GÜNDEM - 02 Ocak 2017 Pazartesi 15:35

Bulaşıcı hastalıklar hakkında pandomimli uyarı

A
A
A
Bulaşıcı hastalıklar hakkında pandomimli uyarı

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü personeli, bulaşıcı hastalıklara karşı vatandaşları ‘pandomim gösterisi’ ile sessizce uyardı.

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü, Türkiye Halk Sağlık Kurumu’nun da desteği ile 70. Verem ve Propaganda Haftası kapsamında Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü Personeli pandomim gösterisi ile vatandaşları bulaşıcı hastalıklara karşı uyardı. Sloganı ‘Öksürüğünü Kapa’ olan etkinlik kapsamında 10 bin adet üzerinde ‘Öksürüğünü Kapa’ sloganı yer alan sticker’lı mendil vatandaşlara dağıtıldı.

“ÖRNEK BİR PROJE OLMUŞ”

Hastalıkların özellikle toplu taşıma araçlarında yayılması nedeniyle gösteri Kızılay Metrosu içerisinde tren hareket halindeyken yapıldı. Vatandaşlar ise, Sağlık Bakanlığımızın çalışanlarına teşekkür ederek, “Böylesi bir düşünceyle hareket etmek, insanımızı düşünen bir sistemle mücadeleyi etkinleştirmek daha güzel. İnsanlar öksürürken peçeteyle öksürmeli ve dikkat etmeleri gerekiyor ama biz maalesef toplu taşıma araçlarından tutun da hayatın her alanında bunlara dikkat etmiyoruz” dediler.

Etkinliği beğendiklerini belirten vatandaşlar, kış aylarında halkın bilinçlendirilmesinin faydalığı olduğunu, korunmak için de hapşırırken, öksürürken peçete ile veya kol ile öksürüğün kapatılması gerektiğini vurguladılar.

Bir vatandaş da pandomim gösterisini beğendiğini belirterek, “Kış mevsiminde hastalıklardan nasıl korunacağımızı anlatıyor. Çok iyi yapmışlar, örnek bir proje olmuş. Arkadaşlar gayet güzel anlattılar zaten, daha dikkatli olmak, düzenli beslenmek gerekiyor. Bir de tabii ki hastalığı yaymamak için peçete kullanmamız gerekli” ifadesini kullandı.

“DÜNYADA EN ÇOK ÖLDÜREN İLK 10 HASTALIKTAN BİR TANESİ VEREM”

Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şeref Özkara, Tüberküloz (verem) hastalığı ile ilgili bilgilerini paylaştı.

“Verem Haftası Türkiye’de 70 yıldır kutlanıyor, dünyada pek de örneği yok” diyen Doç. Dr. Özkara sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de hem toplumun hem de devlet katında herkesin veremle uğraşmasını sağlayan, veremle ilgili eğitim, propaganda hizmetlerini yürüten, halkın veremi bilmesini sağlayan çok önemli bir etkinlik bizce. Türkiye’nin bütün illerinde stantlar açılıyor, medya kanalıyla eğitimler yapılıyor, değişik araçlarla bilgilendirmeler yapılıyor. Bu çalışmalar sonuçta veremle ilgili halkın daha çok sağlık hizmetlerine başvurmasını kolaylaştıran şeyler. Türkiye bu bakımdan çok başarılı, veremle ilgili hizmetlerde devletin sağladığı imkanlar çok yüksek, veremle ilgili ekiplerimiz çok bilgili, eğitimli ve çok iyi çalışan ekipler. Orta gelişmiş ülkeler içerisinde çok güçlü ve başarılı bir faaliyet yürütüyoruz. Her yıl hasta sayılarımız yüzde 7 civarına düşüyor. Türkiye böyle başarılı bir faaliyet gösterirken dünya çok büyük acılar yaşıyor. Yılda 1,8 milyon insan ölüyor, kabaca günde 5 bin kişi tedavi olunan bir hastalıktan ölürse çok üzücü bir şey bu tabii ki. Asya ve Afrika’da acımasız bir tüberküloz hastalığı var ve çok yaygın. Sağlık hizmetleri yetersiz, alt yapı yetersiz, çoğu zaman ilaç yok, tanısal hizmetler yok. Bizim mesela rutin olarak her şikayeti olan hastaya öksürük için bir film çekebiliyoruz, film çekemiyorlar yani dünya çok büyük acılar yaşıyor ve biz Türkiye’de terörle ilgili acılar yaşıyoruz ama dünyada sağlıkla ilgili, veremle ilgili çok büyük acılar yaşıyor. Dünyada en çok öldüren ilk 10 hastalıktan bir tanesi şu anda. Bulaşıcı hastalıklar içinde de en çok öldüren hastalık, bu açıdan çok acı bir tablo. Dünyada bununla ilgili mücadeleler yürütülüyor ama henüz çok yetersiz, biz belki de bu bakımdan örnek oluşturan bir ülkeyiz.”

