EKONOMİ - 31 Ocak 2023 Salı 14:45

DİMES hedef büyüttü

A
A
A
DİMES hedef büyüttü

Dünyanın önde gelen içecek üreticilerinden DİMES, 100’den fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracatla toplam ciro hedefini 5 milyar TL olarak belirledi.

DİMES, ürün yelpazesi ve kapasitesiyle Türkiye için katma değer oluşturmaya devam ediyor. Şirket açıklamasına göre Tokat, Aydın ve İzmir’de yer alan üretim tesislerinde, 100 bin ton meyve işleme, 300 bin ton meyve suyu, 100 bin ton süt ve süt ürünleri üretim kapasitesine sahip firma, yaklaşık 850 kişiye doğrudan istihdam sağlayan firma satın aldığı meyvelerle 65 binin üzerinde üretici için de geçim kapısı oldu. 100’den fazla ülkeye ihracat yaparak ülke ekonomisine ciddi katkıda bulunan DİMES, bu yıl ki toplam ciro hedefini 5 milyar TL olarak belirlediğini açıkladı.

Toplam ciro hedefi 5 milyar TL

DİMES’in CEO’su Ozan Diren, firmanın 2023 yılı hedeflerinden bahsederek, 2022 yılında toplam ciroda 3 milyar Türk Lirası hedefine ulaştıklarını belirtti. Diren açıklamasında, “DİMES, Türkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu markası ve ülkemizin önde gelen içecek şirketlerindendir. 2022 yılında hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarımızda istikrarlı büyümemizi sürdürdük. İhracat olumlu etkisinin yanı sıra, pazarlama stratejilerimiz, iletişimlerimiz ve satış ekiplerimizin de başarılı çalışmalarıyla iç pazarda da büyümemizi sürdürdük. İhracat ve iç pazar dahil toplam tonajımızda yüzde 23 düzeyinde bir artış elde ettik. İhracat ve iç pazar toplam olmak üzere toplam ciromuz, 3 milyar TL düzeyinde gerçekleşti. Tüketici beklentilerini ve pazar trendlerini dikkate alarak çalıştığımız yeni ürünlerle 2023 yılında da hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarımızda istikrarlı büyüme performansımızı sürdürmeyi hedefliyoruz. İhracat gelirlerimizi yaklaşık yüzde 90 artırmayı öngörüyoruz. Toplam ciro hedefimiz ise, yaklaşık 5 milyar TL düzeyinde" diye konuştu.

Üreticiye 220 milyon TL’lik katkı

DİMES’in 2023 yılında 200 milyon TL’lik yeni yatırım yapacağını söyleyen Ozan Diren, bunun yanı sıra üreticilerden 220 milyon TL düzeyinde alım gerçekleştirmeyi planladıklarını belirterek, “2023 yılında farklı alanlarda yatırımlar yapmaya da devam edeceğiz. Yıl içerisinde pazarlama yatırımlarımız hariç olmak üzere, 200 milyon TL’ye yaklaşan düzeyde yatırım planlıyoruz. Kooperatif iş birlikleri, ücretsiz fidan dağıtımı ve düzenli zirai bilgi paylaşımıyla meyve üreticilerine desteğimizi, 2023 ve sonrasında da artan bir ivmeyle sürdüreceğiz ve yatırımlarımızın yanı sıra, ülkemiz meyve üreticilerinden meyve alımımızın, yaklaşık 220 milyon TL düzeyinde gerçekleşmesini ön görüyoruz” dedi.

