GÜNDEM - 12 Eylül 2020 Cumartesi 20:11

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Macron senin zaten süren az kaldı, gidicisin'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Macron senin zaten süren az kaldı, gidicisin'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Macron senin zaten süren az kaldı, gidicisin. Önce ben sana birkaç yıl önce ne demiştim? Bir telefon görüşmemizde tarih bilgin yok önce tarih öğren demiştim. Türkiye’ye tarih dersi verme“ dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti İstanbul 100 bin Yeni Üye programına katıldı.

“Gönüller bir olduktan sonra fiziki mesafelerin öneminin kalmadığını inanıyoruz”

AK Parti İstanbul yeni üye katılım programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Esasen bu programın 100 bin yeni üyemizin tamamının katılımıyla yapmayı istiyordum. Ancak salgın şartları sebebiyle bu şekilde sınırlı toplantıyla yapmak durumunda kaldık. Hedefimiz aslında İstanbul’un en büyük stadyumlarından birinde bu programı yapmaktı. Fakat salgın bunu ne yazık ki engelledi. Salgının engellemesi yürüyüşümüzü durdurmaz. Şu anda bu meydanda hamdolsun bu katılımla, bu coşkulu katılımla adımı attık, yolumuza devam ediyoruz. Gönüller bir olduktan sonra fiziki mesafelerin öneminin kalmadığını inanıyoruz. İstanbul teşkilatımızın 100 bin yeni üyemize büyük AK Parti ailesine hoş geldiniz diyorum. Yeni üyelerin partimize katılmasında emeği geçen tüm teşkilat mensuplarımızı tebrik ediyorum. Üye sayımız artıyor ailemiz büyüyor sloganıyla yürüttüğümüz bu çalışmanın bereketli bir şekilde neticelendiğini görüyoruz” dedi.

“AK Parti 10,5 milyonu aşkın üyesiyle bırakın Türkiye’yi dünyanın sayılı siyasi hareketlerinden biridir”

Salgınla mücadele kuralları üye katılımında yeni yöntemler geliştirme yönelttiğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her şeyin dijitalleştiği bir devirde siyasetin bunun dışında kalması düşünülemez. Bizde üye başvurularını internet üzerinden alacak bir sistem kurduk. Yeni üyelerimizden 11 binin ön başvurularını az önce ifade edildi AK üyelik İstanbul org internet sitesi aracılığıyla aldık. Buradan başvuru yapan vatandaşlarımızı bizzat evlerinde ziyaret ederek üye kayıtlarını kesinleştirdik. Yeni üye seferberliğinin parti teşkilatımıza farklı bir dinamizm kazandırdığını görüyoruz. Salgın sebebiyle yüz yüze iletişimin zorlaştığı dünyanın birçok ülkesinde hayatın durma noktasına geldiği bir dönemde İstanbul teşkilatımızı bu kampanyası çok daha değerli ve anlamlıdır. Önümüzdeki süreçte ‘tamam’ diye sloganlaştırdığımız, temizlik, maske, mesafe tedbirlerini uygulayarak partimize yeni üye kazandırma çalışmalarına devam edeceğiz. Bu gün AK Parti 10,5 milyonu aşkın üyesiyle bırakın Türkiye’yi dünyanın sayılı siyasi hareketlerinden biridir. Ülkemizin bütün renklerini kucaklayan, bütün farklılıklarını kuşatan bu hareket bu dava Türkiye’nin en geniş ailesidir. Biz sadece üye sayısına göre değil aynı zamanda temsil kabiliyeti bakımından açık ara birinci partiyiz” diye konuştu.

