GÜNDEM - 20 Şubat 2023 Pazartesi 19:49

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Güçlendirme diye bir mantık yok, hepsini sıfırdan yapacağız'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Güçlendirme diye bir mantık yok, hepsini sıfırdan yapacağız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'da yaptığı açıklamada, "Kalıcı konutlar için TOKİ hazırlığını yapıyor. Konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 ya da 4 katı geçmeyecek. Güçlendirme diye bir mantıkla inşa ve ihya çalışmaları yapmayacağız. Hepsi sıfırdan yapılacak. Yerleşim yerlerimizi mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara doğru kaydırarak, zemin sıvılaşmalarının yol açtığı felaketlerden uzak tutmak istiyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hatay merkezde yaptıkları incelemelerin ardından Afet Koordinasyon Merkezi’ne geçerek görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerinin ardından kameralar karşısına geçen Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu. Gerçekleşen deprem felaketinin Türkiye’nin ne kadar zorlu bir coğrafyada olduğu gerçeğini bir kez daha gösterdiğini söyleyen Erdoğan, “Vatanımızı derin bir aşkla sevdiğimiz için onun güzellikleri ile birlikte zorluklarını da kabulleniyoruz. İnsanlığın kadim çağlarından beri medeniyetlerin, devletlerin ve toplumların en önemli mücadele alanı olan bu coğrafyanın emanetinin son bin yıldır sahibi olmakla gurur duyuyoruz. Bu aşkla kimi zaman dışarıdan gelen istilacılara, kimi zaman içeride zuhur eden bozgunculara, kimi zaman insan iradesini aşan tabiat felaketlerine karşı vatanımıza hep sahip çıktık. Haçlı seferlerine, Moğol istilalarına, asırlar boyu yaşadığımız nice siyasi sosyal çalkantılarla dört bir yanımızdan gelen saldırılara inançla, sabırla karşı koyduk. Millet olarak kendimizle birlikte coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin de hakkını hukukunu, onurunu korumak için canımız dahil hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Cumhuriyet tarihimiz boyunca demokrasi ve kalkınma mücadelemiz kesintisiz sürdü. Evet bin yıldır bu vatan topraklarında ne yaşarsak yaşayalım asla teslim olmadık, vazgeçmedik, umutsuzluğa kapılmadık. İki hafta önce bugün yaşadığımız depremleri işte bu uzun ve meşakkatli yürüyüşün acı bir sayfası olarak kalplerimize ve milli hafızamıza nakşettik” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin yaşadığı depremlerin dünyada eşi benzeri olmayan hadiseler olarak tarif edildiğini hatırlatan Erdoğan, “Depremde kırılan beş ayrı fay hattının yüzlerce kilometrelik bir alanda üzerinde yaşadığımız toprakta 7 metreyi aşan yer değiştirmelere yol açtığı belirlendi. Sarsıntının sebep olduğu yıkıma çetin kış şartlarının sıkıntıları da eklenince depremden sonraki ilk günlerde tüm gayretlerimize rağmen kimi eksiklik ve aksaklıklar yaşandığını biliyoruz. Deprem bölgesindeki kamu ve sivil toplum afet kapasitesinin ilk anda büyük ölçüde devre dışı kalması güçlükleri daha da arttırdı. Deprem anından itibaren tüm bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı harekete geçirdik. Devletin ve milletin tüm imkanlarını bölgeye ulaşmak, arama kurtarma çalışmalarını başlatmak, yardımları organize etmek için seferber etik. 81 ilden doğrudan bu işle görevli olanlar dışında arama kurtarma yapabilecek, enkaz kaldırma yardım güvenlik çalışmalarına destek olabilecek tüm kamu görevlilerini, tüm sivil organizasyonları deprem bölgesine yönlendirdik. Milletimizin tamamı bu seferberliğe gönüllü olarak zaten katıldı. Uluslararası yardım çağrısı yaparak, diğer ülkelerden yardım ekiplerini de davet ettik. Olağanüstü hal, afet bölgesi, mücbir sebep ilanları ile süreci yürütmek için hukuki altyapı oluşturduk. Depremin yıktığı binaların altında kalan vatandaşlarımızı çıkarmak, bununla birlikte felaketten kurtulan insanlarımız yeniden hayata bağlamak için çalıştık. 