ASAYİŞ - 27 Eylül 2019 Cuma 09:26

Dedektifin çektiği fotoğraf delil sayılmayacak

A
A
A
Dedektifin çektiği fotoğraf delil sayılmayacak

Eşinin kendisini aldattığından şüphelenen koca, genç kadının peşine dedektif taktı. Kendini kamufle etmeyi başaran dedektif, genç kadını başka bir erkekle görüntüledi. Ancak; Aile Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin aksine Yargıtay, dedektifin elde ettiği delillerin yasal olmadığına hükmetti.

Bursa'da bir kamu kurumunda çalışan T.B., iddiaya göre; eşi N.B.'nın sık sık başka ile gitmesinden şüphelenince dedektifin yolunu tuttu. Dedektif, N.B.'ın başka bir erkekle umuma açık kamusal alanda samimi görüntülerini T.B.'ya ulaştırdı. Aile Mahkemesi'nin yolunu tutan T.B., eşinden şüphelendiğini, karısının telefonuna baktığında sürekli olarak fotoğraflardaki adamla görüştüğünü gördüğünü ve çok üzüldüğünü, geceleri uyuyamaz hale geldiğini kaydetti. Davalı eşin son derece kusurlu olduğunu, fiili evlilik birliğinin sürmesinin imkanının kalmadığını belirterek tarafların boşanmalarına, 50 bin TL maddi, 50 bin TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etti.

Mahkemede savunma yapan N.B. ise kusurun davacı tarafta olduğunu, evlendiği tarihten bu güne kadar iyi bir aile hayatı için elinden geleni yaptığını, ancak davacının kendisine düşen görevleri yerine getirmediğini, eviyle, ailesiyle hiç ilgilenmediğini iddia etti. İşleri bahane ederek devamlı olarak geceleri eve geç geldiğini, geldiğinde de huzursuzluk çıkarttığını, çocuğuna ve eşine manevi baskı uyguladığını, annesinin rahatsızlığı, babasının yaşlı olması nedeniyle anne ve babasın ziyarete gittiğini, annesinin yanında kaldığını, ancak çalışan biri olduğunu ve istediği zaman istediği yere gidecek bir konumda olmadığını, anlattı. Davacının kıskançlıkları, hakaretleri ve çekilmez baskılarına rağmen kızlarının hatırına ayrılmayı düşünmediğini, çeşitli defalar davacı tarafından darp edildiğini ve bir çok defa da sözlü ve fiziki olarak saldırıda bulunduğunu belirtti. Davacının fotoğraf ve cd ile ilgili iftira attığını, takip edildiğini hissettiğini ve korku içinde yaşadığını, tüm olumsuzluklara rağmen evlilik birliğinin devamı için çaba sarf ettiğini söyledi. Haksız ve yersiz açılan boşanma davasının reddine, müşterek çocuğun velayetinin davalı kendisine verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.000 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etti.

Emsal nitelikte karara imza atan ilk derece mahkemesi; dedektifin elde ettiği delillere dikkat çekti. Kararda; ''Durumdan şüphelenen davacı erkeğin bir dedektif tutarak davalı kadını takip ettirdiği ve resimlerini çektirdiği, dosya arasında mevcut ve mahkememizce çözümü yaptırılan CD'deki resimlerde de davalı kadının üçüncü bir kişi ile halka açık yerlerde ele ele tutuştukları, birbirlerine sarıldıkları, birlikte alışverişe gittikleri, yine davalı kadın üzerine kayıtlı telefon hattının celp edilen görüşme kayıtlarında bu kişi sosyal arkadaşlığın gerektirdiği ile olağan görüşme sürelerinin çok üzerinde görüşmelerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı erkeğin bu olay üzerine Bursa'ya tayinini isteyerek gittiği, tarafların o tarihten beri ayrı oldukları, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışları sabit olan davalı kadının tam kusurlu olduğu anlaşılarak tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. 15 bin TL maddi, 15 bin TL manevi tazminatın davalı kadından tahsili ile davacı erkeğe ödenmesine karar verilmiştir.'' denildi.

