SAĞLIK - 28 Ağustos 2021 Cumartesi 10:49

'Çocuklarda miyop gelişme risk oranı pandemide yüzde 28’e çıktı'

A
A
A
'Çocuklarda miyop gelişme risk oranı pandemide yüzde 28’e çıktı'

Pandemi döneminde çocuklarda miyop gelişme risk oranının yüzde 17’den yüzde 28’e çıktığını belirten Doç. Dr. Göktuğ Demirci, “Miyopiye karşı günümüzde 3 yeni yöntem geliştirildi. Bunlar göz doktorları tarafından hazırlanan bir damla, multifokal gözlük ve özel miyopi için geliştirilmiş kontakt lenslerdir. Bu üç yönteminde birbirine üstünlüğü ve dezavantajları mevcut, dolayısıyla hastalar kişisel olarak değerlendirilerek aile ile beraber çocuklar için ortak bir yöntem belirlenmelidir” dedi.

Medipol Üniversitesi Vatan Klinikleri Göz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Göktuğ Demirci, son yıllarda artan miyopiye (uzağı görememe rahatsızlığı) karşı geliştirilen yeni yöntemleri açıkladı. Doç. Dr. Demirci, miyopi sorununun özellikle son 20 yılda ciddi şekilde arttığını belirterek, “Uzak Doğu’da yüzde 97’lere ulaşan, miyopi pandemisi olarak da söyleyebileceğimiz bir durum mevcut. Bu oran teknoloji ve yakına bakmanın daha az olduğu çocukların doğayla iç içe olduğu Afrika’da ise yüzde 10 seviyesindedir. 2050 yılında dünyadaki miyop sayısının 1.4 milyardan 5 milyar insana çıkacağı düşünülüyor. Yani dünya nüfusunun yüzde 50’sine. Bu rakamlar pandemi öncesi yapılan çalışmaların sonuçları olup Ağustos 2021’de Hong Kong’da yapılan çalışmaya göre pandemi ile beraber çocukların eve kapanıp, doğayla buluşmaması ve daha çok ekrana bakması miyop gelişme oranını pandemi öncesine göre yüzde 17’den yüzde 28’e çıkarmıştır” diye konuştu.

"Çocuğunuzla doğada zaman geçirin"

Yüksek miyobun uzak görmeyi etkilemenin dışında ileri yaşlarda körlüğe dahi neden olabilecek makula dejenerasyonu, glokom ve retina dekolmanı riskini arttırdığına değinen Doç. Dr. Demirci, sözlerine şöyle devam etti: "Yakına bakma, genetik ve çevresel faktörler kıyaslandığında en önemli artış etkeninin çevresel faktörler yani çocukların güneş ışığını az aldığı, eve kapandığı dönemlerde olduğu gösterilmiş. Dolayısıyla çocukların dış ortamda geçirdiği zaman miyopi gelişimini yavaşlatan önemli etken olarak düşünülüyor. Çin’de uydu takip sistemleri de kullanılarak yapılan çalışmada çocukların betonlar yerine yeşillikler içinde geçirdiği zaman arttığında miyop gelişiminin yüzde 30 azaldığı gösterildi. Ders süreleri kısaltıldı, teneffüs süreleri arttırıldı. Hatta pilot bölgelerde çocukların uzağa ve doğaya bakabilmeleri için ‘Camdan Okullar’ projesi başlatıldı.

