ÇEVRE - 22 Nisan 2023 Cumartesi 10:40

Bursa'da 6 değil 14 aktif fay hattı var

A
A
A
Bursa'da 6 değil 14 aktif fay hattı var

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gözler Büyük Marmara Depremine çevrildi. Bursa AFAD afet raporunda Bursa'nın depremselliği ile ilgili öne çıkan veriler dikkat çekti. Raporda il genelinde 6 olarak bilinen aktif fay sayısının 14 olarak belirtilmesi dikkat çekti. Ayrıca rapora göre, 650 bin konutun olduğu Bursa'da 2004 yılı öncesine ait riskli 200 bin bina bulunuyor.

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı uhdesinde Bursa AFAD Şube Müdürlüğü Bursa'da yaşanabilecek muhtemel afetler için çok detaylı bir rapor hazırladı. Farklı senaryoların uygulanıp sonuçlandırıldığı raporda tatbikatlardan, deprem sonrası toplanma yerlerine, oluşturulacak konteyner kentler, yaşanacak kayıplar ve yıkımlara kadar muhtemel detaylar yer aldı.

İşte Bursa'daki hareketli 14 fay

İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP)'na göre hazırlanan raporda Bursa ve çevre ilçeleri dahil olmak üzere bölgedeki hareketli faylar şu şekilde sıralandı. Rapora göre, Doğu Marmara Bölgesinde kuzey ve güney olmak üzere iki kola ayrılan Kuzey Anadolu Fay Sisteminin Geyve - İznik - Gemlik üzerinden Bandırma'ya kadar uzanan güney kolu 250 kilometre uzunlukta. Bu kol aynı doğrultuda uzanan ve sağ yönde sekmelerle birbirini tümleyen faylardan oluşuyor.

İznik-Mekece Fayı:
KAFS’ ın güney kolunun Mekece ile İznik Gölünün güney batısı arasında kalan bölümü İznik-Mekece Segmenti olarak adlandırılıyor. Bu segment Mekece doğusunda başlayıp fay boyunca Sakarya kıtasına ait farklı kaya türleri yan yana bulunuyor. Uzunluğu ise yaklaşık 100 kilometre.
Gemlik Fayı: Bu segment İznik Gölü ile Gemlik Körfezi arasında uzanıyor. Her iki ucu su altında olan bu fayın karadaki uzunluğu 22 kilometre. Su altı kesimiyle birlikte yaklaşık uzunluğu 40 kilometreye ulaşıyor.
Gençali Fayı: Gemlik güneyinde Kurşunlu-İznik Gölü arasında uzanıyor. Gençali Fayının uzunluğu ise 23 kilometre
Zeytinbağı Fayı: Mudanya ile Kocasu deltası arasında uzanıyor. Karada toplam uzunluğu 40 kilometre
İnegöl Fay Zonu: İnegöl Havzasını güney ve kuzey kenarından sınırlayan faylar havzanın genel geometrisi ile uyumlu KB-GD doğrultusunda uzanıyor. Uzunluğu ise 30 kilometreden fazla.
Oylat Fayı: İnegöl havzasını güneyden sınırlayan ve Uludağ-Domaniç Dağlarının kuzey kenarı boyunca zon oluşturan faylar, Oylat Fayı olarak tanımlanıyor. İnegöl Havzasının güneybatısı ile güneydoğusu arasında yer alan bu faylar bir birine paralel ancak kesintili parçalardan meydana gelen 2 ana kırıktan oluşuyor.
Bursa Fayı: Çekirge Burnu (Bursa) ile İnegöl Havzası arasında yaklaşık 40 kilometre boyunca uzanıyor. Uludağ ile Bursa Ovasını sınırlayan fay kavisli bir şekilde Uludağ’ın kuzey kenarını kontrol ediyor. Bursa fayının düşük açılı, kuzeye eğimli, normal bir fay olduğu belirtiliyor.
Uluabat Fayı: Mustafakemalpaşa ile doğuda Hasanağa arasında olan fay yaklaşık 50 kilometre uzunluğunda. Sağ yanal doğrultu atımlı olan Uluabat fayı Uluabat gölünün güneydoğusundan kıyıya paralel olarak uzanıyor ve doğu yönünde Hasanağa köyünden geçerek kuzeye doğru devam ediyor.
Mustafakemalpaşa Fayı: Fay, Bursa sınırları içerisinde Mustafakemalpaşa İlçe merkezi ve bu ilçeye bağlı Çaltıbükü beldesi arasında uzanıyor. Türkiye diri fay haritasında Manyas fayı zonu içerisin de değerlendiriliyor.
Orhaneli Fayı: Batıda Karıncalı Köyü kuzeybatısı ile doğuda Ağaçhisar Köyü doğusu arasında uzanan fay yaklaşık 30 kilometre uzunluğunda.
Uludağ Fayı: Uludağ'ı güneyden sınırlayan fay yaklaşık 22 kilometre uzunluğunda. Fay iki parçadan oluşuyor. Süleymaniye köyü ile Bağlı köyü kuzeydoğusu arasında kalan kuzeydeki parçası yaklaşık 7 kilometreye ulaşıyor. Bağlı köyünün kuzeydoğusunda başlayıp Uludağ’ın güney etekleri boyunca uzanan diğer bölümü ise yaklaşık 15 kilometreyi buluyor.
Barakfaki Fayı: Bursa Ovasının kuzey kenarı boyunca batıda Kazıklı kuzeyi ile doğuda Barakfaki köyleri arasında uzanıyor. Fayın haritalanabilen kesimi yaklaşık 13 kilometre.
Kaymakoba Fayı:
Bursa-Gönen çöküntü alanını kuzeyden sınırlayan fay yaklaşık 9 kilometre uzunluğunda ve doğu-batı doğrultusunda uzanıyor.
Karacabey Fayı: Marmara Denizi ile Karacabey arasında uzanan fayın toplam uzunluğu 29 kilometre.

