ASAYİŞ - 11 Ağustos 2011 Perşembe 18:22

Devrimci Karargah davası

A
A
A
Devrimci Karargah davası

Aralarında eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Rıdvan Turan'ın da arasında bulunduğu 57 sanığın yargılanmasına devam edildi.

 

 

YUSUF MELİKOĞLU
İSTANBUL

 

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın başlamasının ardından, bazı sanık yakınları dolan salona giremeyince tartışma çıktı. Bunun üzerine basın mensuplarının tamamının salona girmesine izin verilmezken, izleyiciler ve basın mensupları salona dönüşümlü olarak alındı. Bazı sanıklar ise Hanefi Avcı ile aynı dosyada yargılanmak istemediklerini, iddianamedeki suçlamalara ilişkin savunma yapmayacaklarını ifade etti.

Sanıklara destek vermek amacıyla duruşmaya Milletvekilleri Sebahat Tuncel, Levent Tuzel, Ertuğrul Kürkçü, eski Milletvekili Akın Birdal, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan, İsviçre'den gelen Demokrat Hukukçular Derneği üyesi avukat Marcel Bosonnet, İstanbul ve İzmir Barosu temsilcileri de katıldı

Duruşmada söz alan Avukat Ercan Kanar, "Adliye çevresine şehrin tüm çevik kuvvet ekiplerinin yığıldığını gördüm" diyerek alınan önlemleri eleştirdi. Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Fatih Aydın, Hanefi Avcı ile aynı davada yargılanmak istemediğini söyledi. Aydın, "Devletin bir işkenceciyi önümüze atması, provokasyon amaçlıdır. Devrimciler olarak devletin bu provokasyonuna gelmeyeceğiz. İşkenceci polis şefinin dosyasının bu davadan ayrılmasını istiyorum. Aksi halde çıkacak olaylardan mahkemeniz ve
devlet sorumludur" dedi. Aydın, iddianamedeki suçlamalara ilişkin savunma yapmayacağını ifade etti.

Aydın'ın ardından söz alan Hanefi Avcı'nın avukatı Refik Ali Uçarcı, "Sanık Fatih Aydın, savunmasında müvekkilimle ilgili değerlendirme yaparken, 'bu davadan tefrik edilmesini, edilmediği taktirde sonuçlarına katlanılması gerektiğini' söyledi. Bu tür değerlendirmelerin mahkeme ortamında yapılamamasını talep ediyorum" diye konuştu.

Duruşmanın seyrini değiştirecek açıklamalar yapacağını belirterek söz isteyen Cemal Bozkurt ise, "Devlet, Hanefi Avcı'yı Devrimci Karargah duruşmasına sokarak kozunu oynadı. Hanefi Avcı, devrimcileri zindanlara sokan aktörlerden birisidir. Bir işkencecinin bu dosyada devrimcilerle özdeşleşmiş gibi sunulması devrimcilere ağır bir hakarettir. İddianamede şeytanlarla melekleri, katilleri özdeşleştiriyorlar. Eğer özdeş isek neden Hanefi Avcı'nın etrafında jandarma bariyeri örüyorsunuz. Onu mu bizden, yoksa bizi mi ondan koruyorsunuz. Eğer özdeş değilsek, onun bu dosyada ne işi var? Tutsak sosyalistlerin tahliyesinin hatırına bir kereye mahsus bu duruşmaya katıldığımı söylüyorum" diye konuştu.

Mahkemeye başkanlık yapan Eşref Aksu'nun "İddianamedeki suçlamalara ilişkin açıklama yapacak mısınız" diye sorması üzerine Bozkurt, "'Bizi bir işkenceci ile aynı dosyada yargılıyorsunuz' diyorum siz bana bu soruyu soruyorsunuz. Bu bana bir hakarettir" diye tepki gösterdi. Mahkeme başkanının ayağa kalkması konusunda uyardığı Cemal Bozkurt, "Kalkmıyorum, ne diyorsanız deyin" dedi.