6 bini aşkın artçı sarsıntının yol açtığı tehlikelere rağmen ekiplerimiz kahramanca çalışmalarını yürüttü. Tamamen yıkılmış 21 bine yakın binada 71 binin üzerinde bağımsız birimin üzerinde enkaz kaldırıldı. Ağır hasarlı 118 bin binadaki 412 bin bağımsız birim tahliye edildi. Orta hasarlı 24 binden fazla binadaki 133 bini aşkın bağımsız birimdeki vatandaşımızın geçici barınma merkezlerine nakli sağlandı. Deprem bölgesinde 3 milyon 108 bin bağımsız birimin az hasarlı ve hasarsız olduğu belirlendi. Çevre Bakanlığımız 7 bin 328 personel ile gerçekleştirdiği hasar tespit çalışmalarını bitirmek üzere. Vatandaşlarımız e-Devlet sistemi üzerinden evlerinin hasar durumu raporlarına ulaşabiliyor. Deprem anından itibaren yürütülen çalışmalarda 35 binden fazlası arama kurtarma olmak üzere 271 bin destek, yardım ve güvenlik personeli görev aldı. Ülkemizin çeşitli yerlerinde 12 binin üzerinde ağır iş makinası bölgelerdeki enkaz kaldırma altyapı faaliyetlerine katıldı. Milli Savunma Bakanlığı ile emniyet ve jandarma teşkilatları başta olmak üzere kamu kurumlarımıza ait 77 uçak, 120 helikopter, 38 gemi, 45 insansız hava aracı, kurtarma yardım ve tahliye çalışmalarına katıldı. Savunma Sanayii Başkanlığımız enkaz altı ve duvar arkası görüntüleme sistemleri de arama kurtarma faaliyetlerinde kullanıldı. Kızılay başta ülkemizin dört bir yanında yüzlerce sivil toplum kuruluşumuz, belediyemiz, gönüllülerimiz, seyyar mutfaklarla gıda, giyecek yardımları ile depremzedelerin yanında” diye konuştu.

"Milletimiz deprem bölgesinden şehrine gelen kardeşlerine kucağını açarak, imkanlarını onunla paylaşarak alicenaplığını göstermiştir”

Deprem bölgesinde günde yaklaşık 2 milyon 400 bin vatandaşa sıcak yemek ikramı yapıldığını belirten Erdoğan, “Bölgede dağıtılan battaniye sayısı 3 milyona, kurulan çadır 188 bine, hizmete sunulan konteynır sayısı 10 bine ulaştı. Deprem bölgesinin özellikle ağır hasar alan şehirlerine battaniye, çadır ve konteynır sevkiyatları sürüyor. Halen 65 bini kurulumu süren konteynır sayısını 100 bine, ihtiyaç halinde 200 bine çıkartabileceğiz. Halihazırda depremzedelerimizden çadırlarda barınan sayısı 751 bini, konteynırda barınan sayısı 24 bini, yurtlarımızda barınan sayısı 252 bini, Milli Eğitim Bakanlığı kurumlarında barınan sayısı 462 bini, kamu ve özel sektör otel ve misafirhanelerinde barınanların sayısı 195 bini bulmuştur. Böylece toplamda 1 milyon 684 bin vatandaşımızın barınma ihtiyacı giderilmiştir. Taleplerine binaen 62 bin vatandaşımız karayolu, 289 bin vatandaşımız havayolu, 21 bin vatandaşımız demir yolu, bin 156 vatandaşımız deniz yolu ile deprem bölgesinden diğer şehirlere tahliye edilmiştir. Milletimiz deprem bölgesinden şehrine gelen kardeşlerine kucağını açarak, imkanlarını onunla paylaşarak alicenaplığını göstermiştir” şeklinde konuştu.
Konuşmasında deprem fırsatçılarına da değinen Erdoğan, “Sayısı az da olsa depremi fırsata dönüştürme, depremzedeleri istismar etme peşinde olan karakter fukaraları çıkabiliyor. Kamuoyuna veya kurumlarımıza ulaşan şikayetlerle ilgili gereken hukuki işlemler yapılmakla birlikte, milletimiz asıl cezayı bunları vicdanında mahkum ederek vermektedir” dedi.

Depremde 41 bin 156 kişinin hayatını kaybettiğini, 114 bin 834 kişinin ise enkazdan kurtarıldığını vurgulayan Erdoğan, “Hala kaldırılan enkazlar bittikten sonra, kayıtlar kontrol edildikten sonra bu sayı kesinleşecektir” açıklamasında bulundu.

