GÜNDEM - 30 Eylül 2020 Çarşamba 18:54

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’nde konuştu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, BM 75. Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’ne video mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim değişikliği ile mücadelede en ön saflarda yer alıyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 75. Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’ne bir video mesaj gönderdi.

Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“İnsanlık olarak küresel ölçekte zorlu ve sancılı bir dönemden geçiyoruz. Bir taraftan son asrın en büyük sağlık krizlerinden olan korona virüs salgını ile mücadele ederken diğer taraftan da salgının menfi etkilerini yönetmeye çalışıyoruz. Covid-19 salgını, sağlık sorunu olmanın ötesinde ekosistemdeki bozulmanın yansımalarından birisidir. Salgın aynı zamanda bizlere biyolojik çeşitliliği korumanın gelecek nesillere sağlıklı ve temiz bir dünya bırakmanın önemini de göstermiştir. İçinde hayatımızı devam ettirdiğimiz tabiat atalarımızın bize bir mirası değil çocuklarımızın emanetidir. Salgın sonrasında insanlığın ekonomik ve sosyal adaletle birlikte bu konuda da gereken dersleri çıkaracağına inanıyorum. Üç farklı iklim kuşağı ve 3 biyocoğrafi alan üzerinde yer alan Türkiye’nin oldukça zengin bir doğal habitat çeşitliliği bulunuyor. Sadece kıtaların ve kültürlerin değil aynı zamanda iklimlerin de kavşak noktasındayız. Son yıllarda attığımız adımlarla bu zenginliğimizi daha da tahkim ettik. Ülkemizin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yaptık. Ata Tohumu Projesi ile ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerini koruma altına aldık, 4.5 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturarak orman varlığımızı 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkarttık. Tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim değişikliği ile mücadelede en ön safta yer alıyoruz. Ayrıca biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve restorasyonuna yönelik küresel çabalara da destek veriyoruz. Önümüzdeki 10 sene insanlığın kaderini tayin edecektir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçeğe dönüşmesi için biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik yenilikçi, etkili ve pratik projelere ihtiyacımız vardır. Hali hazırda üzerinde çalıştığımız küresel biyoçeşitlilik çerçevesinin 2050 yılına giden süreçte etkili ve eylem odaklı amaçlar içeren bir yol haritasını teşkil edeceğine inanıyorum. Biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve ekonomiye katkısını kısa vadeli hedefler olarak asla görmemeliyiz. Ekonomik sektörlerin tamamında farkındalığı artırarak bu alanda özel sektörlerin yatırım yapmasını teşvik etmeli, karşı karşıya kaldığımız sorunları birer fırsata çevirmeliyiz. 2022’de BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansına ev sahipliği yapacak ve 2 yıllık dönem başkanlığı görevini yerine getirecek Türkiye bu süreçte biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için gerekli adımların atılmasında öncü rol oynayacaktır.”

İlker Turak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GAÜN’de “Türkiye’nin Büyük Dil Modeli” söyleşisi Baykar Akıllı Wep Sistemleri Grup Lideri ve T3 AI Program Yöneticisi Refik Söylemez, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Büyük Dil Modeli” söyleyişi kapsamında öğrencilerle bir araya geldi. GAÜN Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte konuşan Refik Söylemez Yapay Zeka ve Türkiye’nin büyük dil modeli olan T3 AI’le ile ilgili gelişmelere değindi. Günümüzde dünyada gündemin yapay zeka olduğunu ve ülke olarak bu yarışta yer almamız gerektiğini belirten Söylemez, bunun için Türkiye’nin büyük dil modelini geliştirdiklerini söyledi. Refik Söylemez konuşmasında, “Şu an dünyada gündem yapay zeka, bizde ülke olarak bizim bu yarışta olmamız gerekiyor. Biz teknolojik inovasyon yaparak bu yarışta olmak istiyoruz. Bunun için ‘Türkçe Büyük Dil Modeli’ geliştirilmesini başlattık. Yakın bir zamanda bunu ekosisteme açmayı planlıyoruz. Paydaşlarımızla beraber birçok alanda sistemler geliştirdik. Bu projeden herhangi bir gelir beklemiyoruz, hiçbir şekilde satış stratejisi gütmüyoruz. Geliştirdiğimiz programla bilgiler daha güvende olacak. Birçok büyük kurumlarımız ihtiyaç halinde şuan ki programları kullanıyorlar bundan dolayı bilgiler yurt dışına akıyor ve bunu ücretli alıyorlar. Bizim geliştirdiğimiz program ücretsiz ve daha güvenilir olacak. Bunları yaparken gençlerimizle birlikte yapmak istiyoruz. Nasıl TEKNOFEST’te Gaziantep Üniversitesi paydaşlığında önemli yerlere geldiysek, yapay zeka alanında da hep beraber T3 ailesi ve topluluk olarak Türkiye’nin en iyi modelini çıkartıp bu alanda dünyanın en iyisi olmak istiyoruz” dedi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Yumrutaş ise Gaziantep Üniversitesinin TEKNOFEST’lerdeki başarılarına değinerek, öğrencilerin her türlü projelerini desteklediklerini söyledi. Prof. Dr. Yumrutaş, “Göreve geldikten soran geliştirdiğimiz programla ulusal ve uluslararası teknolojik yaraşmalara katılmak isteyen öğrencileri destekledik. İmkanlar dahilinde yeni atölye ve ofisler açarak öğrencilere daha rahat çalışabilecek mekanlar kazandırdık. Yine öğrencilerimize yenilikçi teknolojileri öğretmek için atölye ve malzeme desteği sağlıyoruz. Son 3 yılda öğrencilerimiz TEKNOFEST’lerde 27 ödül getirdi. Öğrencilere verdiğimiz destekler karşılıksız kalmadı.” diye konuştu.