“Soğuk kahvede de iddialı”

Diren, Z kuşağına hitap eden ürünler geliştirmeyi sürdüreceklerini ifade ederek, “Meyve suyunun tüm kategorilerinde farklı tüketici tercihlerine hitap eden ürünlerimizle yer alıyoruz. Öte yandan, bilinirlik oranımızın yüzde 99 olduğu meyve suyu, dünya genelinde genç tüketiminin az, rekabetin yoğun olduğu bir pazar. Kollektif inovasyon kültürümüz ve Ar-Ge gücümüzle hayat bulan ‘İçecek Şirketi’ vizyonumuzla bir içecek markasına dönüşüyoruz. Dünyadaki bütün içecek kategorilerini inceliyoruz, hızlı büyüyen, geliştirilmesi, üretimi uzmanlık isteyen, katma değerli, ithal ürünlere yerli marka alternatifi oluşturabileceğimiz kategorileri belirliyoruz. Türkiye’de bizim var ettiğimiz uzun ömürlü Sıkma kategorisi, soğuk kahvemiz OBSESSO, DİMES Milkshake ve DİMES Smoothie ürünlerimiz, yenilikçi ruhumuzun ve Ar-Ge gücümüzün yansımasıdır. Pazarlama ekibimiz, alanında çok birikimli genç yeteneklerden oluşuyor. Gençlerin beklentilerini, dinamizmini hissediyoruz; bunu ürünlerimize ve pazarlama iletişimlerimize yansıtıyoruz ve gençlerle bir arkadaşlık bağı kuruyoruz. Her yıl birçok araştırma yapıyor ve Z kuşağını dinliyor onların kararlarına göre ürün planlarımızı şekillendiriyoruz. Yatırımlarımızı yenilikçi ürünlere ve gençlere, yani geleceğe yoğunlaştırıyoruz” dedi.

“Soğuk kahvede pazarın üzerinde büyüdük”

Ozan Diren, soğuk kahve ürünleriyle piyasanın liderliğine oturduklarını vurgulayarak, “2022 yılında önce Milkshake ve Smoothie yaz lezzetlerimizi gençlerin seçimiyle belirledik, sonrasında da kendi hayatlarında dinamikleri değiştirmiş ve kendini hayata kabul ettirmiş genç isimlerin yer aldığı Manifesto filmimizle, oluşturmayı hedeflediğimiz gençlik platformumuzun ilk adımını attık. Kampanyamızın satışlarımıza da büyük etkisi oldu. Kendi seçtiği ürünlerin üretildiğini gören Z kuşağının gücü, raflara yansıdı. Milkshake yüzde 52, Smoothie yüzde 69 pazar payı ile liderliğini daha da güçlendirdi. Uzun ömürlü Sıkma kategorisindeki liderliğimiz de bu kategoriyi Türkiye’de var ettiğimiz günden bu yana kesintisiz sürüyor. Hasat zamanı sıkılıp şişelenen meyve suyundan oluşan Sıkma kategorisinde yüzde 53 Pazar payına sahibiz. 2018 yılında giriş yaptığımız soğuk kahve pazarında, OBSESSO markamızın bilinirliği yüzde 93’e ulaştı. Soğuk kahve pazarının üzerinde bir büyüme elde eden OBSESSO, pazardaki konumunu, artan pazar payı ile daha da güçlendirdi. Yatırım ve büyüme hedeflerimizin ana kanalı Milkshake, Smoothie, İçecek ve Soğuk Kahve kategorilerimiz olacak. Brüt karlılığımızın dörtte birini oluşturan bu kategorilerdeki istikrarlı büyümemizi, 2023 yılında da sürdürmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

"Amerika ve Avrupa’dan sonra hedefte Ortadoğu var"

Soğuk kahve ürünleriyle Avrupa ve Amerika pazarından sonra Orta Doğu pazarını da hedefleri arasına aldıklarını belirten Diren, “Obsesso yoğunluklu olarak Avrupa ve Amerika’da çok sevilen bir marka. Buna ek olarak farklı ülkelere de önemli ölçüde ihracat yapılıyor. 2023 yılında da ihracatı yapılan ülkelerin sayısının artması hedefleniyor. Soğuk kahve, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da büyüme kaydeden bir trend ve bu trend Avrupa ve Amerika pazarlarında büyüme evresindeyken, Japonya gibi Asya pazarlarında ise yılda 24 litreye kadar ulaşan bir kişi başı tüketime sahip. Keyif ve deneyime yönelik bu trende farklı lezzetler sunan OBSESSO soğuk kahve portföyümüzle cevap veriyoruz. OBSESSO markamız ihracat pazarlarımız arasında Maldivler, Avrupa ve Amerika’nın yanı sıra, Irak ve Filistin gibi ülkeler de yer alıyor” dedi.

