SAĞLIK - 10 Mayıs 2020 Pazar 11:02

Covid-19 beyinde damar tıkanıklığına neden olur mu?

A
A
A
Covid-19 beyinde damar tıkanıklığına neden olur mu?

İnmeye karşı ''zaman beyindir'' yaklaşımının hayat kurtardığına dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Özge A. Kadırhan, Covid-19'un beyinde damar tıkanıklığına neden olup olmadığına ilişkin soruların cevaplarını paylaştı.

Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özge A. Kadırhan, beyin damar tıkanıklığı olarak bilinen 'inme'nin dünyada en sık gözlenen önemli özürlülük ve ölüm nedenlerinden biri olduğunu belirterek, ''Toplumda yaygın şekilde bilinenin aksine; sadece yaşlı bireylerde değil, herhangi bir bireyde beyin damar tıkanıklığı meydana gelebilir. Dikkatli olmak şart'' dedi.

Erken tanı sayesinde tamamen iyileşme

İnmenin, beyin kan damarları ve beyin dokusunun gerekli besin ve oksijen taşıyan damarların bir pıhtı ile tıkanması (yüzde 80) ya da yırtılması sonucu kanama ile (yüzde 20) meydana geldiğini açıklayan Kadırhan, ''Bu olay meydana geldiğinde beyin dokusu kan ve oksijen desteği alamaz, dakikalar içerisinde milyonlarca değerli beyin hücresi hasarlanır.  Bu durumda nörologlar olarak ‘zaman beyindir’ mottosu ile inme hastasına yaklaşırız. Bu dönemde ne kadar erken inme tanısı konur, hasta yakınları ne kadar bilinçli olursa, hasta tedavisi kısa sürede başlar ve rehabilitasyon süreci daha kısa ve tam ya da tama yakın iyileşme olabilir'' diye konuştu.

Kadırhan, beyin damar hastalıkları bulguları hakkında ise, ''İnme belirtilerinin toplum tarafından tanınması, hastaların tedavi olanaklarına vakit kaybetmeden ulaşmasında en önemli faktördür. Hasta ve hasta yakınları özellikle ani gelişen vücudun bir tarafında olan -asimetrik- şikayetlere dikkat etmelidir. İngilizcede en sık görülen üç bulgunun baş harfleri ile ‘fast’ kelimesi oluşturulmuştur'' diyerek bulguları şöyle sıraladı: Hastanın gülümsemesini isteyip, yüzünde gülümseme hareket ile ortaya çıkan asimetri, yüzde kayma var mı kontrol edilmelidir. Hastanın her iki gözünü kapatması istenerek, her iki kolunu kaldırması istenir, kollarda güçsüzlük var mı kontrol edilir. Hasta ile konuşulmalı, hastaya basit kelime tekrarı yaptırılmalı, hasta ağzında geveleyerek mi konuşuyor ya da konuşulanı anlıyor mu kontrol edilmelidir. Eğer bu bulgulardan herhangi biri varsa 112 aranmalıdır.

Diğer bulguların da önemli olduğuna işaret eden Dr. Kadırhan, ''Yüz, kol veya bacakta ani gelişen his kaybı, uyuşukluk, aniden gelen hatırlama güçlüğü, aniden yürümede zorluk, dengesizlik ve nedeni bilinmeyen ani baş ağrısı ya da ani görme kayıpları da dikkat edilmesi gereken bulgular arasındadır. Bu durumlarda hasta veya yakını hemen 112'yi aramalı, beyin damar hastalığı yönünden bilgilendirme yapmalıdır'' önerisinde bulundu. 

Tekrar etme riski iki kat fazla

Beyin damar tıkanıklığı olan bir kişinin yeniden aynı olayı yaşama olasılığının, diğer sağlıklı bireylere göre iki kat fazla olduğuna dikkat çeken Kadırhan, ''Yapılan çalışmalara göre inme tekrarı ilk olaydan beş yıl içinde dört inme hastasının birinde olabilmektedir'' dedi ve birtakım yöntem ve tavsiyeleri paylaştı.