Davalı kadın kararı istinafa taşıdı. Bölge Adliye Mahkemesi; fotoğrafların özel alanda çekilmediğine vurgu yaptı. Kararda; ''Fotoğrafların kamuya açık bir alanda çekildiği ve orijinal olduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamakta, fotoğrafların oluşturulduğu veya montaj olduğu yönünde dosyada bir iddia bulunmamaktadır. Evlenmenin eşlerin özel hayatını tamamıyla kaldırdığı söylenemez ise de, kişilerin evlenmekle özel hayatlarının birbirlerine karşı sınırlandığının kabul edilmesi gerektiği, eşlerden birinin sadakat yükümlülüğünü gizlice ihlali nedeni ile diğer tarafın da bunu ortaya çıkarmak amacı ile somut olaydaki gibi delil elde edebileceğinin kabulü gerektiği, aksi taktirde sadakat yükümlülüğünü ihlal eden eşin, bir yandan bu eylemini sürdürürken, öte yandan bunun ortaya çıkmasını her defasında kişilik haklarının ihlal edildiğini öne sürerek önlemesi mümkün olur ki, böyle bir durum hakkın kötüye kullanılması yasağı ile bağdaşmaz. Eşlerin birbirlerine sadık kalmalarının eşler açısından hem bir yükümlülük hem de bir hak olduğu gözetildiğinde, eşlerden birinin özel hayatın gizliliğini ileri sürerek diğer eşin kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıyan ve onunda özel hayatı kapsamına giren bir hakkı ihlale devam etmesi kabul edilemez. İhlal edilen kanun hükmü ile ispatlanmak istenen menfaat arasında amaca uygunluk ve dürüstlük kuralları çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; evlilikte evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp diğer eşi de ilgilendirdiğinden ve aile yaşam alanına girdiğinden, davacının hukuka aykırılığı ileri sürülen eşinin başka bir erkekle el ele ve samimi görüntülendiği fotoğrafları ele geçirmesinde hukuka aykırılık amacı taşımadığı ve kendi kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylem nedeni ile delillerin elde edilişinde hukuka uygunluk sebeplerinin bulunduğu kabul edildiğinden, davalının delillerin hukuka aykırı olduğu ve değerlendirilemeyeceği yönündeki istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir'' ifadeleri yer aldı.

Dedektifin çektiği görüntüler delil sayılamaz

Kararı davalı kadın temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi. Daire, genellikle ekonomik durumu iyi olan çiftlerin sıklıkla başvurduğu dedektif yöntemine karşı çıktı. Kararda; ''Davalı kadına yüklenen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış fiilinin ispatında kullanılan ve dedektif tarafından çekilen fotoğrafların hukuka aykırı delil niteliğinde olması sebebiyle kusur belirlemesinde esas alınamayacağı ortadadır. Ancak yapılan yargılama ve toplanan diğer delillerden davalıya ait telefon görüşme dökümlerine göre davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunun, ayrıca davacı erkeğin de dedektif tutmak suretiyle kusurlu olduğunun, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının yine de ağır kusurlu bulunduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına oy birliğiyle karar verildi'' denildi.

Kararı değerlendiren Avukat Fatih Karamercan; ''Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, ister özel alanda isterse de kamusal alanda eşin rızası olmaksızın bir başkası ile ilişkisini kanıtlamak için diğer eşin dedektif aracılığıyla kaydının alınması ile elde edilmiş olan delilin kesinlikle hükme esas alınamayacağına hükmetti. Başka bir ifadeyle, kaydı alınan eşin kusuru açısından bir etkisi olmayacağını açıkça ifade etmiştir.” dedi.

