EKONOMİ - 19 Nisan 2019 Cuma 11:00

DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği'den Engin Yakut davasına destek

A
A
A
DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği'den Engin Yakut davasına destek

DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği, İşadamı Engin Yakut'un, İngiliz otomotiv devine açtığı davayı Türkiye'de kazanmasının ardından, AB'ye taşınan davaya destek verecek.

İşadamı Engin Yakut, 2013 yılında İstanbul’da bir galeriden 170 bin euro karşılığında sıfır km olarak satın aldığı Land Rover marka aracıyla trafikte 70 km hızla giderken vidaların motordan kopması sonucu aracın kullanılamaz hale geldiği iddiasıyla başlattığı hukuk mücadelesini kazanmıştı. Davanın kazanılmasından sonra, konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Onursal Başkanı Gunther Meinel, DMW Genel Başkanı Ferhat Bozçelik ve yönetim kurulu üyeleri de katılarak Engin Yakut'a destek verdi. Avrupa Birliği Adalet Divanı, AB Komisyonu, Avrupa Parlementosu'na taşınan bu davada, AB Rekabet Kurumu nezdinde de Birliğin destek vereceği belirtildi. 

''Engin Yakut'un yaptığı Türkiye için örnektir''
Engin Yakut'un davasına destek verdiklerini belirten Gunther Meinel, ''Bu dava benim ve Avrupa için büyük bir örnek. Akıllı bir Türk insanın çıkıp dev araba firmasına cesaret gösterip dava açmasını beklemezdik. Bizim için şöyle bir örnek: Türkiye'yi ciddiye almamız lazım. Avukatın söylediği gibi Türkiye'den gelen hiç birşey ciddiye alınmıyordu, artık ciddiye almaları gerekir. Şu anda Türklerin, ne kadar detaylı ne kadar çalışkan olduğunu göstermiş oluyoruz. Engin'in yaptığı Türkiye ve Türk tüketiciler için bir örnektir. Bu anlamda Avrupa'nın Türkiye'yi ve tüketicileri ciddiye almasını tavsiye ederim, ciddiye alın ki problem olmasın. Onun için biz Türkiye ile dost halinde yaşamak istiyoruz. Bu konuda Türkiye ile daha çok ortak noktaya bulmaya çalışacağız. Türkiye bizim için çok önemli bir ülke. Türkiye, Avrupa ve dünya çapında önemli. Dışarıda Türkiye'nin ekonomisine zarar verilebilmesinin çok büyük etkinliler var, biz bunları biliyoruz. Türkiye bunlarla kolay kolay sarsılmayacak. Türkiye bizim için çok önemli. Türkiye'yi, AB'ye götürebilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu dava, buna etki edebilir'' dedi.

''Avrupa'da 8 bin 600 civarında benzer motor ve şanzıman arızalı araçlar var''
Yola bir araç arızasıyla çıktıklarını anlatan Engin Yakut, ''Sonra baktık ki binlerce araç var. Türkiye'de sadece 2013 model değil, 2019 yılına kadar olan tüm Range Rover Vogue araç modellerinde seri hata olduğunu tespit ettik. Bu davayı, dünyadaki bütün araç sürücüleri ve Tüketicileri temsilen açtık. Çünkü trafikte çok sayıda seri fabrika arızalı Range Rover var. Gümrük Bakanlığındaki belgelere göre; 2 bin 200 civarında motor ve şanzıman ithalatı yapılmış. Bunlar gösteriyor ki bu araçlarda seri şanzıman ve motor hataları var. Başkan Gunther Meinel'in belirttiği gibi Avrupa'da 8 bin 600 civarında benzer motor ve şanzıman arızalı araçlar var. Şu anda Avrupa Adalet Divanı konu ile ilgili inceleme başlattı, soruşturma başlatacak. Yakın zamanda inşallah Land Rover Company şirketinin savunması alınacak. Şirket bu motor arızalarını kabul etmediği sürece manevi zararlar görür. Şirket, İngiltere'nin en büyük markalarından bir tanesi. Biz, İngiltere halkı için de mücadele ediyoruz. Çünkü orada da bu araçlar binen sürücüler var. Vidaları iyi sıkılmamış araçların trafikte olması sadece bu markayı kullanan sürücüler için değil, trafikteki diğer marka araçları kullanan sürücüler içinde yüksek oranda trafik riski teşkil ediyor. Bu amaçla Avrupa'daki savcılarında soruşturma başlatmasını bekliyoruz. Brexit yapılarak hukuki sorumluluktan kaçmak yerine, İngiliz şirketin araçları geri çağırması gerekir. Çin'de de motor arızalı 36 bin 500 araç geri çağrıldı. Dünya genelindeki Seri motor arızalarıyla ilgili CEO’nun kamuoyuna açıklama yapması gerek'' şeklinde konuştu.

''Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Birliği ve Avrupa Tüketiciler Birliği gerekli incelemeleri başlattı''
Bu dava ile ilgili İngiltere'deki çalışmalarına değinen Yakut, ''Cambridge Üniversitesi'ndeki bir Türk hocamızla İngiltere başbakanına ve İngiltere kraliçesine bir mektup yazıyoruz. Bu şirket hakkında hassasiyet gösterilmesini bekliyoruz. Bu konuyu kendilerine arz edip inceleme başlatmalarını rica edeceğiz. Tabii ki takdir kendilerinindir. Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Birliği ve Avrupa Tüketiciler Birliği gerekli incelemeleri başlattı, soruşturmalar başlatacak ve şirketin savunması alınacak. Durumlar tespit edilecek ve ardından İngiliz şirketine büyük cezai tazminatlar ödetilebilir. Range Rover Vogue araçlara CE markasının basılmaması gerekir” diye konuştu.

''Toplatma davasını kazandığımız zaman asıl bomba o zaman patlayacak''
Toplatma davasının devam ettiği vurgulayan Yakut, ''Bir toplatma davası açmıştık, Yüksek Mahkemeye gitti. Şu an yeni bir dava daha açtık. 2 bin 200 araç ortaya çıkınca yeni durumlar da ortaya çıktı. Türk gümrük müfettişlerimizden inceleme bekliyoruz. Türkiye distribütörü ile ilgili önümüzdeki günlerde vergi ve gümrük kaçakçılığı ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na tekrar soruşturma başlatması için suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü mahkemeye sunulan sahte evraklar ve yalan beyanlarla ilgili savcılık soruşturma başlatıldı. Zannediyorum yakında Türkiye distribütörü hakkında ceza davası açılacak ve şirketin Türkiye distribütörü yetkilileri ceza mahkemesinde yargılanacak.Yine zannediyorum ki yüksek cezalar alacaktır. Toplatma davasını kazandığımız zaman asıl bomba o zaman patlayacak. Çünkü uluslararası tanıma ve tenfiz yoluyla örneğin; Almanya, Fransa ve ABD'deki bütün bu model araçları bir anda toplatabiliriz. Türk mahkemesinin bu kararını bütün dünya ülkeleri tanımak durumundadır. Çünkü Lahey Sözleşmesi ve uluslararası hukukun 36'ncı maddesi bunu gerektiriyor'' açılmasında bulundu.  

Adem Gürer - Murat Ergin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.