"Miyop gelişimini durdurmanın yeni yolları"

Günlük hayatta kullanılan standart gözlüklerin durdurucu etkisinin bulunmadığını söyleyen Doç. Dr. Demirci, "Standart gözlükler sadece hastanın yaşam kalitesini arttırır, hastalığı tedavi etmez” dedi. Doç. Dr. Demirci, geliştirilen 3 yeni yöntemi şöyle açıkladı: "Bunlar özel bir bitkiden elde edilen ve göz doktorları tarafından hazırlanan bir damla, multifokal gözlük ve özel miyopi kontakt lensleridir. Damla özel bir bitkiden elde edilen ve tıpta çok değişik kullanım alanları olan bir maddedir. Örneğin, göz dibinin muayenesinde, göz bebeğinin genişletilmesi için, ayrıca anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması için kullanılır. 1864’de Fransiscus Cornelis Donders, miyopide bu damlanın kullanımını ilk öneren araştırmacıdır. Hatta o dönemde bazı araştırmacılar okumayı, yakın işini yasaklayıp bir de damla başlamışlar. Yüzde 0.5’lik doz ile 2 yıl boyunca yapılan çalışmada hastalarda sadece 0.28 derece artış olurken kullanılmayan grupta 1.2 derece artış olmuş.

Daha sonra yapılan çalışmalar düşük doz yüzde 0.01 ile bile aynı sonuçların alındığı gösterilmiş. Ancak tedavinin yarıda bırakılmaması çok önemli. Hatta Tayvan Oftalmoloji Derneği tarafından 15 yıl boyunca kullanılması öneriliyor. Bu damla için uygun olmayan veya yan etki riskleri nedeniyle istemeyenler için ikinci seçenek ise daha kolay ama standart gözlüklere göre biraz daha masraflı bir çözüm olan progresif camlı gözlükler. Bu gözlükte amaç gözlük camının üst kısmı uzağı gösterdiği için uzağa bakarken üst kısımla ve yakına bakarken düşük numaralı alt kısımla bakmak. Son olarak Amerikan Gıda ve Sağlık Otoritesi (FDA) özellikle miyopiyi durdurmak için bir firmanın miyop kontakt lenslerinin çocuklarda kullanımına onay verdi. Hemen ardından Çin Sağlık Otoritesi bu lenslere onay verdi. Bu lensler normalde kullanılan lenslere göre biraz daha farklı dizayna sahip ve şu an ülkemizde bulunmuyor. Bu 3 yönteminde birbirine üstünlüğü ve dezavantajları mevcut, dolayısıyla hastalar kişisel olarak değerlendirilerek aile ile beraber miyop çocuk hastalar için ortak bir yöntem belirlenmelidir".

"20-20-20 kuralıyla gözleri rahatlatın"

Bu yöntemlerin yanında çocukların göz sağlığını korumak için ailelerin alabileceği önlemleri de Doç. Dr. Demirci, şu şekilde sıraladı: "Bir araştırmaya göre 8 yaş altı çocuklar 2 saatten fazla zamanlarını ekran karşısında geçiriyor. 8-10 yaş ise bunu üçe katlıyor ve 6 saatten fazlasını ekran karşısında geçiriyor. Daha büyük çocuklarda ise 9 saatin üstünde olmazsa anormal bir durum oluyor".

"Ekrana bakma sendromu"

Doç. Dr. Demirci, "1904’te Dr. Henry Edward Juler ‘Belki de miyopileri yükseldiğinde hastalara deniz yolculuğuna çıkmalarını önerebiliriz’ demiştir. 100 yıl sonra da biz miyoplara gün ışığına çıkın ve bol bol uzağa bakın diyoruz. Ne kadar ekrana bakarsanız o kadar sorun yaşarsınız. Computer Vision Syndrome yani ‘Ekrana Bakma Sendromu’nun neden olduğu veya kötüleştirdiği sorunlar arasında bulanık görme, kuru ve tahriş olmuş gözler, göz yorgunluğu, baş ağrısı, kelimelerin ekranda hareket etmesi, sırt, boyun ve omuz ağrısı bulunuyor. Öncelikle çocuğunuza ekranı yasaklamayın, nasıl kullanacağını öğretin.