“AK Parti milletin partisidir, 83 milyonunu tamamının partisidir

“AK Parti’nin güçlü olması güçlü kalması Türkiye’nin birlik, bütünlük ve selameti açısında hayati öneme sahiptir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu hareket ne kadar büyürse Türk demokrasisi de o derece güçlenecektir. Bu hareket ne kadar güçlenirse Türkiye’nin kalkınma gayretleri o derce hızlı neticeye ulaşır. AK Parti ne kadar geniş bir kitleye ulaşırsa milletimizin kardeşliği o derece kuvvetlenir. AK Parti özellikle genç kuşaklarla kadrosunu ne kadar tahkim ederse Türkiye’nin geleceği o derece aydınlık olacaktır. Üye çalışmalarımızı yürütürken yapılan her yeni kaydın partimizle birlikte ülkemizin de güçlendiğini asla aklımızdan çıkarmayacağız. Küçük olsun benim olsun düşüncesiyle değil, büyük olsun bizim olsun vizyonuyla hareket edeceğiz. Partimize emek vermiş eskilerin dediği gibi partinin tozunu yutmuş tüm yol arkadaşlarımızla irtibatımızı güçlendireceğiz. Gönülden yaparsan gönüller kazanırsın düsturuyla 83 milyonun her bir ferdini kucaklamaya çalışacağız. Yeni isimlerle, yeni yüzlerle, yeni hizmet erleriyle kadrolarımızı tahkim ederken tek bir gönüldaşımızı dışarıda bırakmayacağız. Hiç kimseyi dışlamadan, kırmadan, dökmeden hatta varsa kırık kalpleri tamir ederek faaliyetlerimizi yürüteceğiz. AK Parti milletin partisidir. 83 milyonunu tamamının partisidir. Bu partiyi kuranda 18 yıl boyunca iktidarda tutanda milletimizin kendisidir. Milletimizin sinesinden çıkmış bir hareket olarak bizim kimseyi dışlamaya, ötekileştirmeye inancından, fikrinden, hayat tarzından ötürü hakir görmeye hakkımız yoktur. Önce millet, önce memleket diyen Türkiye eksenli hareket eden herkese elimizi uzatmak durumundayız. Bu güne kadar uzattık, uzattığımız içinde Allah’a hamdolsun güçlüyüz. AK Parti çatısı altında terör ve şiddetle arasına mesafe koyan herkesle ne kadar aykırı olursa olsun her türlü görüşe yer vardır. Hakaret içermediği sürece, partimizin güçlenmesine katkı yapacak her türlü eleştiriye de kapımız açıktır. Hakikatin kıvılcımın fikirlerin yasaklanmasından değil, fikirlerin çarpışmasından doğduğuna inanıyoruz. Bu anlayışla hareket ettik. Farklı fikirlere açık olduk, inşallah bundan sonrada yolumuza bu şekilde devam edeceğiz. Özellikle şu an çalışmaları devam eden 7. Büyük kongre sürecimizi en değerli şekilde değerlendirmek istiyoruz. Büyük kongre hazırlıkları hem muhasebe yapma, hem kendimizi yenileme, hem de eksiklerimizi giderme fırsatı veriyor. Salgın sebebiyle kongremizi sadece teşkilat mensuplarımızla yapmak mecburiyetinde kalsak da milletimizin farklı kesimleriyle irtibatımızın kopmasına asla müsaade etmiyoruz. Salgın kurallarına uygun şekilde vatandaşlarımıza ulaşarak onlarla konuşarak fikirlerini alıp gönüllerini kazanmaya çalışıyoruz. Bu sürecin sonunda AK Parti çok daha güçlenmiş bir şekilde yoluna devam edecektir” dedi.

“Türkiye olarak aynı anda birden çok cephede çetin bir mücadele veriyoruz”

