ASAYİŞ - 26 Aralık 2025 Cuma 08:11

İstanbul merkezli 5 ilde yasadışı bahis operasyonu: 28 gözaltı

A
A
A
İstanbul merkezli 5 ilde yasadışı bahis operasyonu: 28 gözaltı

İstanbul merkezli 5 ilde düzenlenen yasa dışı bahis operasyonunda 28 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Zanlılara ait 48 milyon lira değerindeki mal varlıklarına el konuldu.


İstanbul merkezli 5 ilde düzenlenen yasa dışı bahis operasyonunda gözaltına alınan 28 şüpheliye ait 48 milyon lira değerindeki mal varlıklarına el konuldu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da "Zeytin 5.0 Projesiyle" çocuklar hem öğrendi hem üretti Manisa’nın Salihli ilçesinde Ticaret ve Sanayi Odası İlkokulu anasınıfı öğrencileri "Zeytin 5.0 Projesi" ile zeytinin ağaçtan sofraya uzanan yolculuğunu yaşayarak öğrenme fırsatı buldu. Manisa’nın Salihli ilçesinde bulunan Ticaret ve Sanayi Odası İlkokulu, anasınıfı öğrencileriyle yürüttüğü "Zeytin 5.0 Projesi" ile erken çocukluk eğitimine örnek bir çalışmaya imza attı. Proje kapsamında minik öğrenciler, zeytinin ağaçtan sofraya uzanan yolculuğunu yaşayarak öğrenme fırsatı buldu. Okul bahçesinde bulunan yaklaşık 35 zeytin ağacından öğrencilerin kendi elleriyle topladığı zeytinler, zeytinyağı fabrikasına götürüldü. Çocuklar, topladıkları zeytinlerin zeytinyağına dönüşme sürecini yerinde gözlemleyerek deneyimledi. Böylece zeytin, öğrencilerin hafızasında yalnızca bir besin değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak yer etti. Anasınıfı Öğretmeni Sadık Şentürk, projenin uzun soluklu olduğunu belirterek, "Bu yıl zeytin projesi yazdık. Bahçemizdeki zeytin ağaçlarının toplanması, bakımı, hasadı ve zeytinlerin zeytinyağı fabrikasına götürülmesi gibi tüm aşamaları çocuklarımızla birlikte yapıyoruz. Bir yıl boyunca zeytinle ilgili her şeyi yerinde görecekler. Yıl sonunda proje çıktılarımızı sergiyle paylaşmayı planlıyoruz. Elde edilen zeytinyağlarını satarak projeyi sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Zeytin, ölmez bir ağaçtır; çocuklarımızın buna sahip çıkmasını istiyoruz" dedi. Projenin yalnızca eğitimi değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve üretim bilincini de hedeflediğini vurgulayan Şentürk, çocukların erken yaşta doğaya ve emeğe saygı duymayı öğrendiğini ifade etti. Okul Müdürü Süleyman Sarı ise "Anasınıfı öğretmenlerimizin hazırladığı zeytin ve sıkım projesi kapsamında öğrencilerimizi zeytinyağı fabrikasına götürdük. Öğrencilerimiz zeytinyağının nasıl üretildiğini görerek ve yaşayarak öğrendi. Böylece zeytinin değerini daha iyi kavradılar. Projede emeği geçen öğretmenlerimiz Sadık Şentürk ve Duygu Yelken’e, velilerimize ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum" diye konuştu. Projenin paydaşları arasında yer alan Salihli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, zeytin ağaçlarının yetiştirilmesi, budanması, sulanması ve gübrelenmesi konularında teknik destek sağladı. Yürütülen çalışmalar sonucunda toplanan zeytinlerden 65 litre zeytinyağı elde edildi. Proje, çocuklara üretim kültürünü erken yaşta kazandırması açısından örnek gösteriliyor.
