POLİTİKA - 13 Haziran 2018 Çarşamba 04:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan:'Bunların fikri neyse zikri odur'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan:'Bunların fikri neyse zikri odur'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millet Kıraathanelerine kumarhane yakıştırması yapılmasına sert çıkarak, “Bunların fikri neyse zikri odur. İskambil masalarından hiçbir zaman kalkmayan, okey taşlarından ömrü billah kurtulamayanlar buraları ona benzetir. Nasıl yapıldığını ekranlarda göstermeme rağmen anlamamakta direniyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara muhtarları ile sahurda bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonunda gerçekleştirilen sahura, Erdoğan’ın yanı sıra Bakanlar Kurulu üyeleri AK Partili milletvekilleri, Ankara’nın dört bir yanından gelen muhtarlar katıldı.
İftar programına katılan muhtarların yanlarında bir mahalleliyi de getirmesini çok önemsediğini belirterek sözlerine başlayan Erdoğan, “Mutluyum zira Cumhurbaşkanlığı Külliyemizin en yeni binası olan Sergi Salonumuza, milletin evine, bu gazi mekana muhtarlarımızla açılışı yaptık ve muhtarlarımızla bugün devam ediyoruz. Arkadaşlarıma onu söyledim, ‘Muhtar kardeşlerimize gelirken köy veya mahallesinden artık tabi köy kalmadı, yanına bir de mahalle sakinini alsın öyle gelsin’ dedim. Herhalde öyle yapmışsınızdır. Çünkü burası benim babamın köşkü değil, babamın evi de değil. Burası milletin evi. Böyle bir mekanda, bu milletin gerçek sahipleri, muhtarlarımız ve muhtarlarımızın da yanında tercih edeceği bir mahallelinin gelmesi çok hayırlı olur” diye konuştu.

“İskambil masalarından hiçbir zaman kalkmayan, okey taşlarından ömrü billah kurtulamayanlar buraları kumarhanelere benzetir”
Bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 100 binlerce vatandaşı ağırladıklarını ifade eden Erdoğan, “Biz buraya boşuna ‘milletin evi’ demiyoruz. Şu ana kadar gerek ana binamızdaki toplantı salonumuzda ve kış bahçemizde ve gerek camimizde, gerek Kongre ve Kültür Merkezimizde herhalde 100 binlerce kişiyi ağırladık. Gerçekten çok önemli bir ihtiyacı karşılayacak bu salonun hemen batısında inşaatı tamamlanmak üzere olan Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi var. Kütüphanemizin için yer alacak 5 milyon cilt kitabıyla toplantı ve çalışma kitabıyla, internetinden kitabına kadar tüm hizmetleriyle kendi alanında ülkemizin bir numarası olacak. 24 saat gençlerimizin hizmetinde olacak ve orada kendilerine yapılan ikramlar ücretsiz olacak. Bu aralar Millet Kıraathanesi diye anlatıyorum ya onun bir numaralı örneği burası. Bunu eleştiriyorlar, şaşırıyorum güya Ana Muhalefetin başı bunu kumarhaneye benzetiyor. Bunların fikri neyse zikri odur. İskambil masalarından hiçbir zaman kalkmayan, okey taşlarından ömrü billah kurtulamayanlar buraları ona benzetir. Nasıl yapıldığını ekranlarda göstermeme rağmen anlamamakta direniyorlar” ifadelerini kullandı.

