POLİTİKA - 04 Şubat 2020 Salı 16:30

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İdlib açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İdlib açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İdlib saldırısına ilişkin, “Bu İdlib mutabakatının açık bir ihlalidir.Rejim için tabi ki bunun sonuçları da olacaktır. Derhal karşılık verdik ve ‘Bundan sonra gereği neyse yapılacak’ dedik. Bu attığımız adımın ardından da orada 76 civarında rejim mensubunu etkisiz hale getirdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkan Vladimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmede Kırım Tatarlarının durumunun gündeme geldiğini belirterek, “Kırım Tatarları konusundaki pozisyonumuz net. Kırım’ın ilhakını tanımıyoruz. Kırım’ın haklarını korumak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak Sayın Başkanın da bu konuda kararlı olduğunu gördüm. O da özellikle ‘Kırım Tatarları konusunda hassasiyetiniz nedir?’ diye bunları benden ayrıca öğrenmek istedi. Ben de kararlılığımızı söyledim. Hatta şu anda Herson bölgesinde 500 konut yapabiliriz diye bir teklifte bulundu, ‘Beraber yapalım’ dedi. Biz de kendilerine ‘İsabetli olur’ dedik. Çevre ve Şehircilik Bakanımız bir heyetiyle beraber inşallah gelecek, burada Sayın Başkanın belirleyeceği isimlerle görüşmelerini yapacak ve hangi bölge isabetli olursa orada çalışmalara başlayacaklar. Kiev’de Kırım Tatar kardeşlerimiz için cami, konut ve işyerlerinden oluşan bir külliye inşa edeceğiz. Bunun için yine müşterek bir adım atacağız. 33 dönümlük bir arazi oradaki kardeşlerimiz tarafından alındı. Kırım Tatarlarının kendi ayakları üzerinde durmasını çok çok önemsiyoruz. Bu çerçevede Mustafa Cemiloğlu ile görüştüm, diğer arkadaşlarla da görüştük. Kırımlı kardeşlerimize siyasi, ekonomik, diplomatik ve kültürel alanlarda da her türlü desteği vereceğiz. Özellikle Herson’da atılacak adımları önemsiyoruz. Tabi bu adamlarla beraber daha sonra yine Sayın Başkanla oralarda ne gibi adımlar atabiliriz bunları da konuşacağız. Kırım konusunda AGİT Ukrayna Özel Gözlem Misyonu önemli bir rol oynuyor. Bu misyonun başkanlığını 2014’ten bu yana hep Türk büyükelçiler yürütüyor” şeklinde konuştu.

“Hablemitoğlu’nun katil zanlısının iadesi istedik”

FETÖ’nün Ukrayna’da iki okulu olduğunu söyleyen Erdoğan, bunların Maarif Vakfı’na devri için Zelenskıy’den ricada bulunduğunu vurguladı.

Gazeteci Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır’ın iadesi için girişimlerin sürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu kendisinden özellikle istedim. ‘Bizim için çok ama çok ileri derecede önemli. Şu anda iltica ile ilgili de girişimleri olmuş. Dolayısıyla burada bir yanlışa düşüp de buna böyle bir kapıyı da açacak olursanız, bu aramızdaki ilişkileri de sıkıntıya sokabilir’ dedim” diye konuştu.

“Rejim için bunun sonuçları olacak, 76 civarında rejim mensubunu etkisiz hale getirdik”