Türkiye’nin birçok cephede mücadele ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak aynı anda birden çok cephede çetin bir mücadele veriyoruz. İçeride veriyoruz, sınır ötesinde ötenin ötesinde de veriyoruz. Sadece sınırlarımız içinde değil Irak’tan Suriye’ye Akdeniz’den Ege’ye kadar geniş bir alanda emperyalizmimin farklı yüzleriyle muhatap oluyoruz. Bir asır önce Anadolu’yu işgal edenlerle Libya’da, Doğu Akdeniz’de karşımıza dikilenlere niyet bakımından hiçbir fark yoktur. O dönemde işgalcilere alkış tutanlar olduğu gibi bugünde farklı kisveler altında mandacılığı savunanlar var. O dönem işgalcilerle birlikte olup millete ihanet edenler olduğu gibi bu günde gavurun kılıcını sallayanlar var. O dönemde kalemini işgalcilerin emrine verenler olduğu gibi bugünde batılı efendilerine şirinlik yapan kalemşörler var. Tıpkı bir asır önce olduğu gibi bunların karşısında ise istiklali ve istikbali için gerekiyorsa kanının son damlasına kadar mücadele etmeye hazır bir millet var. İşgale boyun eğmek yerine Ya istiklal ya ölüm parolasıyla Anadolu’yu yedi düvele dar eden Şerife Bacılar, Sütçü İmamlar, Nene Hatunlar, Şahin Beyler hala aramızdadır. Gezi olaylarıyla fitili ateşlenen, 17-25 Aralık girişimiyle devam eden, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüyle ayyuka çıkan saldırıların yegane hedefi yüz yıl önce yarım kalmış hesabı görmektir” şeklinde konuştu.

“Macron senin zaten süren az kaldı, gidicisin”

“Coğrafyamızda ve dünyanın pek çok yerinde yaptıklarını bize de uygulamak istiyoruz” diyerek sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi terörle, baskıyla ekonomik tetikçileriyle hedef alanların amacı bizi onurlu ve kararlı duruşumuzdan vazgeçirmektir. S&P kendine çeki düzen ver. Sen Türkiye’yi ekonomik yaptırımlarla bir yere çekemezsin. Bunu daha öncede yaptın, netice aldın mı alamadın. Bundan sonra da alamayacaksın. Biz senin üyende değiliz. Kuruş para da vermiyoruz, para mı istiyorsun sana bir kuruş yok. Böyle başkalarıyla bize kalkıp da ekonomik destur çekmeye çalışanlara kusura bakmasınlar. Bunların derdi ne AK Parti’yledir ne Tayyip Erdoğan’ladır. Bunların derdi milletimizin kendisiyledir. Toprağından devletine kadar Türkiye’nin varlığıyladır. AK Parti ve Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye’yi teslim almak diz çöktürmek için her yolu deniyorlar. Her ne kadar muhalefet görmek istemese de milletimizin bütün fertleri görüyor. Mücadelenin Tayyip Erdoğan’ın ikbal mücadelesi olmadığını, ülkemiz ve geleceğimiz için yürütülen bir istikbal mücadelesi olduğunu, vicdan ve izan sahibi herkes biliyor. Ne diyor bizim problemimiz Türk milletiyle değil, bizim problemimiz Erdoğan’la, Erdoğan’ı indirmemiz lazım. Macron senin zaten süren az kaldı, gidicisin. Önce ben sana birkaç yıl önce ne demiştim? Bir telefon görüşmemizde tarih bilgin yok önce tarih öğren demiştim. Türkiye’ye tarih dersi verme, bak biz sizi Cezayir’den tanırız, bir milyon Cezayirliyi siz öldürdünüz. 800 bin Ruandalıyı siz öldürdünüz. Biz sizi Libya’dan tanırız. Bize insanlık dersi veremezsiniz. Biz Osmanlı olarak buralara gittiğimiz zaman barış götürdük, buralar insanlığı götürdük. Önce bunu öğren. Bunu hazmedemiyor. Onun için çıldırıyorlar. AK Parti’nin şahsında zayıflatılmak istenen 83 milyonun birlik beraberlik kardeşliği olduğunu bütün herkes kabul ediyor. Halen Türkiye’nin açık ara en güçlü partisiysek bunun sebebi milletimizin basiret ve ferasetidir. Partimiz üzerinde oynanan oyunların hepsi Anadolu insanını irfanı karşısında başarısızlık” ifadelerini kullandı.