“Biz terörist değil, biz bu ülkenin hizmetkarı olacak bir nesil yetiştirtmeye çalışıyoruz”
İstanbul’da Zeytinburnu Belediyesi’nin hizmete aldığı kütüphaneyi örnek gösteren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul Merkez Efendi’de bir millet kıraathanesi var. Oraya ani bir gece baskını yaptım. Zeytinburnu Belediyemiz güzel yapmış, 17 bin cilt kitap var. Gençler hepsi orada ders çalışıyorlar. Üniversiteye hazırlananlar var, üniversitedeki derslerine çalışanlar var. Aslında sürekli ihtiyaca cevap veremiyor. Çorba, çay, kahve hepsi bedava. Eleştirmeye başladılar, niye eleştiriyorsun kardeşim sen de yap senin de olsun. Bunu yapmak için dertli olacaksın. Dertli olmayan bunu yapamaz. Bizim gencin haliyle derdimiz var. Türkiye’de bütün vilayetlerimizin büyüklüğüne göre, bu projeleri yapacağız ve buraları kitaplarla dolduracağız. Bu akşam Eskişehir’deydim tam karşımızda böyle bir kıraathane vardı. Baktım ki hoş, hemen geçtim oraya, muhabbet yaptık ne güzel oluyor. Gence ruh veriyor ruh. Genci fikirden düşünceden koparmak başka şey ama gence düşünceyi kitapların arasında vermek bambaşka şey Onların ufkunu bunlarla açmamız lazım. Yoksa kitaptan, fikirden, düşünceden ırak gençlikle bir yere gidilmez. Onlarla eli döner bıçağıyla, silahlı PKK terör örgütünün mensubu yetişir. Dağlara bol bol eşkıya yetişir, terörist yetişir. Biz terörist değil, biz bu ülkenin hizmetkarı olacak bir nesil yetiştirtmeye çalışıyoruz.”  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Elin oğlu Türkiye için siyasi kararlar veriyor diye, siz onlara bakarak mı karar vereceksiniz. Dün evine bir tane araba sokamayan vatandaşımızın birçoğunun evinde bugün iki tane araba var. Evinde çamaşır makinesi olmayanlar, en modernlerini alabiliyor. Şu anda Türkiye 3 buçuk kat büyümüş vaziyette. Bunlar durup dururken olmadı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara muhtarları ile sahurda bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonunda gerçekleştirilen sahura, Erdoğan’ın yanı sıra Bakanlar Kurulu üyeleri AK Partili milletvekilleri, Ankara’nın dört bir yanından gelen muhtarlar katıldı.
Hayatları boyunca hizmet siyasetini kendilerine şiar edindiklerini açıklayan Erdoğan, 24 Haziran’dan sonra da güçlü Türkiye için güçlü Meclis ve güçlü hükümetin önemine vurgu yaparak “Dünkü Türkiye, okulundan hastanesine, yolundan konutuna, evinin içindeki eşyalarından otomobiline kadar her alanda yoklukların, mahrumiyetlerin Türkiye’siydi. Bugün hamdolsun milletimiz bu tür temel ihtiyaçların derdine düşmeyi geride bıraktı. Yeni dönemde milli geliri 3 bin 500 dolardan, 11 bin dolara çıkmış Türkiye’nin beklentilerine, taleplerine uygun hizmetlerle yolumuza devam edeceğiz. Sizlerin de bildiği gibi, ‘Yaparsa yine AK Parti yapar’ bunun için güçlü Meclis diyoruz, güçlü hükümet diyoruz, güçlü Türkiye diyoruz. Biz tüm hayatımız boyunca sadece hizmet siyaseti yaptık. Bizim referansımız 16 yıllık hizmetimizdir. Buna belediye başkanlığımı da ilave edersem 20 yıllık hizmetimizdir. İstanbul’a bakın bizi görün. 11 buçuk yıl başbakanlığımıza bakın ve ondan sonra da 3 buçuk yıllık cumhurbaşkanlığımıza bakın bizi görün” diye konuştu.

“Farklı siyasi anlayışlarda olabilirsiniz ama marifet iltifata tabidir bunu da herhalde bir kenara atmazsınız”
Muhtarlara, farklı siyasi görüşlerde bulunabileceklerini, fakat 16 yıl boyunca yapılan hizmetlerin de yabana atılmaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “Onun için farklı siyasi anlayışlarda olabilirsiniz, bu sizin en tabi hakkınızdır. Ama marifet iltifata tabidir bunu da herhalde bir kenara atmazsınız. Bizim davamız milletimize hizmet davasıdır. Bizim hedefimiz, ülkemizi dünyanın en büyük on ekonomisinden biri haline getirmektir” dedi.

“Şu anda Türkiye 3 buçuk kat büyümüş vaziyette”
Ekonominin bozukluğu üzerine getirilen eleştirileri ele alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yılın ilk çeyreğinde yakaladığı 7,4’lük büyüme oranını hatırlatarak, “İlk çeyrekte 7,4 büyümeyi yakaladık. ‘Ekonomide battık, bittik, şuydu, buydu falan’ diyorlardı. Neyi battık ya, elin oğlu Türkiye için siyasi kararlar veriyor diye, siz onlara bakarak mı karar vereceksiniz. Ne halde olduğumuz ortada. Dün evine bir tane araba sokamayan vatandaşımızın birçoğunun evinde bugün iki tane araba var. Evinde çamaşır makinesi olmayanlar, en modernlerini alabiliyor. Buzdolaplarını rahatlıkla alabiliyor, bütün fırınlar, ocaklar bunlara bakın. Şu anda Türkiye 3 buçuk kat büyümüş vaziyette. Bunlar durup dururken olmadı. Bizim vizyonumuz 2053’te, 2071’de evlatlarımızın Türkiye’yi dünyada hak ettiği yere ulaştırmasıdır” açıklamasında bulundu.
Muhalefetin vaatleri arasında yalnızca, yıkmak, satmak, durdurmak, bozmak gibi ifadelerin olduğunu belirten Erdoğan, “Biz eserlerimizle ortadayız” dediği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ankara’nın havalimanını görüyorsunuz. Bizden önce böyle bir havalimanı var mıydı? Havalimanından Ankara’ya gelişin yollarını sizler bilmiyor musunuz? Neydi, şu anda ne oldu? Bütün bunların yanında Ankara’nın alt yapı, üst yapı kavşaklar daha önce böyle bir şey var mıydı? Bakın şimdi ne hale geldi. Başımızı iki elimizin arasına alalım ve düşünelim. Bazı soruları sorma noktasına gelelim. Ben basitinden söylüyorum, birileri önünüze geldiğinde bunlar rahatlıkla onlara sorulabilir. AK Parti, Türkiye’de 284 bin yeni derslik yaptı, siz onları yıkacak mısınız? AK Parti Türkiye’de 585 bin yeni öğretmen göreve başlattı, siz onları işten atacak mısınız? AK Parti Türkiye’ye bin 245 yeni hastane, 130 bin yeni hastane yatağı kazandırdı, siz onları da kaldırıp atacak mısınız?”
Yapımı devam eden şehir hastanelerini ve AK Parti’nin diğer icraatlarından örnekler gösteren Erdoğan açıklamasına, “Şu anda Bilkent’te muhteşem bir şehir hastanesi bitirmek üzereyiz. Şurada bir iki ay içinde açacağız. Bir de Etlik’te yapımı devam eden şehir hastanemiz var. O da önümüzdeki yıl açılacak, bunları durduracak mısınız? Şu ana kadar Türkiye genelinde 5 şehir hastanesini hizmete aldık, bunların kapsına kilit mi vuracaksınız? AK parti Türkiye’de 817 bin vatandaşımızı ev sahibi yaptı, onları yıkacak mısınız, 20 bin kilometre bölünmüş yol yaptı, siz bunları yeniden tek geliş tek gidişe mi çevireceksiniz? Havaalanı yolunda gecekondular vardı. Bütün o gecekondular Başkent Ankara’yı ne hale sokuyordu. Gece vakti Ankara’ya gelirseniz diyorlardı ki; ‘Herhalde bunlar hep villa.’ Görülmüyor ya bir şey ama gündüz her şey ortaya çıkıyordu. AK Parti Türkiye’de yüksek hızlı tren hatları yaptı, mevcut tren hatlarını modernize etti, siz yeniden kara trene mi döneceksiniz?” şeklinde devam etti.