Çocuğunuzun ekrana bakma sendromu riskini azaltmak için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri, "20-20-20" kuralına uymalarını sağlamaktır. Her 20 dakikada bir, gözlerinizi ekrandan ayırın ve en azından bir şeye bakın. En az 20 saniye boyunca 20 metre uzağa. Bu basit mola, göz odaklama kaslarını gevşeterek dijital göz yorgunluğunun birçok belirtisini azaltır. 20-20-20 kuralı ayrıca miyopi ilerleme riskini azaltabilir. Uzun süreli ekran kullanımında gözleriniz dijital ekrana bakarken farklı yönlere odaklanarak baktığı için daha fazla çalışır. Göz kırpma oranımız hemen hemen yarıya iner ve bu da göz kuruluğuna neden olur. Göz kırpmak gözlerinizi nemli tutar ve göz kuruluğu ihtimalini azaltır" ifadelerini kullandı.

"Gözleri mavi ışıktan koruyun"

Doç. Dr. Demirci, sözlerini şöyle tamamladı: "20-20-20 kuralı dik oturmak ve baş, boyun ve omuzları yeniden hizalamak için de iyi bir zamandır. Başı yavaşça sağa, sola ve yukarı, aşağı hareket ettirmek, gergin kasları rahatlatabilir, yorgunluğu azaltabilir. Ekrana bakma sendromunun vücut ile ilgili semptomlarını azaltmak için yürümek ve kasları germek daha uygundur. Günümüzde bilgisayar ekranları ve dijital cihazlar tarafından yayılan mavi ışığa maruz kalmanın zamanla bir çocuğun gözlerine ne kadar zarar verebileceğinden kimse emin değil. Araştırmacıların bunu çözmesi yıllar alabilir. Bu arada çocuğunuzun gözünü hem güneş ışığından hem de dijital cihazlardan gelen mavi ışıktan korumak akıllıca olacaktır.