Sanık ifadeleri ile devam eden duruşmada, bir cep telefonun 'mehter marşı' müziği ile çalması üzerine sanıklardan Ulaş Erdoğan, "Bir bu eksikti, faşizm propagandası yapıyorlar" diye tepki gösterdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Bulgaristan’daki direnişin sembolü ’Türkan Bebek’ unutulmadı Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde 1984 yılındaki asimilasyon girişimi sırasında çıkan olaylarda 1 buçuk yaşındayken annesinin kucağında katledilen totaliter rejim döneminde direnişin sembolü haline gelip, ’Türkan bebek’ olarak anılan Türkan Feyzullah, vefatının 41. yılında Edirne’de düzenlenen törenle anıldı. Asimilasyonun 41’inci yıl dönümü dolayısıyla Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Eski Göçmen Evleri olarak adlandırılan bölgede Türkan Feyzullah bebeğin adını taşıyan parkta düzenlenen anma töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Anma töreninde, 75. Yıl İlköğretim Okulu öğrencilerinin ’Türkan Bebek’ anısına okuduğu şiirler duygu dolu anlar yaşattı. Katılımcılar, şiirlerin okunması sırasında duygu dolu anlar yaşadı ve gözyaşlarına hakim olamadı. Çelenk sunumu ile başlayan anma töreninde protokol üyeleri ve vatandaşlar, Türkan Feyzullah’ın anısına yaptırılan heykele karanfil bıraktı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalara geçildi. "İnsanlık olarak hepimizin utanç duyacağı bir olay" Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, "Aslında insanlık olarak hepimizin utanç duyacağı bir olay. Biz bu çocuklarımızı her sene bir milletin isminin ve kimliğinin değişmemesi için vermiş olduğu mücadeleyi anlatıyoruz ve bu mücadelede de hayatını kaybeden bir bebeği anlatıyoruz. Bunu anlatmak insanlık adına utanç vericidir. Bu Bulgaristan’da ya da dünyanın herhangi bir yerinde yaşansın, hepimiz için utanç verici bir olaydır. Burada sadece Türkan bebeğimizi değil, onunla birlikte Türklüğün kimlik mücadelesinde kaybettiğimiz birçok soydaşımızı da anıyoruz; birçok soydaşımız işkenceler nedeniyle yıllarca hapishanelerde kaldı, yerlerinden ve yurtlarından oldular. Bu tür törenler ve anma etkinlikleri ibret almak içindir. Allah bir daha Türkan bebek gibi bebeklerimizin ve insanların kimlikleri ya da dinleri nedeniyle insanlık dışı muameleye maruz kalmasını kimseye nasip etmesin" ifadelerine yer verdi. Aradan geçen zamana rağmen bu zulmü yapanların cezalandırılmadığını belirten Balkan ve Rumeli Türkleri Konfederasyonu Başkanı Sayın Sabri Mutlu, her platformda hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade etti. Törende Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cevat Güneş ve Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Gökçe Onur Öktem de birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından 75.Yıl İlkokulu öğrencileri şiirler okudu. Katılımcılar şiir okunması sırasında duygularına hakim olamadı. Düzenlenen tören Türkan Bebek ve şehitler için dua edilmesinin ardından sona erdi.
Antalya Antalya’da milyonluk dolandırıcılık operasyonu Antalya’da polisin yaptığı operasyonda kendisini polis olarak tanıtıp 3 ayrı kişiden milyonlarca lira değerinde para ve ziynet eşyası dolandıran 10 şüpheli yakalandı, 7’si tutuklandı. Olayda 800 bin TL değerindeki bir araca ve şüphelilerin banka hesaplarındaki 940 bin 782 liraya el konuldu. Antalya Emniyet müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne müracaat edip müracaatta bulunan M.A. ve eşi H.A. isimli müştekiler tanımadığı bir kişi tarafından arandığını, arayan kişinin telefonda kendisini polis olarak tanıttığını söyledi. Baskı altındaki yönlendirmelerle Kumluca ilçesinde sattırdıkları 2 dairenin parasını ve evde bulunan 235 gram külçe altın ile 8 adet çeyrek altın olmak üzere yaklaşık 10 Milyon TL paranın bir kısmını ikametine gelen şahsa elden teslim ettiğini söyleyen müştekiler bir kısmını ise şüphelilerin verdiği hesaplara gönderdiğini belirterek şikayetçi oldu. İhbarın ardından başlatılan projeli çalışmada Asayiş Şube Müdürlüğüne müracaatta bulunan A.B. isimli müştekinin de telefonda kendisini polis olarak tanıtan şahısların verdiği hesaplara 110 Bin TL para gönderdiğini beyan ederek şikayetçi olması üzerine, "Nitelikli Dolandırıcılık" olayını da aynı şüpheli şahısların gerçekleştirdiği tespit edildi. Şüphelilerin yakalanmasına yönelik Antalya merkezli 6 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 10 şüpheli yakalandı. Yapılan aramalarda şüphelilerden 12 adet cep telefonu ve 12 adet sim kart ele geçirilirken, suça konu olduğu değerlendirilen yaklaşık 800 bin TL değerindeki bir araca ve banka hesaplarındaki 940 bin 782 TL paraya el konuldu. ‘Nitelikli Dolandırıcılık’ suçundan adli makamlara sevk edilen 10 şüpheliden 1’i Cumhuriyet Savcılığınca serbest bırakılırken, 2’si hakkında adli kontrol kararı uygulandı, 7’si tutuklanarak cezaevine gönderildi.