“Bu gün geldiğimiz noktada AK Parti’nin kaderiyle ülkemizin kaderi de bütünleşmiştir”

Doğu Akdeniz’de çalışmaların sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi dertleri, Barbaros Doğu Akdeniz’de bir taraftan sismik araştırmalar bir taraftan sondaj çalışmaları, eğer bir de Türkiye petrolü bulduysa doğalgazı bulduysa vay halimize, dertleri bu çalış senin de olur. Biz şu anda çalışıyoruz. İki tane sismik araştırma gemimiz var, 3 tane sondaj gemimiz var. Bunlarla gece gündüz çalışıyoruz. Rabbim inşallah bunun neticesini bizlere lütfedecek. Milletimiz gerektiğinde canı pahasına bize karakaşımız için değil bu ülkeye olan sevdamızdan dolayı sahip çıkıyor. AK Parti Türkiye’yi savundukça, büyük ve güçlü Türkiye davasına omuz verdikçe milletimizde AK Parti’ye destek olmayı inanıyorum ki sürdürecektir. Bu gün geldiğimiz noktada AK Parti’nin kaderiyle ülkemizin kaderi de bütünleşmiştir. Türkiye varsa güçlüyse hedeflerine ilerliyorsa AK Parti işini doğru yapıyor demektir. Bırakın bu ülkenin başına bir şey gelmesini ayağına taş değse bunun vebali de hepimizin omuzlarındadır. Unutmayın Türkiye varsa biz varız, Türk milleti güçlüyse bizde güçlüyüz. Türkiye hedeflerine yaklaşıyorsa işimizi doğru yapıyoruz demektir. Ülke ve millet düşmanlarının hedefindeysek doğru yönde yürüyoruz demektir. Milletin ve ümmetin dualarını alıyorsak istikamet üzereyiz demektir. Mazlumların ve mağdurların umudu olmayı sürdürüyorsak hakka ve hakkaniyete uygun çalışıyoruz demektir. AK Parti olarak 19 yıldır bu şekilde çalıştık” şeklinde konuştu.

“Öyle bir süreçten geçiyoruz ki doğru adımlar atarsak ülkemizin önünde yepyeni bir dönemin kapıları açılacaktır”

Türkiye’nin kritik bir dönemden geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle bir süreçten geçiyoruz ki doğru adımlar atarsak ülkemizin önünde yepyeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Şehitlerimizle beraber yürüyoruz. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin. Sadece darbeler, krizler, antidemokratik müdahalelerle kaybettiğimiz yılları telafi etmekle kalmayacak Türkiye’yi her alanda birinci lige taşıma imkanını bulacağız. Yanlış adımlar atmamızın bedelini ise sadece partimiz değil, milletimizle beraber umudunu bize bağışlamış 100 milyonlarca kardeşimiz de ödeyecektir. Tarihimizin en kritik döneminde bu kadroya çok önemli görevler düşüyor. Bu sorumluluğun bilinciyle hareket edeceğinden şüphe duymuyorum. Size inanıyorum ve güveniyorum. Partimiz ve davamız için İstanbul’un ne kadar önemli olduğunu sizler zaten biliyorsunuz. Hep birlikte çok daha fazla çalışarak önce 2023’te, sonra 2024’te İstanbul halkının teveccühünü rekor oy oranlarıyla sandığa yansıtacağımıza inanıyorum. İnşallah aynı gerçeği Türkiye genelinde de elde edeceğiz. AK Parti ailesine yeni katılan dava arkadaşlarıma aramıza hoş geldiniz diyorum” dedi.