"Güçlendirme diye bir mantıkla asla bu bölgede inşa ve ihya çalışmaları yapmayacağız"

Depremden zarar gören şehirlerin tamamının konutu, sanayisi, tarımı, tarihi ve kültürel değerleriyle yeniden ayağa kaldırılacağını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

“Hiçbir vatandaşımızı ne acısında, ne hayatını yeniden kurmada ne de geleceğini inşa etme gayretinde asla yalnız bırakmayacağız. İnsanlığın ortak miraslarını bünyesinde barındıran bu bölgeye devlet ve millet olarak birlikte sahip çıkacağız. Sağlam ve az hasarlı binalarda hayatın normalleşmesini sağlayacak adımları atıyoruz. Çadır kent, konteynır kentlerde barınan vatandaşlarımızı 1 yıl içinde inşa edeceğimiz sağlam, güvenli, huzurlu konutlara taşımaya başlayacağız. Depremden tek bir binası bile hasar almadan alnının akı ile çıkan TOKİ’mizin hazırlıkları sürüyor. Mart ayı içinde Hatay’da 40 bin 426 konutun, Kahramanmaraş’ta 45 bin 67 konutun, Adıyaman’da 25 bin 882 konutun, Gaziantep’te 18 bin 544 konutun, Malatya’da 44 bin 770 konutun, Osmaniye’de 9 bin 550 konutun, Diyarbakır’da 6 bin konutun, Urfa’da 3 bin konutun, Elazığ’da 3 bin 750 konutun, Adana’da 2 bin 500 konutun, Kilis’te 250 konutun inşasına başlıyoruz. Hasar tespit, enkaz kaldırma ve yer belirleme işleri bittikçe her ilimizde bu konut sayıları artacaktır. Tüm konut alanlarını yeni bir şehir planı çerçevesinde zemin
kalitesine, fay hattına olan mesafesine bakarak kendi mimarisine, tarihi ve kültürel dokusuna uygun şekilde tasarlıyoruz. Konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek. Köylerimizde ihya çalışmalarını da evi ile ahırı ile bahçesi ile parkıyla kendi özgün mimarisine göre aynen Manavgat’ta yaptığımız gibi gerçekleştireceğiz. Güçlendirme diye bir mantıkla asla bu bölgede inşa ve ihya çalışmaları yapmayacağız. Hepsi sıfırdan zemin artı 3, bilemedin 4 kat, bu şekilde inşaatlarımızı yapacağız. Ülkemizdeki tüm üniversitelerimizden jeofizik, jeoteknik, sismoloji hocalarımızla, deprem uzmanlarımızla yoğun istişare halinde çalışıyor, buradan çıkan sonuçlara göre hareket ediyoruz. Demirden çeliğe, çimentodan seramiğe gereken tüm yapı malzemelerinin kaliteli ve hızlı tedariki ile ilgili planlamalar sürüyor. Sağlam zeminde doğru tekniklerle inşa edilen yapıların yıkılmadığını bu depremlerde bir kez daha gördük. Ülkemizin önde gelen tüm mimarlarını, mühendislerini, şehir plancılarını harekete geçirdik. Yerleşim yerlerimizi mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara doğru kaydırarak zemin sıvılaşmalarından uzak tutmak istiyoruz. Kadim yerleşim merkezlerimizi tarihi dokusuna uygun koruyarak planlamalar yapıyoruz. Her adımımızı ortak akla uygun atıyoruz. En çok önem verdiğimiz zemin etütleri mikro bölgeleme olarak tarif edilen teknikle yürütülüyor. Bu çalışmalara göre çıkan imar sınırlamaları, kat yüksekliği, yoğunluk azaltımları tamamen vatandaşımızın mal ve can güvenliğini sağlama amaçlıdır.”
Erdoğan, deprem bölgelerindeki TOKİ kredi ödemelerinin de 3 ay süreyle ertelendiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile incelemelerinin ardından Hatay Afet Koordinasyon Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Deprem bölgesinde ilk ve orta dereceli okulların durumunun ayrı ayrı değerlendirildiğini söyleyen Erdoğan, “Adana, Kilis, Diyarbakır ve Urfa’da 1 Mart’ta eğitim öğretime başlanmasını sağlayacağız. Gaziantep ve Osmaniye’de 13 Mart’ta başlanacak. Hatay, Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş için bu tarihi 27 Mart olarak belirledik. Deprem bölgesi illerindeki öğrencilerimiz için devam şartı aramayacağız. Diğer illere naklini almak isteyen öğrencilerimize de her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Çadır kentlerdeki çocuklarımızın da taşıma ile veya benzeri yöntemle eğitimlerini sürdürmelerini temin edeceğiz” diye konuştu.

