SAĞLIK - 16 Nisan 2016 Cumartesi 12:47

Cep telefonunun kalbe direk zararı yok

A
A
A
Cep telefonunun kalbe direk zararı yok

Avrupa Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Öztekin Oto, cep telefonuna kalp pili taşıyanların dikkat etmesi gerektiğinin altını çizerek, “Kalp pili olmadığı sürece cep telefonun kalbe doğrudan doğruya zararı yok” dedi.

Medicalpark Antalya Kalp Hastanesi, 10-17 Nisan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde(AGC) bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya; Kalp Hastanesi Medikal Direktörü Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Okutan, Avrupa Kardiyovasküler Endüyovasküler Derneği Başkanı Prof. Dr. Öztekin Oto, Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mehmet Kabukçu, Kardiyoloji Bölümünden Uzman Dr. Hızır Okuyan, Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümünden Op.Dr. İlker Tekin katıldı.

Kalp Hastanesi Medikal Direktörü Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Okutan, dünyada tüm ölümlerinde yüzde 30 ile yüzde 40’ını kalp damar hastalıklarının oluşturduğunu kaydetti.
Dünyada her yıl 20 milyon kişinin kap damar hastalıklarından yaşamını yitirdiğini dile getiren Prof. Dr. Okutan, hastalıkların ise önlenebilir olmasına dikkat çekti.
Prof.Dr. Okutan, risk faktörlerinin başında genetik, erkekler, sigara, tansiyon, şeker, beslenme bozukluğu, egzersiz eksikliği ve obezitenin geldiğini kaydetti.
Prof.Dr. Okutan, Antalya’da 1 milyon nüfusta yaklaşık bin 100 kalp krizi geçirme sayısı ve ameliyatının yapıldığını kaydetti.

“350 BİN KİŞİYE 1 KALP MERKEZİ”

Türkiye’de kalp merkez sayısının İngiltere’den çok daha fazla olduğunu dile getiren Prof.Dr. Okutan, “İngiltere’de 1.5 milyon nüfusa 1 kalp merkezi düşerken, ülkemizde 350 bin kişiye bir kalp merkezi düşüyor. Türkiye’de yılda 70 bin açık kalp ameliyatı yapılıyor. Akdeniz Bölgesi’nde 13-14kalp merkezi var. Bu merkezlerde dünyada yapılan tüm ameliyatlar başarılı şekilde yapılıyor” dedi.
Avrupa Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Öztekin Oto, dünyada kardiyovaskülerin hastalıklar en fazla öldüren hastalık olduğunun altını çizdi.

“YÜZDE 25 HEDEFİMİZ OLMALI”

Dernek olarak yürüttükleri 25-25 çalışması hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Öztekin Oto, “Kalp damar hastalıklarında ölümler yüzde 25 azaltılabilir. Burada bir hedef kondu, 2025 yılında risk faktörlerini yüzde 25 azaltmak için. Türkiye’de de hedefin bu olması gerekiyor. Önlemeye çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.

“BÖLGELER ARASINDA EŞİT”

Kardiyovasküler risklerin bölgeler arasında eşit dağıldığını aktaran Prof.Dr. Oto, “Ölüm de bölgeler arasında eşit dağılıyor. Kırsal kesim ve endüstrileşmenin daha az olduğu yerlerde risk daha az olabilir. Orada da doktora ulaşma sorunu olabilir. Son zamanlarda ülkemizin halkın ayağına doktor gitmesinde ciddi gelişmeler oldu. Sokakta yürürken bile rahatlıkla hastaneye ulaşabiliyorsunuz. Özel hastaneler arttı ve ambulans hizmetleri hızlandı. Çocuk ve bebek ambulans sistemi kuruldu. Sağlık Bakanlığı’na teşekkür ediyoruz. Ülkemizde sağlık sisteminin geldiği nokta övünç vericidir. Avrupa’nın pek çok yerine göre hızlı bir sistemimiz var. By pass içinde bekleme listemiz hemen hemen yok” diye konuştu.

“2023’TE KALP NAKLİ BEKLEYEN KİŞİ 2 KATINA ÇIKACAK”

Kalp nakline de değinen Prof. Dr. Prof. Dr. Oto, “ Organ nakli yaşamsal bir önemi olduğunu biliyoruz. Yaşamsal bu önemli olayda, bazı organ nakilleri deneysel amaçlı yapıldı. Buda organ nakillerinde ciddi azalmalara neden oldu. Azalmada bazı başka nedenlerde olabilir. Beklenen noktada kalp nakli konusunda organ artışı olmadı. Kalp yetmezliği sayısı gittikçe artıyor. 2023’te kalp nakli bekleyen hasta sayısı 3 katına çıkacaktır. Son dönem kalp yetmezliğiyle ilgili ciddi önlemle almak gerekiyor. Organ naklinin yerini yapay kalbin daha fazla alması dikkat çekici hale geliyor. Donör konusunda ciddi sıkıntı var. Dünyada 2000 yılından bu yana yılda 2000 kalp nakli yapıldı. Bu süreç Türkiye’de de aynı seviyede devam ediyor” ifadelerine yer verdi.