"100’den fazla ülkeye ihraç ediliyor"

Yüzden fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Diren, “100’ü aşkın ülkeye, DİMES markamızla ihracat yapıyoruz; besleyici ve keyifli ürünlerden oluşan marka portföyümüzü global pazarlarda da büyütüyoruz. Meyve suyu sektöründe markalı ürün ihracatının lideriyiz ve yatırımlarımızla marka portföyümüzü global pazarlarda büyütüyoruz. İhracatta istikrarlı agresif büyüme için stratejik yönetim benimsemiş durumdayız. 2023 yılı hedefimiz ihracatımızı, 15,7 milyon dolar düzeyine çıkarmak. Türkiye’mizin tarım ürünlerini, katma değerli bir şekilde işleyip, yenilikçi, yüksek kaliteli, keyifli ve besleyici ürünler olarak dünya pazarlarına sunuyoruz. Asya ve Avrupa kıtalarında belirlediğimiz hedef ülkelerde tüketicilerin ihtiyaçlarını, iç görülerini ve motivasyonlarını daha detaylı anlamak için gerçekleştirdiğimiz araştırmalarımızda elde edeceğimiz ihtiyaçlara ve motivasyonlara göre segmente edeceğimiz hedef kitlelerimize doğru ve katma değerli yeni ürünler sunacağız” diye konuştu.

"Hedef; sağlık, fayda, keyif ve lezzet"

Diren, DİMES olarak geliştirdikleri ürünlerde; sağlık, fayda, keyif ve lezzeti ön palana aldıklarını söyleyerek, “DİMES ve OBSESSO markalarımızın global pazarlardaki kısa ve orta vadedeki planları kapsamında belirlediğimiz yeni hedef ülkelerimizde inovatif katma değerli ürünlerimizle yer almaya devam edeceğiz. Hedeflerimiz doğrultusunda yeni trend oluşturacak ürünlerimizle sağlıklı ve besleyici bir fayda sağlarken aynı zamanda keyif, haz ve lezzet üzerine odaklanıyoruz. Yine 100 meyve içeren-şeker ilavesiz besleyici ve keyifli içecek olan DİMES Smoothie’lerimizle gün içerisinde ara öğünlerde ihtiyacımız olan enerji konseptini sahipleniyoruz ve yer alacağımız yeni pazarlarda da bu konumlamayı sahiplenmeye devam edeceğiz. Türkiye’de Pazar liderliğini sahiplendiğimiz Milkshake kategorisindeki yenilikçi ve eğlenceli ürünlerimizle yeni pazarlara da açıldık Bir diğer hedefimiz de orta vadede, Asya gibi tüketimin yüksek olduğu pazarlarda fonksiyonel faydalar sunarak farklılaşan bir portföy ile raflarda yer almak” şeklinde konuştu.

"Yerli tüketici şeftali ve vişne yabancı ise elma ve nar suyunu tercih ediyor"

Diren, yerli tüketicinin daha çok şeftali ve vişne sularını, yabancı tüketicilerin ise elma ve nur suyunu tercih ettiğini belirterek, “Ülkemizde özellikle şeftali ve vişne en çok tercih edilen lezzetler arasında yer alıyor. Öte yandan son dönemlerde şeftali, vişne, karışık gibi varyantlardan ayrışan farklı ürün beklentilerinin ve tüketim sıklığının da arttığı görülüyor. Öncü marka olduğumuz içecek kategorisindeki Ekşi Elma, Ananas gibi farklı varyantlar tüketici tarafından çok seviliyor. İhracat tarafında her ülkenin lezzet tercihi değişiyor. Farklı coğrafyalarda, farklı kültürlere ve tüketim alışkanlıklarına hitap ediyoruz; çoğunlukla portakal ve elmanın sevildiğini görüyoruz. Kore sıkma nar ve vişne tercih ederken Çin yüzde 100 portakal suyunu seviyor. Amerika’nın öncelikli tercihi yüzde 100 elma suyu iken İtalya’da yüzde 100 nar suyu tercih ediliyor. Nar, vişne, portakal, elma suları ile ananas ve mangolu içecekler en fazla ihraç ettiğimiz ürünler arasında yer alıyor” dedi.

