ASAYİŞ - 15 Eylül 2017 Cuma 14:35

Çağlayan Adliyesi'nde kavga!

A
A
A
Çağlayan Adliyesi'nde kavga!

Sarallar ve Şahinler olarak bilinen grupların aynı dosyada yargılandıkları duruşma sonrası İstanbul Adalet Sarayı karıştı.

 Yüzlerce polisin müdahale ettiği kavga adliye dışına taştı. Burhanettin Saral, uzun süre adliye karşısındaki bir binada bekletildikten sonra adamları tarafından adeta etten duvar örülerek aracıyla götürüldü.
Sarallar ve Şahinler olarak bilinen organize suç örgütü yönetici ve üyelerinin yargılandığı 74 sanıklı çete davasının görülmesine devam edildi. Sabah saatlerinden itibaren adliye binası içi ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi alınırken, taraflar gruplar halinde adliyeye giriş yaptı.

İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya aralarında Şahinler grubu lideri Sedat Şahin’in de bulunduğu tutuksuz sanıklar getirilirken, Sarallar grubu liderlerinden Burhanettin Saral ile Sedat Şahin’in oğlu Serkan Şahin’in de bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar salonda hazır bulundu. Hiçbir izleyici duruşma salonuna alınmazken, jandarmalar ve polis ekipleri iki grubun oturduğu yerin arasında adeta etten duvar örerek güvenlik önlemi aldı. Adliyeye girerken X-ray cihazından geçen tutuksuz sanıklar, duruşma salonu önünde bir kez daha arandı. Duruşma salonuna alınmayan izleyiciler ise adliye koridorundaki iki gruba ayrıldı. Emniyet güçleri Sarallar’ı koridorun sağ başında, Şahinler’i ise sol başında bekletip orta bölümde önlem aldı.

Sedat Şahin’in yeni iddianameye ilişkin ifadesi alındı

Duruşmanın başlamasının ardından mahkeme başkanı, 17 Mayıs'ta Beykoz'da bir villadaki operasyonda gözaltına alınan Sedat Şahin ve 2 adamı hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ateşli silah ve mermileri izinsiz olarak imal etme, nakletme, satma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından iddianame düzenlendiğini hatırlatarak, bu iddianamenin ana dosyayla birleştirildiğini belirtti. Mahkeme başkanı, operasyon yapılan villada iddianameye göre 2 adet lav silahı, 4 adet el bombası, 9 adet Kalaşnikof, 1’er adet Thompson ve M4 marka tüfek, 11 adet tabanca, 3 bin 900 farkı çapta fişek, bomba yapımında kullanılan malzemeler, susturucu, gece görüş dürbünü, sis ve ışık bombası ele geçirildiğini hatırlatarak, yeni iddianamede adı geçen Sedat Şahin ve 2 sanığın ifadesinin alınacağını söyledi.
Beykoz'daki villada ele geçirilen silahlardan yalnızca 2'sinin kendisine ait olduğunu söyleyen sanık Sedat Şahin, "Evde bulunan sahte evrakların bana ait olduğu doğrudur. Yıllar önce 20-30 bin TL para karşılığında yaptırdım ancak hiç kullanmadım. Evde ele geçirilen diğer silahlarla hiçbir alakam yoktur. Zaten ev bana ait değildir. Benim duruşma tarihim yaklaşıyordu. O nedenle duruşmadan birkaç gün önce İstanbul'a gelmiştim. Hem çocuklarımla hasret giderecektim hem de duruşmama katılacaktım. Kalabileceğim güvenli bir eve ihtiyacım vardı. Tahir Çerçi'nin kaldığı ev uygundu. İstanbul'a geldim ve çocuklarımı yanıma alıp Beykoz'daki o eve geçtim. Evde 2 gün kaldım. Ertesi gün çocukları gönderecektim. Silahları operasyondan bir gece önce öğrendim" şeklinde konuştu.

“Hayatımın üçte birini hapishanede geçirdim”

"Ben Sedat Şahin'im" diyen sanık Şahin, "Ben gayri resmi olarak anılan bir kimliğe sahibim. Bir avukat değilim ama bir stajyer avukat kadar hukuk bilgisine sahibim. Ceza yargılamasını bilirim. Aranan bir şahısım, her an yakalanabilirim. O nedenle silahlarla hakimiyetim olsa o silahları göndermez miyim? 54 yaşındayım, hayatımın üçte birini hapishanelerde geçirdim. Tahir Çerçi evine silahları koymuşsa ben bunu nereden bilebilirim? Düşman sahibi bir insanım, her an saldırıya maruz kalabilirim. O nedenle 2 silahım ve o sahte evrakları gittiğim yerlere götürürüm. Başta da söylediğim gibi duruşma için İstanbul'a gelmiştim. Duruşmanın gidişatına göre hareket edecektim" dedi.

