POLİTİKA - 29 Mart 2019 Cuma 14:51

Çavuşoğlu'ndan S-400 açıklaması

A
A
A
Çavuşoğlu'ndan S-400 açıklaması

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Rusya ile bir anlaşma imzaladık. Bu anlaşma geçerlidir ve şimdi teslimat ne zaman olacak bunu konuşuyoruz. İki ülke arasındaki anlaşmaya üçüncü bir ülkenin karşı çıkması ve başka türlü karar alması uluslararası hukuka aykırıdır. 'Ben böyle istiyorum böyle olacak' artık geçerli olmadığını bütün dünyanın görmesi gerekiyor. Bu anlaşmaya bağlıyız. Üçüncü bir ülkeye verme, satma gibi bir şey yok. Kendi ihtiyacımız için alıyoruz" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde bir araya geldi. Çavuşoğlu ve Lavrov daha sonra heyetlerarası Türkiye-Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu toplantısı ve 2019-2020 yılını kapsayan istişareler protokolü imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. İmzanın ardından değerlendirmelerde bulunan ve soruları cevaplayan Mevlüt Çavuşoğlu, Ortak Stratejik Planlama Grubu Toplantısı'nın 7'ncisini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Lavrov ile her fırsatta bir araya geldiklerini aktaran Çavuşoğlu, "Bölgesel konuları değerlendiriyoruz. İlişkilerimizin kurumsallaşan çerçevesinden yılda bir defa bu toplantıyı yapıyoruz. Tüm ilişkilerimizi birlikte ele almak ve bakanlıklar olarak bunun koordinasyonunu sağlamayı planlamak ve üst düzeyli konsey toplantılarının hazırlıklarını yapmak bu toplantının temel amacıdır. 8 Nisan'da Rusya'da liderlerin eş başkanlığında bir toplantı gerçekleştireceğiz. Birçok konu ele alınacak.

Bu toplantıda bunun da hazırlığını yaptık. Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan Karma Ekonomik Komisyonu'nun eş başkanlığına getirildi. Zirve öncesi Rusya'ya giderek hazırlıklarını yapacak. İlişkilerin gelişmesinden mutluyuz. Rusya'dan Türkiye'ye gelen turist artışını görmekten mutluluk duyuyoruz. Vize konusunda birlikte çalışıyoruz. Resmi pasaport sahipleri ve tır şoförlerine yönelik vize kolaylığı konusunda Putin belge imzalamıştı. Beklentimiz vatandaşlarımıza vizenin tamamen kaldırılması" dedi.

"100 milyar dolarlık ticaret hacmi"

Bölgesel konularda işbirliğini güçlendirdiklerinin altını çizen Mevlüt Çavuşoğlu, "Sadece Suriye ve belli ülkeler değil, Orta Doğu ve Kafkaslar dahil birçok alanda istişare yaptık. Birçok alanda istişare yapıyoruz. İki ülke arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi var. Geçen yıl ticaret hacmimiz yüzde 14 arttı. Bu hedefimiz için umut verici" ifadelerini kullandı.

Golan Tepeleri açıklaması

Rus bir gazetecinin ABD'nin Golan Tepeleri'ne yönelik kararı sorulan Çavuşoğlu, "Biz, Trump bu belgeyi imzaladıktan hemen sonra açıklamamızı ve tepkimizi gösterdik. Böyle bir kararı tanımıyoruz. Uluslararası hukuka aykırıdır. Buralar Suriye topraklarıdır. Bir devlet ben istedim diye böyle olacak dediği zaman o kararlar uluslararası alanda meşru olacak diye bir kaide yok. Seçim öncesi Netanyahu'ya destek çıkmak için bu karar alındı. Oldubittilerle maalesef bölgenin istikrarını olumsuz etkiliyorlar. Huzursuzluk ve kaos oluşturuyor. Türkiye olarak bu belgeye karşıyız" açıklamasını yaptı.