“Annelerin en güvendiği meyve suyu”

Diren, dünyada meyve suyu tüketimi kişi başı ortalama 8 litre olarak açıklayarak gelişmiş ülkelerde ise bu oranın 19 litrenin üzerinde olduğunu söyledi. Diren ayrıca bağımsız araştırmalar sonucunda annelerin en güvendiği meyve suyu markasının DİMES olarak belirlendiğine de dikkat çekti. Diren konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Türkiye’de yaklaşık 10 -11 litre düzeyinde gerçekleşen yıllık kişi başı meyve suyu tüketimi, 8 litre olan dünya ortalamasından yüksek gözükse de, 19 litrelerde seyreden Batı Avrupa ortalamasının yarısına yakındır. Gıda kültüründe içeceklerin çok ağır bastığı Almanya’da tüketim, 30 seviyelerinin üzerine çıkıyor. Yaş meyve sebzelerin düzenli tüketiminin Türkiye kadar yaygın olmadığı Nordik ülkelerde de yüksek tüketim rakamları söz konusu. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde Avrupa’daki kişi başı tüketimin 18 litre seviyelerinde devam edeceğini, Türkiye’de ise tüketimin 11-11,5 litre düzeyine yükseleceğini öngörmek gerçekçi olacaktır. Meyve suyunun besleyici özelliği ile ilgili farklı bilimsel çalışmalar mevcuttur.

Çocukların günlük tüketimine uygun, 200 ml karton ambalajda sunulan ve besleyici yönü ön plana çıkan, yüzde 100 meyve suyu ürünleri, çocuk kategorisi olarak tanımlanmaktadır. Bağımsız araştırma sonuçlarına göre annelerin en güvendiği meyve suyu olan DİMES, bu kategorinin lideridir. Yüzde 100 meyve suyu ürünleri, sadece meyve suyundan oluşur, ilave şeker içermez ve 200 ml yüzde 100 meyve sularının okul kantinlerinde satışına izin verilmektedir. Anne gibi düşünmek, markamızın çok değer verdiğimiz özelliklerinden biridir ve kurucumuz, dedem merhum Vasfi Diren’in bundan 60 yıl önce söylemiş olduğu ‘Soframıza koymayacağımız meyveyi işleyemeyiz, çocuğumuza içirmeyeceğimiz meyve suyunu üretmeyiz’ sözü, bugünlerimiz de ışık tutmaktadır."