Hasar görmeyen hastanelerde ve geçici sağlık merkezlerinde sağlık hizmetlerinin aksamadan yürütüldüğünü vurgulayan Erdoğan, “Diğer illerimize nakledilen yaralılarımızın tedavilerini titizlikle izliyoruz. Sağlık çalışanlarının deprem bölgesindeki gayretli çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Doktorundan hemşiresine
kadar bu felaket günlerinde milletimizin yanında olan tüm sağlıkçılarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Güvenlik hizmetleri konusunda istisnai bir takım hadiseler dışında esasen ciddi bir sıkıntı yaşanmadı. Takviye polisimizle, jandarmamızla, gerektiğinde askerimizden yardım alarak günün 24 saati ihtiyaç duydukları her an
depremzedelerimizin yanındayız” şeklinde konuştu.

Depremde zarar gören 244 kültür varlığının koruma altında alındığını vurgulayan Erdoğan, “Türbe, cami, kilise, havra, tescilli yapı gibi varlıklarımızın tadilatı ve tamiratı için gereken çalışmalara hemen başladık. Kamunun uhdesinde olmayan kültür yapılarının da yıkılmış bile olsa tarihi önemine yakışır şekilde muhafazası için Kültür ve Turizm Bakanlığımız harekete geçti. Amacımız 1 yıl içinde tıpkı konutlar gibi kültür varlıklarımızı da ülkemize yeniden kazandırmaktır” açıklamalarında bulundu.

"Depremin ardından yürütülecek çalışmalar için hazineden 100 milyar liralık bütçe tahsis edildi"
Depremin ardından yürütülecek çalışmalar için hazineden 100 milyar liralık bütçe tahsis edildiğini anlatan

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kurumlarımızın deprem ilgili ödenek talepleri anında yerine getiriliyor. Depremde zarar gören her haneye 10’ar bin lira yardım yapıyoruz. Yıkık, yıkılacak, ağır ve orta hasarlı binalarda oturanlara 15’er bin lira taşınma, 2 bin 5 bin arasında kira yardımında bulunuyoruz. Vefat eden vatandaşlarımızın yakınlarına acil ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için 100'er bin lira nakdi destek sağlıyoruz. Doğa afet sigortası kapsamında alınan ihbarlarla ilgili ödemelerin süratle yapılmasını temin ediyoruz. Trafik sigortası poliçeleri prim ödemelerini kolaylaştırıyor, deprem sebebiyle zamanında yenilenemeyen poliçeler için ilave prim istenmemesini sağlıyoruz. Bölgede bankacılık sisteminin işler durumda tutulması için bankalara gereken ikazlar yapılmıştır. Deprem bölgesinde vatandaşlarımız için kredi kartı taksit süreleri iki katına çıkarıldı. Ertelenen tüketici ve taşıt kredilerinde vade sınırları dikkate alınmayacak. Ağır hasar gören il ve ilçelerimizde yaşayan vatandaşlarımızın kerdi borçları otomatik olarak 6 ay, bölgedeki diğer yerlerde talebe bağlı olarak 1 ay erteleniyor. Kamu bankalarımız depremde vefat eden vatandaşlarımızın kredi borçlarını siliyor. İşyerleri ve işletmeleri zarar gören 150 bin esnafımızın Halkbankası'nda kullandıkları hazine destekli kredi ödemelerini 6 ay erteledik. Bu tür işletmeler için 20 milyar liralık deprem bölgesi destek paketi hazırladık. Depremde zarar gören çiftçilerimize Ziraat Bankası ve Tarım Kredi'den kullandıkları hazine destekli kredilerini 1 yıl süreyle tehir etme imkanı getirdik. Ayrıca depremin ülke genelindeki ekonomik faaliyetlere olumsuz etkisini önleme amacıyla daha önce açıkladığımız 250 milyar liralık KGF paketini, 100 milyar lira ilave ile 350 milyar liraya yükselttik. Kamu bankalarımız depremin yaralarını sarmak üzere afet bölgesine özel uygun şartlı kredi vermeye başladı. Bölgedeki çiftçilerimize toplam tutarı 2.8 milyar lirayı bulan ve ayni olarak ödenen mazot ve gübre desteklerini nakdi olarak şubat ayı içinde hesaplarına yatırıyoruz. Bu illerimizdeki üreticilerimize 2 milyon büyükbaş, 9 milyon küçükbaş hayvan için 1.5 milyar lira yem desteği vereceğiz. Depremde hayvanları telef olan çiftçilerimizin kapılarını inekse inek, koyunsa koyun, tavuksa tavuk, arı ise arı olarak tekrar bedelsiz olarak yerine koyacağız. Besicilerimizin ve yetiştiricilerimizi kayıplarını da telafi edeceğiz. Bu illerimizdeki 12 bin arıcımızın 1,5 milyon kovanı için acil şeker ihtiyacını da hemen karşılayacağız. Türkiye İş Kurumu'nun projesi kapsamında bölgede 20 bin vatandaşımızın hızla istihdamını temin ediyoruz.”