“CEP TELEFONU ZARARSIZ”

Prof. Dr. Oto, cep telefonu ile ilgili ise şu bilgileri verdi: “ Kalp pili olmadığı sürece cep telefonun kalbe doğrudan doğruya zararı yok. Vücudun çeşitleri yerlerinde taşınmasının kanser etkisi oluşturduğu biliniyor. Ama cep telefonunun doğrudan doğruya kalbe bir zararı yok. Kalp pili taşıyanlar cep telefonu sağ cebine koyup, sağ kulaktan konuşmalarını öneriyoruz.”
Prof.Dr. Oto, dünyada her yıl 500 atletizm sporcusunun kalpten kaynaklı hastalıktan dolayı hayatını kaybettiğine dikkati çekerek, “Avrupa Atletizm Federasyonu derneğimizden yardım istedi. Ölümler önüne geçmek için iyi bir muayene ve 12 kanallı EKG’nin yapılmasının yeterli olduğu tespit edildi. Bu noktada ülkemizde de çalışma yürütülmelidir” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Kabukçu ise en sık gördüğü rahatsızlıkların başında kalp yetmezliği geldiğini belirterek, “ Polikliniğimde yıllık 2 bin civarında kalp yetmezliği görüyorum. Kalp yetmezliği ilaç verilse de kökünden çözülebilen bir hastalık değil. Kesin çözüm kalp nakli. Ölüm riski yüksek bir hastalık” dedi.
Uz. Dr. Hızır Okuyan, kalp damar hastalıklarında en büyük risk faktörlerinden birisinin stres olduğunu vurgulayarak, “ Çocuklarda ani ölümlerde kalp çok önemlidir. Bir kişi yürürken bacaklarında ağrı varsa ve durduğunda geçiyorsa kalp rahatsızlığı olabilir. Bu noktada kişi en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” şeklinde konuştu. 