Astana süreci

Suriye'deki Anayasa Komitesi'ndeki gelişmeler konusundaki soruya Çavuşoğlu, şu cevabı verdi:

"Bu konuda siyasi süreç çok önemli. Anayasa Komisyonunun kurulması aşamasında Astana süreci önemlidir. Astana süreci olmasıydı Cenevre sürecinden bahsedilemezdi. Cenevre'yi ayakta tutan Astana'dır. Birkaç isim konusunda çalışmalar sürdürülüyor. Önümüzdeki süreçte bir araya gelip bu komisyonun kurulduğunu açıklayabiliriz."

"S-400 açıklaması"

Türkiye'nin Rusya'dan alacağı S-400 hava savunma sistemi konusunda ABD'nin verdiği tepkiler sonrası Türkiye'nin nasıl bir süreç izleyeceği sorulan Çavuşoğlu, "Biz Rusya ile bir anlaşmaya vardık. Türkiye'nin hava savunma sistemine ihtiyacı vardı. Birçok ülkeyle müzakere yaptık. Bazı ülkeler veremedi, vermek istemedi. Rusya ile bir anlaşma imzaladık.

Bu anlaşma geçerlidir ve şimdi teslimat ne zaman olacak bunu konuşuyoruz. İki ülke arasındaki anlaşmaya üçüncü bir ülkenin karşı çıkması ve başka türlü karar alması uluslararası hukuka aykırıdır. 'Ben böyle istiyorum böyle olacak' artık geçerli olmadığını bütün dünyanın görmesi gerekiyor. Bu anlaşmaya bağlıyız. Üçüncü bir ülkeye verme, satma gibi bir şey yok. Kendi ihtiyacımız için alıyoruz. Rusya istediği zaman üçüncü bir ülkeye istediği zaman satabilir.

Niye ben alacağım ürünü üçüncü bir ülkeye vereyim? F-35'i Türkiye ortaklarından biridir. Bazı parçaları Türkiye üretiliyor. Türkiye yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Çok taraflı bir projedir. ABD'den çelişkili açıklamalar geliyor. Trump'ın Cumhurbaşkanımıza söylediği açık ve kayıttadır. Bu karmaşada herkes farklı şeyler sürüyor. Bir gerçek var ki Türkiye Cumhuriyeti'nin Rusya ile S400 konusundaki anlaşması geçerlidir" değerlendirmesini yaptı.

"Boşluğu terör örgütleri değerlendirmemeli"

Suriye'de YPG'nin elindeki silahların hatırlatılması üzerine Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin orada işbirliği yaptığını söyledi. ABD'nin terör örgütlerine çok silah verdiğini aktaran Mevlüt Çavuşoğlu, "O silahları geri alacaklarını söylediler. Şimdi bazılarını alamayacaklarını söylüyor. YPG/PKK bu silahların önemli bir kısmını sattı. Bazıları Türkiye'de yakalandı. PKK/YPG bu bölgede olduğu sürece komşu ülkelerin ve Suriye'nin güven içinde olduğu söylenemez. Suriye'nin toprak bütünlüğü tehdit altındadır. Bunların amacı Suriye'yi bölmektir. Koalisyon bunları cesaretlendirmiştir.

ABD'nin çekilme kararının ardından güvenli bölge nasıl olur ve buralarda nasıl çalışacağız, bu kararı alan ABD ile görüşüyoruz. Aynı zamanda Rus ortaklarımız ile bu konuları koordine ediyoruz, birlikte çalışıyoruz. Türkiye ve Rusya'nın Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılığı ortadadır. ABD'nin çekilme kararının ardından bir eylem planının olmadığını görüyoruz. ABD'den bu konuda da farklı ve çelişkili açıklamalar geliyor. Süreci birlikte koordine etmek durumundayız. Boşluğu terör örgütleri değerlendirmemeli" diye konuştu.

"ABD'nin çekilmesi bölge için önemlidir"

Suriye topraklarındaki İdlib konusunda Rusya ile imzaladıkları mutabakatın geçerli olduğunun altını çizen Bakan Çavuşoğlu, "Sahada uygulanması için sahada arkadaşlarımız çalışıyor. Ortak devriye dahil aşamalı olarak sahadaki işbirliğini somut bir şekilde görülüyor. İdlib mutabakatını başarılı şekilde uygulamak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Ama özellikle son zamanda rejimin saldırıları arttı. Rejimin bu saldırıları durdurması gerekiyor. Siviller de ölüyor, ateşkesi tam olarak tesis etmemiz lazım. Birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Biz Astana garantörleri olarak herkesten daha fazla Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Suriye'nin kuzeyi de Golan Tepeleri de Suriye'nin topraklarıdır.