“HASTALIK YAVAŞ VE SİNSİ SEYİRLİ”

Veremin değişik ortamlarda, hasta kişiden ortama salınan mikropları sağlıklı kişinin alması ile ortaya çıktığını belirterek, “Sağlıklı kişinin aldığı mikrop o gün olmayabilir, o ay olmayabilir ama ileriki yıllarda olabilir, herhangi bir zamanda hastalığa yol açıyor. Hastalık, yavaş ve sinsi seyirli. Öksürük, halsizlik, zayıflama, gece terlemeleri, iştahsızlık ve bu uzun sürede oluyor 3 günde oluşan bir zatürre gibi düşünmeyin, aylar içinde ortaya çıkan bir tablo. Böyle bir hasta değişik antibiyotikler kullanıyor iyileşmiyor o zaman daha çok tüberküloz, verem akla geliyor. Bu durumda bir sağlık kuruluşuna başvurduğunuz zaman akciğer filminizin çekilip şüphelenilir, balgamda verem mikrobu görülünce de tanı kesin konmuş olur. Tedavi de ilaç tedavisi veriyoruz. Günde 8-10 tane farklı ilacı bir anda kullanması gerekebiliyor hastaların ve bu ilaçları 6 ay kullanmaları lazım. En büyük zorluğumuz orada, 3-5 günlük ilacı bile düzenli kullanamazken 6 aylık ilacı nasıl kullanacaksınız? Buradaki kritik şey tabii ki hastalara yardımcı oluyoruz, hatırlatıyoruz, bazen biz her gün götürüp içiriyoruz” diye konuştu.

Etkinlik kapsamında afiş ve broşürler hazırlandı, ayrıca Kızılay Metrosu içinde bilgilendirme stantları ve Güvenpark’ta bulunan Sağlıklı Yaşam Aracı’nda da Halk Sağlığı Kurumu verem dispanserleri 2 gün boyunca verem (tüberküloz) hakkında vatandaşları bilgilendirecek.

