GÜNDEM - 14 Mart 2019 Perşembe 21:59

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Tıp Bayramı mesajı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Tıp Bayramı mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle yayımladığı mesajında “Canımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımızı yılın bir günü değil her günü baş tacı etsek yeridir” dedi.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle bir mesaj yayımladı. Erdoğan, mesajında “Emekleri, fedakârlıkları ve önce insan, önce sağlık diyerek mesai kavramı gözetmeden özveriyle çalışan sağlık çalışanlarımızın, 14 Mart Tıp Bayramı’nı tebrik ediyorum. Canımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımızı yılın bir günü değil her günü baş tacı etsek yeridir. Her meslek önemlidir, hürmeti hak eder, ancak insanların huzurlu ve sağlıklı yaşaması için emek harcayan bir mesleğin çalışanlarının da bu saygı ve hürmeti tam anlamıyla hak ettiklerine inanıyorum. ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet bir nefes sıhhat gibi’ diyerek, dünyadaki en büyük mutluluğun sağlık olduğunu gören bir medeniyetin mensupları olarak bizler, göreve geldiğimiz günden bu yana tüm enerjimizi, insanlarımızın daha sağlıklı hayat yaşamaları ve hayatın her alanında daha verimli olmaları için harcamaktayız.” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, “Vatandaşlarımızın huzuru ve sağlığı için çaba gösterirken, bunu sağlayacak sağlık çalışanlarımızın da hakkını, hukukunu gözetmeye azami ölçüde hassasiyet gösteriyoruz. Sağlık çalışanlarımızın, yüce mesleklerini icra ederken güvenliklerini sağlamak başta olmak üzere hak ettikleri saygınlığa paralel olarak çalışma ve sosyal şartlarını da zirveye çıkarmak için çalışıyoruz. Sağlık çalışanlarımıza yönelik sözlü ya da fiili hiçbir saldırıyı kabul etmiyor ve bu suçu işleyenlerin en ağır şekilde cezalandırılmaları için gerekli yasal düzenlemeleri yapmaktan geri durmuyoruz. Başta sevdiklerimizin hayatları olmak üzere kendi canımızı da emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarına saldıranların, onları incitenlerin aslında doğrudan sevdiklerinin ve kendi canlarını hiçe saydıklarını unutmamaları gerekir. Bir nevi canımızın emanetçileri olan sağlık emekçilerimizin, hizmetleri, buluşları ve tıpa katkılarıyla ülkemizi saygın bir konuma getirdiklerini göz ardı etmeden, biz yöneticilere düşenin de ülkemizin gururu sağlık çalışanlarımızın çözüm bekleyen sıkıntılarını gidermek olduğunun bilincindeyiz. Bu bilinçle sorunların çözümüne yönelik gayretlerimiz her geçen gün artarak devam etmektedir. Bu düşüncelerle şiddet mağduru olan, yüce mesleklerini icra ederken şehit düşen sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere insanlığın ve Türkiye’nin sağlıklı geleceği için çalışarak, çaba gösteren yitirdiğimiz sağlık çalışanlarını şükranla yad ediyor, her birine Allah’tan rahmet diliyorum. Adeta mesleklerin en yücesini, kıymetlisini icra eden, günün 24 saati kesintisiz verilen sağlık hizmetlerinde emeği, katkısı olan sağlık çalışanlarına başarılar diliyor, 14 Mart Tıp Bayramlarını tebrik ediyorum” ifadelerine yer verdi.  

Musa Erdoğan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”