SAĞLIK - 06 Haziran 2023 Salı 15:31

Bu iki kavramı karıştırmayın, besin alerjisi mi besin intoleransı mı

A
A
A
Bu iki kavramı karıştırmayın, besin alerjisi mi besin intoleransı mı

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan, besin alerjisi ve besin intoleransı hakkında bilgilendirmede bulundu. Besin alerjisinin ölümcül risklere yol açabilen kronik bir reaksiyon olduğunu belirten Koçan, “Besin intoleransı ise daha çok sindirim sisteminde ortaya çıkar ve gaz, şişkinlik, huzursuzluk, kabızlık gibi kronik problemlere neden olabilir” dedi.

Besin alerjisi ve besin intoleransı hakkında bilgilendirmede bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan, iki kavramın farklı olduğunu ve genellikle karıştırıldığını ifade etti. Koçan, “Besin alerjisi, bir besini tükettikten sonra vücudumuzun bağışıklık sisteminin bu besindeki proteine karşı antikor cevabı vermesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum, ciddi fizyolojik belirtilere, hatta ölümcül risklere yol açabilen kronik bir reaksiyondur” şeklinde konuştu.

“Besin intoleransı, besin alerjisine kıyasla daha yaygın görülür”
Besin intoleransının daha çok sindirim sisteminde ortaya çıktığını söyleyen Beykent Üniversitesi Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan, “Gaz, şişkinlik, huzursuzluk, kabızlık gibi kronik problemlere neden olabilir. Besin intoleransı, besin alerjisine kıyasla daha yaygın görülür ve genellikle sindirim enzimlerinin eksikliği veya sindirim sistemi hassasiyetiyle ilişkilendirilir. Eğer bir besin alerjisi olduğunuzu düşünüyorsanız, mutlaka bir doktor muayenesi yapmanız önemlidir. Doktorunuz, besin alerjilerini teşhis etmek için IGE antikoru adı verilen bir kan testi veya deri prick testlerini uygulayabilir. Deri prick testi, bir besine karşı alerjinizin olup olmadığını ölçmek için kullanılan bir test yöntemidir. Özellikle inek sütü (özellikle yenidoğan bebeklerde), yumurta, balık, kuruyemişler, soya, yer fıstığı, susam gibi besinlere karşı alerji vakaları daha sık görülmektedir. Bu nedenle, bir yaşından önce bebeklere bal ve inek sütü tüketimi konusunda dikkatli olmak önemlidir” ifadelerini kullandı.

Koçan, “Besin alerjisi veya intoleransı olduğunuzu düşünüyorsanız, kesinlikle bir doktora başvurmalı, gerekli testleri yaptırmalı ve doktorunuzun önerileri doğrultusunda gerekli önlemleri almalısınız” diyerek sözlerini noktaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Çerkes Soykırımı’nda hayatını kaybedenler için yürüdüler Kayseri Kafkas Derneği tarafından düzenlenen anma programında onlarca vatandaş, Çerkes Soykırımı’nda hayatını kaybeden Çerkesler için yürüdü. Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, “Çerkes Soykırımı politik ve siyasi kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır” dedi. Kocasinan ilçesine bağlı Mustafa Kemal Paşa Bulvarı üzerinde düzenlenen yürüyüşe; Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, dernek üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yürüyüş öncesi bir konuşma yapan Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, “Çarlık Rusyası’nın 18. yüzyılda başlayan istilasına karşı uzun süren direnen Çerkesler, 100 yıldan uzun bir süre özgürlükleri ve vatanları için savaşıp Rus işgaline karşı direndiler. Ancak acıyla, zulümle, baskıyla, savaşmakla geçen onlarca yıldan sonra sadece savaşı değil, yerlerini ve yurtlarını da kaybettiler. 21 Mayıs 1864 günü, Çarlık Rusya’sının savaşın bittiğini ilan edip Kafkasya’nın boşaltılmasını kutladığı gündür. 21 Mayıs 1864, yüreğinde tarih boyunca bu savaşın acılarını hissedecek olan biz Çerkesler için Soykırımın ve Sürgünün sembol tarihidir. 21 Mayıs, Çerkes halkının yaşama direncinin ifadesidir. Direniştir, başkaldırıdır, diriliştir. 21 Mayıs, halkımızın belleğine kazınan tüm bu acıları, savaşları insanlık dışı uygulamaları dünyaya haykırmak istediğimiz gündür. 21 Mayıs, birbirinden koparılmış halkın farklı coğrafyalara dağıtılsa bile, birlikte yaşama irade ve arzusunu haykırdıkları gündür. 21 Mayıs halkımızın dünyanın dört bir yanına sürgün edilmesinin, Kafkasya’nın Çerkessiz bırakılmasının, tarihin gördüğü en büyük sürgün ve soykırımlardan birinin yıl dönümüdür. 21 Mayıs, Çarlık Rusyasının politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda Kafkasya’yı işgal etmesiyle başlayan ve 101 yıl devam eden Rus işgaline karşı direniş, varoluş ve adalet arayışımızın tarihidir. 21 Mayıs 1864’ün üzerinden tam 160 yıl geçmesine rağmen biz Çerkeslerin çektiği acılara her gün bir yenisi eklenmektedir” diye konuştu. "Çerkes Soykırımı’nı tüm dünya ülkeleri tanımalıdır” Çerkes Soykırımının, siyasi ve politik kaygılar düşünülmeden tüm dünya ülkeleri tarafından tanınması gerektiğini aktaran Özyürek, “160 yıl boyunca sürdürülen sistemli politikalar sonucu azınlık durumuna düşen Çerkesler, kendi topraklarında dahi eşsiz dillerini ve kültürlerini kaybetme tehdidi ile karşı karşıyadır. Özellikle son 20 yılda Rusya’da merkeziyetçi eğilimlerin güçlendiği görülmektedir. Bu doğrultuda anadil eğitimi ve kullanımı giderek azaltılmakta, Çerkesçe resmi dil olmasına rağmen seçmeli ders olarak okutulmakta ve eğitim kurumlarından dışlanmakta, Kafkasya’da bulunan cumhuriyetlerimizin yönetsel hakları azaltılmakta, sözde güvenlik gerekçeleri ile soydaşlarımıza baskılar uygulanmakta ve demokratik hakları kısıtlanmaktadır. Soykırım ve sürgün sonrası uygulanan inkar ve asimilasyon politikaları da Çerkeslerin, Çerkes kimliği ile var olabilmelerinin önündeki en büyük engeldir. Dönemin Çarlık Rusyası’nın devamı olan Rusya Federasyonu, sistemli bir şekilde yapılan bu soykırım ve sürgünü resmen tanımalı ve tarih yaşanan haksızlıkların telafisi için gerekli adımları bir an önce atmalıdır. Anavatanlarından zorla koparılan Çerkeslerin çifte vatandaşlık ve geri dönüş haklarının önündeki engeller kaldırılarak gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Çerkesler günümüzde, anavatanlarında anadillerini seçmeli ders olarak okumak mecburiyetinde bırakılmışlardır. Rusya Federasyonu tarafından kasıtlı olarak yapılan bu kültür kıyımına bir an önce son verilmelidir. Dünyanın dört bir tarafında yaşamak zorunda bırakılan Çerkesler sadece Rusya Federasyonu’ndan değil, yaşadıkları ve vatandaşı oldukları ülkelerden de doğal ve demokratik haklarını talep etmektedirler. Bu anlamda başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünya ülkelerine sesleniyoruz. Çerkes Soykırımı ve sürgünü politik, siyasi kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır” ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından onlarca vatandaş sloganlar eşliğinde yürüdü.