Bursa'daki geçmiş depremler ve etkileri

AFAD' detaylı Bursa raporunda Bursa ve yakın çevresinde meydana gelmiş eski depremler ve etkileride yer alıyor. 1900 yılından önce bölgede yaşanan tüm geçmiş depremler hakkında ulaşılabilen tüm tarihsel kayıtları (Osmanlı imparatorluğu kayıtları) kullanılarak hem ulusal hem uluslararası çalışmaları araştıran Bursa AFAD'ın raporunda

KAFZ’nin Mudurnu’dan Bursa’ya kadar olan güney kolunun yaklaşık son 600 yıldır suskunluğunu koruduğu belirtiliyor. Son yıllarda artan etkinliği dışında, KAF’ ın Güney kolunun, Kuzey koluna göre genelde daha az etkin bir görünüm sergilediği buna karşın, Güney kol yaklaşık 100 kilometrelik boyu ile ve tarihte rapor edilmiş depremleri ile Marmara ve Bursa için potansiyel bir tehdit oluşturduğu belirtiliyor.
Yine raporda KAFZ’nin Güney kolunun 1419 yılında 7’den büyük bir deprem ürettiği, bununla birlikte, Bursa’nın batısında Uludağ’ın eteklerinden başlayıp, Uluabat Gölü’nün güneyinden geçen Uluabat Fayı’nın da, 1850 ve 1855 yıllarında Bursa’ya büyük zararlar verdiği bilinen depremlerin kaynağı olduğu belirtiliyor.
Bursa ve civarında meydana gelmiş tarihsel depremlerin hesaplanabilen tahmini büyüklüklerinin verildiği tablaya göre 1900 yılı öncesinde Bursa'da gerçekleşmiş depremler şöyle sıralanıyor:
15 Mart 1419 Depremi: Bursa Merkez ve İznik'teki şiddeti Mercalli cetveline göre 8 olarak kestiriliyor.
10 Mayıs 1556 Depremi: Edincik-Sarıköy fayı üzerinde ve 7.2 büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor.
28 Şubat 1855 Bursa Depremi: Merkez üssünün Uluabat Gölü’nün güneyinden geçen Uluabat fayı üzerinde olduğu ve en büyük hasarın gözlendiği zonun Kestel'den Akcalan'a kadar uzanan zon olduğu düşünülüyor. En fazla tahribat Ulu Cami civarında yaşanmış, Ulu Cami’nin 18 kubbesi, Başcı İbrahim Camii önündeki medrese, Tophane Camii’nin 7 kubbesi ve Molla Arap Camii yıkılmıştır. Uludağ eteklerinden kayalar düşmüştür.
11 Nisan 1855 Depremi: 1300 kişinin öldüğü, Mustafakemalpaşa’da yarıkların açıldığı depremin geniş bir alanda hissedildiği, artçı depremlerin Haziran ayına kadar devam ettiği, Bursa şehri dışında önemli bir hasar meydana gelmediğinden, depremin merkez üssünün şehir içinde, Uludağ eteklerini takip eden kırıklar üzerinde bulunduğu düşünülüyor.