İdlib’tde Türk askerlerine yönelik saldırıya da değinen Erdoğan, “Bu İdlib mutabakatının açık bir ihlalidir. Rejim için tabi ki bunun sonuçları da olacaktır. Derhal karşılık verdik ve ‘Bundan sonra gereği neyse yapılacak’ dedik. Bu attığımız adımın ardından da orada 76 civarında rejim mensubunu etkisiz hale getirdik. Bunların büyük bir kısmı ölmüş durumda, belli bir kısmı yaralı. Fakat Rus tarafına da bunun bütün bilgilerini de koordinatları ile birlikte arkadaşlarımız verdiler. Başta Milli Savunma Bakanımız olmak üzere Genelkurmay Başkanımız, Kuvvet Komutanlarımız yaralı askerlerimizi hastanelerde ziyaretlerini yaptılar. Askeri gözlem noktalarımız tabi ki orada hayati rol oynuyor ve yerlerinde kalacaklar. Gerekli tahkimatlar da bunun için yapılıyor. İdlib’de yeni bir savaşa, sivil katliamına ve göç dalgasına müsaade edemeyeceğimizi de onlara bildirdik. Bugün de Dışişleri Bakanımız, Rus mevkidaşı Lavrov’la bir görüşme yaptı. Hem sahada hem de masada gerekli adımları atıyoruz. İdlib konusunda uluslararası toplumun da sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Türkiye’yi takdir etmek yeterli değil, biz somut adımlar da görmek istiyoruz. Hakikaten ‘Bu kadar insanı yediriyorsunuz, içiriyorsunuz, giydiriyorsunuz, sağlığıyla ilgileniyorsunuz. Türkiye çok büyük işler yapıyor’ gibi bizi takdir kelamları artık yetmiyor. İcraat istiyoruz. Aksi takdirde diğer adımları atma girişimine de başlayacağız” ifadelerini kullandı.

“30 ila 40 kilometre Suriye içinde ileri gidiyoruz”

İdlib’de Türkiye’nin briket barınaklar yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda zaten bizim sınırlarımızda yoğun bir çalışma var ve biz sınırlarımızdan 30 ila 40 kilometre Suriye içinde ileri gidiyoruz ve oralara da briket barınaklar yapıyoruz. Şimdi ona başladık. Bu briket barınak konusunda da yoğun bir çalışma devam ediyor. Çünkü çadır kentlerle filan bu işi çözmemiz mümkün değil. Kış mevsimindeyiz, çadır kentlerde o insanların yaşam koşullarının ne olacağını düşünün. Biz ‘Konforunu biraz daha ileri götürelim, 25-30 metrekarelik briket barınakları yapalım’ dedik ve inşaat şu anda hızla devam ediyor. Hatta konuyu Sayın Merkel’e de açtım. Merkel de destek sözü verdi. Oradan gelecek desteği de burada süratle kullanarak ilk etapta hiç olmazsa 25 bin civarında briket barınak yapalım istiyoruz. Bununla orada onlar için güvenli bir bölge tesis edelim istedik. Şu anda yapılan çalışma bu ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Burada tabi Suriyeli kardeşlerimizi de eleman olarak değerlendirip çalıştırıyoruz ve inşaatlar da orada devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

"Bunlar teröristlerle iş birliği yapıyor"

Libya konusunda Fransa ve Almanya’da gelen eleştirilere yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de endişelerimizi söyleyeceğiz. Onların yaklaşımlarından biz çok fazlasıyla endişeliyiz. Çünkü bunlar teröristlerle iş birliği yapıyor. Başta Macron, zaman zaman Sayın Merkel'e söylediğimiz halde aynen o da devam ediyor. Sarraj’ın meşru olduğunu kabul ediyorlar. Sarraj’ın meşru olduğunu kabul ettikleri halde Sarraj’a değil, gayrimeşru olan Hafter’e destek veriyorlar. Mesela adam Moskova'dan kaçtı. Berlin'de otel odasına saklandı. Ama buna rağmen yine onlar Hafter’i savundular, ardından yine davet ettiler. Şimdi işte en son geleceğine dair söz vermiş. Son görüşmelerin durumunu ele alacağız ama maalesef bunlar samimi davranmıyorlar. Biz bu noktada çok doğru bir çizgide olduğumuza inanıyoruz ve şu anda da orada ibre inanıyorum ki lehe dönüyor. Çünkü her geçen an orada lehte gelişmeler var. Şu anda özellikle bu askeri görüşme noktasında Birleşmiş Milletler temsilcisinin devreye girmesi ile alakalı bazı adımlar var. Biz de onları takip ediyoruz ama bunlar güven veriyor mu derseniz, şahsen bana hiç güven vermiyor” şeklinde konuştu.