Mehmet Başa

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Trendyol Süper Lig: Kocaelispor: 0 - Kasımpaşa: 0 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Kocaelispor, sahasında karşılaştığı Kasımpaşa ile golsüz berabere kaldı. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 48. dakikada Karol Linetty’nin sol taraftan ortasında kale alanı önünde yaşanan karambolde Tayfur’dan seken topu tamamlamak isteyen Serdar’ın vuruşunda kaleci Gianniotis meşin yuvarlağı kurtardı. Pozisyonun devamında oyun alanına dönen topu sol çaprazda alan Karol’un vuruşunda kaleci Gianniotis bir kez daha topu çeldi. Daha sonra Darko Churlinov’un röveşatasında ise savunma meşin yuvarlağı kornere gönderdi. 67. dakikada Can Keleş’in sağ kanattan ortasında ceza sahası içinde Serdar Dursun’un kafa vuruşunda meşin yuvarlak dışarı gitti. 86. dakikada Can Keleş’in sağ kanattan ortasında ceza sahası içinde Serdar Dursun’un kafa vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Gianniotis’te kaldı. Stat: Kocaeli Hakemler: Ali Şansalan, Murat Ergin Gözütok, Abdullah Uğur Sarı Kocaelispor: Aleksandar Jovanovic, Ahmet Oğuz, Anfernee Dijksteel, Hrvoje Smolcic (Botond Balogh dk. 41), Massadio Haidara, Cafumana Show, Karol Linetty (Habip Ali Keita dk. 58), Joseph Nonge (Can Keleş dk. 58), Darko Churlinov (Rigoberto Rivas dk. 81), Tayfur Bingöl (Bruno Petkovic dk. 81), Serdar Dursun Yedekler: Gökhan Değirmenci, Muharrem Cinan, Tarkan Serbest, Samet Yalçın, Aleksandr Syrota Teknik Direktör: Selçuk İnan Kasımpaşa: Andreas Gianniotis, Jhon Espinoza, Nicholas Opoku, Adam Arous, Godfried Frimpong, Andri Baldursson, Mamadou Fall, Cem Üstündağ, Fousseni Diabate (Attila Szalai dk. 85), Yusuf Barası (Ali Yavuz Kol dk. 69, Pape Habib Gueye (Kubilay Kanatsızkuş dk. 85) Yedekler: Şant Kazancı, Atakan Müjde, Oğuzhan Efe Yılmaz, Taylan Utku Aydın, Emre Taşdemir, Emirhan Yiğit, Yasin Eratilla Teknik Direktör: Emre Belözoğlu Sarı kartlar: Ahmet Oğuz (Kocaelispor), Jhon Espinoza, Yusuf Barası (Kasımpaşa)
Manisa Manisa FK - Vanspor FK maçının ardından Trendyol 1. Lig 16. haftasında Manisa FK Vanspor FK maçının ardından her iki takımın teknik direktörleri karşılaşmayı değerlendirdi. Trendyol 1. Lig 16. haftasında Manisa 19 Mayıs Stadyumu’nda Manisa FK Vanspor FK’yı 3-1 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında Manisa FK Teknik Direktörü Mustafa Dalcı ve Vanspor FK Teknik Direktörü Hakan Kutlu açıklamalarda bulundu. Mustafa Dalcı: "Bizim daha çok puanlara ihtiyacımız var" İyi bir oyun sonrası kazanmış olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Manisa FK Teknik Direktörü Mustafa Dalcı, "Öncelikle çok mutluyuz. Zor bir maçtı. İki taraf için de aslında zor bir maçtı. Uzun süredir kazanamıyorduk. Adana Demir maçını bir tarafa koyarsak uzun süredir maç atmosferi ya da kazanılması gereken maçı kazanamayan bir takım vardı. Dolayısıyla geriden gelip özellikle ikinci yarı çok ciddi bir oyun gücüyle maçı farka da götürebilirdik. Bu şekilde kazandığımız için gerçekten çok mutluyuz. Ama bizim daha çok puanlara ihtiyacımız var. Dolayısıyla bu bir başlangıç oldu. Umarım bundan sonra her hafta üstüne koyarak gideceğiz" dedi. Hakan Kutlu: "Hakem gerçekten oyuncuların kontrol mekanizmasını da yıprattı" Karşılaşmanın hakeminin kötü bir idare gösterdiğini belirten Vanspor FK Teknik Direktörü Hakan Kutlu ise, "Öncelikle tabii ki çok üzgünüz. Hani oyunun ilk 60 dakikasına 1-1’e kadar olan maçın genel gidişatına baktığımızda gerçekten istediklerimiz, istediğimiz her şeyi sahaya yansıtıyorduk. Pozisyona giren, topa sahip olan, rakibine pozisyon vermeyen bir takım görüntüsündeydik. Ama 1-1’den sonra da gerçekten çok kötü oynadık. Telaşlandık. Sakin kalamadık oyunun içinde. Ama tabii 1-1’e kadar gelen durumun içerisinde çok büyük bir hakem faktörü vardı. İnanılmaz kötü bir maç yönetti. Bize yapılan faul ön alanda, arka tarafta hiçbirine düdük çalmazken rakibimizin tek gol atabileceği duran toplar gözüküyordu, sağdan soldan