(Goncagül Özcan / İHA)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da 15. Mezopotamya Tarım ve Hayvancılık Fuarı başladı Diyarbakır’da düzenlenen "15. Mezopotamya Tarım ve Hayvancılık Fuarı" kapılarını açtı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) ile Mezopotamya Fuarcılık tarafından organize edilen 15. Mezopotamya Tarım, Hayvancılık, Tavukçuluk ve Süt Endüstrisi Fuarı kapılarını açtı. Fuarın açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, bitkilerin ilk evcilleştirildiği, buğdayın kendi başına tohumlanmasından evcil kültürünün yapıldığı, hayvanların kültürünün yapıldığı ve yerleşik düzene geçildiği bir bölgeden bahsettiklerini belirterek, "Tarım, bu bölgede o kadar önemli. Bize düşen görevde bu tarımı, tarımın coğrafyasını, gastronomisini, turizmini geliştirmek. O günden bize kalan bu değeri gelecek kuşaklara aktarmak en önemli görevlerimizden biri olmalı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz, 15 yıldır fuarlarımızı düzenliyoruz ve tarımı pandemi dışında kesintisiz devam ettirdik. Geçen yıl 300 katılımcı, yaklaşık 100 yönetici ve 116 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptı tarım fuarımız. Bu yıl, Türkiye’nin tarım fuarında en iyi 5 fuarından biri oldu Diyarbakır Tarım Fuarı. Bu seneki katılımcı firma sayısı 322, yaklaşık 120 firma temsilcisi var. Ve hedefimiz 200 bin ziyaretçiye ulaşmak” dedi. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil ise, tarımın merkezi olan kadim Diyarbakır’da, tarım sektöründeki yenilikleri, gelişmeleri ve modernizasyonu, çiftçilere, üreticilere ve de tüm ilgililere tanıtılmasında Mezopotamya Tarım ve Hayvancılık Fuarının rolü oldukça önemli olduğunu dile getirdi. Dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen, Uluslararası ticarette önemli bir yeri olan fuarlar, binlerce satıcı ve alıcıyı bir araya getirerek büyük bir alış veriş potansiyeli oluşturduğunu aktaran Yeşil, "Mezopotamya Tarım Hayvancılık Fuarı da sadece Diyarbakır’ın değil bölgenin tarım, hayvancılık ve ticaretine önemli katkı sunmaktadır" şeklinde konuştu. Fuarda, jandarma personeli tanıtımlar yaparak cihazlar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Fuara; Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Doğan Hatun, Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanları Ahmet Türk ve Devrim Demir, Van Büyükşehir Başkanı Abdullah Zeydan, Erbil Valisi Omed Xoşnav, Erbil TSO Başkanı Gaılan Saeed Azeez, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda davetli ile çiftçi katıldı.
Kastamonu Atıl arazi seraya dönüştürüldü, öğrenciler tarımsal üretime başladı Kastamonu’da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından başlatılan projeyle öğrenciler, atıl vaziyetteki alanı temizleyerek sera üretimine başladı. Kastamonu’da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Kastamonu Orman ve Tarım İl Müdürlüğü ile Kastamonu İl Özel İdaresi’nin destekleriyle “Yeni Nesil Permakültür Tarım Yöntemiyle Ata Tohumuna Sahip Çıkıyor” projesi başlatıldı. Proje çerçevesinde Kastamonu’da merkez Kuzyaka İlkokulu ve Ortaokulu yanında bulunan atıl vaziyetteki alan, okul idaresi, öğretmen, veli ve öğrenciler tarafından temizlendi. Daha sonra proje ekibi, öğrencilerin velilerinden ata tohumu salatalık, biber, patlıcan, marul, salatalık, patates gibi tohumlar topladı. Toplanan tohumlar öğretmen ve öğrenciler tarafından hem seraya hem de oluşturulan bahçeliğe dikildi. Ayrıca sera ve bahçede tamamen organik kompostlar kullanılarak ata tohumları yetiştirildi. Yetiştirilen ata tohumları, hasat yapıldıktan sonra tekrar öğrencilerin ailelerine verilecek. Projeyle hem öğrencilerin organik beslenmeleri