“Filistin konusunda üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız”

ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” olarak nitelendirdiği plana yönelik dünyadan gelen tepkileri değerlendiren Erdoğan, “Biliyorsunuz bizim açıklamalarımızdan sonra Arap Ligi de müspet bir açıklama yaptı. Bugün (dün) de Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir toplantısı vardı. Oraya Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey’i gönderdik. İslam İşbirliği Teşkilatı da bu planı reddettiğini duyurdu. Bu iyi bir gelişme. Mahmut Abbas’la da cuma günü bir görüşmem olmuştu. Onu da kararlı görmüştüm. ‘Bu görüşmeden sonra Amerika'ya gideceğim, orada görüşeceğim’ demişti. Ardından cumartesi günü İsmail Haniye ile bir görüşme yapıldı ve onları orada çok kararlı gördüm. Yani hepsinde adeta ‘Kudüs'ü vermeyiz; bu baş bu bedenden kopmadıkça Kudüs elden gitmez’ diyecek kadar öyle bir kararlılıkları var. Tabii bunları görünce duygulanıyoruz. Ecdadımız bunun güzel örneklerini vermiş zaten. İnşallah biz de üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız. Zaten Trump ile Netanyahu’nun gibi bir araya gelerek yapmış oldukları gösteri bir netice tevdi etmiyor. Bundan bir şey çıkmaz. Oraya kippalıları toplamışlar, 3-4 tane de malum Arap büyükelçisi, o kadar. Bu bir uluslararası anlaşmanın sonucu değil. Onun için de biz görüştüğümüz bütün liderlere durumu anlatıyoruz. Zaten Avrupa Birliği'nin kararı belli bu konu ile ilgili. Batılı bazı farklı ülkelerle de yaptığımız görüşmelerde aldığımız cevaplar hemen hemen hep olumlu” diye konuştu.

“Ama maalesef birileri de kendilerine göre tezvirat yaparak netice almaya çalışıyor”

Elazığ depreminin ardından bazı köylere ayrım yapılarak yardım götürülmediği iddialarını da yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi:

“Bir defa, İçişleri Bakanı Süleyman Bey kardeşimiz o Alevi o köylerle ilgili oraya gidip gezdiklerinde, bana dönüşünde telefon etti ve dedi ki ‘söylenildiği gibi değil.’ Buradaki Alevi kardeşlerimiz bizim çalışmalarımızı takdirle karşıladılar ve teşekkür ettiler. Ama maalesef birileri de kendilerine göre tezvirat yaparak netice almaya çalışıyor. Şimdi hepiniz Sakarya depremini, Düzce’yi, Bolu’yu, bunları yaşadınız. O dönemde netice alamadılar. Bırakın netice almayı, toplanan paraları memurlara maaş olarak dağıttılar. Gerçek ortada. Biz ise bunları yaşadık 17-18 senede. Van'ı yaşadık. Van'da bizim depremde harcadığımız rakam -eski rakamla söylüyorum- 19 katrilyon. Biz her ikisinde de gecesinde oradaydık. Kütahya Simav’ı yaşadık, aynı şey. Kaldı ki Sakarya, Kocaeli, Düzce onlar bize aynı zamanda çok ciddi kalıntı oldu. Biz oraları da tamamladık. Konutları vesaire daha sonra biz tamamladık ve bütün bunlarla beraber hiçbir zaman bunu istismar da etmedik. Niye? Devlet olarak bu herkesin başına gelebilir. Deprem sipariş üzeri olmuyor ama geldi. Geldikten sonra da sen devlet olarak ne yaptın, ne yapıyorsun, bunun hesabını millete vereceksin. Şu anda biz mesela yoğun bir şekilde Elazığ'da, Malatya'da zemin etütleri yapıyoruz. Bana gerek Süleyman Bey, gerekse Murat Bey çok ağır bir fatura çıkardılar. Ağır hasarlı rakam 10 binin üzerinde. Şimdi diyebilir misin ‘hayır biz bunu yapmayacağız’ Hem yapacaksın hem de daha iyisini yapacaksın. Çünkü burada bir taraftan zemin etütlerini yapman lazım. Ondan sonra belki bazı yerlerde zemin çok çok yumuşaksa oralarda fore kazık sistemine gireceksin. Sonra şimdiki gibi kalkıp da yani zemin+4, zemin+5, zemin+6 orada yapamazsın. Aynen Sakarya'da yaptığımız gibi zemin+3. Çünkü istiyoruz ki böyle bir felaket bir daha geldiğinde aynı sıkıntıları yaşamayalım. Çünkü gelmeyecek iddiasında da bulunamazsınız. Onun için şu anda arkadaşlarımızın yoğun çalışmaları var. Kırsal kesimde bile biz bunu daha önce Karacabey'de yapmıştık. O zaman görevde Faruk Bey idi. Birçok yerde tek katlı yapmıştık. Yani orada evlerin yanına hayvanlar için ahırlar bile yapmıştık. Şimdi benzer modeli aynı şekilde buradaki kırsal kesimlerde de belki zemin artı yanına da ahırı olacak şekilde konutlar yapabiliriz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız şu anda hem plan hem proje çalışmalarını yapıyor. Onların hazırlıklarını dinledikten sonra “ya Allah bismillah” deyip başlayacağız.”