Şu andaki rejim ile ilişkilerimiz malum ama buralar Suriye halkının ve Suriye devletinindir. Rejimin başında o olmuş, bu olmuş bunu değiştirmez. Rejim buraya dönecekse ABD çekilmem diyor. ABD'nin çekilmesi bölge için önemlidir. Bu konuları sadece ABD ile değil ortaklarımız ile de koordine ediyoruz. Güvenli bölge fikri Türkiye'nin güvenliği çok önemlidir. Bu bölgede güvenli bölge olmazsa rejimin eline geçerse ayrı bir kaos doğar. Geçici tedbirler Suriye'nin geleceğini tehdit etmez, etmemelidir" dedi.

Cemal Kaşıkçı cinayeti

İstanbul'da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini işleyenlerin açık şeffaf yargılanması talebinin yerinde olduğuna değinen Çavuşoğlu, "Biz bütün bilgileri paylaştık. Bizim açımızdan problem yok. Suudi Arabistan ile de paylaştık. Ama Suudiler tarafından bize bilgi verilmedi. BM'nin böyle bir açıklama yapması doğrudur. Herkesin yargılama süreci hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor" açıklamasını yaptı.

"Ticaret hacmimiz istikrarlı şekilde artarak devam ediyor"

Rus Bakan Sergey Lavrov, bakanlıklar arasında yıllık istişareler programı kapsamında çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Önlerindeki üst düzey işbirliği toplantısı kapsamında Putin ve Erdoğan’ın programına hazırlık mahiyetinde bu toplantıyı yaptıklarını dile getiren Lavrov, "Bu zirve Rusya’nın başkentinde yapılacak. Çalışmalar güzel bir tempoda devam ediyor. Türkiye, Rus Toplumsal Forumu yapılacak. Ticaret hacmimiz istikrarlı şekilde artarak devam ediyor.

İki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşacağız. Türk akımı olsun, nükleer santral olsun bütün bu projeler bizim belirlediğimiz takvim kapsamında devam ediyor. Zamanında devreye alınacaktır. Askeri, savunma işbirliği konularını ele aldık. Hali hazırda S-400 savunma sistemlerinin tedariki konusunda çalışmaları memnuniyetle takip ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

2017’ye göre Türkiye’ye giden Rus turist sayısında yüzde 25 artış olduğunu kaydeden Lavrov, vatandaşlarının güvenliğini sağlayan Türkiye’ye teşekkür etti.

Vize serbestisi konusuna da değinen Sergey Lavrov, "Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yakın zamanda hususi, görev pasaport sahibi ve profesyonel sürücülere vize muafiyeti üzerine çalışıyoruz. Türkiye’ye gelen veya yaşayan vatandaşlarımıza ibadet imkanı sağlayan Türkiye’ye minnettarız" dedi.

"Suriye'de ortak çalışmamız devam ediyor"

Öncelikli ele aldıkları konulardan birinin Suriye olduğunu aktaran Lavrov, "2254 sayılı BM kararı kapsamında çalışmaların devam ettirilmesinden yanayız. Buradaki kararların etkin şekilde uygulanmasını bekliyoruz. Astana Formatı kapsamında Türkiye, Rusya, İran aktif olarak çalışıyoruz. Astana Formatı çözüme katkı sağlıyor. Bu formata engel olmak isteyenler de var ama anayasa komisyonu kurulması çalışmalarını hızlandırdık.

BM, Suriye hükümeti ve muhalefetle işbirliği içinde bu çalışmaları yürütüyoruz. Anayasa komitesinin kurulmuş olması Cenevre sürecinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Mültecilerin barış içinde ülkelerine dönebilmesi önemli. Beşeri ortamın iyileştirilmesi önem arz ediyor. Askerden arındırılmış bölge çalışmaları devam ediyor. Suriye arazisinde terörizmin ortadan kaldırılması için müşterek çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuştu.