Ankara MİA’dan 100 yıl sonra yeniden yayımlanan istihbarat klasiği Milli İstihbarat Akademisi (MİA), "İstihbarat Tarihi Neşirleri" kapsamında Türk istihbarat düşüncesinin şekillenmesine ışık tutan önemli bir eseri yeniden yayımladı. Aralık 1925’te Hüseyin Rahmi Apak tarafından Osmanlıca harflerle kaleme alınan "Zamanımızda Casusluk ve Buna Karşı Mücadele" başlıklı çalışma, ilk basımının 100. yılında MİA öğretim üyesi Dr. Serhat Aslaner tarafından yayına hazırlanarak okuyucularla buluşturuldu. Eserde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde istihbarat yapılanmasının şekillenmesine rehberlik eden görüş ve değerlendirmeler, modern Türkçeye aktarılarak günümüz araştırmacı ve ilgililerinin erişimine sunuluyor. Yayın, Apak’ın Milli Amele Hizmetleri (MAH) ile ilişkisini ele alan bir giriş bölümüyle başlıyor; ardından orijinal metnin Latin harflerine aktarımı ve günümüz Türkçesine uyarlanmış versiyonu yer alıyor. Çalışma ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Arşivi’nden belgeler ve MİT Müzesi envanterindeki görsellerle de zenginleştirildi. Eser, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu takip eden yıllarda istihbarat teşkilatlanmasının temellerinin atıldığı dönemin entelektüel dünyasına dair ipuçları sunarken, Trablusgarp Harbi’nden Milli Mücadele’ye uzanan savaş yıllarının istihbarat düşüncesinin sistematikleşmesinde oynadığı role de dikkat çekiyor. Dönemin Moskova ataşemiliteri olan Rahmi Apak’ın kaleme aldığı çalışmada, I. Dünya Savaşı sonrası uluslararası konjonktürde istihbaratın kazandığı yeni roller ve teşkilatların artan sorumluluk alanları ele alınıyor. Eserde, istihbarat faaliyetlerinin yalnızca askeri alanla sınırlı olmayan ve geniş bir toplumsal bilinç gerektiren bir güvenlik alanına dönüştüğü vurgulanıyor. İki bölüm halinde hazırlanan eserin ilk kısmında casusluk faaliyetlerinin yapısı, istihbarat personelinin sahip olması gereken nitelikler, güvenli haberleşme ve bilgi güvenliği gibi başlıklar yer alıyor. İkinci bölüm ise istihbarata karşı koyma faaliyetlerini ayrıntılı biçimde ele alarak kamu kurumları ve toplumun farklı kesimlerinin bu süreçteki rolüne işaret ediyor. Fransızca, İngilizce, Almanca ve Rusça bilen Rahmi Apak’ın çalışması, dönemin temel kaynaklarına geniş yer veren referans yapısıyla da öne çıkıyor. Eserde özellikle 1905 Rus-Japon Savaşı’nda Japon istihbaratının oynadığı rol, dikkat çekici örneklerden biri olarak aktarılıyor. MİA tarafından yapılan bu yayın, Türk istihbarat tarihinin entelektüel arka planına ilişkin önemli bir başvuru kaynağının günümüze kazandırılması niteliği taşıyor.
Gaziantep Sosyal güvenlik kurumu başkanlığından gayrimenkul satış ilanı Sosyal Güvenlik Kurumu Gaziantep İl Müdürlüğü, mülkiyeti kuruma ait olan Oğuzeli ilçesindeki bazı gayrimenkullerin açık artırma usulü ile satılacağını açıkladı. Sosyal Güvenlik Kurumu Gaziantep İl Müdürlüğü, mülkiyeti kuruma ait olan Oğuzeli ilçesindeki konut alanı niteliği taşıyan bazı arsaların açık artırma usulü ile satılacağını açıkladı. Satışların, 12-23 Ocak 2026 tarihleri arasında ihale ile yapılacağı belirtildi. Konu ile ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yapılan açıklamada, "Mülkiyeti Kurumumuza ait olan aşağıdaki listede tapu bilgileri yazılı gayrimenkullerin, Sosyal Güvenlik Kurumu Taşınmazlarının Elektronik Ortamda Yapılacak Satışlarına İlişkin Yönetmelik maddelerine göre Kurum internet sitesinde yer alan Elektronik Satış Portalı üzerinden açık artırma usulü ile 12-23.01.2026 