Mahkeme başkanı Sedat Şahin'e, Beykoz'daki villada ele geçirilen Sarallar'a ait bilgilerin yer aldığı evrakların kendisine mi ait olduğunu sordu. Şahin bu soruya, "O bilgiler rahmetli babam ve benim tarafımdan temin edilmiştir. Düşmanımı tanımak benim en doğal hakkım. Bunu kendimin, çocuklarımın ve kuzenlerimin güvenliği için yapmak zorundayım" diye yanıt verdi.

“Ben o evde cephaneyle yatacağım öyle mi?”

İfadesine devam eden sanık Şahin, "Ben o evde kalacağım, orası bana ait olacak ve ben cephaneyle yatacağım öyle mi? Bu hayatın olağan akışına aykırı. Ben daha ağır davalardan yargılandım. Operasyon yapıldığı tarihte evde değildim. Gaffar diye bir emniyet müdürü var, kafayı bana takmış. Gaffar'ın ne yapacağını görmek istedim, kaçmadım. Gaffar'ın oyunlarına maruz kalmamak için tedbir aldım" dedi.
Duruşmada daha sonra diğer sanıklardan bazıları ve sanık avukatları söz aldı. Taleplere ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tahliye taleplerinin reddini istedi. Mahkeme heyeti, tüm tahliye taleplerini reddederek duruşmayı erteledi.

Duruşmanın sona ermesiyle birlikte adliye bir anda karıştı. Sarallar ve Şahinler'in beklediği koridorda iki grup birbirine girdi. Polis ekipleri tarafları güçlükle ayırarak ayrı ayrı kapılardan adliye dışına yönlendirdi. Ancak gruplar bu kez adliyenin içindeki Atrium alanında karşı karşıya geldi. Çevik Kuvvet polisleri süpürme olarak bilinen yöntemle grubu adliyeden çıkardı. Sarallar grubu adliyenin karşısındaki pembe binaya girerken, Şahinler grubu yakındaki bir mekanda bekledi. Çevik Kuvvet, Özel Harekat, Güvenlik Şube polisleri bu kez adliye önünde tampon bölge oluştururken, Akrep ve TOMA araçlarıyla olası bir olaya karşı polis köpeği de meydana getirildi. Yaklaşık yarım saat sonra buradaki bir binada bekletilen Burhanettin Saral, adamlarınca adeta etten duvar örülerek aracına bindirilerek götürüldü. 