18 Mart 1953 Yenice-Gönen Depremi: 5 bin den fazla binanın yıkılıp, bir o kadarı da oturulamaz hale geldiği 265 ölümün tespit edildiği belirtiliyor. 20 Şubat 1956 Eskişehir Depremi: İnegöl, Yenişehir ve İznik’te Mercalli cetveline göre 6 şiddetinde hissedildiği belirtiliyor. 18 Eylül 1963 Çınarcık Depremi: Armutlu, Mudanya ve Gemlik’te çok şiddetli, Mercalli cetveline göre 7 şiddetinde algılanmış ve Bursa’da hafif hasarlar meydana getirdiği belirtiliyor. 6 Ekim 1964 Manyas Depremi: Manyas, Mustafakemalpaşa ve Karacabey’de güçlü bir şekilde hissedildiği. Mustafakemalpaşa’nın yapı stoğunun yüzde 20’sinin ve Ulu Cami’nin şadırvanının bu depremde yıkıldığı aktarılıyor. 28 Mart 1970 Gediz Depremi: Merkez üssü Bursa havzasına 135 km uzaklıkta olmasına rağmen Tofaş Otomobil Fabrikası'nın kaba inşaatının tamamlanan bazı kısımlarında ağır hasarlar meydana getirdiği, Jeolojik, jeofizik ve yapı üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde hasarların zemin büyütmesi nedeni ile olduğu sonucuna varıldığı belirtiliyor.

17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi: Resmi kayıtlara göre Bursa’da 286 kişinin ölümüne sebep olduğu, 17 Ağustos depreminde yıkım ve can kayıpları daha çok Mudanya ve Güzelyalı gibi yerleşim alanlarında gözlendiği, Bursa Merkez havzasında ise hasarın düşük kaldığı belirtilmiş. AFAD'ın hazırladığı deprem raporunda deprem sonrasında oluşabilecek Tsunami tehlikesine de dikkat çekiliyor. Son 2 bin yılda Marmara’da rapor edilen Tsunami sayısı 30 olarak belirtilirken, 1509 depreminde İstanbul kıyılarında 6 metre civarında, 1894 depreminde ise 4-4.5 metre civarında Tsunami dalgası yüksekliği rapor ediliyor. Ayrıca raporda Marmara Denizi’nin kuzeyindeki Ana Marmara Fayı’nda veya Armutlu Fay’ında olabilecek büyük bir depremin Tsunami oluşturabileceği öngörülmediği belirtiliyor. Ayrıca raporda, Bursa genelinde Afet ve acil durum toplanma alanı sayısı 880 olarak belirtiliyor. Afet ve acil durumlar sonrasında geçici barınma merkezleri hazır olana kadar geçecek süre içerisinde paniği önlemek ve sağlıklı bilgi alışverişini sağlamak amacıyla halkın tehlikeli bölgeden uzaklaşarak toplanabileceği 880 güvenli alandan 538 tanesi Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım İlçelerinde bulunuyor. Bu sayı Büyükorhan'da 5, Gemlik'te 15, Gürsu 5, Harmancık 1, İnegöl 23, İznik 5, Karacabey 16, Keles 7, Mestel 7, Mudaya 8, Mustafakemalpaşa 19, Orhaneli 6, Orhangazi 6, Yenişehir 8 olarak belirtiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.