Uluslararası hava yolları şirketleri DİMES’İ tercih etti

Diren, birçok uluslararası yolcu taşımacılığı yapan havayolu şirketinin DİMES’İ tercih ettiğini ifade ederek şunları söyledi. “Pegasus Havayolları ile aktif iş birliğimizin yanı sıra, Singapur Havayolları, Endonezya Havayolları, Malezya Havayolları gibi dünyanın önde gelen havayollarının da tedarikçileri arasında yer alıyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde THY ve Çin Havayolları gibi firmalarla da düzenli iş birlikleri gerçekleştirdik."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’den İspanya’ya uzanan ‘eğitim’ köprüsü İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), uluslararası alandaki iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek İspanya merkezli Cervantes Enstitüsü ile protokol imzaladı. Öğrencilere yeni eğitim fırsatlarının sunulması, iki ülkenin kültürünü yansıtacak ortak sanatsal ve akademik etkinliklerin düzenlenmesi hedefiyle yapılan anlaşmaya, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey imza attı. Protokol kapsamında, akademisyenlerin ve öğrencilerin kişisel gelişimlerini hızlandırmak amacıyla stratejik çalışmalar yapılarak yol haritası belirlenecek. İspanya’daki üniversitelerle iş birliği ve diyaloğun artırılması için girişimlerde bulunulacak. İspanyolca dil sınavlarında (DELE) alınacak sertifikaları artırmaya yönelik ortak çalışmalar gerçekleştirilecek. Bilimin yanı sıra kültürel anlamda da karşılıklı olarak sergi, panel ve söyleşi gibi etkinlikler düzenlenerek Türk ve İspanyol kültürünün daha geniş kesimlere ulaşması hedeflenecek. İmza törenine geniş katılım İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine; İspanya Ankara Büyükelçisi Cristina Latorre Sancho, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İEÜ Mütevelli Heyet Üyesi Emre Kızılgüneşler, İspanya Ankara Büyükelçiliği Eğitim Programları Direktörü D. Gilberto Terente Fernndez, İspanya İzmir Fahri Konsolosu Muharrem Hilmi Kayhan, İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, Uluslararası İlişkiler Ofisi Müdürü Hülya İncekara, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcı Özge Coşkun Aysal, Uluslararası İlişkiler Temsilcisi Mehmet Şenbağcı, İspanyol Dili Koordinatörü Dilek Amet ve İspanyolca öğretim görevlileri de katıldı. "Akademik üretim artacak" Törende konuşan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Abacıoğlu, üniversite olarak öğrencileri ve akademisyenleri küresel dünyanın dinamiklerine en iyi şekilde hazırlamak için çalıştıklarını söyleyerek, "Dünyaca saygın kültür ve dil kurumlarından biri olan Cervantes Enstitüsü ile imzaladığımız iş birliği protokolü, üniversitemizin uluslararasılaşma vizyonu açısından son derece değerli ve stratejik bir adım. Bu protokol sayesinde öğrencilerimize sadece yeni bir yabancı dil öğrenme fırsatı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda farklı kültürleri tanıma, uluslararası akademik ve kültürel ağlara dahil olma imkânı da sağlıyoruz. Akademisyenlerimiz açısından da bu iş birliği, İspanya’daki üniversiteler ve akademik çevrelerle daha güçlü ilişkiler kurma, ortak projeler geliştirme açısından önemli fırsatlar sunacak" diye konuştu. "Çok kültürlü bakış açısı kazanacaklar" Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteler, aynı zamanda kültürler arasında köprü kuran kurumlardır. Cervantes Enstitüsü ile birlikte hayata geçireceğimiz sergi, panel ve söyleşi gibi kültürel etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin çok kültürlü bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunacağız. Öğrencilerimizi dünyaya açan, onları uluslararası düzeyde rekabetçi ve donanımlı bireyler haline getiren iş birliklerini artırarak sürdüreceğiz. Cervantes Enstitüsü ile başlattığımız bu değerli ortaklığın, üniversitemiz için uzun vadeli ve kalıcı kazanımlar sağlayacağına yürekten inanıyorum." "İzmir, özel bir yere sahip" İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey, İEÜ ile imzalanan protokolden büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, bu güçlü akademik ve kültürel bağın kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi. Vara de Rey, "İzmir; zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik genç nüfusuyla her zaman özel bir yere sahip. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin vizyonu ve uluslararasılaşmaya verdiği önem, bu iş birliğini daha da anlamlı hale getiriyor. Bu anlaşma sayesinde Türk ve İspanyol kültürlerini, gençler aracılığıyla birbirine daha da yakınlaştıracağımıza inanıyorum. Öğrencilerin dil öğrenimi, kültürel etkileşimi ve uluslararası deneyim kazanmaları için etkili adımlar atacağız. Bu protokolün uzun soluklu ve verimli olmasını; her iki ülke için de güzel sonuçlar doğurmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
Kocaeli 7 kişinin can verdiği olayda kan donduran kaçış planı Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Ali Osman A.’nın firma sahiplerini saklayan kişiye, "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet" dediği iddia edildi. Olay, 8 Kasım’da Dilovası Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Ravive Kozmetik isimli iş yerinde meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Hanım Gülek (65), Esma Dikan (65), Şengül Yılmaz (55), Tuncay Yıldız (48), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esatoğlu (16) yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, "Olası kastla öldürme" suçlamasıyla, Ali Osman A. ve Onay Y., "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla tutuklandı. Şüphelilerden H.E., G.B., Ö.A. ve Güven Demirbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde tutuklanan firma sahibi Kurtuluş Oransal ise cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından ihmali olduğu değerlendirilen SGK ve İŞKUR yetkilileri açığa alındı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında "Olası kastla öldürme" suçundan 7’şer kez müebbet, "Nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3’er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. 8 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar, 4 sanığın "Suçluyu kayırma" suçundan 5’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Ümit Ç., Ünal A., Muhammet D., Seyfullah Ç., Güven D., Caner Özgür Y., Özcan Y., Özkan Y. hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", Ali Osman A., Onay Y., Ömer A. ve Abdurrahman B’ın ise "Suçluyu kayırma" yönünden haklarında dava açılması istendi. "Sigortası olmayanları denetimde eve gönderdiler" İddianamede ifadesi yer alan işçilerden Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı iş yerinde hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu kıyafet verilmediğini belirterek, "İşletmede resmi bir sorumlu yoktu. Sigorta denetimine sadece bir kez gelindi. Bu denetimde de iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal, yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, benim gibi sigortası olmayan tüm çalışanları evine gönderdi. Maaşlarımız elden veriliyordu" dedi. Yaralı kurtulan işçi Ayten Aras, patlama anında ölen Nisa Taşdemir ve Esma Dikan’ın krem dolumu yaptıklarını söyledi. Aras, "Bize koruyucu elbise verilmedi, evden geldiğimiz kıyafetlerle çalışıyorduk. Kurtuluş Oransal 4 yıldır sigorta vaadinde bulundu ama yapmadı. Günlük 800 TL yevmiye ile çalışıyorduk" ifadelerini kullandı. Olay günü tesiste bulunan 16 yaşındaki Z.H. ise "Olay günü ikinci katta, iş yerinin ortasında bulunan tankerde parfüm karışımı yapılıyordu. Kimyevi maddeleri karıştıran bir alet vardı. Biz parfüm kutusu kapatırken bir anda patlama yaşandı" diye konuştu. Acılı aileler: "Cenazeleri DNA testiyle teşhis edebildik" Yangında çocuklarını ve eşlerini kaybeden ailelerin ifadeleri ise yürekleri dağladı. 