Golan Tepeleri açıklaması

ABD’nin Golan Tepeleri kararını değerlendiren Rus Bakan Lavrov, "Bu adımı İsrail’deki seçimler kapsamında değerlendiriliyor ama bunun başka bir boyutu var. Öyle hissediyorum ki, bu bilinçli olarak, 'Ben her şeyi yaparım' gösterisidir. Bu gösteri ultimatom ve tehditle yapılan şey bu bir nevi yeni bir aracı dış politikada uyguladığı ABD’nin. Bu tür ilişkileri uluslararası hukuka aykırı. Burada düşünülebilen uluslararası ilişkiler ilkesi ihlal edilmekte ve çiğnenmekte. Güvenlik Konseyi’nin Orta Doğu çözüm sürecinin Golan Tepeleri kararına aykırı bir davranıştır" açıklamasını yaptı.

"Herhangi bir komşu devre dışı bırakılamaz"

ABD’nin Suriye’den çekileceği ve diğer bölgelerin durumu için açıklama yapan Lavrov, "Biz Türk meslektaşlarımızla bu konuyu ele alıyoruz. Suriye’nin kuzeydoğusuyla ilgili ortak yaklaşımımız var. Bunu Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyarak ve Türkiye’nin de güvenliğini göz önünde bulundurarak yapmamız gerekir. Türkiye ile Suriye arasındaki sınırdan bahsediyoruz. Komşulardan birinin burada devre dışı bırakılması mümkün değil. Adana Sözleşmesi güzel bir alt yapı.

Fırat’ın doğusunda olup bitenlerle ilgili ABD çekildiğini söyledi ama henüz çekilmedi. Orada oluşmuş durumu, ABD’nin girmesinden önceki duruma döndürmek gerekir. Araplar yaşadıkları topraklara dönmeleri gerekmektedir. Bu 2254 BM kararı kapsamındaki alınan karardı ve bu şekilde uygulamış oluruz" ifadelerine yer verdi.  

