KÜLTÜR SANAT - 03 Kasım 2016 Perşembe 11:09

Dağ 2 'Fırtına Getiren' hikayesi ile vizyonda

A
A
A
Dağ 2 'Fırtına Getiren' hikayesi ile vizyonda

Alper Çağların yazıp yönettiği, başrollerini Çağlar Ertuğrul, Ufuk Bayraktar Murat Serezli Ahu Türkpençe’nin oynadığı Dağ 2 filminin galası İstanbul’da bir alışveriş merkezinde gerçekleştirildi.

Mühimmat kullanımında Genelkurmay’dan özel izin alınarak gerçekleştirilen filmde, Türk sinema tarihinde ilk kez gerçek taarruz tüfeğinin kullanıldı. Galaya film ekibinin yanı sıra Cüneyt Arkın, Nevra Serezli, Pamela gibi ünlü simalarda katıldı.

Genelkurmay’dan izin alındı
Çekimlere başlanmadan önce Genelkurmay Başkanlığına gidilmesi üzerine buradan destek alan film, çatışma sahnelerinde gerçek taarruz tüfeği kullanarak Türk Sinema tarihinde bir ilki yaşattı. Filmin başrol oyuncularından Ufuk Bayraktar gelen destek üzerine “Çoğu alanda gerçek mühimmatların gerçek tüfeklerin kullanıldığı bir filmdi.Bizim hikayenin realiteye de yakın olduğunu bildikleri için destek oldular” dedi. Filmin Türkiye’de benzer süreçlerinde yaşandığı bir döneme denk gelmesi üzerine Bayraktar: “ Biz Kuzey Irak’a gidiyoruz filmde yalnız bunun benzeri şimdi Suriye topraklarında yaşanıyor ve Türk askeri orda” ifadelerini kullandı.

“Saygı duruşu niteliğinde bir film”
Filmde Kurmay Yarbay rütbesiyle izleyici karşısına çıkan Murat Serezli filmi şu sözlerle tanımladı : “Türk milletinin kahraman fedakar profesyonel olarak askerlik yapan insanlarına o kahramanlarına saygı duruşu niteliğinde bir film.”

“Bu film Türk Ordusuna armağan olsun”
Astsubay rolünü canlandıran Cünet Arkın’ın oğlu Murat Arkın da filmi Türk ordusuna armağan ettiğini söyledi. Akın şunları söyledi: “Verilecek mesaj çok Türk olmaktan gururluyuz. Bayrağımızı insanımızı halkımızı seviyoruz etnik kökenleri ne olursa olsun biz birlik içinde çok güzel bir milletiz bunu kurtuluş savaşı zamanından beri zaten gösterdik. Türk ordusuna güveniyoruz. Ordumuzu seviyoruz. Bu film birazda onlara armağan olsun.”

“Hepimiz biriz. Karşı taraf diye bir şey yok”
Filmde terör örgütü tarafından ele geçirilen savaş muhabiri bir kadını canlandıran Ahu Türkpençe ise canlandırdığı karakterle bütünleştiğini açıkladı. Güzel oyuncu hayat verriği karakteri şu sözler ile anlatıt: “Canlandırdığım karakterin söylediği düşündüğü fikirler benim fikirlerime de çok uygun bu anlamda kendimi karaktere çok yakın buldum. Ceyda savaş karşıtı bir gazeteci ve savaş muhabiri olmasının tek sebebi de bu savaşın ne kadar yanlış ne kadar vahşet dolu olduğunu ve aslında barış için savaş gibi bir cümlenin olmaması gerektiğinin altını çiziyor hep. Aslında biz hepimiz dünya insanıyız ve hepimiz biriz. Karşı taraf diye bir şey yok.”

İzleyicilerden tam not aldı “Nefessiz izledik”
İzleyiciler gösterimin ardından filmi ayakta alkışladı. Salon çıkışında duygularını “nefessiz izledik” sözleri ile dile Tuğçe Kurşunoğlu: “Çok beğendik iki saat boyunca nefessiz izledik gerçekten çok büyük bir emek var çok güzel oyunculular var kesinlikle gidilip izlenmesi gereken bir film. Arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Herkesi Dağ 2 filmine bekliyorum” dedi. Aslı Altay isimli izleyici ise, “Çok başarılı çok güzel herkesin eline emeğine sağlık” diye konuştu.

Fırat Doğruloğlu isimli izleyici de tek vücut olunması gerektiği mesajını vererek, ”Gayet güzel gayet başarılı buldum, güzel bir aksiyon filmi olmuş gitsinler seyircileri salonlara bekliyoruz. Kesinlikle görülmeye değer bir film. Alper bu işi iyi biliyor. Tek vücut olma zamanı kardeşlik sevgi paylaşım zamanı ayrışma zamanı değil” dedi.

4 Kasım’dan itibaren vizyonda
Devam filmi niteliği taşıyan Dağ2 sınır ötesi gizli operasyonlara giden yedi kişilik bir timin, “Fırtına Getiren” hikayesini anlatıyor. İki yakın arkadaş Bekir ve Oğuz yıllar sonra Özel Kuvvetler 8.Muharebe Arama Kurtarma Timinde bir araya gelerek gizli operasyon için zorlu bir eğitim sürecinden geçiyor. Timin özel görevi Kuzey Irak’ta terör örgütü tarafından kaçırılan gazeteci kadını kurtarmak. Bölgede çıkan çatışmaları ,zorlu mücadele verilen operasyon sürecini anlatan film yarın vizyona giriyor. 

Alev Hamitoğulları - Ufuk Kıvık

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.