17 yaşındaki kızı Nisa’yı kaybeden baba Vedat Taşdemir, "Kızım paketleme personeli olarak girdi ancak imalat işinde de çalıştırıldığını öğrendim. İmalat yapıldığını bilseydim kızımı asla göndermezdim. Kızımın vefat ettiğini, oğlumdan alınan DNA örnekleri sonucu öğrenebildik" dedi. Eşini kaybeden Aytekin Gikan, yangın söndürüldükten sonra içeride cesetler olduğunu öğrendiğini, hastaneleri aradığını ancak eşini bulamadığını, vefat ettiğini sonradan anladığını belirtti. Hanım Gülek’in eşi Metin Gülek ve Cansu Esatoğlu’nun babası İbrahim Esatoğlu da yakınlarının cansız bedenlerini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA eşleşmeleri neticesinde teşhis edebildiklerini ifade etti. "İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk" Tanık İ.A., mahalleli olarak iş yerinden yayılan kimyasal koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek, "Yaşı küçük çocukları, paraya ihtiyacı olan kadınları sigortasız çalıştırıyorlardı. İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk. Gerekli kurumlara şikayet edilmesine rağmen nasıl üretim yaptıklarını anlamadık" şeklinde ifade verdi. "Kurtuluş Oransal bana, ’Yangından haberim var, yoldayım’ dedi" İş yeri çalışanı H.E. ise ifadesinde, olayın ardından Kurtuluş Oransal’ı arayıp yangını bildirdiğini, kendisinin nerede olduğunu sorduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Bunun üzerine Oransal’ın "haberim var" dediğini, yolda olduğunu söylediğini, konuşma bittikten 5-10 dakika kadar sonra Kurtuluş Oransal’ın kendisini arayarak içeride kimsenin kalıp kalmadığını sorduğunu, tam sayıyı bilmediğini ancak içeride kalan en az üç kişi olduğunu söylediğini kaydetti. "2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" Mali müşavir M.Ç. de, firmanın kuruluş ve işleyiş sürecine dair bilgiler verdi. M.Ç., Ravive Kozmetik’in resmi sahiplerinin İsmail ve Altan Ali Oransal olduğunu, baba Kurtuluş Oransal’ın ise kağıt üzerinde yetkisi bulunmadığını söyledi. Kurtuluş Oransal’ı 2010 yılında Düzce’de çalıştığı fabrikadan "usta makinacı" olarak tanıdığını belirten M.Ç., Dilovası’ndaki tesiste çalışan işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yöntemlerle iletildiğini anlattı. Tanık M.Ç., "İşçilerin kimlik numaralarını İsmail Oransal WhatsApp veya mail yoluyla gönderiyordu. Sigorta girişlerini bu bilgilere göre yapıyordum. 2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" dedi. Fabrikanın Dilovası’nda faaliyete geçtiği günden bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almadığını belirten M.Ç., "Normal şartlarda işverenin anlaştığı İSG firmasına düzenli ödeme yapması gerekir ancak bana bu firmadan herhangi bir hizmet faturası gelmedi. Fabrikanın açıldığı ve üretime başladığı tarihten itibaren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili herhangi bir bildiri veya fatura tarafıma ulaşmadı" ifadelerini kullandı. "Çocuklarım, babalarını kendilerini uzak tutmak için bu iş yerini açtı" Kurtuluş Oransal’ın eski eşi A.A. ise şirketin kuruluş amacına dair iddialarda bulundu. Kurtuluş Oransal’ın borçlu ve sorumsuz bir yapısı olduğunu öne süren A.A., çocuklarının babalarını kendilerinden uzak tutmak ve "sokakta kalmaması" için bu iş yerini açtıklarını anlattı. Çocukları İsmail ve Altay’ın bu şirketin işleri ile hiç uğraşmadıklarını ve takip etmediklerini aktardı. A.A., patlamanın meydana geldiği iş yerine alınacak personeli Kurtuluş Oransal’ın kendisinin seçtiğini, iş yerinde üretilen ürünler ile yine Kurtuluş Oransal’ın ilgilendiğini, Kurtuluş Oransal’ın daha önce kozmetik sektöründe çalıştığı için burada bir çevre edindiğini ve kendisine pazar oluşturduğunu, iş yerinin tamamen Kurtuluş Oransal’ın kontrolü altında iş yapıldığını beyan etti. "Laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim" İddianamede ifadesine yer verilen LYKKE Kozmetik ortaklarından şüpheli Gökberk Güngör de olay günü yaşananları ve İsmail Oransal’ın bilgisayarını aldırmasını anlattı. Aleyna Oransal’ın şirkette yüzde 50 ortaklığı bulunduğunu belirten Güngör, olay günü Aleyna’nın kendisini aradığını belirterek, gayet sakin bir ses tonuyla ’Fabrikada yangın çıkmış’ diyerek görüşmeyi sonlandırdığını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık yarım saat sonra İsmail Oransal’ın kendisini arayarak, "İş yerimdeki laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim. Sen benim odada, masanın üstünde bulunan laptobu alıp evime getir" dediğini aktardı. Güngör, bu talep üzerine laptobu alarak Oransal’a teslim ettiğini kaydetti. "Suçu babaları üstlenecek, onları yurt dışına kaçıracağız" İddianamenin en çarpıcı bölümlerinden birini ise şüphelilerin kaçış planına dair detaylar oluşturdu. Şüpheli Onay Y. ifadesinde, Ali Osman A’nın kendisini arayarak, "Olanları duydun mu? Benim