İsa Akar-Mustafa Bürge


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde NÖHÜ Teknopark firmasına uluslararası yarışmada ikincilik ödülü Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yer alan Azerbaycan İnovasyon Merkezi’nde, Azerbaycan Ekonomik Reformlar ve İletişim Analiz Merkezi (CAERC) Enterprise Azerbaijan portalı tarafından düzenlenen Yeşil ve Dijital İpek Yolu Uluslararası Hızlandırma Programı kapsamında gerçekleştirilen yarışmada, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Teknopark A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren şirket, satışta olan Smart Bin isimli ürünüyle ikincilik elde etti. Şirket Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı, aynı zamanda Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur, şirketi temsilen yarışmaya katıldı. 32 finalist arasından son aşamaya kalan 7 proje içinde yer alan Smart Bin, ödül töreninde sahneye çıkarak jüri ve katılımcılara sunuldu. Smart Bin’in ilk 7 proje arasında yer alması ve ikincilik başarısı, Türkiye adına önemli bir görünürlük sağladı. "Yeşil dijital teknolojiyi güçlendiren yenilikçi bir ürün" Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Teknopark bünyesinde geliştirilen Smart Bin; yeşil ve dijital teknoloji entegrasyonu, sürdürülebilir çevre uygulamalarını desteklemesi ve akıllı şehirlerle uyumu açısından dikkat çekiyor. Ürün; Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur ve Bursa Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Peker tarafından yürütülen uzun soluklu AR-GE sürecinde 25 farklı prototip geliştirilerek üretildi. Ticarileşme sürecinde ise Çevre Yüksek Mühendisi Tuğba Çivioğlu Özsoy projede aktif rol aldı. 13 ülke, 140 başvuru, 32 finalist Türkiye, Azerbaycan, Çin, Gürcistan, Kırgızistan ve Pakistan’ın da aralarında bulunduğu 13 ülkeden toplam 140 girişim programa başvurdu. Nisan 2025’ten bu yana 6 aşamalı programa kabul edilen 32 finalist, ABD, Güney Kore, Çin, Almanya ve Malta gibi ülkelerden mentorlarla çalışma imkanı buldu. Program boyunca teknik eğitimler, iş modeli geliştirme desteği, yatırımcı görüşmeleri ve uluslararası ağ geliştirme fırsatları sunuldu. Jüri değerlendirmeleri inovasyon, sürdürülebilirlik, uygulanabilirlik, ekip yeterliliği ve küresel rekabet potansiyeli gibi kriterlere göre yapıldı. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü ve Niğde Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Uslu yaptığı açıklamada; ALTEKNA’nın uluslararası bir organizasyonda elde ettiği ikincilik derecesinin, özellikle Türkiye’den ödül alan tek proje olması sebebiyle büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti. Bu başarının Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ve Niğde Teknopark’ın uluslararası arenada daha fazla tanınmasına katkı sağlayacağını ifade eden Uslu; "Ülkemize ikinciliği getiren Prof. Dr. Neslihan Doğan Sağlamtimur ve Doç. Dr. Murat Peker’i, ürünün ticarileşme aşamalarında görev alan Çevre Yüksek Mühendisi Tuğba Çivioğlu Özsoy’u tebrik ediyorum" dedi.
Ankara Bakan Uraloğlu: "Her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Atatürk Olimpiyat Stadyumunun seyirci kapasitesinin 77 bin 563 olduğunu göz önünde bulundurursak, her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğünün 2025 yılı Kasım ayına ait havayolu uçak, yolcu ve yük verilerini değerlendirdi. Yolcu ve çevre dostu havalimanlarında iniş-kalkış yapan uçak sayısının iç hatlarda 81 bin 93, dış hatlarda ise 65 bin 882 olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, "Böylece toplam uçak trafiği üst geçişler ile 197 bin 105’e ulaştı. 