ÇEVRE - 18 Kasım 2020 Çarşamba 09:38

Çanlar Sapanca Gölü için çalıyor, su seviyesi kritik noktada

A
A
A
Çanlar Sapanca Gölü için çalıyor, su seviyesi kritik noktada

Sakarya ile Kocaeli’nin içme suyunu karşılayan ve suyu giderek çekilen Sapanca Gölü, kendisini ziyarete gelenleri şaşırtıyor. Gölde su miktarı kritik seviye olan 30,62 kot’a kadar düştü. Su seviyesinin azaldığı göl ile ilgili yetkililerin nasıl bir işlem yapacağı merak konusu oldu.

Sakarya ile Kocaeli illerinin içme suyu ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü’nde tehlike giderek artıyor. Gölde su miktarı, 32,5 metre kotundan 30,62 metre kotuna geriledi. Su ihtiyacının artması, gölü besleyen dere, kaynak sularını işletme haklarına sahip şirketlerin çok olması ve kış aylarına girilmesine rağmen yağışların başlamaması göldeki su seviyesini giderek düşürdü. Uzun zamandır Sapanca Gölü’ne gelmemiş vatandaşlar ise gölün sahil şeridindeki çekilmeyi görünce şaşkınlıklarını gizleyemedi. Göldeki yosunlaşma dikkatlerden kaçmazken çekilen suyla insanların göle attıkları atıklar gün yüzüne çıktı. Sapanca Gölünün son halini gören vatandaşlar ise durumdan şikayetçi oldu. Kritik noktada olan gölün seviyesi ile ilgili yetkilerin yapacağı işlemler ise merak konusu oldu.

Çanlar Sapanca Gölü için çalıyor, su seviyesi kritik noktada

Sapanca Gölü’nün kıymetini bilmemiz gerekiyor

Sapanca Gölü kenarında bulunan piknik alanında ailesi ile zaman geçirmeye gelen Hakan Yavuz, “Sapanca Gölü harika bir göldür. Türkiye'nin nadide göllerinden bir tanesidir. İçme suyu olarak Sakarya ve hatta İzmit Kocaeli'ye da hitap etmektedir. Ne var ki Sapanca'ya fazla yüklenilmektedir. Bunu sebeplerinden bir tanesi ise fabrikaların buradan çok su çekmeleri hatta aldığımız duyumlara göre de su satan firmaların yetmediği zaman gölden su aldıkları duyumlarını alıyoruz. Sapanca Gölü'nü bizim kıymetini bilmemiz gerekiyor. Niye bilmemiz gerekiyor eskiden çocukluğumuzda bir çeşmelerinden kana kana su içerdik şimdi çeşmelerden su içilmesini tavsiye ediyorlar fakat hala biz evlerimize içme suyunu damacanalarla alıyoruz. Bu acı bir gerçektir ileride bu Sapanca Gölü gerçekten içilemeyecek hatta musluktan akan su ile belki de bulaşıklar dahi yıkananayacak duruma gelecektir” dedi.

Çanlar Sapanca Gölü için çalıyor, su seviyesi kritik noktada

Fabrikaların çektikleri su, gölün seviyesinin düşmesine neden oldu

Sapanca Gölü’nde meydana gelen çekilme olayının kuraklığın yanı sıra fabrikaların bilinçsizce su çekmeleri olduğunu belirten Yavuz, “Evet, bir çekilme var bu tabiat olaylarıyla ilgili bir olay tabii ki yağmurların fazla yağmaması bunun için çok büyük bir etken ama gölün de kendi kendini yenilemesi gerekiyor. İlk önce gölün dolu olması gerekiyor ki kendi kendine yenileyebilsin. Fakat fabrikaların çektikleri su gölün seviyesinin düşmesine neden oldu. Bugün bizler yarın çocuklarımız var, çocuklarımız şu anda damacanalardan içiyor suyu. Allah korusun bu damacanalarla bir gün suyu da bulamayacak hale geleceğiz. Onun için elimizdeki değerlerin çok kıymetini bilmemiz gerekiyor her şeyin başı eğitim. İnsanlarımız gerçekten çok bilinçsiz bir şekilde buraya geldikleri zaman pikniğe, eşyaları pisliklerini buraya bırakıp gidiyorlar sanki ertesi günü tekrar buraya gelmeyecekmiş gibi. Lütfen buraya geldiğiniz zaman etrafımızda pislik varsa alıp çöpe atalım lütfen çöplerimizi atmayalım bu bir insanlıktır. Bakın başka Sapanca yok Sapanca Adapazarı'nda bir tane var Türkiye'de bir tane var ve bu güzide olan yerlerin lütfen kıymetini bilelim” diye konuştu.

Su çekilince insanların pislikleri ortaya çıktı

Sapanca Gölü kıyısında esnaflık yapan ve suyun çekilmesi sonrasında gölde biriken pisliklerin ortaya çıktığını ifade eden Murat Çakır, “Burada esnafım, yıllardır buradayım. Yola kadar gelen göl şu anda bu seviyelerde ne olacak hiç bilmiyorum. Bunun nedenini neye bağlıyorum. Kuraklık, insanların bilinçsiz su çekmesi bu ileride sıkıntı çekeceğimiz anlamına geliyor ama şu an için yetkililer ne yapıyor bilmiyorum bir an önce el atılması gerekiyor. Sapanca Gölü sayılı içme su kaynaklarından biri Kocaeli, Sakarya bu gölden su alıyor. Fabrikaların bilinçsiz olarak kendi çıkarları için buradan su alması ileride bizim kuraklık ve sıkıntı çekmemize yol açacak. Bu göl kendi kendini temizleyebilen bir göl, Sapanca Gölü’nün 14 adet pınarı var. Bu böyle giderse ne olacak ne bitecek bunu düşünüyorlar mı? Planlıyorlar mı? Bilmiyorum. Su çekilince de insanların pislikleri ortaya çıktı. Buraya gelen turistler buranın ne kadar pis olduğunu görünce gelmek istemeyecekler. Gerçekten baya pislik var insanlarımızdan doğayı kirletmemeleri konusunda anlayış göstermelerini istiyorum” şeklinde konuştu.

Burak Can Tokyürek - Orkun Kaya
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.