Çorum Müftü Şahin Yıldırım Çorum’daki yeni görevine başladı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Çorum İl Müftüsü olarak atanan Şahin Yıldırım yeni görevine başladı. Cumhurbaşkanlığınca Resmi Gazetede yayımlanan "İl Müftüsü Atama Kararları" ile Malatya İl Müftüsü iken Çorum İl Müftüsü olarak atanan Şahin Yıldırım yeni görevine başladı. Çorum İl Müftü Vekili Adem Aygül ve personel tarafından karşılanan Müftü Şahin Yıldırım, personelin hayırlı olsun tebriklerini kabul etti. Daha sonra Çorum Belediyesi Buhara Kültür Merkezinde din görevlileriyle bir araya gelen Müftümüz Yıldırım için cübbe ve sarık giyme merasimi düzenlendi. Merasime, Amasya İl Müftüsü Durmuş Ayvaz, Tokat İl Müftüsü Esat Yapıcı, DİB Başkanlık Müftüsü Ümit Çimen, Müftü Şahin Yıldırım, il müftü yardımcıları, ilçe müftüleri, Malatya İl Müftülüğü din görevlileri ve Çorum İl Müftülüğü din görevlileri katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açış konuşmasını yapan Müftü Yardımcısı Adem Aygül, Müftü Yıldırım’a hoş geldiniz derken yeni görevinin hayırlı olması dileklerinde bulundu. Malatya İli Battalgazi İlçesi Söğütlü Cami İmam-Hatibi Mehmet Refik Metin’in hayırlı olsun temennisini içeren konuşmasının ardından kürsüye gelen Müftü Yıldırım, tüm katılımcılara ayrı ayrı teşekkür edip Çorum’un önceki müftüsü Muharrem Biçer’e de yapmış olduğu hizmetlerden dolayı şükranlarını bildirdi. Müftü Yıldırım yaptığı konuşmasında; sorumluluğunun çok ağır olduğunu ve bu yükü birlikte omuzlayacaklarını belirtti. Tokat Müftüsü Yapıcı ise konuşmasında; sarığın ilmi, cübbenin de takvayı sembolize ettiğini ifade ederek hayırlı olsun temennisiyle Müftü Yıldırım’a cübbe ve sarığını giydirdi. Başkanlık Müftüsü Çimen de Çorum iline hoş geldin dileğiyle Müftü Yıldırım’a çiçek takdiminde bulununken Amasya Müftüsü Ayvaz’ın duasıyla program tamamlandı.