Süleyman Aydın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul THY ve Gulf Air ortak uçuş anlaşmasını genişletti Türk Hava Yolları ve Bahreyn’in ulusal havayolu şirketi Gulf Air, mevcut ortak uçuş anlaşmasını genişletti. Genişletilen anlaşması kapsamında, Gulf Air yolcuları artık İGA İstanbul Havalimanı üzerinden Budapeşte, Prag, Venedik, Viyana ve Rize’ye uçabilecekler. Türk Hava Yolları ve Bahreyn’in ulusal havayolu şirketi Gulf Air, mevcut ortak uçuş anlaşmasını genişletti. Anlaşma çerçevesinde Gulf Air yolcuları artık İGA İstanbul Havalimanı üzerinden Budapeşte, Prag, Venedik, Viyana ve Rize’ye uçabilecekler. THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, Gulf Air ile ortak uçuş anlaşmasının genişletilmesinden memnuniyet duyduğunu ifade ederek, "İş birliğimizi derinleştirmekten ve İstanbul’un önde gelen küresel merkez rolünü güçlendirmeye devam etmekten dolayı mutluyuz. Bu genişletilmiş iş birliğinin, gelişmiş bağlantı sayesinde yolcularımız için katma değer sağlayacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu. "İstanbul’dan daha fazla şehre ulaşım imkanı" Gulf Air CEO’su Martin Gauss ise "Türk Hava Yolları ile ortak uçuş anlaşmasının genişletilerek, yolculara İstanbul üzerinden Avrupa ve Türkiye genelinde daha fazla destinasyona erişim imkanı sunulduğunun ve seyahat planlamalarında daha fazla seçenek sağlandığının altını çizerek, "İstanbul Havalimanı’nı önemli bir bağlantı merkezi olarak kullanarak, Türk Hava Yolları ile ortaklaşa tek ve sorunsuz bir güzergah üzerinden daha fazla şehre ulaşım imkanı sunuyoruz. Koordineli uçuş programlarımız, bu ortak rotalarda müşterilerimiz için daha sorunsuz bağlantılar ve daha akıcı bir seyahat deneyimi sunmak üzere tasarlandı’’ diye konuştu.
Ankara Yargıtay’dan Sinan Ateş davası için "onama" talebi Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022’de Ankara’da öldürülmesine ilişkin davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesini tamamladı. Başsavcılık, davada verilen mahkûmiyet ve beraat kararlarının onanmasını talep etti. Sinan Ateş’i tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıklar Eray Özyağcı, Suat Kurt ve Vedat Balkaya ile azmettirme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Doğukan Çep ile Tolgahan Demirbaş hakkındaki hükümlerin hukuka uygun olduğu tebliğnamede belirtildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıklar Aşkın Mert Gelenbey, Mustafa Uzunlar, Emre Yüksel ve Murat Can Çolak hakkında ise "tasarlayarak öldürmeye yardım" suçundan verilen hapis cezalarının da yerinde olduğunu değerlendirdi ve bu hükümlerin esastan reddi ile onanmasını istedi. Tamamlanan tebliğnamede, bazı sanıklar hakkında verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının da değerlendirildiği belirtilirken, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı aktarıldı. Bu çerçevede, beraat hükümlerinin de onanması talep edildi. Başsavcılık, sanık müdafileri ile katılan vekillerinin ileri sürdüğü delil değerlendirmesi, suç vasfı, eksik inceleme ve usule aykırılık iddialarını yerinde görmedi ve yerel mahkeme kararlarının dosya kapsamına, delillere ve hukuka uygun olduğunu ifade etti. Mahkûmiyet kararının ardından avukatlar dosyaya itiraz etti. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, itirazı reddetti. Bunun üzerine dosya Yargıtay’a taşındı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, incelemesini tamamladı. Tebliğnamede itirazların esastan reddi ile hükümlerin onanması talep edildi. Davayla ilgili son kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesi verecek.