Dış mekanlarda, polarize güneş gözlükleri, güneşin zararlı mavi ışığının yaklaşık yüzde 90'ını veya daha fazlasını engelleyerek parlama ve mavi ışıktan iyi korumayı sunar. İç mekan kullanımı için entegre mavi ışık filtreli gözlük camları iyi bir seçimdir. Farklı gözlük camı şirketlerinin mavi ışık filtreleme özelliklerini farklı şekilde ölçebileceğini ve etkili mavi ışık filtrelerine sahip camların bu camların görünümünü etkileyecek bir renk tonuna sahip olduğunu unutmayın. Son olarak rol model olun ve koyduğunuz kurallara siz de uyun. Çocuğunuzun dijital cihazlara ayırdığı zamanını, göz yorgunluğunu azaltmak ve mavi ışığa maruz kalmayı sınırlandırmak için her gün medyasız zamanlar oluşturmak harika bir fikirdir. Aile olarak çocuklarınızla bağlarınızı kuvvetlendirmek için bu zamanı kullanın. Unutmayın, gözlerimiz bizim için çok çalışıyor. Bu yüzden kendinize ve çocuklarınıza verimli, sağlıklı gözler için gerek duyulan dinlenme ve desteği sağlayın".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray derbisi sonrası açıklamalarda bulundu Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Galatasaray derbisi zaferi sonrası Samandıra tesislerinde açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç ve kulüp yöneticisi Selahattin Baki, 1-0’lık derbi galibiyetinin ardından Samandıra Fenerbahçe Can Bartu Tesislerinde basın mensuplarına açıklamalar yaptı. Fenerbahçe yöneticisi Selahattin Baki, "Öncelikle takımımızı ve hocamızı tebrik ediyorum. Dünya derbisi dediğimiz bir derbide çıkıp 81 dakika boyunca 10 kişi oynadık. Rakibimize kendi evinde şut fırsatı dahi vermedik, bu herhangi bir derbi galibiyeti gibi değil birçoğundan daha önemli çok daha ötesiydi. Çünkü son yıllarda gerek başkanımızın gerek yönetim kurulumuzun ortaya koyduğu bir argüman vardı, Fenerbahçe’ye karşı kurulan kutsal ittifak. Medya ayağı var, MHK ayağı var federasyon ayağı hatta devletin bazı birimlerin ayağı var, bunların hepsini dile getirmiştik zaman zaman, itile kakıla buralara getirilen rakibimiz ile er meydanına çıktığımız zaman bugün aradaki farkı bütün Türkiye gördü, dolayısıyla bugünkü galibiyet ve bizim ortaya koyduğumuz argümanları da son derece güçlendirdi, onun için takımımıza ve teknik direktörümüze ve orayı Kadıköy’e çeviren muhteşem deplasman tribününe de çok çok teşekkür ediyoruz. Bu maçın 19 Mayıs’ta da kazanılması bizim için çok anlamlı ve bu bütün Fenerbahçelilere ve Atamıza armağan olsun. Maçı tabii ki kazandık diye hakemi unutacak değiliz, ilk yarının başlarında gerek Szymanski’ye gerek Ferdi Kadıoğlu’na yapılan fauller malumunuz kart dahil çıkmadı ve daha sonra son derece ucuz bir pozisyonda 21. dakika Fenerbahçemizi 10 kişi bırakmayı uygun gördü. Tabir yerindeyse hem Galatasaray’ı hem de bütün Fenerbahçe düşmanlarını yendik hem de hakemi yendik. Bir sözümü de Mehmet Büyükekşiye söylemek istiyorum son yıllarda ciddi anlamda korku filmi gibi bir yönetim sergiliyor, bizlere yaşatmadığı skandal kalmadı Fenerbahçe’ye yaşatmadığı travma kalmadı. Verdiği kararlar ile atadığı hakemlerle Riyad skandalından sonra hâlâ görevde kalması zaten bambaşka yorumlanması gereken bir olay. Bu kadar skandala bu kadar kötülüğe rağmen hala ortaya çıkıp iki tane cümle kurmaması eleştirici demeç vermemesi. Bir atasözü vardır bilenler bilir, ’Vurdumduymazı sopayla dürtmüşler bu tıkırtı nereden geliyor demiş.’ Tamamı ile böyle bir yönetim gösteriyor kendisi duruşsuz vurdumduymaz bir başkan. Bir konuya daha değinmek istiyorum başkanımızın müsaadesiyle şimdi görüyorum ki sayın başkanımızla yaşanan 5 saniyelik bir tartışma, Türkiye gündemine oturmuş. Burada başkanımın önüne açıklamak isterim bizim dışarı çıkmanıza izin verilmediği için ortalığın gerilme ihtimali vardı ve başkan özellikle de sadece beni uyardı dedi ki, ben senin huyunu suyunu biliyorum 14 kere disipline sevk edildin 3 kere de savcılığa gittin ne olursa olsun bir tek sen bir şey yapmayacaksın, dedi. Ben de kendisinin sağ elinde kan gördüm, nasıl olduğunu hala bilmiyorum, hala sormadım kendisine ve başkanımıza doğru hamle yapan birisini gördüm ben seni uyarmadım mı dedi, ben de başkanım bula bula beni mi buldu dedim. Yani olay bu 5 saniyelik bir başkan yönetici ki bu kulüpler içerisinde çok olan şeylerdir bunlar, teknik direktör futbolcu arasında da olur. Onun için bizim üzerimizden gündem yapmayı bıraksınlar. Biz gidip de siyasetçilerden makas aldırmıyoruz yanağımızı okşatmıyoruz. Başkanımızla yaşadığım 3 saniye bir şey, Fenerbahçe çok büyük bu derbi genleri bugün bir kere daha ortaya çıktı. Bütün Fenerbahçelilere armağan olsun, bugün mucizenin kapısı açıldı, belki haftaya Allah nasip ederse çünkü bu evrenin bu yaşamın bize böyle bir şampiyonluk borcu var inşallah haftaya tashil ederiz çok teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç açıklamasında, "Fenerbahçe Spor Kulübü camiasına, 7’den 70’e herkese, özellikle çocuklarımıza bu galibiyetimiz armağan olsun. Aslında bu sadece bir derbi galibiyeti bir taraftan bakarsanız. Diğer taraftan bakarsanız bir derbi galibiyetinden çok daha büyük bir galibiyet. Kendi sahalarında şampiyonluk kutlatmadık, namağlup serilerini bozduk… O değil, ondan da öte. Aslında bugün biz gerçek şampiyonun kim olduğunu şerefsizlere, haysiyetsizlere, hırsızlara, alçaklara gösterdik. Bunun için takımımıza canıgönülden teşekkür ediyorum. Kahramanca savaştılar, mücadele ettiler, karakter koydular. 81 dakika 10 kişi oynamamıza rağmen bu atmosferde böyle bir hakeme rağmen buradan 1-0 galip ayrılarak umudumuzu son haftaya taşımamıza vesile oldular. Allah onlardan razı olsun. Hocamızdan malzemecimize, en genç altyapı oyuncumuzdan kaptanımıza herkese milyonlar adına teşekkür ediyorum. Biz aslıda herkesi yendik. 6 derbinin 4’ünü kazandık, 1 beraberlik 1 de mağlubiyetimiz var ama sistemi yenemedik. Ama taraftarlarımıza şunu söylemek istiyorum; az kaldı, merak etmesinler. Sistemi yerle bir etmeye az kaldı. Bunu sadece Fenerbahçe değil, pek çok kulüp istiyor. Bir avuç kulüp, 3-5 kulüp diye hitap ediyor ya bizlere… Az kaldı. Bu sistem bu şekilde gidemez. Bugün niye Süper Kupa’ya yabancı hakem istediğimizin, bu şartlarda çıkmak istemediğimizin, sezon boyunca yabancı hakem diye haykırdığımızın bence en güzel özeti bu maçta resmi bir şekilde tescil edilmiştir. Sadece bu 90 dakikada. Faullere baktığımız zaman, sadece bu maç için söylüyorum ama medyadaki arkadaşlarımızdan rica ediyorum. Son 60-80 faule bakın. Toplam faullere bakın. Toplam sarı kart, kırmızı kart ve bunları alırken kaç faul yapılmış onlara bakın. Olağanüstü bir tablo ortaya çıkıyor. Sadece bu maç özelinde biz 10 faul yapmışız, 6 sarı kart, 1 kırmızı kart. Rakibimiz 18 faul yapmış, 4 sarı kart. Sadece bu maç için söylüyorum. Haftalardır sarı kart görmüyorlar. Yanılmıyorsam bu maçtan önce son 60 faullerinde sarı kartları