tarihleri arasında satış ihalesi yapılacaktır. Kurumumuz 2886 Devlet İhale Kanunu’na tabi olmayıp gayrimenkul satış ihalesini yapıp yapmamakta tamamen serbesttir. Satış ihalesi ile ilgili verilen bilgiler taahhüt niteliğinde olmayıp genel bilgi mahiyetindedir. İhaleye katılmak isteyenler, taşınmazın ihale dokümanını, e-Devlet Kapısı üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu Elektronik Satış Portalına giriş yaparak bedelsiz görebilir. Satın alınmak istenilen gayrimenkul için belirlenen teminat bedelinin nakit olması halinde tahsilata yetkili bankalara yatıracaklardır. Teminatın, teminat mektubu olması halinde, herhangi bir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne veya Sosyal Güvenlik Kurumu İnşaat ve Emlak Daire Başkanlığına başvuru bitiş tarihi mesai bitiminden önce teslim edilmesi zorunludur. Teminat olarak, Devlet İhale Kanunu ile Kamu İhale Kanunu’nda belirtilen tedavüldeki Türk parası, 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar tarafından verilen süresiz kesin teminat mektupları kabul edilir. Başka teminatlar kabul edilmez. Kurum, isteklilerin beyanlarını esas kabul edecek, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre ihaleye katılamayacak olanlar ve yasaklanmış kişilerde ihalenin kalması ve bu hususun tespiti halinde ihale iptal edilerek, bu kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır. Sosyal Güvenlik Kurumu Elektronik Satış Portalına e-Devlet ile https://sgk.gov.tr/ sitesinde ihaleler sekmesinde bulunan "Gayrimenkul Satış İhaleleri" içerisinde yer alan https://net.sgk.gov.tr/EIhale/ adresine giriş yapılarak ihaleye başvuru yapılabilir. İhale başvuru bitiş tarihinden sonra başvuru yapılamaz. İhale bedeli peşin olarak Kurum hesaplarına yatırılacaktır. Daha fazla bilgi almak isteyenler Kuruma ait 0312 585 6135-0312 585 6160-0312 585 6123-0312 585 6134 numaralı telefonlardan bilgi alabilirler" ifadelerine yer verildi.
Kocaeli Kadın yolcu ile taksicinin hizmet bedeli tartışması: "Haram olsun" diyerek araçtan indi Taksilerde kredi kartıyla yapılan ödemelerde POS cihazları üzerinden alınan "hizmet bedeli" yolcular ile sürücüleri karşı karşıya getiriyor. Kocaeli’de bir yolcunun ek ücret tepkisi cep telefonu kamerasına yansırken, komisyonun kendilerine değil finans kuruluşlarına gittiğini belirten taksici esnafı, ek maliyetle karşılaşmak istemeyen yolcular için nakit ödeme dışında bir seçenek kalmadığını vurguladı. Kartla ödeme sırasında POS cihazları tarafından eklenen hizmet bedeli, yolcuların tepkisini çekmeye devam ediyor. Son olarak Kocaeli’de yaşanan olayda kadın yolcu, kredi kartıyla ödeme yaptığı sırada taksimetre tutarına eklenen hizmet bedeline tepki gösterdi. Yaşanan gerginliği cep telefonuyla kaydeden yolcu, akaryakıt istasyonlarında böyle bir uygulamanın olmadığını belirterek duruma tepki gösterdi. Sürücünün ise söz konusu ücretin sistem tarafından otomatik eklendiğini belirtmesi üzerine yolcu, "Haram olsun" diyerek araçtan ayrıldı. Taksiciler, müşterinin bu bedelden kaçınmasının tek yolunun nakit ödeme yapmak olduğunu belirtti. Kamu kurumlarından başlayarak yayılan bu uygulamanın, Ödeal’a ait TaksidePOS gibi yaygın kullanılan sistemlerde aktif olduğu kaydedildi. "22 TL işlem ücretini TaksidePOS kendi koyuyor" Dijital ödeme sistemindeki işleyişi POS cihazı üzerinden uygulamalı olarak gösteren bir taksi sürücüsü, aracı kurumların komisyon politikasını şu sözlerle aktardı: "Ben POS cihazına 200 TL giriyorum, 22 TL işlem ücretini TaksidePOS kendi koyuyor. Bunun benimle bir alakası yok. Bu, POS cihazı şirketinin koymuş olduğu bir komisyon. Bu komisyonu kendi cebimden ödeyecek halim yok. Bu kredi kartı komisyonu değil. Zaten banka komisyonu bizden kesiliyor. 