"Her sabah bir kaşık dut pekmezi alırım"

Dünyayı sarsan korona virüs ile ilgili soruları da yanıtlayan Erdoğan, “Biz ilk işimiz olarak dedik ki bu kadar insan Çin’de sıkıntıyı yaşıyor, orada bizim vatandaşlarımız da var, onları bir defa kurtaralım. Şimdi arkadaşlarıma dedim ki ‘Biz 20 yıl önce böyle bir uçağı Çin’e gönderebilir miydik? Veya böyle bir uçağımız var mıydı?’ Şimdi ise hamdolsun bu uçağı tamamen hastane haline dönüştürdük, içine yataklar yerleştirdik. Oksijen, serum vesaire her şeyi sağlık ekipleri uçağa yüklediler ve doktorlar, hemşireler Çin’e gittiler. Şu anda da Ankara’da bunlara komple bir hastaneyi tahsis ettik. Bu hastanede her biri bir odada yalnız yatıyor. Bunların yanında da 7 Azeri, 3 Gürcü, bir de Arnavut getirdik. Şimdi tabi dünyada ses getirdi; ‘Türkiye böyle bir durumda bakın ne yaptı’ diyorlar. Ama bizde de malum çevreler yine aynı durumdalar maalesef. Ama benim bir tavsiyem var. Tabi bunu sağlıkçılar da söylüyor. Yine de üşütmeyin. Aman ateşe falan dikkat edin. Tabi bunlar belirtileri. Hepsinden öte kendinize güvenin. Gıdalarınıza dikkat edin. Bizim özel bazı tedbirimiz var mı derseniz, öyle bir tedbir inanın yok. Vücudu güçlü tutacağız. Bizim bazı arkadaşlar sağ olsunlar ara sıra dut pekmezi gönderirler. Ben her sabah bir kaşık dut pekmezi alırım. Çünkü kan yapar. Ağırlıklı olarak Erzurum’dan” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Yüzde 90 engelli kızının eğitimi için 21 yıldır çabalayan anne mezuniyet gururu yaşadı Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü’nden mezun olan omurilik felçli ve yüzde 90 engelli kızı Tuana Akar’ın eğitimi için 21 yıldır çaba gösteren Filiz Akar, "Kızımla gurur duyuyorum, her gün okula gittim geldim, bir öğrenci nasıl gittiyse ben de o şekilde gittim geldim" ifadelerini kullandı. Anadolu Üniversitesi’nde 2024-2025 Akademik Yılı, Açıköğretim Sistemi, Çocuk Üniversitesi ve Tazelenme Üniversitesinin, mezuniyet töreni Yunus Emre Kampüsü içerisinde bulunan spor salonunda düzenlendi. Doğuştan omurilik felçli ve yüzde 90 engelli olan, Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde yaşayan 22 yaşındaki Tuana Akar Açıköğretim Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümünü bitirerek mezuniyet coşkusu yaşadı. Anne Akar, 21 yıldır engelli kızına tek başına bakıp okuttu 2005 yılında eşini bağırsak kanserinden kaybeden anne 51 yaşındaki Filiz Akar 21 yıldır kızının eğitimde sürekli yanında olduğunu aktardı. Eşi vefat ettikten sonra Kıbrıs Gazisi babası ile kızının eğitimi için çaba gösterdiğini belirten anne Akar, babasını ise 2019 yılında kaybetti. Lise eğitimi için ulaşım masraflarını karşılayamadıkları için Çaycuma Belediye Başkanı Sayın Bülent Kantarcı’nın Tuana’ya özel servis tahsis ettiğini ve bu destekle kızının okuduğunu belirten anne Filiz Akar, belediye başkanına teşekkür etti. "Başarılı bir şekilde çalışma hayatını sürdürmek istiyorum" Mezuniyeti hakkında konuşan Tuana Akar, "Yüzde 90 bedensel engelliyim. Öncelikle ailem ve abim sayesinde aştım diyebilirim. Üniversite hayatım güzel geçti bu