Bitlis YÖK Başkanı Erol Özvar: "Rekabet, ilim alanında yarışmanın tezahürüdür” Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, uluslararası alanda başarılı olmanın yolunun üniversitelerin tatlı bir rekabete açılmasından geçtiğini belirterek, “Etik değerlere dayalı bir rekabet, üniversitelerimizin verimliliğini, etkinliğini arttıracaktır” dedi. Bitlis Eren Üniversitesinin (BEÜ) merkezi konferans salonunda düzenlenen “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı”, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Burada konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi”nin önemine değinerek, “Yükseköğretim Kurulu olarak, yükseköğretimde çeşitliliğinin artırılması hedefi doğrultusunda, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesini 25 üniversitemizle başarıyla yürütüyoruz. ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesinin etkinliği artırılacaktır’ ifadesiyle devletimizin üst politika belgesinde de yerini almıştır. Yükseköğretim Kurulu olarak yükseköğretimin tüm süreçlerinde ‘çeşitlilik, farklılaşma ve bölgesel gelişme odaklı’ bir planlama anlayışını ve yaklaşımını önemsiyoruz. Yapısal değişim niteliğindeki en önemli girişimlerimizden birisi olan üniversitelerimizin misyon farklılaşması odaklı ihtisaslaşmasına yönelik çalışmalarımızı da bu kapsamda değerlendiriyor ve bu alandaki faaliyetlerimizi üniversitelerimiz ve tüm paydaşlarımızla birlikte bundan sonra da güçlendirerek devam ettirmeyi düşünüyoruz” dedi. YÖK Başkanı Özvar, Yükseköğretim Kurulu tarafından 25 üniversitenin katılımıyla yürütülmekte olan “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı” kapsamında üniversitelerin, eğitim öğretim ve araştırma geliştirme gibi birincil faaliyetlerinin yanı sıra bulundukları ilin ve bölgenin doğal, ekonomik, ticari, sanayi ve sosyal potansiyelinin etkin olarak kullanılması, yerel ekonomik hayatın geliştirilmesine katkı sağlanması, bölgenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağının yetiştirilmesinin amaçlandığını söyleyerek, şöyle devam etti: “Yükseköğretim Kurulu, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı ile üniversitelerin bulundukları bölgelerin ihtiyaçları, sahip oldukları potansiyel ve kapasiteyi göz önüne alarak bölgesel kalkınmanın sağlanmasında öncü, yönlendirici ve aktif bir rol oynamalarını hedeflemektedir. Yine bu programla üniversitelerin bölgesel kalkınmayı sağlamak üzere kendi hedeflerini ve stratejilerini bölgeleriyle ilişki kurarak yeniden tanımlamaları, vizyon ve misyonlarını bölgenin ihtiyaçları kapsamında farklılaştırmaları beklenmektedir.” YÖK Başkanı Erol Özvar, uluslararasılaşmanın Yükseköğretim Kurulunun en önemli stratejik hedeflerinden biri olduğunu belirterek, “Bizim uluslararasılaşma ile anladığımız şudur, saygınlığı olan öğretim elemanlarının gelip gittiği bir yer olma özelliğini kazanma, uluslararası öğrenciler için bir odak, bir cazibe merkezine gelme, bilimsel faaliyetleriyle, ilim insanlarının gelmek için uğraş verdiği bir merkez olmak için uğraş verdiğini anlıyoruz. Bugün üniversitelerin uluslararası etkileşime açılmadan gelişmeleri imkansızdı. İlim bir sosyalleşme işi ise ki gerçekten öyledir, bunu sadece milli sınırlarımızda değil aynı zamanda uluslararası alana, küresel ölçeğe taşımak zorundayız. Biz ululararasılaşmadan bunu anlıyoruz. Ürettiğimiz bilimsel çıktıların başkaları tarafından fark edilmesi, onlar tarafından benimsenmesi bu ülkenin en önemli yumuşak gücüdür. Üniversiteler bilhassa gelişmiş ülkelerin çok değerli bir yumuşak gücüdür. Uluslararası alanda başarılı olmanın yolu, üniversitelerimizin tatlı bir rekabete açılmasından geçmektedir. Etik değerlere dayalı bir rekabet, üniversitelerimizin verimliliğini, etkinliğini arttıracaktır. Rekabet; işbirliğine engel değildir, işbirliği de rekabete engel değildir. Rekabet, ilim alanında yarışmanın tezahürüdür. Bu bakımdan üniversitelerimizin rekabet etmesi çok önemli. Rekabet de ancak farklılaşmayla olur. Bu bakımdan üniversitelerimizin rekabet üstünlüğü üretebilecek taraflarını geliştirmek zorundadır” şeklinde konuştu. BEÜ Rektörür Prof. Dr. Necmettin Elmastaş ise projeye 6 ay önce dahil olduklarını belirterek, “Bu proje, YÖK Başkanlığı öncülüğünde Cumhurbaşkanlığı Stratejik ve Bütçe Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğiyle hayata geçirilmiş ve üniversitelerimizin bulundukları bölgelere olan katkılarını arttırmayı ve belirli alanlarda ihtisaslaşmalarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Günümüzde küreselleşme, uluslararası ilişki ve politikaların temelini oluşturan kavramlardan biri haline gelmiştir. Bu meyanda Türkiye gibi hızla gelişen ülkeler, küreselleşmenin yanı sıra bölgesel bağları güçlendirmeyi ve bölgesel bağları ve kalkınmayı desteklemeyi önemsemektedirler. Özellikle son yıllarda bölgesel kalkınma anlayışıyla yeniden şekillenmiş ve uluslararası işbirliklerine açık bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu çerçevede üniversitelerin bölgesel kalkınmadaki rolü büyük önem taşımaktadır. Üniversiteler her küresel gelişmeleri takip ederek küresel düzeyde etkili olmayı hem de bulundukları bölgelerde sıkı bir işbirliği içerisinde olarak bölgesel kalkınmaya katkı sağlamayı amaçlamaktadırlar” diye konuştu. Düzenlenen programa YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, BEÜ Rektörür Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, 25 farklı üniversite rektörü, akademik personel ve öğrenciler katıldı.