çok basit hiç anlamsız yani şaşkınlık verici şekilde duran toplarla bizi yıprattı. Zaten ilk penaltı golü de hiç olmayan bir duran top sonrasından yemiştik. Rakibin hocası, sarı kartı olan oyuncusu ikinci sarıdan kırmızıyı görmesi gerekiyor. Atmıyor sonra rakibin hocası oyundan çıkartıyor oyuncuyu kırmızıyı hak ettiği için. Hakemin atması gereken pozisyonda atmıyor. Hocası oyundan çıkartıyor. İnanılmaz kötü bir maç yönetti. Hakem açısından çok çok kötü bir geceydi. Kritik pozisyonlara baktığınız zaman ha olabilir mi penaltılar çok basit ona göre ama hani verir, vermez. Onlara pek bir şey diyemiyorum ama maçın diğer 90 dakikalık bölümüne baktığınız zaman inanılmaz kötü bizi çok fazla ezdiren, anlamıyorum da niye böyle yapıyorlar. Son 3 haftadır gerçekten çok kötü hakem hatalarına, hakem yönetimlerine maruz kalıyoruz. Anlam veremiyorum niye bu kadar kötü yönettiklerine. Bugünkü hakem de artık diğer iki maçtakinden bir tık daha üzeri geçti. Bizi sahada ezdi diyebilirim. Ama 1-0’lık bölüme kadar dediğim gibi, 1-1’e kadar sahaya her şeyi yansıttık. Ama 1-1’den sonra biraz daha sakin kalabilirdik ama hakem gerçekten oyuncuların kontrol mekanizmasını da yıprattı. Manisaspor’u tebrik ediyorum" şeklinde konuştu.
Kütahya Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Ceyhun: "Birlik olmazsak sömürü devam eder" Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, Müslüman coğrafyalarında yaşanan insani krizlere dikkat çekerek birlik ve dayanışma çağrısında bulundu. Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, Dumlupınar Üniversitesi’nde okuyan Suriyeli öğrencilerin Esad rejiminin devrilişinin birinci yılı dolayısıyla düzenledikleri ’Zafer Programı’na katıldı. Programda konuşan Ceyhun, Müslüman dünyasında yaşanan savaşlar, zulümler ve ekonomik sıkıntıların derin izler bıraktığını vurgulayarak, gençlerin bu süreçte bilinçli ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi gerektiğini ifade etti. Ceyhun konuşmasında, Suriye’den Filistin’e, Doğu Türkistan’dan Sudan’a kadar birçok bölgede yaşanan zulmün sürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı: "Hakikaten yüreğinizin unutulmaması, acımaması imkânsız. Müslüman coğrafyasının her bölgesinde maalesef benzer acılar yaşanıyor. Gazze’de, Suriye’de, Doğu Türkistan’da insanlar her gün nesillerini kaybediyor." Gençlere seslenen Ceyhun, eğitimlerini en iyi şekilde tamamlayarak ülkelerine fayda sağlayacak bireyler olmalarının önemine değindi. Ceyhun, "Buradaki zamanınızı boş geçirmeyin. Bir kısmınız ekonomist, bir kısmınız mühendis, bir kısmınız bilim insanı olacak. Geri dönüp memleketlerinizi ayağa kaldıracak olan sizlersiniz" dedi. "Müslüman coğrafyasında acı dinmiyor" Başkan Ceyhun, Müslüman toplumların birlik olması gerektiğini vurgularken, geçmişte İslam medeniyetinden alınan ilmin Batı tarafından gelişmiş teknolojilere dönüştürüldüğünü söyledi. Ceyhun, "Bir zamanlar Müslümanların dünyaya kattığı ilmi aldılar, geliştirdiler. Biz ise özgüvensizlik nedeniyle geri kaldık. Birlik olmazsak bu sömürü devam edecek" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayi ve uluslararası ilişkiler alanında bağımsızlık yolunda önemli adımlar attığını belirten Ceyhun, "Türkiye şu anda 1952’den sonra tüm dünyada temsil kabiliyeti kazanmak için önemli bir girişim içerisinde. Kendi savunma sanayisini ve fakültelerini güçlendiriyor" dedi. Sudanlı öğrencilere seslendiği örneği hatırlatan Ceyhun, gençlerin ülkelerinde sanayi, eğitim ve girişimcilik alanlarında sorumluluk almaları gerektiğini belirtti. Konuşmasının sonunda tüm öğrencilere seslenen Ceyhun, zulüm altındaki coğrafyaları unutmamalarını isteyerek şöyle konuştu: "Biz burada etkinlikler yaparken, dünyanın birçok yerinde insanlar zulüm altında. Onları unutmayın. Rabbim yardımcımız olsun. İnşallah memleketlerinize döndüğünüzde ülkenizi kalkındıran nesiller olursunuz."