Kocaeli Çayırova’da afete hazırlık eğitimi Kocaeli’de yürütülen "Mahalle Halkı Afetlere Hazırlık Eğitimi Projesi" kapsamında düzenlenen eğitimlerin 10’uncusu Çayırova’da gerçekleştirildi. İki gün sürecek eğitimlerde Çayırova’daki mahalle gönüllüleri afetlere karşı bilinçlendirilecek. Çayırova Belediyesi’nin ev sahipliğinde Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Soba, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Açılış programında açıklamalarda bulunan Başkan Bünyamin Çiftçi, "Bugün çok önemli bir program vesilesiyle bir aradayız. Ülkemiz afet bölgesinde yer alan bir konumda. Afet denilince hepimizin aklına deprem geliyor ama afetler insan kaynaklı ve doğal kaynaklı olarak ikiye ayrılıyor. Afetlere karşı dirençli toplum ve şehirler oluşturmak da eğitimlerden geçiyor. Bu noktada Büyükşehir Belediyemizin yaptığı çalışma çok önemli. Bizler de Çayırova Belediyesi olarak, okullarımızda ve STK’larımızda bu eğitim çalışmaları sürdürüyoruz" dedi. Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Soba ise Mahalle Halkı Afetlere Hazırlık Eğitimi Projesi’nin Büyükşehir, Kocaeli Üniversitesi ve AFAD tarafından yürütüldüğüne dikkati çekerek, vatandaşların bilgilenmesi noktasında çalışmalar düzenlediklerini kaydetti. Soba, "Çok yararlı ve verimli olarak iki günlük bir program düzenlenecek. Hocalarımızın ve kıymetli arkadaşlarımızın vereceği eğitimlerin hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu. İki gün sürecek eğitimler kapsamında, Çayırova’daki mahalle gönüllüleri afetlere karşı bilinçlendirilecek.
Muğla Muğla Büyükşehir’den yerel kalkınmaya katkı Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Köyceğiz Beyobası’nda hayata geçirilen ‘Alım Garantili Süs Bitkisi Üretimi Projesi’, yerel kalkınma, kooperatifçilik ve kadın emeğini odağına alan örnek bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Proje kapsamında Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi desteklenerek, üreticilerin emeği belediyenin hizmet kapasitesiyle buluşturuldu. Daha önce süs bitkisi üretimi yapmamış kooperatif ortağı üreticilere verilen kapsamlı eğitimlerle, bölgede profesyonel süs bitkisi üretimine geçiş sağlandı. 30 üreticiye doğrudan destek, kadın emeği ön planda Projeden 14’ü kadın olmak üzere toplam 30 üretici doğrudan faydalanırken, üretim sezonu boyunca bölgede yaklaşık 70 kadına iş imkânı sağlandı. Böylece proje, yalnızca tarımsal üretimi değil, aynı zamanda kadın istihdamını ve yerel ekonomiyi de güçlendirdi. 28 milyon adetlik dev üretim hacmi Toplamda 28 milyon adet süs bitkisi üretilirken, bu üretimin 14 milyon adedi Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak kent genelindeki peyzaj çalışmalarında kullanıldı. Alım garantisi sayesinde üreticiler için sürdürülebilir ve güvenli bir gelir modeli oluşturuldu. Üretim alanları turizmle bütünleşiyor Proje kapsamında yalnızca üretim değil, alanın görünürlüğü ve ziyaret edilebilirliği de ele alındı. Sera tabelaları yenilenerek, üretim alanlarının turizm sektörüyle entegrasyonu hedeflendi. Böylece Beyobası’ndaki üretim alanlarının daha dinamik, tanıtıma açık ve ziyaret edilebilir bir yapıya kavuşması amaçlandı. Alım garantisi modeliyle üreticiyi güçlendiren Beyobası Süs Bitkisi Projesi, kooperatifçilik, kadın emeği ve yerel kalkınmayı bir araya getiren örnek projeler arasında yer alıyor. Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Şaban Çetin, "Muğla Büyükşehir ile beraber başlamış olduğumuz proje devam etmektedir. İlk yıl 2015 yılında 1 milyon 670 bin adet bitkilerin mevsimlik süs bitkisi ile başladık. Şu anda da 25-26 seramızda üretim yapmakta devam etmekteyiz. Üretim şekillerimiz mevsimlik çiçeklerimiz var saksıda. İbireli ağaç gruplarımız var. Üretime devam ediyoruz. Muğla Büyükşehirimizin yılda iki defa alım garantili sözleşme yapıp, bu yapmış olduğumuz sözleşmeye istinaden üretim yapıyoruz. Ve üretmiş olduğumuz bitkiler ve çiçeklerimizi Muğla’nın talep ettiği, Muğla’nın Büyükşehir alanlarına götürüp, Muğla Büyükşehir’e beraber, Muğla Büyükşehir’e işlerle dikiyorlar" dedi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Buket Kallem, "Alım garantili süs bitkisi projemiz için buradayız, Beyobası’ndayız. Büyükşehir Belediyesi olur olmaz, ilk yaptığımız projelerden bir tanesi buydu. Bugün de katlanarak devam ediyor. Sayın Başkanımız Ahmet Aras’ında önderliğinde, sera sayılarımız ve üretici sayılarımız artarak devam ediyor. Bugün 27 seraya ulaşmış durumdayız. İlk başta bizim bir amacımız vardı. Bütün kooperatifleri kendi konularında özelleştirmek ve gerçekten kaliteli üretim yapabilecek hale getirmekte öncelikle. Biz bu sayıya Muğla’da artık ulaştık. 52 tane kooperatif, birlik, bu tarz tarımsal üretim yapan tesislerle ya da kooperatiflerle, bütün yapılarla, STK’larla bir araya geldik. Bu desteklemelerimizin her türlü desteklememiz vardı. Yani süt tankı, yöresel ürünler, zeytin, badem tesisleri, organik üretim, yani aklınıza gelebilecek her konu şarap, sirke, pekmez. Bunların hepsi bizim bu üretim faaliyetlerimiz içerisindeydi. Sonrasındaki amacımız da birlik haline gelebilmekti. Bir kooperatif birliği, bir güç birliği yapısı oluşturabilmekti. Biz buna da ulaşmış durumdayız. Bu yapımızla birlikte, kooperatif güç birliğimizle, 7 ülkeye ihracatımızı da yaptık. Üretim kapasitelerimizi de arttırdık. Markalı üretimlerimizi de yaptık. Aynı zamanda da kaliteli üretim yapabilmek için laboratuvarımızı da kurduk. Burada bir organizasyon yapısı var. Bu bir başarı örneği. Başından sonuna kadar Büyükşehir desteğiyle ve vatandaşımızın, burada özellikle kadın üreticilerimiz var, kadın üreticilerimizin katılımıyla bir model oluşturuldu ve güçlü bir kooperatifleşme örneği oldu burası. Şu anda üreticilerimizin birçoğu kadın ve sadece Büyükşehir Belediyemize değil, birçok kurumlara ve özel sektöre de satış yapmaktalar. Yüzüncü Yıl Gıda Analiz Laboratuvarımızın da en büyük amacı, yerel üreticimizi desteklemek hem de bütün bu kooperatif, birlik, STK gibi tarımla uğraşan yapıları desteklemekti. Vatandaşlarımıza hayırlı olsun" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, projeye ilişkin değerlendirmesinde, Beyobası’nda hayata geçirdiğimiz alım garantili süs bitkisi projesi, yerel üretimi destekleyen, kooperatifleri güçlendiren ve üreticinin emeğini güvence altına alan önemli bir çalışma olduğunu, bu yaklaşımın hem yerel kalkınmaya katkı sunduğunu, hem de belediyenin ihtiyaçlarını yerel üreticilerden karşıladığını açıkladı.