GÜNDEM - 14 Ağustos 2021 Cumartesi 10:22

Doğal afetlerin çocuklar ve ergen bireyler üzerindeki olumsuz etkileri

A
A
A
Doğal afetlerin çocuklar ve ergen bireyler üzerindeki olumsuz etkileri

Son zamanlarda artan doğal afetlerin özellikle çocuklar ve ergen bireyler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilmek adına uzmanlar önerilerde bulundu.

Dünyada ve ülkemizde her yıl birbirinden farklı doğal afetler yaşanmakta ve bu afetler toplumlar üzerinde birtakım etkiler bırakmaktadır. Çocuklar ve ergenler bu afetlere doğrudan maruz kaldıklarında ya da bu olaylardan haberdar olduklarında olumsuz etkilenebilir. Bu etkiyi yaşayan bireylerin, daha önce gözlenmeyen davranışları göstermesi ya da farklı duygu durumları içinde olması olası ve normal bir durumdur.

"Doğru afet bilinci oluşturulmalı"

İTÜ ETA Vakfı Doğa Kolejinde online ve yüz yüze gerçekleşen pek çok seminerde Doğa Koleji öğrencileri ve velileriyle buluşan İTÜ Meteoroloji Mühendisi ve Afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, öncelikli olarak doğru afet bilinci oluşturulmasının önemini vurgulayarak, “Doğa kaynaklı tüm afetlere yönelik çocuklara eğitim verilip; anaokulu ve ilköğretim seviyesinden başlanarak öğretilmelidir. Yeri geldiğince, beden eğitimi, müzik ve resim dahil tüm derslerde afetlere karşı korunma bilincini vermemiz gerek. Bilimsel ve kapsamlı şekilde doğayı tanımak, olası tehlikelerini bilmek ve neler yapılabileceğini öğretmek şart” dedi.

Doğal afetlerin çocuklar ve ergen bireyler üzerindeki fiziksel, sosyal, davranışsal ve psikolojik olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için ise İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Rehberlik Bölümü, ailelere tavsiyelerini şu şekilde sıraladı:

"Yapılan konuşmalara dikkat edilmeli"

"Toplum olarak bilinçli davranılmalı ve doğru kaynaklardan bilgi paylaşımında bulunulmalıdır. Özellikle sosyal medyada dolaşan olumsuz görselleri, yanlış bilgileri, çocuğun görmemesi için önlemler alınmalıdır. Gençlerin ve çocukların bilgi ve deneyimleri, yetişkinlere göre daha sınırlı olduğu için daha çok korkabilir ve daha olumsuz etkilenebilirler. Yapılan konuşmalarda dikkatli olmak, faydalıdır."

"Bir daha afet olmayacak denmemeli"

"Yaşanan afetle ilgili çocuk ve ergenlerin gelişim düzeylerine uygun olarak, doğru bir şekilde açıklama yapılmalıdır. 'Bir daha doğal afet olmayacak' yerine 'doğal afetler ülkemizde olabilir ama bizler tedbirlerimizi alacağız ve doğal afetlerin etkilerini en aza indireceğiz' mesajı verilmelidir. Doğal afetlerle karşılaşıldığında neler yapılması gerektiği ile ilgili aile toplantıları yapılmalıdır. Doğal afetler esnasında neler yapılması gerektiği hakkında bilgi sahibi olan çocukların afet anında süreci yönetmesi kolaylaşacaktır."

Çocuğunuz kendini güvende hissetmeli

"Çocuğunuzun beden sınırlarına dikkat ederek fiziksel temasınızı artırın. Yaşı kaç olursa olsun güvende hissetme ihtiyacı olan çocuğunuzla temas kurun ve sevginizi gösterin. Ayrıca çocukla daha önce zor zamanlar yaşadığında onlarla nasıl başa çıktığı konusunda sohbet etmek, başa çıkma yöntemlerini vurgulamak; psikolojik dayanıklılığını geliştirmek konusunda destekleyici olacaktır."

Çocuklar konuşmaya zorlanılmamalı

"Çocukları ve ergenleri duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri için teşvik edin. Yaşadıkları duyguları tarif edilebilmeleri için onları destekleyin. Eğer yaş olarak küçük ise yaşadığı duyguyu resmetmesini isteyin. Çocukların duygularını açıklaması zaman alabilir; onları zorlamayın, konuşması için ısrarcı olmayın, sakin ve anlayışlı yaklaşın. Çocuklarla beraber gelişim düzeylerine uygun oyun oynamak, resim yapmak, onlara hikâye ve masal anlatmak onları rahatlatabilir ve duygularını daha kolay ifade etmelerini sağlayabilir."