yolda bana destek olan anneme, anneanneme ve tüm aileme çok teşekkür ediyorum. Bu yolda bana destek olan Çaycuma Belediye Başkanı Sayın Bülent Kantarcı’ya da teşekkürü bir borç bilirim. Gerçekten herkese tavsiye ederim, yılmasınlar, azim etsinler ve başarsınlar diyorum. Bundan sonraki hedeflerimde başarılı bir şekilde çalışma hayatını sürdürmek istiyorum. Çok hayalini kurdum. Bundan 10-15 gün öncesinden hayal ettim diyebilirim. Çok güzel bir atmosfer herkesin bunu yaşamasını isterim. Benim gibi olan veya diğer arkadaşlarıma da üniversite okuyup kendi ayakları üzerinde durup bu heyecanı yaşamalarını tavsiye ederim" dedi. "Öğrenci nasıl gittiyse ben de o şekilde gittim geldim" Kızının sürekli eğitimi için ona destek verdiği Filiz Akar, "Çok mutluyum, tarifi yok. Kızımla gurur duyuyorum, söylenmez yaşanır. Ben de heyecanlıydım, bu heyecanın tarifi yok. Hiç bıkmadım yılmadım, getirdim. Hep mücadelesini verdim. Her gün gittim geldim besledim. Bir öğrenci nasıl gittiyse ben de o şekilde gittim geldim" ifadelerini kullandı.
Muğla Marmaris plajlarında müstehcen çekim yapıp yayınlayan şüpheli tutuklandı Muğla’nın Marmaris ilçesinde internet üzerinden müstehcen içerikler yayınladığı iddiasıyla hakkında çok sayıda şikayet bulunan ve milyonlarca takipçiye sahip olduğu öğrenilen B.K., polis ekiplerince gözaltına alındı. Sosyal medyada paylaştığı videolarda özellikle genç kadınların görüntülerini izinsiz kullanarak cinsel çağrışım içeren içerikler ürettiği öne sürülen B.K.’nin hesabı, siber suçlarla mücadele ekipleri tarafından incelemeye alındı. Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğüne gelen birçok vatandaş şikayeti üzerine, Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığına bilgi verildi. Yapılan tahkikatın sonunda Başsavcılık talimatıyla harekete geçen Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, şüpheliyi dün akşam saatlerinde Siteler Mahallesi’nde bulunan ikametinde gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edilen B.K., çıkarıldığı Marmaris Sulh Ceza Hakimliği tarafından "müstehcen yayınların yayılmasına aracılık etmek" suçundan tutuklanarak Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. "Plajları tanıtıyordum, suç kastım yok" Hakimlikte verdiği ifadede suçlamaları reddeden B.K., videoların turistik tanıtım amacı taşıdığını öne sürdü. Çekim yaptığı bölgelerin doğal güzelliklerini göstermek istediğini söyleyen şüpheli, videolardaki bazı sahnelerin internet yayın platformu algoritmaları tarafından otomatik olarak kapak görseli haline getirildiğini belirterek, "Benim amacım Ege ve Akdeniz sahillerini tanıtmaktı. Videolarda suç kastı taşımadım. YouTube, kapak fotoğraflarını otomatik seçiyor olabilir. Daha önce bu içerikler nedeniyle şikayet almış olsam da kanalım hala aktifti" ifadelerini kullandı. "İçerikler çocukların da erişimine açık" Edinilen bilgiye göre mahkeme kararında, videolarda yer alan yakın plan görüntülerinin çocukların da erişebileceği sosyal medya platformlarında yayımlandığı, kişisel mahremiyeti ihlal eden nitelikte olduğu ve kamu güvenliği açısından risk oluşturabileceği vurgulandı. Suçun niteliği, mevcut delil durumu ve şüphelinin kaçma ihtimali göz önünde bulundurularak tutuklama kararı verildi. B.K., tutuklu yargılanmak üzere Muğla kapalı cezaevine sevk edildi.