2024 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında üst geçişler dâhil toplam uçak trafiğinde yüzde yüzde 15 artış meydana geldi" ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, Kasım ayında iç hat yolcu trafiğinin 8 milyon 351 bin 215, dış hat yolcu trafiğinin ise 10 milyon 121 bin 984 olarak gerçekleştiğini belirtti. Direkt transit yolcular ile birlikte toplam 18 milyon 479 bin 860 yolcunun seyahat ettiğini kaydeden Uraloğlu, "Geçen yılın aynı ayına göre direkt transit dahil toplam yolcu trafiğinde yüzde 13 artış gerçekleşti. Bu da söz konusu ayda iç hatlarda 72 bin 281 ton, dış hatlarda 340 bin 407 ton olmak üzere taşınan yük miktarı toplamda 412 bin 688 tona ulaştı" diye konuştu. "Her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti" Uraloğlu, Ocak-Kasım döneminde ise; havalimanlarına iniş-kalkış yapan uçak trafiğinin, iç hatlarda 916 bin 27, dış hatlarda 869 bin 620 olduğunu, böylece üst geçişler ile birlikte toplam 2 milyon 318 bin 246 uçak trafiğine ulaştığını kaydetti. Söz konusu dönemde üst geçişler dahil hizmet verilen toplam uçak trafiğinin geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında yüzde 9,1 arttığını söyleyen Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Türkiye geneli havalimanları iç hat yolcu trafiğinin 93 milyon 846 bin 999, dış hat yolcu trafiğinin 135 milyon 737 bin 574 olduğu bu dönemde direkt transit yolcular ile birlikte toplam 229 milyon 720 bin 220 yolcuya hizmet verildi. 2025 yılı Kasım sonunda hizmet verilen yolcu trafiği 2024 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında; direkt transit dâhil olmak üzere toplam yolcu trafiğinde yüzde 6,7 artış oldu. Böylece havalimanlarımız Ocak-Kasım döneminde günde ortalama yaklaşık 688 bin yolcuya hizmet verdi. Atatürk Olimpiyat Stadyumunun seyirci kapasitesinin 77 bin 563 olduğunu göz önünde bulundurursak, her gün ortalama yaklaşık 9 stadyum dolusu yolcu havayolu ile seyahat etti." Uraloğlu ayrıca, söz konusu dönemde havalimanları yük trafiğinin; iç hatlarda 864 bin 880 ton, dış hatlarda 3 milyon 873 bin 442 ton olmak üzere toplamda 4 milyon 738 bin 323 tona ulaştığını da bildirdi.
İstanbul Beykoz’da milyon dolarlık otel tinercilere ev sahipliği yapıyor Beykoz Riva’da deniz manzarasıyla dikkat çeken, Türkçe anlamı "efsane" olan Legend Otel, yıllardır süren hukuki süreç ve sahipsizlik nedeniyle adeta harap bir hale geldi. 2017’den bu yana mahkemelik olan otel, güvenlik zafiyetinin artmasıyla birlikte tinercilerin ve hırsızların uğrak noktası oldu. 186 odalı dev tesisin içi ve dışı, kimliği belirsiz kişiler tarafından talan edildi. Camları kırılan, kapıları sökülen, odaları dağılan otelin son hali havadan görüntülendi. Akibeti belirsiz otelin 2017’deki ihalesi sonuçlanmadı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 2017 yılında oteli 71 milyon TL bedelle ihaleye çıkarmış, ancak ihale sonuçlanmadan süreç mahkemeye taşınmıştı. Aradan geçen 8 yıla rağmen otelin akıbeti hâlâ netleşmedi. Otelin mülkiyet durumu ve geleceğine ilişkin herhangi bir resmi açıklama yapılmazken, bölge sakinleri ve çevrede yaşayanlar yıllardır atıl halde bekleyen yapının tehlike saçtığını belirtiyor. "Milli servet yok oluyor" Bölgede fotoğrafçılık yapan Tolga Aray, otelin her geçen yıl daha da kötü duruma düştüğünü belirterek, "Buraya yaklaşık dört senedir geliyorum. Çekim yapıyoruz arkadaşlarla. Güvenlik olmaması biraz sıkıntı. Çünkü ben her geldiğimde buranın daha da harabe olduğunu görmeye başladım. Aşağıda kumsal çok güzel aslında. Riva Kumsalı gibi değerlendirilebilir. Fakat o kadar bakımsız ki insanın içi acıyor. Özellikle Antalya gibi yerlerde böyle bir büyük alan görebiliyorsunuz. Otelin diğer tarafları gerçekten çok geniş ve o alanlar normalde milli servet. İnsanın içi acıyor. Biz fotoğrafçı olarak çok mutluyuz. İnsanların böyle yerleri bulması gerçekten çok zor biliyorsunuz Türkiye’de. Ama bu değeri de kaybetmemek gerekiyor. Belki güvenlik olsa gelenler biraz daha dikkat eder Onun varlığı burada insanların daha bakımlı davranmasına daha dikkat etmesine yol açar. Milyonlarca lira belki de milyonlarca dolar burada olmuş durumda. Ne kadar kamu değil kişisel olsa da bir kişiye de ait olsa burası sonuçta burası bizim ülkemizin maddi imkanlarla yapılmış bir yer. Sahip çıkılması lazım" dedi. Fotoğraf çekimine geldiğini ifade eden Melih Sezgin ise "Bu kadar büyük bir alanın bu şekilde boş bırakılması belediye taraflarından hiçbir şekilde kontrol edilmemesi çok üzücü. Çünkü her türlü insan tipi görebiliyoruz burada. Biz buraya bugün çekime geldik İnsanlar buraya genelde kafa dinlemeye alkol kullanmaya vesaireye geliyor ama kimisi de mangala geliyor. Her yer cam kırığı. Her an bir tehlike görebileceğin bir gece burası çok karanlıktır eminim ki her türlü şey dönüyordur yani. Güzel bir koy aslında. Yazın da denize girip yüzebildiğim bir koy ama fakat baktığında bunu kötü niyetli kullanmak isteyen insan tipleri çok olduğu için çok rahat kullanılabilir yani" diye konuştu. Yakın çevrede yaşayanlar, otelin geceleri madde bağımlıları tarafından mesken tutulduğunu, içeride hırsızlık ve tahribatın sürdüğünü belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Vatandaşlar, otelin ya güvenlik altına alınmasını ya da yeniden turizme kazandırılmasını talep ediyor.