hem de ata tohumuna sahip çıkmaları amaçlanıyor. Kuzyaka İlkokulu ve Ortaokulu’nda hayata geçirilen proje alanını ziyaret eden Kastamonu Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, proje çerçevesinde yetiştirilecek ata tohumlarının diğer okullara da dağıtılmasını hedeflediklerini söyledi. “Öğrencilerimizi toprakla bir araya getirmek, stresi de en aza indirmek istiyoruz” Tarımın önemine dikkat çeken Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, “Bilindiği üzere tarım artık stratejik bir unsur. Biz de öğrencilerimizi mutlaka teknolojiyle buluşturuyoruz ama teknoloji ile buluştururken aynı zamanda dünyanın en önemli stratejik unsuru olan tarımı da ihmal etmemeleri için projeler hazırlıyoruz. Bugün de burada ‘termal kültür’ dediğimiz tamamen organik doğal bir şekilde sebzelerin ve meyvelerin yetiştirildiği bir alan oluşturdu öğretmenlerimiz. Bu alanın oluşturulması ile beraber öğrencilerimiz domatesin, salatalığın, biberin, fasulyenin, marulun nasıl yetiştirildiğini öğrenirken, aynı zamanda eğlenerek öğrenme faaliyeti gerçekleştiriyorlar. Dijital dünya içerisinde öğrencilerimiz ve velilerimiz dijital unsurlarla daha çok baş başa oluyorlar. Hem bu dijital unsurların zararlı etkilerinden korumak daha çok toprakla bir araya getirmek ve kendi bünyelerinde oluşan stresi de en aza indirmesi adına bu tür faaliyetlerin önemli olduğunu düşünüyoruz. Birçok sebzenin, birçok meyvenin üretimde hem açık alanda hem de sera ortamında yapılıyor. Burada tamamen organik kompostlar kullanılıyor. Bu kompostların elde edilmesinde de atık olan evsel ürünler burada değerlendiriliyor. Evsel ürünlerden yapılan kompost gübreleme ile de buradaki ürünler ortaya çıkıyor. Bu alanın oluşturulmasında paydaş kurumlarımızın destekleri de var. Tarım ve Orman İl Müdürümüze ve tüm ekibine çok teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu tür faaliyetlerin tüm okullarımızda yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Özellikle öğrencilerimizin de ata tohumlarını geleceğe taşımaları noktasında bu tür faaliyetler oldukça önem arz ediyor. Ata tohumunun geleceğe taşınmasında buradaki gençlerimiz büyük bir unsur olacaklar. Biz eğitime bütüncül olarak bakıyoruz. Eğitim-öğretim faaliyetlerini sadece akademik anlamdaki başarı değil, sosyal, sportif, kültürel ve tarımsal faaliyetlerinde eğitimin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Bu bütüncül anlayışla geleceğimiz olan gençleri Türkiye yüzyılında daha güçlü bir şekilde hazırlayacağız ve dünyayla rekabet edilebilir boyutunda da tüm dünyanın örnek gösterdiği gençler şeklinde yetiştireceğiz” dedi. “Doğada var olan ahşap, taş, kaya gibi ürünler kullanılarak oluşturduğumuz alanlarda tarım yapıyoruz” Kuzkaya Ortaokulu Özel Eğitim Öğretmeni aynı zamanda proje sorumlusu Müberra Kalafatoğlu ise, “Bu alan daha önce atıl olan bir alandı. Biz müdürümüz, müdür yardımcımız, proje ekibimiz, öğretmen arkadaşlarımızla beraber bu alanı temizleyip, düzenledik. Daha sonra yükseltilmiş bitki yatağımızı oluşturduk. Daha sonra İhsangazi Özel İdare’nin yardımıyla dağlardan yükseltilmiş bitki yatağımızın topraklarını getirdik. Yine Özel İdare’nin yardımıyla taşlar, parkeler getirip düzledik. Daha sonra Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün yardımıyla seramızı kurduk. Sonra da velilerimiz ve öğrencilerimiz ile ektiğimiz tohum keselerimizi hazırladık, velilerimize dağıttık. Velilerimiz yıllardır kullandıkları ata tohumlarını bizlere gönderdiler. Biz de zamanı geldikçe seramızda ve yükseltilmiş bitki yatağında bu tohumları kullanarak tarım alanları oluşturduk. Yine sonbaharda kullandığımız tohumları da keselerle birlikte velilerimize