Fiyatlarda haksız artışa gidenleri uyaran Erdoğan, “Acil ihtiyaç duyulan ürünler başta olmak üzere fiyatlarında haksız artışa gidenler için vergi ve sosyal güvenlik incelemesi başta olmak üzere kamunun tüm denetim araçlarını devreye alıyoruz. Özellikle bazı ürünler var ki bunların ihracına yönelik suistimale gidenler var. Olağanüstü hal bunlar için. Özellikle uyarıyorum ciddi manada, bununla ilgili birimlerimiz tarafından yakalandıkları yerde gereken yapılacaktır” dedi.

Hatay’ın depremde en ağır yıkıma ve can kaybına uğrayan şehir olduğunu söyleyen Erdoğan, şehirdeki yapıların 3’te bire yakınının oturulamaz hale geldiğini kaydetti. Erdoğan, enkazlar kaldırıldıkça şehirdeki elektrik, doğalgaz ve şebeke suyu sorunlarının çözüldüğünü belirtti. Hatay Havalimanı yapımı konusundaki tartışmaları hatırlatarak muhalefeti eleştiren Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin başındaki zat, Hatay Havalimanı'nı da kendi belediyelerinin imar ettiğini, onardığını, bu tür yalanları söylemeye devam ediyor. Yahu haddini bil, bu senin işin değil. Anlamazsın bu işlerden. Bugüne kadar hep sustum. Dürüstü ol. Bizzat Hatay'a geldiğim gün genel başkan vekilimi oraya gönderdim ve yerinde git gör, zira oranın yapılması döneminde zaten Binali Bey bakandı. Ne olduğunu da biliyor. Orada belediyenin gelip orayı imar etme gibi bir şeyi söz konusu değil. Ama yalan bunlarda diz boyu. İstanbul Havalimanı ortaklarından Kalyon İnşaat orayı 5 günde eline aldı ve süratle bitirip yaptı. Milletimize teslim etti. İşin aslı bu. Ama bunlarda doğruluk yok, dürüstlük maalesef yok" dedi.

Mevcut afet ve kriz yönetim sistemini yeni bir yapıya kavuşturmayı planladıklarını vurgulayan Erdoğan, "İnşallah depremle ilgili acil hususları geride bıraktıktan sonra bu meseleyi öncelikli gündemimiz olarak ele alacak ve gerekli adımları atacağız. İstanbul’da rahmeti Kadir Topbaş döneminde tamamlanan ancak uygulamaya geçilemeyen Deprem Acil Eylem Planı valiliğimiz vasıtasıyla yürürlüğe girdi. İlk etapta riskli olan 128 okulun 109'unun yeniden yapılması, 109'unun güçlendirilmesi kararlaştırıldı. Bu okulların 93’ünün öğrencileri farklı yerlere nakledilerek boşaltıldı. Depreme ve diğer afetlere karşı mukavemeti düşük yapı stoğumuzu daha hızlı dönüştürmek için yürüttüğümüz çalışmalarda bize vakit kaybettiren hususları bertaraf etmekte kararlıyız. Ne olur kentsel dönüşüm planlarımızı benim vatandaşım engellemesin. Eğer kentsel dönüşüm adımları atıyorsak vatandaşlarımız da yardımcı olsun. Süratle biz de bu inşaatlarımıza başlayalım. Kimi siyasi, kimi ticari kaygılarla kentsel dönüşüm planlarını engelleyen veya geciktiren herkesi milletimizle paylaşacağız. İstanbul başta olmak üzere diğer şehirlerimizde benzer durumlar yaşandığını biliyoruz. İdeolojik saplantılar, basit çıkar kaygılarıyla yürütülen engelleme çabalarının artık son bulmasını diliyoruz. Kampanyalarla, davalarla engelleyenlerin bugün yol açtığı felaket herkese ibret teşkil etmektedir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Hatay'ın demografik yapısının değiştirildiği iddialarına ilişkin olarak ise, "Hatay'ın demografik yapısının değiştirilmesi gibi dedikodulara lütfen iltifat etmeyin. Hatay'ın demografik yapısını değiştirmeye evelallah kimsenin gücü yetmez" dedi.