Başak Akbulut - Murat Horoz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Asgari ücret tespit komisyonu kararı Resmi Gazete’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı asgari ücret tespit komisyonu kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2026 yılına ilişkin asgari ücret kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, işçinin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücreti, 1 Ocak 2026 - 31 Aralık 2026 tarihleri arasında bin 101 lira olarak belirlendi. Karara göre, Komisyon milli seviyede tek asgari ücret uygulanmasına karar verirken 2026 yılı Ocak-Aralık döneminde asgari ücret desteğinin aylık bin 270 lira olarak sürdürülmesi için desteğin kapsamı ile usul ve esaslarının yeniden belirlenmesi önerildi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Aralık’ta başladığı çalışmalarını 23 Aralık tarihine kadar sürdürdüğü, bu süreçte yapılan üç toplantı sonucunda kararın alındığı bildirildi. Karar, işçi temsilcilerinin toplantılara katılmamalarına karşılık, toplantıya katılan üyelerin oybirliğiyle alındı. Gerekçede, asgari ücretin ödenmesi zorunlu olan en düşük ücret olduğu vurgulanarak, Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca asgari ücretin bir pazarlık ücreti olmadığına dikkat çekildi. Komisyonun karar sürecinde işçilerin geçim şartları ile enflasyon hedefi başta olmak üzere çeşitli ekonomik göstergeleri değerlendirdiği ifade edildi. Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 11’inci maddesi kapsamında alınan kararın, 1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtildi.
Bayburt Eğitimde dijital dönüşüm Bayburt Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi’nin bilimle toplumu buluşturan "Bi’ Buluşma" etkinlikleri, "Eğitimde Büyük Gelişme: Dijital Dönüşüm" temasıyla devam etti. Milli Türk Talebe Birliği Bayburt İl Başkanlığı ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe, Bayburt Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sedat Maden konuk oldu. Eğitim dünyasının geleceğinin ve dijitalleşme sürecinin masaya yatırıldığı programa, akademik personel, öğrenciler ve paydaş kurum temsilcileri ilgi gösterdi. Eğitimin geleceği: Dijital dönüşüm Prof. Dr. Sedat Maden, gerçekleştirdiği sunumda teknolojinin eğitim sistemleri üzerindeki dönüştürücü gücünü ele aldı. Geleneksel eğitim yöntemlerinin dijital araçlarla nasıl harmanlandığını anlatan Maden, dijital dönüşümün bir seçenek değil, çağın gerektirdiği bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Yapay zeka, hibrit öğrenme modelleri ve dijital okuryazarlık gibi kritik başlıkların tartışıldığı sohbette, bu gelişimin öğrencilere ve öğretmenlere sunduğu fırsatlar değerlendirildi. "Bilimi toplumla buluşturmaya devam ediyoruz" Bilim İletişimi Ofisi yetkilileri, "Bi’ Buluşma" etkinliklerinin temel amacının akademik bilgiyi daha erişilebilir hale getirmek ve güncel meseleleri uzmanlarıyla tartışmak olduğunu belirtti. Programın sonunda, ev sahipliğinden dolayı MTTB Bayburt İl Başkanlığı’na, katkılarından dolayı Prof. Dr. Sedat Maden’e ve katılım sağlayan tüm paydaşlara teşekkür edildi. Etkinlik, katılımcıların sorularının yanıtlanması ve günün anısına çekilen fotoğraflarla sona erdi.
Bayburt Bayburt’ta Regaip Kandili coşkusu: Şehrin dört bir yanında manevi buluşma Üç ayların müjdeleyicisi Regaip Kandili, Bayburt İl Müftülüğü tarafından organize edilen çeşitli programlarla idrak edildi. Tarihi camilerden mahalle odalarına, öğrenci yurtlarından gençlik merkezlerine kadar toplumun tüm kesimleri bu mübarek gecenin maneviyatında birleşti. Tarihi Ulu Camii’nde Mevlid heyecanı Kandil kutlamalarının ana adresi tarihi Ulu Camii oldu. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Mevlid-i Şerif ile başlayan programda vatandaşlar camiye akın etti. İl Müftüsü Bayram Danacı, gecenin önemine binaen yaptığı konuşmada Üç Aylar ve Regaip Gecesi’nin faziletlerini anlattı. Duaların semaya yükseldiği gecede, İslam âleminin huzuru için el açıldı. Hanımlara özel kandil programları Müftülük, hanımlara yönelik faaliyetlerini şehrin farklı noktalarında eş zamanlı olarak sürdürdü: Velişaban Mahalle Odası: Müftü Bayram Danacı’nın eşi Aslı Danacı, Müftü Yardımcısı İlim Tatlı ve TDV Gençlik Kolları temsilcilerinin katılımıyla hanımlara özel manevi bir program gerçekleştirildi. Aile Yaşam Merkezi: Müftü Yardımcısı İlim Tatlı, Bayburt Belediyesi Aile Yaşam Merkezi’nde "Regaip Gecesinin Anlam ve Önemi" konulu bir konferans vererek katılımcıları bilgilendirdi. Diyanet Gençlik Merkezi: Kur’an kursu öğreticileri Gülsüm Özkan ve Yasemin Kuzu, hanımlarla bir araya gelerek üç ayların bereketini ve kulluk şuurunu paylaştı. Gençlerle gönül köprüsü Kandil maneviyatı öğrenci yurtlarına da taşındı. Müftü Yardımcısı Nurettin Akgül, KYK Bayburt Erkek Öğrenci Yurdu’nda üniversiteli gençlerle bir araya geldi. "Üç Aylar ve Kulluk Bilinci" üzerine yapılan sohbette, gençlerin manevi gelişimine yönelik önemli mesajlar verildi. Bayburt İl Müftülüğü yetkilileri, bu özel gecede toplumun her kesimine ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, etkinliklere katılan tüm vatandaşlara teşekkürlerini iletti.