“Terör örgütlerinin başlarını inlerine girip eziyoruz”
Erdoğan, Türkiye’nin AK Parti hükümetleri döneminde savunma sanayide önemli atılımlar yaptığını belirterek, “AK Parti savunma sanayinde insansız hava araçlarını yaptı. Silahlı insansız hava araçlarını yaptık. Amerika bile vermezdi, ‘Kongre müsaade etmiyor’ derdi. İsrail verirdi, 10 tane verdi bize, arıza yaptım mı da bakmazdı. Ama şimdi hamdolsun biz bunları yapıyoruz. Tüfekler, füzeler, toplar, tanklar bunların devamı çok çok fazladır. Terör örgütlerinin inlerine girip başlarına yıkıyoruz. Cudi’de, Gabar’da, Besler Dereler’de, Tendürek’te teröristlerin üstüne üstüne gidiyoruz. Afrin’de 2 bin 600’e aşkın teröristi etkisiz hale getirdik. 3 bin kadar da Cerablus’ta yaptık. Her iki tarafta 4 bin kilometrekarelik alanda şimdi bize gelen mülteciler geri dönmeye başladı. 200 bine yakın mülteci, kendi ülkelerine döndü. İnşallah daha fazlasıyla dönmeye devam edecekler” diye konuştu.

“Sandıktan çıkacak sonucun başımızın üstünde yeri var”
24 Haziran seçimlerinde AK Parti olarak kendilerini halka teslim ettiklerini aktaran Erdoğan, “Ankara ülkemizin bugünlere gelmesinde lokomotif görevi gördü. Şimdi Türkiye yeni bir atılımın eşiğinde. Ankara yine lokomotif görevine devam etmeli. Ülkemizin önümüzdeki yarım asrına, bir asrına yol vereceğiz. 24 Haziran seçimleri bu kritik yol ayrımında hepimiz için önemli bir yol ayrımı. Bugüne kadar kendimizi hep milletimize teslim ettik, 24 Haziran’da da yine kendimizi milletimize teslim ediyoruz. Sandıktan çıkacak sonucun başımızın üstünde yeri var” değerlendirmesinde bulundu.

“Bizim kadromuz, kendini ispatlamış bir kadro”
Erdoğan, muhalefetin boş vaatlerinin tersine AK Parti kadrolarının alanlarda icraatlarını sergilediğini vurgulayarak, “Türkiye’nin aydınlık geleceği için hazırlıklarımız tam. Bazıları diyor ki; ‘kaliteli bir kadromuz var.’ Kimdir kadro açıkla, böyle bir şey yok ama bizim kadromuz, kendini ispatlamış bir kadro, bizim kadromuz arazide olan bir kadro onun bu şekilde gizli kapaklı yürümesi diye bir şey yok” ifadelerini kaydetti.

“Sandıklara sahip çıkın”
Konuşmasının sonunda muhtarlara, sandıklara sahip çıkmaları çağrısında bulunan Erdoğan, “Sandığa yansımayan her oy, ülkemizin geleceğinin inşasından eksilen bir tuğladır. Hiçbir kardeşimin böyle bir vebalin altına girmek istemeyeceğini biliyorum” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”