İSA AKAR-İSMET ERSOY

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Fıstık fiyatları arttı: Sahtekarların kullandığı gıda boyası ve bezelyeye dikkat Son günlerde toz Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, dolandırıcıları hareketlendirdi. Fıstıklı tatlılarda gıda boyası ve bezelye kullanılmasına karşı vatandaşları uyaran tatlıcı Zeynep Geyik, "Ucuz tatlı yiyeyim derken sağlığınızdan olmayın" dedi. Son dönemde Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, bazı sahtekarları da harekete geçirdi. Artan fiyatları fırsata çevirmek isteyen kötü niyetli kişilerin, fıstıklı tatlılarda gerçek Antep fıstığı yerine bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığına dikkat çekiliyor. Görünüm ve renk üzerinden tüketiciyi yanıltan bu yöntemlerin hem ekonomik aldatma hem de halk sağlığı açısından ciddi risk taşıdığı belirtiliyor. Adanalı tatlıcı Zeynep Geyik, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Özellikle baklava ve fıstıklı tatlılarda taklit ve tağşiş riskini yükselttiğini ifade eden Geyik, bazı işletmelerin maliyeti düşürmek için bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığını söyledi. Bu tür ürünlerin gerçek fıstık görünümü vermek için boyandığını aktaran Geyik, tüketicilerin dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Güvenilir ve bilinen işletmelerin tercih edilmesini öneren Geyik, "Aşırı ve bilinçsiz gıda boyası tüketimi mide-bağırsak rahatsızlıkları, alerjik reaksiyonlar ve uzun vadede farklı sağlık problemlerine neden olabilir" ifadelerini kullandı. Vatandaşlara çağrıda bulunan Geyik, "Kaliteli fıstığın maliyeti bellidir. O sebeple ucuz tatlı alıp sağlığınızdan olmayın. Ucuz tatlı sağlığınızdan eder. Yeni yılda da tatlı alırken ucuza kaçmayın" dedi.
Adana Çöpleri belediye yerine gönüllüler topladı Adana’nın Çukurova ilçesinde çevre kirliliğine dikkat çekmek isteyen gönüllüler, bir araya gelerek çöp topladı. Gönüllüler belediyenin yapmadığı işi kendilerinin yaptığını aktarırken, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" dedi. Merkez Çukurova ilçesinde Seyhan Nehri kenarında kirliliğe dikkat çekmek isteyen çevre dostu gönüllüler, bir araya gelerek çöp toplama etkinliği düzenledi. Kurulan gönüllü platformun çağrısına kulak veren vatandaşlarda alana gelip temizlik yaparak çevreye sahip çıktı. Gönüllüler, hem yetkililere hem de vatandaşlara seslenerek çevreye sahip çıkılması çağrısında bulundu. "Yetkililer görevini yapsın, halkımız da çevreyi kirletmesin" mesajı ise etkinliğin ortak talebi oldu. "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" Gönüllüler adına konuşan Akif Temel Kuran, Adana’nın sahip olduğu güzelliklere rağmen ciddi bir çevre kirliliğiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi. Oysa en güzel şehirlerden biri. Bu durum hem halkın bilinçsizliğinden hem de belediyenin yetersizliğinden kaynaklanıyor" dedi. Yaklaşık 100 torba çöp topladıklarını ifade eden Kuran, belediyeden yalnızca çöp poşeti desteği aldıklarını belirterek, "Biz halk olarak elimizden geleni yapıyoruz ama topladığımız çöpleri götürecek bir yerimiz yok. Belediyenin gelip bu çöpleri alması gerekiyor" sözleriyle yetkililere çağrıda bulundu. Gönüllülerden Selahattin Menteşoğlu ise yıllardır çevre temizliği konusunda bireysel çabalar gösterdiklerini, şimdi ise gençlerle birlikte daha organize hareket ettiklerini söyledi. Menteşoğlu, "Amacımız Adana’nın temiz olması. Tamamen temizleyemeyeceğimizi biliyoruz ama bizi görenlerin çevre duyarlılığının artmasını istiyoruz. Hem halk hem de belediye sorumluluk almalı" diye konuştu. "Adana adeta çöp kente döndü" Etkinliğe oğlu ile katılan Elif Nur Özdoğan, "Milletin atıp bıraktığı çöpleri topluyoruz. Küçük bir hareket ama umarım çoğalırız. Adana adeta çöp kente döndü, bu bizi çok üzüyor" ifadelerini kullandı. Ahmet Remzi Özdoğan ise, "Buranın kirlenmesini istemiyorum. Atılan çöpleri topluyorum" diyerek duygularını dile getirirken Nuri Erzi, "Adana için çalışan bu küçük ama güzel ekibe katkı sağlamak istedik. Tüm esnafın bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz. Temiz bir ülke ve gelecek herkes için şart" ifadelerini kullandı.
Hakkari Kırgız gelin ve Yüksekovalı damadın kargoda başlayan aşkı mutlu sonla bitti Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Halim Batmaz, İstanbul’da bir kargo şubesinde tanıştığı Kırgızistan uyruklu Aidana Kabylbekova ile dondurucu soğuğa rağmen düzenlenen görkemli bir düğünle dünya evine girdi. Yüksekova ilçesi sınırları aşan bir aşk hikayesine ev sahipliği yaptı. İstanbul’da çalıştığı dönemde bir kargo şubesinde Kırgızistanlı Aidana Kabylbekova (27) ile tanışan Halim Batmaz (33), 6 yıllık birlikteliklerini evlilikle taçlandırdı. Çiftin tanışma hikayesi, Batmaz’ın ticaretle uğraştığı dönemde Kabylbekova’nın çalıştığı kargo şubesine gitmesiyle başladı. Zamanla ilerleyen arkadaşlık, ailelerin de onay vermesiyle resmiyete döküldü. İstanbul’da yapılan nişan töreninin ardından çift, ilk düğün merasimi için Yüksekova’yı tercih etti. Güngör Mahallesi’ndeki bir düğün salonunda gerçekleştirilen tören, bölgedeki dondurucu soğuklara rağmen yoğun katılımla yapıldı. Yöre geleneklerine göre yapılan düğünde, Kırgız gelin Aidana Kabylbekova’nın yöresel halaylara eşlik etmesi renkli görüntüler oluşturdu. "Aşk engel tanımaz" mesajı veren çiftin mutluluğuna, çok sayıda davetli ortak oldu. Düğün töreninde mutluluğunu dile getiren gelin Aidana Kabylbekova, her iki kültürün geleneklerini de yaşatmak istediklerini belirterek şunları kaydetti: "6 ay önce İstanbul’a geldim ve kargo sektöründe çalışmaya başladım. Orada tanıştık, konuştuk ve evlilik kararı aldık. Nişanımızı İstanbul’da, ilk düğünümüzü ise Yüksekova kültürüne uygun şekilde burada yaptık. İkinci düğünümüzü kendi ülkemde, Kemin şehrinde gerçekleştireceğiz. Çok mutluyuz" dedi. Damat Halim Batmaz ise uluslararası ticaret yaparken eşiyle tanıştığını vurgulayarak, "Kara kışa rağmen çok güzel bir düğünle dünya evine girdik. Ailelerimizin desteğiyle bu mutlu günü yaşıyoruz. Allah tüm misafirlerimizden razı olsun" ifadelerini kullandı. Çift, Yüksekova’daki törenin ardından ikinci düğün merasimi için Kırgızistan’a gitmeye hazırlanıyor.