Aydın Kuşadası Ticaret Odası’nda dijital mali dönüşüm masaya yatırıldı Kuşadası Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen seminerde, dijitalleşen mali sistem, KURGAN ve VEDAS yükümlülükleri ile yapay zeka destekli finansal denetim süreçleri iş dünyasının gündemine taşındı. Kuşadası Ticaret Odası’nda (KUTO) düzenlenen seminerde, dijitalleşen mali hayatta şirketleri bekleyen yenilikler ve yükümlülükler kapsamlı şekilde ele alındı. İş dünyası ve mali müşavirlerin yoğun ilgi gösterdiği seminerde, KURGAN ve VEDAS uygulamaları başta olmak üzere finansal risk yönetimi ve marka değeri konularında önemli bilgilendirmeler yapıldı. Kuşadası Ticaret Odası Meclis Başkanı Bülent İlbahar, Meclis Başkan Yardımcısı Tolga Erdem, Meclis Divan Üyesi Buket Çallı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Seydi Yıkılmaz, Yönetim Kurulu Üyeleri Hibeti Zeytin, Müslüm Yıldırım ve Erdem Dikkaya ile Meclis Üyesi Yalçın Aslan’ın yanı sıra mali müşavirler ve iş insanlarının katılımlarıyla gerçekleşen seminerde, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa SBMYO Dış Ticaret Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kablan sunum yaptı. Doç. Dr. Kablan tarafından gerçekleştirilen sunumda, KURGAN ve VEDAS kapsamında şirketlere gelen yeni yükümlülükler, finansal risklerin yönetimi, şirket ve marka değerlerinin belirlenmesi gibi başlıklarda detaylı bilgiler paylaşıldı. Dijitalleşmenin mali yapılar üzerindeki etkilerine dikkat çekilen seminer, katılımcılar için yol gösterici nitelikte oldu. Kuşadası Ticaret Odası (KUTO) ve Kuşadası Esnaf ve Sanatkarlar Odası (KESO) iş birliğinde, Aydın SMMMO ve bir yazılım şirketinin katkılarıyla düzenlenen seminerde konuşan yazılım şirketinin Ege Bölge Müdürü Murat Yanbastıoğlu ise yapay zeka ile e-defter denetimi süreçlerini anlattı. Son derece yararlı bilgilerin paylaşıldığı seminer, katılımcıların sorularının yanıtlandığı soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Afyon Yerde yatan karısının kafasına tekme attı Afyonkarahisar’da bir şahsın şiddet uyguladığı için evinden ayrılarak kardeşinin yanına sığınan karısına tekme, yumruk ve sopayla şiddet uyguladığı anlar saniye saniye güvenli kameralarına yansırken, vicdansız kocanın yerde yatan karısının kafasına tekme attığı anlar ise görenlerin içini sızlattı. Olay, geçtiğimiz Kasım ayında Çay ilçesine bağlı Koçerli köyünde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, güvenlik kamerası görüntülerinin yeni ortaya çıktığı olayda, iddiaya göre G.K., isimli şahsın karısı C.K., geçimsizlik ve şiddet nedeniyle evini terk ederek aynı köyde yaşayan kardeşinin evine sığındı. Bunu öfkelenen G.K., karısının kaldığı kız kardeşinin evine gitti. Bir süre karısıyla tartışan G.K., ardından karısını tartaklamaya başladı. Bunun üzerine karısı C.K., elinde bulunan kovadaki suyu G.K.’nın üzerine dökerek kurtulmaya çalıştı. Daha çok öfkelenen G.K., eline geçirdiği sopayla karısına vurmaya başladı. C.K., aldığı sopa darbelerinin ardından çığlık çığlığa kalıp bağırarak yardım istedi. Yere düşen C.K., bu defa taş alarak kendini korumak istedi ancak öfkesi dinmeyen G.K., karısının elinden taşı alıp sopayla tekrar darp etmeye devam etti. Yaşanan arbede de yere düşen C.K.’yı bu defa G.K., tekmelemeye devam etti. Bu esnada G.K.’nın "hadi karakola git" diyerek karısına bağırması ise dikkatlerden kaçmadı. Olayın ardından çevredekilerin haber vermesi üzerine bölgeye gelen jandarma ekipleri tarafları gözaltına aldıkları ifadelerini aldıktan sonra serbest bıraktı. Olayla ilgili savcılık tarafından başlatılan soruşturmanın ise sürdüğü bildirildi.