yeğenler bir olaya karışmışlar" dediğini ve onları misafir edip edemeyeceğini sorduğunu belirtti. Bu görüşme üzerine Ömer A. isimli kişiyi arayarak 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlatan Y., daha sonra Tekirdağ’da İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Abdurrahman Bayat ile buluştuğunu söyledi. Eve girdikten sonra televizyonda "Kocaeli’de patlama" başlıklı haberleri gördüğünü ifade eden Y., bunun üzerine Ali Osman A’yı görüntülü aradığını kaydetti. Y., Ali Osman A’nın görüşme sırasında kendisine şunları söylediğini iddia etti: "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle biz avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet."
İstanbul 51Talk, gençleri Birleşmiş Milletler’in iklim sahnesine taşıyacağını duyurdu Çevrimiçi İngilizce öğrenme platformu 51Talk, Birleşmiş Milletler’e bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Çocuklar için çevrimiçi bire bir İngilizce öğrenme platformu olan 51Talk, uluslararası topluluğundan genç öğrencilerin 15-21 Kasım 2025 tarihleri arasında Brezilya’nın Belém şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) sırasında BM’ye bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre; 2023 yılında başlatılan ve üçüncü yılına giren girişim, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Tayland ve Vietnam’dan çocukların iklim ve çevrenin korunmasına ilişkin bakış açılarını İngilizce olarak paylaşmaları için fırsatlar oluşturuyor. Katılımcılar, BM düzeyinde uluslararası bir sahnede yapılan konuşmalarla yerel gözlemlerini küresel bir sohbete taşıyarak iklim sorunlarının dünyanın dört bir yanındaki genç nesiller tarafından nasıl deneyimlendiğini ve ele alındığını vurguladı. 51Talk CEO’su Jack Huang, "Her çocuğun dünyayla konuşma fırsatını hak ettiğine inanıyoruz. Çocuklara doğru araçlar ve rehberlik sağlandığında, düşünceli fikirler ifade edebilir ve küresel meselelerle anlamlı bir şekilde ilgilenebilirler. Öğrencilerimizi Birleşmiş Milletler iklim sahnesinde konuşurken görmek, eğitimin neleri ortaya çıkarabileceğinin güçlü bir hatırlatıcısıdır" dedi. Türkiye’den, aile desteğiyle küçük yaşta İngilizce öğrenmeye başlayan on iki yaşındaki Osman Batu, COP30’a hazırlanırken özgüven ve akıcılık konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydetti. Üç dakikalık bir video göndererek ve konuşma becerilerinin, dilbilgisinin, telaffuzunun ve özgüveninin değerlendirildiği İstanbul’daki ulusal bir yarışmada yarışarak çok aşamalı bir seçim sürecinden geçerek birinciliği ve Birleşmiş Milletler’de Türkiye’yi temsil etme fırsatını kazandı. Osman, COP30’da Türkiye’deki orman yangınlarından büyükannesinin bahçesindeki kelebeklerin yok olmasına kadar tanık olduğu iklim değişikliğinin etkilerinden bahsetti.
Gaziantep Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Güneri, "Obstrüktif Uyku Apnesi hayatı sessizce tehdit ediyor" Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Gün içinde aşırı uyku hali, dikkat dağınıklığı ve baş ağrılarının da sık görülen şikâyetler arasında yer aldığını ifade etti. Uzm. Dr. Güneri, obstrüktif uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme, diyabet ve trafik kazaları riskini artırabileceğine dikkat çekti. Özellikle obezite, boyun çevresinin kalın olması, sigara ve alkol kullanımı ile genetik faktörlerin hastalık riskini yükselttiğini vurguladı. Tanının uyku testi (polisomnografi) ile konulduğunu belirten Güneri, tedavinin hastalığın şiddetine göre planlandığını söyledi. Hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleri önerilirken, orta ve ileri dereceli olgularda CPAP cihazı, ağız içi aparatlar veya cerrahi yöntemlerin gündeme gelebileceğini ifade etti. Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, "Sürekli horlama, gece nefes durması veya gün içinde aşırı uyku hali yaşayan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurması gerekir. Erken tanı ve doğru tedavi, hem yaşam kalitesini artırır hem de ciddi sağlık sorunlarının önüne geçer" diyerek vatandaşları uyardı. Medical Point Gaziantep Hastanesi, uyku bozukluklarının tanı ve tedavisinde multidisipliner yaklaşımıyla hastalarına hizmet vermeye devam ediyor.