''Uygun tedavilerle önlenebilir ve uygun zamanda müdahale ile sekelsiz (özürlülük olmadan) iyileşme sağlanan beyin damar hastalıkları tedavisinde üç önemli tedavi yöntemi mevcuttur. Öncelikle beyinde damar tıkanıklığını önlemek için şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, yüksek kolesterol, kalp ritim bozukluğu, obezite ve şah damarı olarak bilinen beyne kanı taşıyan karotid arter kireçlenme hastalığı risk faktörleri varsa bu risk faktörlerine yönelik olan tedaviler belirlenmelidir. Beyinde damar tıkanıklığı geliştikten sonra ilk saatlerde ise beyinden oluşan pıhtıyı eritici ilaç ‘trombolitik tedavi’ ya da oluşan pıhtıyı angiografik olarak tıkadığı damardan uzaklaştırmak ‘trombektomi’ inme tedavi yöntemleri arasındadır.”

 “Doğru hasta seçimi ile iyi klinik sonuçlar alınabilir”

Trombolitik tedavinin yani pıhtı eritici tedavi özellikle hastanın şikayetleri başlamasından sonraki ilk dört buçuk saatte uygulanabileceğine dikkat çeken Kadırhan, “Beyni besleyen orta ve büyük boy bir damar tıkanıklığına bağlı olarak meydana gelen ağır felç durumlarında bu pıhtı eritici tedavi tek başına damarın açılmasında yeterli olamamaktadır. Kasık yoluyla yapılan anjiyografi yönteminde (endovasküler rekanalizasyon (trombektomi-tromboaspirasyon) tıpkı kalp damarında olduğu gibi katater ile tıkalı damara ulaşılarak, tıkalı bölgedeki pıhtı, pıhtı eritici ilaç veya stent, balon, pıhtının emilmesi, parçalanması yöntemi ile özellikle inmenin ilk 6 saati, yeni yayınlanan inme kılavuzu ile 6-24 saat içerisinde de beyin görüntülemeleri desteği ve doğru hasta seçimi ile iyi klinik sonuçlar alınabilmektedir” dedi.

Hastalarda özürlülük meydana gelmiş ise fizik tedavi ile rehabilite edilmesinin üçüncü tedavi aşaması olduğunu söyleyen Dr. Kadırhan, “İnme sadece beyin dokusu ile ilişkili bir hastalık değildir, kişinin tüm vücudu ile ilgili sistemik bir durumdur. Düşünsel zorluk, çevreye olan farkındalığın azalması, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, karar vermede zorluk, hafıza problemleri ve sıklıkla ruhsal problemlerde de sürece eklenir. Hastanın inme sonrasında da ek şikayetleri dikkatlice ele alınmalı tedavileri değerlendirilmelidir'' ifadelerini kullandı.

Kadırhan inmenin önlenebilmesi için bireylerin günlük yaşantısındaki pek çok alanda dikkatli olması gerektiğini belirterek, ''Sağlıklı beslenme, boy-kilo ve bel-kalça oranının ideal ölçülerde olması, stres düzenlemesi, düzenli fiziksel aktivite, sigara içmemek önemli tedbirlerdir. Bu sayede, damarsal risk faktörü olarak adlandırdığımız şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol seviyelerinin tedavi ve kontrol edilmesi ile beyin damar hastalıklarında birincil korunma sağlanabilir.'' ifadelerini kullandı.

Covid-19 beyinde damar tıkanıklığına neden olur mu?

