllık kayıtlarına göre Gümüşhane’de Nisan ayının en sıcak gün rekoru 30,7 dereceyle 25 Nisan 2024 tarihinde kırıldı. Kurumun 1961 yılından bugüne kadar tuttuğu kayıtlarda Gümüşhane’de Nisan ayındaki en sıcak gün 12 Nisan 1970’de 29 dereceyle kayıt altına alınırken, bu rekor 25 Nisan günü egale edildi. Meteorolojinin kayıtlarına göre 25 Nisan 2024 Perşembe günü Gümüşhane kent merkezinde hava sıcaklığı 30,7 derece olarak ölçüldü ve yeni rekor kayıtlara geçti. Aynı tarihte Kürtün ilçesinde 34,1, Torul ilçesinde 33,5, Şiran ilçesinde 30,7, Kelkit ilçesinde 30,6 ve Köse ilçesinde 26,2 olarak ölçüldü. Yaşanan bu durum vatandaşlar arasında kuraklık endişesini artırırken, Nisan ayında bu sıcaklıklara ulaşan havanın Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında nasıl olacağı merak konusu oldu. “Küresel ısınma tüm şiddetiyle devam ediyor" Yaşanan bu durumu değerlendiren Murat Akçay, “Küresel ısınma tüm şiddetiyle, tüm hızıyla kendini gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Gümüşhane’de yapılan ölçümlerde yaklaşık 31 derece Nisan ayı itibariyle. Geçmişte bu aylarda Gümüşhane’nin yüksekliğinde görülebilir kar, soğuk mevcuttu. Ama şu anda ortalık yeşillendi, ağaçlar açtı, çağlaya döndü. Küresel ısınmanın tehlikeli boyutları şu anda belki insanların hoşuna gidiyor ama fark edilmiyor, hızla geliyor. Bu her türlü şeye yansıyor. Ben amatör olarak arıcılık da yapmaktayım. Geçen sene bunun sıkıntısını yaşadık. Bir önceki sene kar ve mevsimler normaldi. Her türlü sebze, meyve ve arı bol oldu. Ama geçtiğimiz sene kar az yağdı. Dolayısıyla sıkıntısı bir hayli yansıdı. Bu sene hiç olmadı. Kar çok az. Yağmurda geçen sene vardı. O açığı oradan kapattık ama bu sene yağmur da yağmıyor çok az miktarlarda. Dolayısıyla yazın büyük bir ihtimalle bu kuraklık daha da artacak. Gümüşhane’de 40 dereceleri görür gibi görünüyor şu anda. Bunun yansıması da bütün çevreye fazlasıyla olacak meyvede, sebzede, içme suyunda. Dolayısıyla acil önlemler da alınması lazım. Her köye bir gölet yapılması bu en azından susuzluğu giderecek bir önlem olacak. Çevresel etkileri azaltacak bir önlem olacak. Kuraklığın bu şekilde devam etmesi insanlığın yaşamı açısından da çok büyük tehlikeler arz edecek. Hastalıkların artmasına sebep olacak. Bir başka türü de şu: Sıcaklık arttıkça sadece kuraklık olmuyor. Tropikal iklime de geçiş oluyor. Seller daha iklimsel olaylar. Bunların da tabi bugünden hesaplanıp Türkiye’ye göre önlemlerin alınması lazım. Yoksa ileride bunun sıkıntılarını çok fazla yaşayacağız” dedi. “Gümüşhane o serin havasına, meşhur yayla havasına inşallah tekrardan kavuşur” Gümüşhane’nin son zamanlarda çok sıcak olduğun ve o yayla gibi havasını özlediklerini dile getiren Hasan Can Yavuz ise “Gümüşhane ilimiz son zamanlarda çok sıcak. Normalde, normal mevsimlerde bu kadar sıcak değildi. Önceki yıllarda, Nisan ayında bu kadar sıcaklık ölçülmedi. En son 1970 yılında bir sıcaklık ölçülmüştü. Şimdi Perşembe günü 30,7 ile tekrardan bir ölçüm yapıldı ve bu rekor kırıldı. Normalde biz Haziran, Temmuz aylarında bu sıcaklığa alışkınız. Fakat Nisan ayında görmek açıkçası çok bunaltıcı oldu. Bir de çöl tozları dediğimiz olay da gerçekleşti. İnsanlar nefes darlığı çekmeye başladı. Aşırı da sıcak, bizleri bunalttı, artık güneş gözlüğü bile fayda edemez duruma geldi. Tabi bu durum aynı zamanda tarımı da etkiledi. Normalde şu anda artık çiçekler açtı. Belki bir tık erken açmış oldu. Yarın öbür gün