bile yoktu, bizim 7 sarı kartımız vardı. Bizim bugün cezalı ve sakat oyuncularımız vardı, tam kadro gelemedik ama ona rağmen bu mücadeleyi arkadaşlarım sergiledi. Onlarla gurur duyuyorum. Sistemi yenemedik ama yaklaşıyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 2 Nisan Olağanüstü Genel Kurul çağrısından sonra artık taşlar yerinden oynamaya başladı. Huzurlarınızdan bir kez daha bu mücadelemize inanan taraftarlarımıza, hafta içi Ramazan ayında 30 bin kişi gelen kongre Üyelerimize teşekkür ediyorum. Ancak bir ve bütün olduğumuz zaman biz bu bataklığı hemen kurutabiliriz. Bir de enteresan bir noktaya değinmek istiyorum. Bir takımı şampiyon yapmak için, bazı takımları düşürüp bazı takımları ligde tutmak için kurgulamış olduğunuz dizayn, tiyatro Türk futbolunun, ligimizin tüm yayın gelirlerini altüst etmiştir. Ben böylesini en son Haluk Ulusoy döneminde, Denizli maçıyla biten o rezil sezonda görmüştüm. Dolayısıyla buna da değinmek istiyorum. Aynı zamanda camiamıza değerli galibiyeti armağan ederken, bir derbi mağlubiyeti üzerine plan yapan, böyle önemli bir maç öncesi takımın ve hocanın motivasyonunu bozan Fenerbahçelilere de bu galibiyet armağan olsun." ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, basın mensuplarının Dursun Özbek’in, "Ali Koç’un cesareti varsa buradayım bekliyorum." açıklaması üzerine sorduğu soruya şu şekilde yanıt verdi: "Bana meydan mı okuyor, beni düelloya mu çağırıyor? İki senedir TV karşısında tartışalım ve bu sayede insanlar iki başkanın da niyetini, kişiliğini, mertliğini, dürüstlüğünü görsün istiyoruz. Dolayısıyla bugün biraz geç oldu. Uykusu kaçmasın. Ama arzu ediyorsa bu hafta istediği TV kanalına, Galatasaray TV de dahil, çıkmaya hazırım. Bu ne ucuz kabadayılık. İki senedir biz bas bas bağırıyoruz. Oradan buradan atıp, tutmayın. Kinayeli konuşmayın. Dikkat edin bu kulüp ne yazık ki, bir maç kazandığı zaman sadece Fenerbahçe de değil. Son derece alaycı, kibirli ve kinayeli konuşmalar yapar. Biz ne isek oyuz. Biz bir çizgide yürüyoruz. Bir gün öyle, bir gün böyle diyen adamlar değiliz. İstiyorsa yarın çıkalım. Sn. Başkanın cesaretlenmesine çok sevindim. Bu galibiyet kadar olmasa da bu haberi aldığım için çok çok sevindim. Bugün onu daha fazla ayakta tutmayalım. En kısa zamanda Sn. Dursun Özbek bu çağrısının arkasında dursun. İstediği mecraya önümüzdeki 5 gecede bizi çağırsın. 5 gece diyorum çünkü lig bitiyor. Hazırız, heyecanlıyız. Ali Koç basın mensuplarının, elini Galatasaraylı bir yöneticinin ısırdığı iddiaları ve Konyaspor’un gelecek haftadaki Galatasaray maçını kazanıp Fenerbahçe’nin şampiyon olması ihtimali üzerine sorduğu soruya, "Bir Galatasaraylı yönetici benim elimi ısırabilir mi? Şaka mı yapıyorsunuz? Saygı çift taraflı müessesedir. Siz rakiplerinize saygı duymazsınız en küçük olayda dalga geçersiniz, alay edersiniz, hiç rakiplerinizi ilgilendirmeyen bir basın toplantısı, bir sponsorluk etkinliğinde durup dururken laf ederseniz, ‘projeler, Çanakkale, ananaslar’ bu muameleyi kabul etmek zorundasınız. Biz oraya kimseye saygısızlık yapmaya çıkmadık. Biz oraya bir hatıra için çıktık, bizi engellemeye çalışanları da yolumuzdan çektik. Bu kadar basit. Biri beni ısırdıysa herhalde çok hafif ısırmıştır, hissetmedik. Saygı çift taraflı müessesedir. Normal şartlarda matematiksel olarak olası bir durum ama Türkiye ligi normal şartlarda değil. Allah bilir haftaya kimi atayacaklar, ne kurgular yapacaklar. Biz inanacağız. 