Son günlerde ülkemizde Covid-19 virüsünün beyin-sinir tutulumu olup olmadığına ilişkin soruların gündemde olduğunu söyleyen Kadırhan, ''Böyle bir şey var mı? Bulgular nasıl oluyor? gibi sorular gündeme geldi. Pandemi ile birlikte yayınlanan ilk güncel çalışmalarda virüsün vücuda girdikten sonra akciğer tutulumu sonrası akciğerlerinde çalışmasında görev alan sinirler yolu ile beyne ulaşıp beyinde solunum merkezinde iltihaplanma yaparak (ensefalit tablosu) akciğer solunum kapasitesini etkileyebildiği, ikincil olarak pıhtı oluşumunu arttırıcı faktörleri kanda arttırarak, pıhtı oluşumuna yatkınlık sağlayabilir ve beyin damar tıkanıklıkları meydana gelebilir şeklinde bilgiler verildi. Özellikle hiçbir risk faktörü olmayan genç ya da yaşlı bireylerde yaş fark etmeksizin ortaya çıkan beyin damar tıkanıklıklarında Covid-19 hastalığı olabileceği belirtildi. Son dönemde yayınlanan çalışmalarda ise koku sinirinde zedeleme sonucu aniden gelişen hiç koku alamama ve başı sıkıştırıcı tarzda olabilen, başın hem önünde (frontal) hem de arkasında (oksipital) olan baş ağrısı şeklinde de şikayetlerin olabileceği vurgulandı'' açıklamasında bulundu.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da imar krizi büyüyor: Yıkım traktörlerle kurulan barikatla durduruldu Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı Hasköy Mahallesi’nde, Mudanya Belediyesince gerçekleştirilmek istenen yıkım girişimi, mahalle sakinlerinin tepkisi üzerine ertelendi. Yıkımı engellemek isteyen mahalleli, traktörlerle yol kapatarak belediye ekiplerinin geçişine izin vermedi. Edinilen bilgilere göre, Mudanya Belediyesi ekipleri bugün mahallede yıkım işlemi için bölgeye geldi. Bunun üzerine mahalle sakinleri, yıkıma konu olan yapının önüne ve çevresine yaklaşık 30 traktörle barikat kurarak belediye ekiplerinin ilerlemesini engelledi. Kurulan barikat nedeniyle alana giriş yapamayan belediye ekipleri, bir süre bekledikten sonra olay yerinden ayrıldı. Yaşanan gelişmelerin ardından Hasköy Mahallesi Muhtarı Levent Aşçı, mahallede uzun yıllardır devam eden imar sorunlarına dikkat çekti. Aşçı, 2009 yılında yapılan imar planının aradan geçen 16 yıla rağmen uygulanmadığını, bu nedenle vatandaşların ruhsat alamadığını ve yasal yapı başvurusu yapamadığını söyledi. Hasköy’ün 2005 yılında köy statüsünden mahalleye dönüştüğünü hatırlatan muhtar Aşçı, o dönemde köy tüzel kişiliğine ait 150’den fazla arsanın Mudanya Belediyesi’ne geçtiğini, bu arsaların tamamının satıldığını ifade etti. Satışlardan elde edilen gelirle mahalledeki altyapı ve imar sorunlarının çözülebileceğini belirten Aşçı, bugüne kadar somut bir çalışma yapılmadığını dile getirdi. Bugün yıkım kararı alınan yapının, köy yerleşik alanı içerisinde, vatandaşın kendi ihtiyacı için yaptığı bir yapı olduğunu belirten Aşçı, yıkım kararının belediye encümeni tarafından alındığını, ancak henüz mahkeme süreci tamamlanmadan uygulamaya geçilmek istendiğini ifade etti. Yarın görülmesi planlanan dava öncesinde yaşanan gerginliklerin ardından yıkımın pazartesi gününe ertelendiği öğrenildi. Mahallenin nüfusunun yaklaşık bin 300 olduğunu kaydeden muhtar Aşçı, imar uygulamalarının hayata geçirilmemesi nedeniyle vatandaşların kaçak yapılaşmaya mecbur bırakıldığını savundu. Geçmiş yıllarda tarım arazileri ve zeytinlikler üzerine yapılan yapılarla ilgili işlem yapılmadığını, buna rağmen yerleşik alan içerisindeki yapılara yıkım kararı verilmesinin tepkiye neden olduğunu ifade etti. Mahalle sakinleri ise Mudanya Belediyesi’nden imar uygulamalarının acilen hayata geçirilmesini, yıkımların durdurulmasını ve mağduriyetlerin giderilmesini talep etti.
Kayseri Kayseri’deki ’yan bakma’ cinayetine ceza yağdı Kayseri’de 1 kişinin öldüğü 1 kişinin de yaralandığı olayla ilgili görülen duruşmada, cinayet zanlısına müebbet ve 10 yıl hapis cezası verilirken, 5 tutuksuz sanığa da 12 yıl 6 hapis cezası verildi. Kayseri’de 12 Ekim 2024 tarihinde Osman Kavuncu Bulvarı üzerindeki bir restoranda gece yarısı meydana gelen ve iki grubunun karşı karşıya geldiği olayda Ahmet E.Ü. tarafından bıçaklanan Hakan K. hayatını kaybetmiş, K.D. de yaralanmıştı. Tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’nün yanı sıra tutuksuz sanıklar A.T., N.B., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’nin yargılandığı davanın karar duruşması Kayseri 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Ahmet E.