22 TL olan ilave komisyon tutarı, TaksidePOS ve benzer şirketlerin kendi komisyonu." "Sistemdeki boşluk kullanılıyor" 13 yıldır taksicilik yapan Hakan Peçe, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, dijital ödeme sistemlerindeki işleyişi anlattı. POS cihazı üzerinden uygulamalı gösterim yapan Peçe, taksimetreye girilen tutarın üzerine sistemin otomatik olarak fark eklediğini söyledi. Peçe, "TaksidePOS gibi POS cihazları var. Bunlar hizmet bedeliyle çalışıyor ve bu hizmet bedeli doğrudan müşteriye yansıtılıyor. Ortalama olarak yüzde 10 civarında bir fark söz konusu. Bu uygulama yaklaşık 4 yıl önce, bazı kurumların kredi kartı ödemelerinde komisyon almaya başlamasıyla ortaya çıktı. Daha sonra belediyelere ve toplu taşıma araçlarına da yayıldı. Ancak burada şehirden şehre farklılıklar var. En yüksek oran İstanbul’da. Örneğin İstanbul’da 35 TL olan bir ücret, kredi kartıyla ödendiğinde 50 TL’ye çıkabiliyor. Bu da yaklaşık yüzde 42’ye denk geliyor. Kocaeli ve Sakarya’da oranlar genelde aynı, yaklaşık yüzde 10 civarında. Taksilerde sistem genelde her yerde aynı. Araç muayene istasyonlarında da aynı durum var. Sistemdeki boşluk kullanılıyor. Kamu kurumları, belediyeler bu işlemi başlatınca finans kurumları da buna dahil oldu. Kanunen yaptırımı nedir ve ya engellenebilir mi bilmiyorum" dedi. "Biz herhangi bir şekilde fiyat hesaplayıp üzerine ekleme yapmıyoruz" Peçe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Piyasada çok bilinen POS firmaları bu şekilde çalışıyor. Taksiye bindiğinizde camlarda ya da POS cihazlarının üzerinde bu firmaların isimlerini görmek mümkün. Ancak burada özel isim vermek istemiyorum. Şunu özellikle vurgulamak isterim, bu farklar kesinlikle taksicinin cebine girmiyor. Biz herhangi bir şekilde fiyat hesaplayıp üzerine ekleme yapmıyoruz. Taksimetrede yazan ücret neyse, POS cihazına da aynen o tutarı giriyoruz. Örneğin taksi ücreti 170 TL ise ben POS’a 170 TL yazıyorum. Ancak müşteri kartını okuttuğu anda, sistem otomatik olarak farkı ekliyor ve toplam tutar müşterinin kartına bu şekilde yansıyor. Bu fark POS cihazının alt satırında otomatik olarak görünüyor." Taksicilerin banka POS’u yerine bu cihazlara yönelme nedenine de değinen Peçe, bankaların yüksek aylık kullanım ücretleri ve faiz oranları nedeniyle finansal kurumlara ait POS cihazlarının esnaf arasında yaygınlaştığını, ancak bu sistemde maliyetin "hizmet bedeli" adı altında yolcuya yansıtıldığını sözlerine ekledi. "Şu an için müşterinin bu farktan kaçınmasının tek yolu nakit ödeme yapmak" Bu sistemin taksiciler arasında yaklaşık iki yıldır yaygınlaştığını ifade eden Hakan Peçe, "Daha önce böyle bir uygulama yoktu. Ben de geçen yıla kadar banka POS cihazı kullanıyordum. Ancak faizlerin ciddi şekilde yükselmesiyle birlikte finans kurumlarının sunduğu POS sistemlerine geçtik. Ondan önce bu şekilde otomatik fark yansıtan bir sistemle karşılaşmamıştım. Şu an için müşterinin bu farktan kaçınmasının tek yolu nakit ödeme yapmak. Kredi kartı ya da başka bir dijital ödeme yöntemi kullanıldığında mutlaka bir fark ödeniyor. Taksi çağırma uygulamalarında da benzer şekilde hizmet bedelleri, gecikme ücretleri ya da farklı kalemler bulunuyor. Oralarda da sistem puanlama ve hizmet bedeli üzerinden işliyor" ifadelerini kullandı.