İstanbul Ekrem İmamoğlu ‘sahte diploma’ davasında 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin 8 yıl 9 aya kadar hapis talebiyle yargılandığı davada yarın 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanmış, hazırlanan iddianamede İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında İmamoğlu, 12 Eylül’de ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. İmamoğlu, yarın İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda 3’üncü kez hakim karşısına çıkacak. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, University College of Northern Cyprus’ın (UCNC) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı 1990 yılında University College of Northern Cyprus’ın yatay geçiş yapılabilecek üniversiteler arasında olmadığı anlatıldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından KKTC’de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığının belirtildiği iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak arttırıldığı, bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı aktarıldı. Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığının belirtildiği iddianamede, İngilizce İşletme programına yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı, yurt dışı yatay geçiş başvurusunda bulunan öğrencilerin ‘rektör, dekan, yönetim kurulu üyeleri, fakülte sekreteri, yatay geçiş komisyonu üyeleri’ gibi süreçte yer alan kişileri referans olarak gösterdikleri kaydedildi. İddianamede, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde görevli babası Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ersin Güredin’in KKTC’ye akademik izinle gittiği, dönüşünü yurt dışında sürekli dönüş gibi göstererek oğlu olan Eren Güredin’i yurt dışı nakil işleminden yararlandırdığı, Necati Eren Güredin isimli öğrencinin mezun olduğu kuruluş olan University College of Northern Cyprus’de (U.C.N.C.) yerine gerçeğe aykırı şekilde aynı şüpheli Ekrem İmamoğlu gibi öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiği, ayrıca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenci işleri müdürü olarak görev yapan bir şahsın ‘bilgi sahibi’ sıfatıyla alınan beyanında Ekrem İmamoğlu adına okulda herhangi bir kayıt bulunmadığını, dolayısıyla bu kişinin bu okula giriş yapmadığını söylediği kaydedildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulu eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınmakta olduğu bilgisini İstanbul Üniversitesi’nin bilmesine rağmen İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılırken, yapılan bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde şüphelinin denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği kaydedildi. Şüpheli Ekrem İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye sunulan belgelerin University College of Northern Cyprus’a ait bir tanıtım broşürü ve bir adet transkriptten ibaret olduğunun belirtildiği iddianamede, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne ait olmadığının açıkça anlaşılması karşısında İstanbul Üniversitesi tarafından şüphelinin kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği aktarıldı. İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun hayat hikayesinin hiçbir aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim gördüğüne ilişkin bir bilgi, bulgu bulunmadığı, buna rağmen İBB’nin resmi sitesinin de arasında bulunduğu pek çok yazılı ile görsel basın organlarında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgi ve beyanlara yer verildiği, bu durumun temel nedeninin, İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş kaydı sırasında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığı kaydedildi. İmamoğlu’nun kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği ve tüm bu hususların ifade sırasında açık ve net bir şekilde sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakmak suretiyle açıklama yapmaktan kaçındığı kaydedilirken, ayrıca hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’na ve Yüksek Seçim Kurulu’na sunarak kullandığı belirtildi. Hazırlanan iddianamede Ekrem İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.