soğuyacak olsa havalar don etkisi oluşturacak. Tabi meyve durumunu da etkileyecektir. Umuyoruz en kısa zamanda tekrardan Gümüşhane o serin havasına meşhur yayla havasına inşallah tekrardan kavuşur. Bizler de biraz daha serinler rahat ederiz” diye konuştu. “Artık su savaşları da çıkar mı çıkmaz mı onu da bilemiyorum” Ay itibariyle yağışlı hava beklerken aşırı sıcakla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Hüsamettin Kaya da “Şu anda biz yani yağmurlu hava bekliyorken şu an çok sıcak. Şu an böyleyse Ağustos ayını Temmuz ayını düşünemiyorum. Yani kavurucu sıcaklar, kuraklık her şey olabilir. Yağmur yağmadığı için barajlarımız boşalacak. Boşalmadan dolayı da artık su savaşları da çıkar mı çıkmaz mı onu da bilemiyorum. Ama inşallah yağmur yağar. Bol yağmur yağar, bol bereketli olur. 2024 bize hayırlı uğurlu olur” ifadelerini kullandı. “Bu sıcaklıklar şimdi böyleyse Haziran, Temmuz, Ağustos’ta düşünemiyoruz bile” Esnaflardan Zafer Akyıldız ise “Gümüşhane’de Nisan ayında kar yağmur beklerken bu sıcaklıklara pek alışkın olmadığımız için zor geliyor. Bu sıcaklıklar şimdi böyleyse Haziran, Temmuz, Ağustos’ta düşünemiyoruz bile. Her şey için hayırlısı olsun. Allah yardımcımız olsun” dedi.
Konya Aygırdibi Şelalesi ziyaretçilerini ağırlamaya başladı Konya’nın Bozkır ilçesinde bağlı Karacahisar Mahallesinde bulunan tabii güzellikleriyle ilgi gören Aygırdibi Şelalesi ve mesire alanı ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Bozkır’ın ortasından geçen Çarşamba çayının kaynağını oluşturan Aygır Pınarı, doğasıyla, havasıyla ilgi çekerken, mesire alanı uğrak noktası haline geldi. Aygır Pınarı, ilçe merkezine 13 kilometre mesafede bulunuyor. Aygırdibi Şelalesi olarak tanınan pınar ve mesire alanı güzellikleriyle ilçeden ve ülke genelinden ziyaretçileri ağırlarken, bu sene de yoğun ziyaretçi ağırlayarak sezonu açtı. Aygırdibi Şelalesinden sular akarken, mesire alanına gelen misafirler düzenledikleri etkinliklerle renkli görüntüler oluşturuyor. Aygırdibi Şelalesi ve mesire alanı hakkında bilgi veren Karacahisar Mahalle Muhtarı Numan Şimşek, rağbet gören alanın bu sene de bölgedeki ağaçların yaprak açmasıyla birlikte piknikçiler ve doğa severler için büyük ilgi uyandırdığını belirtti. Muhtar Şimşek, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da Aygırdibi yoğun ilgi görmeye başladı. İnşallah bu sezon da güzel geçer. Vatandaşlarımızdan istediğim şu; burayı nasıl bulurlarsa öyle bıraksınlar ve tertemiz bırakıp gitsinler. Yiyip içip çöpüne atmasınlar, çöplerini çöp konteynerine atarak ortalığı temiz bir şekilde bırakıp gitmelerini rica ediyorum” dedi. Konya merkezden 50 kişilik bir ekiple mesire alanına gelen Konya Yürüyüş ve Fotoğraf Grubu Başkanı Salim Erdal da “Biz Aygırdibi Şelalesine daha önce birkaç sefer gelmiştik. Arkadaşlarımız çok istediği için grubumuzla tekrar geldik. Burası çok beğendiğimiz bir yer, turizme açık olması gerekir. Bölgede bakım yapılması lazım, burada ufak tefek bakımlar olursa turizme daha kolay açılabilir. Buraya biraz ve çevre düzenlenmesi gerekiyor ama biz çok memnunuz. Burası Anadolu’nun ve Orta Anadolu’nun Konya’nın gezilip görülecek yerlerinden birisi. Aygırdibi Şelalesine Bozkır’dan Dere’den gelebilirsiniz” şeklinde konuştu. Gezi etkinliğine Beyşehir’den katılan Halil Gümüşel ise, “Bulunduğumuz ortam çok güzel bir doğa harikası, gerçekten imkanı olan gelebilecek herkesin buraya gelip görmesini tavsiye ederim" diye konuştuk.