96 puan aldık. Fenerbahçe tarihinin en yüksek puanı. Haftaya üç puan alırsak 99 olacak ama dediğim gibi sistemi yenemedik. Orada tökezlerseler ama sistemin hiç ama hiç buna müsaade edeceğini sanmıyorum. Biz çıkıp üç puanımızı alacağız. Sonrası ne olur, Allah bilir. Allah’tan ümit kesilmez." şeklinde yanıt verdi. Devre arasında Mert Hakan ile konuşmasına yönelik sorulan soruyu Başkan Ali Koç, "Devre arasında birkaç konuşmamız oldu. O aramızda kalsın ama ilerleyen günlerde o da ortaya çıkacaktır." şeklinde yanıtladı. Fenerbahçe’nin Trabzon’da galip geldiğinde sahada saldırıya uğraması ve Galatasaray karşısında 10 kişi kalmasına rağmen maçı kazanmasına karşın kulübe yapılan muamelelere yönelik sorulan soruya Başkan Ali Koç "Üzücü. Trabzon’dakiler tamamen planlı ve sistematikti. Polis yoktu. Benim oyuncularım, takımım tribüne giderken bugün kaç polis olduğunu gördünüz. İşlerini doğru yaptıkları için İstanbul emniyetini, spor şubeyi tebrik etmek lazım. Trabzon maçını açtığın için bu maça bağlayayım. Ne yaptı bugün arkadaşlar? Hele bir tanesi var, ben sık sık gündeme getiriyorum. Onun da gerçek yüzünün ortaya çıkmasına az kaldı. En azından kendi camiası gördü. Ne dedi. ‘Böyle olmamalı’ dedi. Bir cümle. 15 dakika benim oyuncularıma nasıl ceza verilmesi gerektiğini anlattı. Buradaki olayda, küçük bir itiş-kakışta düelloya çağırıyor. Bu düelloyu yapmak zorunda, kaçmak yok. Yakında onunda benim de seçimim var. Er meydanına bekliyoruz. Orada bizim oyuncularımız linç edildi. Sistem bizim 4-5 oyuncumuza 5-6 maç ceza verilmek üzere kurgulandı. Orada hiçbir şey demeyeceksin, ‘böyle olmamalıydı’ sonra burada biz haklı sevincimizi kutlamak isterken 3-4 tane münasebetsizin bizi engellemeye çalıştığı arbede için devleti görevi çağıracaksın. ‘Hadi oradan’ derler." cevabını verdi. Kırmızı kart pozisyonu üzerine ve Mert Hakan ile neler konuşulduğuna dair sorulan soruya Başkan Ali Koç , "Mert Hakan kaptanlığını yaptı. 3 kaptanımızdan biridir. Mert Hakan’ın bugün sahada sergilemiş olduğu liderlikle ilgili benim hiçbir sıkıntım yok. Ama ne tepki gördüler bilmiyorum. Televizyondan bir yere kadar görüyorsunuz, tezahüratlarda sesi kesiyorlar. Kırmızı kart pozisyonuna olağanüstü kızdım ama şaşırmadım. Bu kadar erken olmasını beklemiyordum. Böyle atılacaksa Barış Alper 3 kere atılmalıydı. Başka oyuncular da atılmalıydı. Sadece bu maçın özelinde değil arkadaşlar, bunu söyleyeceğim için kızmayın bana, anlık günlük işlere bakıyorsunuz. Gidin, istatistikleri çıkarın. Faul pozisyonlarına bakın. Ne faul pozisyonları var sezon içerisinde, kırmızı değil, kıpkırmızı kart olan ama kart bile çıkmayan. Sistem böyle işliyor. Bugün VAR’a çağıramaz ikinci sarı karttan attığı için, ayağına değmiyor çocuk. Ama bu sefer Allah yanımızda oldu. Çocuklar olağanüstü bir karakter sergilediler. Burada eminim pek çok şarkıcı evine performe edemeden dönmüştür. Hazırlanan pek çok kareografi yapılmadan çöpe gidecek. Bir de tesadüfen 19.05’miş bugün. O da olmadı. Neresinden bakarsanız bakın son derece mutluyuz. Aslında bu tek bir derbi maçı, evet. Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansını sürdürme maçıdır aynı zamanda, evet. Ama birikti. Hepimizde birikti. Sadece Fenerbahçe ve birkaç kulüp dillendiriyor. Bu sistemden bıktı insanlar. İnşallah tez zamanda Türkiye futbolunun daha önü açılır." şeklinde yanıtladı.