Murat Horoz - Erdal Can İçelli - Batuhan Toprak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Dünya Boks Şampiyonu Turhan, memleketi Bayburt’ta davul zurnayla karşılandı IBF Hafif Sıklet Dünya Şampiyonluğu unvan maçında rakibini nakavt ederek altın kemerin sahibi olan milli boksör Elif Nur Turhan, memleketi Bayburt’ta davul zurna ve atlar eşliğinde coşkuyla karşılandı. Yenilgisiz rakibi Beatriz Ferreira’yı 5’inci rauntta teknik nakavtla (TKO) mağlup eden Elif Nur Turhan, büyük zaferin ardından memleketine döndü. ’Altın Türk Savaşçısı’ lakaplı milli sporcu için Bayburt’ta karşılama programı düzenlendi. Cumhuriyet Caddesi üzerinde oluşturulan konvoyla belediye önüne gelen şampiyon boksör, burada hemşehrileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Turhan’ı makamında ağırladı. Başkan Memiş, Turhan’ı tebrik ederek, başarılarının devamını diledi ve milli sporcuya üzerinde kendi resminin bulunduğu tablo hediye etti. Milli sporcuya tam destek sözü veren Başkan Memiş, Turhan’ın bir sonraki maçının nerede olduğuna bakmaksızın, biletini göndermesi durumunda tribündeki yerini alacağını ifade etti. "Hedefimiz dünyanın tartışmasız en iyisi boksörü olmak" Dünya şampiyonu Turhan, hedeflerinin büyük olduğunu belirterek, "Zirveye çıkmak zor fakat zirvede kalmak daha da zor. Hedefimiz dünyanın tartışmasız en iyi boksörü olmak. Bunun için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Memleketimiz Bayburt’ta kamplarımızı en güzel şekilde yapıyoruz. Dünyaya gücümüzü gösterdik, gösterdiğimize inanıyoruz. Bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Elimizden ne gelirse en güzel şekilde yapıp bayrağımızı ve ülkemizi layıkıyla temsil etmeye devam edeceğiz. Bunun gayreti içerisinde olacağız" dedi. Profesyonel kariyerindeki 12’nci maçını da kazanarak yenilmezlik serisini sürdüren Turhan, son galibiyetiyle yenilgisiz rakibi Ferreira’ya ise kariyerindeki ilk mağlubiyetini yaşatmış, dünya boks tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı.