Ü., avukatı ve tutuksuz sanıkların avukatları ile Hakan K.’nın yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada son sözlerini sorulan tutuklu sanık Ahmet E.Ü., annesine ve ablasına yönelik küfürler nedeniyle olayın yaşandığını belirterek, öldürmek kastı olmadığını, Hakan K.’nın yakınlarının yüzüne bakamadığı, kendisini affetmelerini istediğini söyledi. Yapılan yargılama sonunda mahkeme heyetini tutuklu sanık Ahmet. E.Ü.’ye Hakan K.’ya yönelik eyleminden dolayı müebbet hapis cezası verirken, K.D.’ye yönelik eyleminden dolayı da 10 yıl hapis cezasına hükmederek, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti tutuksuz sanıklar A.T., N.B.Y., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’ye de Hakan K.’nın ölümüyle ilgili olarak ’öldürmeye yardım’ suçlamasıyla ayrı ayrı 8 yıl 4 ay, K.D.’nin yaralanması eylemi nedeniyle de 4 yıl 2 ay olmak üzere her bir sanığa 12 yıl 6 hapis cezasına hükmederek, yurt dışı yasağının devamına karar verdi. Taraflar birbirine girdi Duruşmanın ardından Hakan K.’nın yakınları tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’ye tepki gösterirken, duruşma salonunun bulunduğu koridora alınmayan taraf yakınları arasında kavga çıktı. Çıkan kavga polis ekiplerinin müdahalesiyle büyümeden önlendi.
Samsun Arapçanın evrensel mirası OMÜ’de kutlandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) "Dünya Arapça Günü" kapsamında düzenlenen programda, Arapçanın evrensel mirası çeşitli etkinliklerle öğrencilere tanıtıldı. Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce, "18 Aralık Dünya Arapça Günü" dolayısıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Mavi Salon’da düzenlenen programa, üniversitenin farklı akademik birimlerinden akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe İlahiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Yabancı Diller Yüksekokulu paydaş olarak katkı sundu. Söz konusu birimlerden çok sayıda akademik personel ve öğrenci programda yer aldı. "Arapça, farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kuruyor" Programın açılış konuşmasını yapan Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hasan Selim Kıroğlu, ’18 Aralık Dünya Arapça Günü’nün, Arapçanın evrensel bir dil olarak taşıdığı kültürel, tarihi ve entelektüel mirası hatırlatmak açısından önemli bir gün olduğunu belirtti. Arapçanın yalnızca bir iletişim aracı olmadığını vurgulayan Kıroğlu, bu dilin yüzyıllar boyunca bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanlarında üretilen önemli eserlerin taşıyıcısı olduğunu ifade etti. Kıroğlu, Arapçanın farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, bu tür etkinliklerin dilin tanıtımına ve öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimine katkı sunduğunu söyledi. Etkinlik kapsamında Arapça slayt gösterileri, şiir dinletisi, skeç, şarkı, röportaj ve bilgi yarışması gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Program, katılımcıların ilgiyle takip ettiği gösterilerin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Demir, OMÜ’de öğrencilerle buluştu Ayrıca İlahiyat Fakültesi tarafından, ’Hitabet ve Mesleki Uygulama’ dersi kapsamında öğrencilere yönelik bir söyleşi programıyla danışman akademisyenlere teşekkür belgesi takdim töreni gerçekleştirildi. Program kapsamında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet İshak Demir tarafından öğrencilere yönelik bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide, hitabet, mesleki uygulamalar ve din hizmetlerinde sahadaki tecrübelerin önemi üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.
Ankara CHP lideri Özel: "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" dedi. Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Asteğmen Kubilay’ın şehit edilişinin 95. yıl dönümüne değinen Özel, "Bugün eğer bu grup toplantımız olmasaydı, Meclis açık olmasaydı pek çoğumuz gibi ben de her yıl olduğum gibi Menemen’de olacaktım. Bugün Asteğmen Kubilay’ın, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan’ın katledilişlerinin 95’inci yılı. Kubilay Menemen’e asteğmen olarak gitti ve Cumhuriyet’in ay-yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye yanlılarının ellerinde şeriat bayrağı ile dolaştıklarını, Cumhuriyet’e ve kurucusuna meydan okuduklarını, gördükleri yerde Türk bayrağını indirip şeriat bayrağı çektiklerini görünce yanındaki iki bekçi arkadaşıyla birlikte bunların karşısına dikildi. Gözü dönmüş caniler Kubilay’ı önce yaraladılar. Sonra yaralı bedenine işkence ettiler. Kubilay’ı ölümünün, şehadetinin 95’inci yılında Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki ile birlikte rahmet ve minnetle anıyoruz. Kubilay’dan bize emanettir. Cumhuriyet düşmanlarına baş eğmeyeceğiz. Gerekirse baş vereceğiz. Ama baş eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. "Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler, artık karşımızda bir iktidar partisi yok" Partisinin iktidara hazır olduğunu ifade eden Özel, "Ben Meclis grubumuzun komisyon ve Genel Kurul performansından memnunum. Tahmin ediyorum Erdoğan da görüyordur. Ben AK Parti’nin performansından da çok memnunum. Doğruya doğru, muhalefete hazırlar. İktidar perspektiflerini kaybetmişler. Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler. Artık karşımızda bir iktidar partisi yok. Müstakbel bir muhalefet partisi var. Ana muhalefet olabilirler mi bilmem ama muhalefete hazırlar. Meclis Genel Kurulu’na baktığımızda ya da Plan ve Bütçe Komisyonu’na baktığımızda bir tarafta sorunu gören, isyan eden, edilen isyanı duyan ve çözüm öneren bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisi. Öbür tarafta eleştiriyi ya duymayan ya da duyduğu eleştiriye hakaretle cevap veren, kendilerine verilen 70-80 dakika kürsüye çıkıp hakaret eden, muhalefete muhalefet eden, ülkenin ana muhalefet partisine muhalefet eden bir partiyle karşı karşıyayız; Adalet ve Kalkınma Partisi" dedi. "Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar" AK Parti’nin 2025’te işçiyi, emekliyi yüksek enflasyon ve faize ezdirdiğini dile getiren Özel, "2025 enflasyon hedefi yüzde 17,5 idi. Yüzde 17,5 enflasyon hedefi açıkladılar ve yılı yüzde 30’la bitirdiler. Bunu sorduğunuzda da utanmadan, çekinmeden sanki iki-üç puanmış gibi ’enflasyon hedefimizden biraz saptık’ diyorlar. ’Biraz’ dedikleri sapma, yüzde 77. Hedef yüzde 17,5 ama gerçekleşen yüzde 30. O ’birazcık’ dediğinde fark şu: Bir mal veya hizmet geçen seneden bugüne ne kadar zamlandıysa, yarısını hedeflediler ve öbür yarısını beceriksizliklerinden ve kötü niyetlerinden dolayı sizin sırtınıza yüklediler. Ne oldu geçen sene, geçen sene ne oldu da bu hedef tutmadı? Ne olduğunu söyleyeyim; 19 Mart sivil darbesi oldu. Buradan bütün vatandaşlarımıza hatırlatırım: Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar. Devasa bir para. Emekliye lazım paranın 70-80 katı, asgari ücretliye lazım paranın 90 katı gibi bir para" şeklinde konuştu. "Asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil" AK Parti’nin iktidara geldiğinde Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa’daki 12 ülkeden daha yüksek olduğunu belirten Özel, "Şimdi asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil. Biz de 446 euro, Almanya’da 2 bin 100 euro, Fransa’da bin 800 euro, Yunanistan’da bin 27 euro. Geldiğinde depremden dolayı ÖTV konmuştu. Biliyorsunuz. Özel Tüketim Vergisi. Arabadan da alınıyordu. Yüzde 27 ile en düşüğü, en yükseği yüzde 50. Bugün geldiler, en düşük ÖTV yüzde 60, en yüksek ÖTV yüzde 220. Depremde geçici konan vergiyi yüzde 220 ile uygulamaya devam edip, geldikleri gün 8 çeyrek altın alan asgari ücreti 2 çeyrek altına indirmiş bir iktidardan bahsediyoruz arkadaşlar" diye konuştu. "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" CHP lideri Özel son olarak, "Hem bahis hem uyuşturucu ülkenin ana gündemi haline geldi. Aslında memleketin gündemi çoktan bu; yıkılan aileler, evlatlarını okula yollarken korkan aileler. Okulların önü çete dolu, torbacılar dolu. Çalıştığı iş yerinin kasasından parayı alıp bahis oynayıp batanlar, intihar edenler, evliliği bozulanlar, kaçanlar, korkunç bir ülke haline geldik. Sokağın gündemi nihayet başka vesilelerle ülkenin gündemi haline geldi. Hakemler, futbolcular yasağa rağmen bahis oynuyor. Bir hakem düşünün 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Hafta sonu maç oynatmış, hafta içi 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Bunu yakalayamamışlar, bunu kaydedememişler. 17 bin 999 kez ıskalamışlar. En sonunda 18 binincide ortaya çıkmış. Tam anlamıyla bir çürümüşlük var" dedi.