göndereceğiz. Projemizin temelinde permakültür tarım yöntemi yer almaktadır. Permakültür tarım yöntemine göre dışarıdan ücret ödeyerek bir şeyler kullanmak yerine doğada var olan ahşap, taş, kaya gibi ürünler kullanılarak alanlar oluşturuluyor. Biz de permakültür felsefesinde tarımımızı yapıyoruz, ata tohumumuz çoğaltarak, çevremize, köylerimize, diğer okullarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza dağıtmayı hedefliyoruz. Öğrencilerimize ata tohumunun önemini, hibrit tohumlar kadar verimli olmasa da, uzun vadede hastalıkların önüne geçecek bir organizasyon olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” diye konuştu. “Atıl vaziyetteki alanın taşlarını tek tek elimizle ayıkladık” Kuzyaka İlkokulu Müdür Yardımcısı ve Proje Sorumlusu İsmail Dereli de, “Amacımız burayı atıl durumdan, öğrencilerimizin kullanabileceği bir yaşam alanına çevirmekti. Bunu başardığımıza inanıyoruz. Kompost alanımızda ürettiğimiz gübreyle daha verimli bitki yetiştirme amacımıza ulaşmış durumdayız. Gelişmelerde çoğalarak devam ediyor. Burayı el birliğiyle yaptık. Bizler memnunuz, çocuklarımızda memnun, ayrıca güzel bir görsellikte kattık okulumuza. Marul, tere, yeşil soğan, sarımsak, fasulye, domates, salatalık, patates gibi ürünler ektik. Burasını atıl vaziyetteyken neredeyse tüm okulumuzla birlikte hep bir el vererek tek tek taşlarını ayıkladık ve temizledik. Bütün düzenlemelerini öğretmenlerimizle ve öğrencilerimizle birlikte yaptık” şekline konuştu. "Bunları ekerken, çok mutluluk yaşadım” Alanda üretim yapan öğrencilerden Ebrar Sirkecioğlu ise, “Birçok ürün ettik. Burayı el birliğiyle yaptık. Burası eksiden çamurlu bir alandı. Burayı yaparken, çok güzel şeyler hissettim. Bunları her geçen gün büyütüyoruz. Burası için çok uğraştık. Bunları ekerken, çok mutluluk yaşadım” ifadelerini kullandı.
Van Elite World Van Hotel, İranlı turizmcileri ağırladı Elite World Van Hotel, İran’ın farklı şehirlerinde hizmet veren acente temsilcileri ile tur operatörlerini ağırladı. Elite World Van Hotel, İranlı acente temsilcilerini ağırladı. Kentteki oteller tarafından düzenlenen info çerçevesinde Van’a gelen İranlı acente temsilcileri ile yemekte bir araya gelen Elite World Van Otel Genel Müdürü Oktay Aksoy, Satış Direktörü Salih Çiftçi ve Banket Müdürü Duygu Bekiroğlu Şen, otel hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Turizmin çok geniş yelpazeye sahip bir sektör olduğunu ifade eden Aksoy, “Amacımız İranlı acentelerin Van’ı tanımaları ve dolayısıyla Van’da konaklamalarını sağlamaktır. Bu üçüncü infomuz. Daha çok Tahran, Urmiye ve Tebriz bölgesinden acenteler geldi. Umarım bununla birlikte hem Van’ı hem de otelimizi tanıtıp, İranlı misafirlerimizin burada kalmalarını sağlayacağız” dedi. Üç günlük infoda İranlı turistlerin Van’ın ören yerlerini gezeceklerini belirten Aksoy, “Misafirlerimiz Akdamar Adası, Van Kalesi gibi ören yerlerini gezdi. Ayrıca kendilerine Van kahvaltısı ve Van’ın yöresel yemeklerini tanıma imkanı sunarak, Van’ı çok güzel bir şekilde tanımalarını sağladık. Ben bu infoda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Amaçlarının İranlı misafirleri 365 gün Van’da ağırlamak olduğuna dikkat çeken Aksoy, “İranlı misafirlerimizi burada ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Sonuçta Van’ın en büyük ekonomik kaynaklarından biri İranlı misafirler. Dolayısıyla burada kendilerine Van’ı tanıtmamız, onların burada konaklama yapmalarına yardımcı olmamız kentin tamamına olumlu yansıyacaktır” diye konuştu. İranlı acente yetkilileri de, böyle güzel bir organizasyonla Van’da olmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, emeği geçenlere teşekkür ettiler.