Samsun Aile Yılı etkinliği Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Bilim İletişimi Ofisi(BİO) tarafından, "Aile Yılı" kapsamında "Psikolojik ve İnsani Boyutlarıyla Koruyucu Ailelik-Elimi Tutmak İster Misin?" başlıklı etkinlik yapıldı. OMÜ İlim Sanat ve Kültür Evi’nde düzenlenen programda, akademik bilgi sade, anlaşılır ve etkileşimli bir sohbet ortamında katılımcılarla buluşturuldu. Etkinlikte, OMÜ Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Öğr. Gör. Dr. Uğur Kaçmaz ile OMÜ İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Köylü, konuşmacı olarak katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Hizmetleri Sorumlu Şube Müdürü Vekili Hanife Elif Al ve Koruyucu Aile Derneği Başkanı Zeynep Çalış da konuyla ilgili bilgiler paylaştı. Söyleşide; koruyucu aileliğin psikolojik dinamikleri, çocuk–aile bağlanması, travma sonrası destek süreçleri ile merhamet, sorumluluk ve değerler perspektifinden koruyucu ailelik konuları ele alındı. Program boyunca konuşmacılar, koruyucu aileliğin çocukların duygusal ve sosyal gelişimindeki belirleyici rolüne dikkat çekerken, katılımcılar da soru–cevap bölümünde görüş ve deneyimlerini paylaştı. Etkinlik, katılımcıların sürece ilişkin doğru ve güvenilir bilgiye doğrudan ulaşmasına imkân sağladı. Bilim Kafe etkinliği; toplumda gönüllülük ve sosyal sorumluluk bilincini güçlendirmeyi, koruyucu ailelik sistemine yönelik farkındalık oluşturmayı ve bilimsel bilginin toplumla doğrudan buluşmasını hedefledi. Etkinlikte ayrıca Ondokuz Mayıs Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Serap Sezer Sivrioğlu, OMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cafer Sadık Yaran, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Engin Güney, Bilim İletişimi Ofisi Koordinatörü Öğr. Gör. Mürsel Kan, Etkinlik ve Organizasyon Bölümü Sorumlusu Öğr. Gör. Dr. Elif Şevik İnal, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Necmettin Aygün, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü personeli, Koruyucu Aile Derneği üyeleri ve koruyucu aile adayları ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü öğrencileri de eşlik etti.
Erzurum MHP İl Başkanı Adem Yurdagül: "Halkımız terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Erzurum İl Başkanı Adem Yurdagül, "Üç hilalin gölgesinde, üç yılımızda" diyerek gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Başkan Yurdagül, daha önce Erzurum Şehir Hastanesi ile ilgili açıklamalarının arkasında durarak, "Erzurum Sağlık İl Müdürü ve Erzurum Şehir Hastanesi Başhekimi bir an önce görevden alınmalıdır" dedi. Üç yıl önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin emir, talimatları ve güveni ile Erzurum’a hizmetkar olmak için il başkanı olarak görevlendirildiğini ifade eden MHP Erzurum İl Başkanı Adem Yurdagül, İl Başkan Yardımcıları Cihan Aksakal ve Ufuk Demir ile yaptığı basın toplantısında, "Bize tevdi edilen bu büyük onurla birlikte teşkilatlarımızı oluşturduk ve sahaya indik. Öncelikle teşkilat buluşmaları gerçekleştirerek, küskünlerimizin gönüllerini kazandık. Haneleri ziyaret ettik. Girdiğimiz her hanenin dertlerini dinleyip derman aradık, yüzlerde oluşan tebessümü baş tacı ettik. Asrın depreminde, depremzedelerimizi yalnız bırakmadık. Hemşerilerimizin destekleriyle toplanan yardımları deprem bölgesine götürerek, kapı kapı dağıtımını gerçekleştirdik. Ramazan aylarında, kurduğumuz iftar sofralarında hemşerilerimizle aynı duayı, aynı ekmeği ve aynı bereketi paylaştık, ‘İlk iftarlık bizden’ diyerek yüzlerce hemşehrimize iftarlık dağıttık" dedi. "Kadınlarımızın sesi olduk, çocuklarımızın hayalini paylaştık " Seçim dönemlerinde, Cumhur ittifakı ruhuna sadakatle adaylar için kapı kapı dolaştıklarını ve elde edilen başarıları ve oy oranlarını bir başlangıç kabul ederek, daha çok çalışmak zorunda olduklarını asla unutmadıklarını vurgulayan Başkan Yurdagül, "Yerel yönetimlerle bağımızı hiç koparmadık. İlçe ziyaretlerimizi seçim sonrası da gerçekleştirerek; "Seçim bitti, iş bitti" demedik. Her zaman, her şartta hemşerilerimizin yanında olmaya gayret ettik. Yerel yönetimin en değerli halkası olan muhtarlarımızla seçim öncesi ve sonrası defalarca bir araya geldik. Taleplerini dinleyerek çözümleri için gerekli tüm çabayı ve çalışmayı sağladık. 