Kayseri Kayseri protokolü Soğanlı Vadisi’nde buluştu Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, eşi Necmiye Büyükkılıç, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve eşi Sümeyra Çiçek ile kent protokolü beraberinde, Kayseri Ticaret Odası’nın ev sahipliğiyle, Kayseri’nin doğa tarih ve turizm değeri Soğanlı Vadisi’nde tabiatla ve vatandaşlarla buluştu. Kayseri’nin önemli, tanıtılan ve ilgi gören doğa, tarih ve turizm noktalarından birisi Soğanlı Vadisi’ne gerçekleştirdiği proje ve yatırımları ile vadinin adını bölge, ülke ve yurt dışına duyurmaya gayret gösteren Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, başta Kayseri Valisi Gökmen Çiçek olmak üzere tüm kurum, kuruluş temsilcileri ile birlikte de Soğanlı Vadisi’nde buluşmaya devam ediyor. Proje ve yatırım faaliyetlerinin yanı sıra vadide buluşarak bu özel güzelliği tüm dünyaya tanıtmaya devam eden Başkan Büyükkılıç, eşi Necmiye Büyükkılıç, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve eşi Sümeyra Çiçek ile kent protokolü ile birlikte Kayseri Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde düzenlenen buluşma ile yine Soğanlı’da tabiatla ve vatandaşlarla bir araya geldi. Tarihi mekânları ziyaretler, doğa yürüyüşü ve vatandaşlarla buluşma şeklinde gerçekleşen etkinlikte, vadinin zengin birikimi ortaya konuldu. Soğanlı Vadisi’ndeki buluşmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Soğanlı Vadisi’ni Türkiye ve dünyaya tanıtmak için çalışmaları aralıksız sürdüreceklerini ifade ederek şunları dile getirdi; "Güzel bir pazar gününde Kayseri’mizin önemli turizm noktalarından olan Soğanlı Vadisi’ndeyiz. Kayseri Ticaret Odamızın ev sahipliğinde, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği Soğanlı Vadisi’nde gerçekleşen bu güzel etkinliğe Valimiz Sayın Gökmen Çiçek, kıymetli eşi Sümeyra Çiçek, değerli eşim Necmiye Hanım, protokol üyeleri, Ticaret Odası’nın değerli çalışanları, meclis üyeleri ve aileleriyle birlikte katıldık. Doğanın tadını çıkararak birlikte yürüdük, çayımızı yudumlayıp güzel sohbetler ettik. Bu güzel lokasyonu Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak için çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz." Turizm açısından Soğanlı Vadisi’nin dünya Hristiyanlığı doğrultusunda büyük bir önem arz ettiğini paylaşan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Soğanlı Vadisi’ne Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Valiliği, Yeşilhisar Belediyesi ve Yeşilhisar Kaymakamlığı’nın el ele vererek yaklaşık 300 milyon TL’lik harcama gerçekleştirdiğini dile getirdi. Vali Çiçek, balon turizmi de yapılan Soğanlı Vadisi’ni hep beraber anlatmaları gerektiğini vurguladı. Buluşmada vatandaşlarla da bir araya gelen Başkan Büyükkılıç ile Vali Çiçek ve beraberindekiler, onlarla sohbet ederek fotoğraf çekinmeyi de ihmal etmedi.