3 yılda hasta tedavisi, engelli bireylere destek, kimsesiz çocuklarımıza mutluluk için 25 milyon TL’ye yakın kaynak bularak ilgililere ulaştırdık. Kadınlarımızın sesi olduk, çocuklarımızın hayalini paylaştık, mahallelerimizin nabzını tuttuk. Sosyal sorumluluk projelerini hiçbir zaman ihmal etmedik. Engelleri birlikte aşmanın mümkün olduğu bilinciyle engelli kardeşlerimizle gönül köprüleri kurduk " şeklinde konuştu. "Sevinç gününde de, acı gününde de "yanınızdayız" dedik" Vatandaşların şikâyetlerini hiçbir zaman sümen altı etmediklerini vurgulayan MHP Erzurum İl Başkanı Adem Yurdagül , sözlerine şöyle devam etti, "İş isteyeni, aş isteyeni imkânlarımız ölçüsünde geri çevirmemeye çalıştık. 3 yılda düğün ve cenazeye katılım sağladık. Cenazelerde ağıtlara, düğünlerde halaylara katıldık. Sevinç gününde de, acı gününde de "yanınızdayız" demekten geri durmadık. Kamu kurum kuruluşlarımız ve STK’larımızla her daim istişare halinde olduk. Konuşarak, dinleyerek ve anlatmaya çalışarak bu şehrin meselelerine çözüm aradık. 3 yılda STK toplantısı ve ziyareti gerçekleştirdik. 3 yılda ilin ve toplamda kişinin katılımıyla 3 bölge toplantısı gerçekleştirdik. Türkiye’de ilkini gerçekleştirdiğimiz bir çok bölge toplantılarına ev sahipliği yaptık. Bu şehrin ağırlığını, on binlerce dava arkadaşımızla Türkiye’nin siyasi merkezine taşımaktan onur duyduk. Şehit ailesi ve gazi ziyareti yaptık. Aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin bizlere emaneti olan ailelerini bir an olsun ihmal etmedik. Onların kapısını çalmak, hâlini hatırını sormak, bizim için bir protokol görevi değil, vicdan borcudur dedik, emanete gösterilen sadakati her daim ortaya koyduk " "Terörsüz Türkiye" içim kapı kapı dolaşıldı Türkiye’nin en güzel, adeta tarihin arka odası niteliğindeki il başkanlığı binasını şehre kazandırdıklarını belirten Başkan Yurdagül, "Parti binamızın kapılarını tüm hemşehrilerimize ardına kadar açtık. Partimize gelen binlerce ziyaretçide, aslında bir binayı değil, bu şehre duyulan güveni gördük. Sevdamız olan Erzurumspor’u hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Tribünde de, kulübü ziyaret ettiğimizde de, taraftarlarımızın derdini dinlerken de bu şehrin takımını, bu şehrin onuru bildik. Merkez ve 20 ilçede toplantılar gerçekleştirdik. Genel Başkanımızın öncülüğünde başlatılan ve tarihi nitelik taşıyan "Terörsüz Türkiye" toplantılarında, tüm teşkilatımızla kapı kapı dolaşarak bilgilendirmeler yaptık. Halkımız bu sürece hem güveniyor hem de destek oluyor. "Derdin Derdimizdir" diyerek tüm hemşehrilerimizin taleplerini topladık. Görev süremiz boyunca teknolojinin gücünü doğru kullanarak, hemşehrilerimizi yaptığımız faaliyetler ve çalışmalardan haberdar etmek adına web sitemizi ve sosyal medya hesaplarımızı her daim aktif halde tuttuk" diye konuştuk. Yurdagül’den Erzurum Şehir Hastanesi ‘ne dair net sözler Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Başkanı Adem Yurdagül, Erzurum Şehir Hastanesi ile ilgili daha önce gündeme getirdikleri konuların takipçisi olduklarını, Sağlık Bakanlığı’nın görevlendirdiği müfettişlerin kendilerini de dinlediğini söyledi. Erzurum Sağlık İl Müdürü ve Erzurum Şehir Hastanesi Başhekimi’nin bir an önce görevden alınması gerektiğini vurgulayan Yurdagül, "Erzurum’un ve bölgenin en büyük yatırımlarından birisi olan Şehir Hastanesi’nin bu şekilde yönetilmesine karşı olduğumuzu dile getirdik. Başhekim ve ekibi buradaki süreci yönetemiyor. Bunu daha öncede ilgili kurumlara ifade ettik, bildirdik. Görevlendirilen müfettişlere gerekli belge ve bilgileri verdik. Bir an önce Şehir Hastanesine ehil bir başhekim atanmalıdır. Yaptığımız çıkış Cumhur İttifakının ruhuna aykırı bir durum değildir, vatandaşın haklarını koruyoruz. Erzurum’da, Erzurumlu da bizim kırmızı çizgimizdir" dedi.