Günlük rutinlere dönmeye çalışılmalı

"Afet sonrası rutinlerinize dönmeye çalışın. Günlük düzeni koruyarak çocuklara yaşına uygun sorumluluklar vererek hayata uyum sağlamalarını destekleyin. Bu durum, sürecin geçtiğini hissettirerek güven verir."

Bu belirtilere dikkat

Çocuklarda ve ergenlerde aşağıda yer alan belirtilerin afet sonrası kısa süreli olarak görülmesi doğaldır. Bu belirtilerin daha sonradan azalarak yok olması beklenir. Eğer belirtiler azalmıyor ve şiddetini arttırıyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır. Afet sonrası görülebilecek belirtiler şunlar:

"- Ebeveynden ayrılmak istememe, okula gitmek ya da arkadaşlarıyla zaman geçirmek istememe

- Nedensiz bedensel şikayetler; Karın ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi, ateş, kusma gibi

- Kendinden küçük yaştaki çocukların davranışlarını gösterme (bebeksi konuşma, parmak emme gibi)

- Uyku düzeninde bozulma, kâbus görme, uykuda çığlık atma, yatağını ıslatma

- Yorgunluk ve halsizlik

- Çabuk öfkelenme

- Dikkatini toplamada güçlük, aşırı hareketlenme, huzursuzluk

- İçine kapanma, kayıplara aşırı bağlanma, kolayca ağlama

- Yaşanan afetle ilgili günlük hayatı etkileyen korkular".

-Uzman desteği alınmalı

"Yaşanan bu durumun geçici olduğunu kabul etmek, süreci en az hasarla atlatabilmek için önemlidir. Çocuğunuzu destekleyebilmeniz için kendi duygu ve düşüncenizin farkında olmalı ve kontrolü en azından çocukların yanında korumaya çalışmanız gerekmektedir. Unutmayın ki çocuğunuz sizin her davranışınızı izliyor ve sizi örnek alıyor. Eğer durumla başa çıkmada zorlanıyorsanız uzman desteği almayı ihmal etmeyin."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Tunceli’de Urartu mağaralarının bilinmeyenlerini halk hafızası yaşatıyor Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bulunan Urartu mağaraları resmi olarak bilinenlerin dışında, resmi olmayan bilgilerle sözlü tarih olarak halk hafızasında yaşatılıyor. Resmi kayıtlarda Derviş Hücreleri, yöre halkı tarafından İn Delikleri olarak adlandırılan tarihi mağaralar, halk hafızasında dilden dile söylenen rivayetlerle ihtişamını arttırıyor. Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tağar Çayı Vadisi’nde kaya üzerine konut amaçlı oyulmuş 20 civarında oda bulunuyor. Urartular dönemine ait olduğu bilinen mağaralar, üç kat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler ile uzun koridorlardan oluşuyor. "Tağar Çayı’nın İn Delikleri’nin önünden geçtiği anlatılıyor" Derviş Hücrelerini anlatan Araştırmacı Yazar Kağan Gökalp, tarihi mağaralar hakkındaki bilgi verdi. Kendisi de Çemişgezekli olan Gökalp, "İn Delikleri yani Derviş Hücreleri hakkında tarihi bilgiler var. Bunun yanı sıra bir de halk hafızasında olan sözlü kültür geleneğiyle günümüze ulaşan bilgiler var. Kaybolmaması adına bunlardan sizlere bahsetmek istiyorum. İn Delikleri resmi kayıtlarda bilindiği gibi Urartular döneminde yapılmış tarihi yapıdır. Fakat tarihin çok eski dönemlerinde İn Delikleri’nin önünden Tağar Çayı’nın daha yüksekte yani vadi yatağının İn Delikleri’nin önünden geçtiği anlatılmaktadır. Hatta İn Delikleri’ndeki yaşayan insanların o dönem itibarıyla oradan iplere bağlı kovalarla Tağar Çayı’ndan su aldıkları anlatılmaktadır. Tabi burası çöküntü bir alan olduğu için zamanla suyun aşındırması ve jeolojik olaylarla birlikte, şimdi Tağar Çayı’nın kotu İn Delikleri’nin seviyesinden aşağıya düşmüş durumdadır. Bu anlatılan halk hafızasında canlılığını koruyan bir anlatım şeklidir. Ayrıca ilçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarları var. Oranın da İn Delikleri ile ilişkili olduğu biliniyor" dedi. Mağaraların kullanılış amacı ile ilgili bilgi veren Gökalp, konuşmasına şöyle devam etti: "Dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa Tunceli’yi ziyaretinde Çemişgezek ilçemizi de ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında tarihi kayıtlardan veya sözlü kültürden edindiği bilgiye, düşünceye istinaden, Kale Mahallesi’nden İn Delikleri’ne, Tağar Vadisi’nin altından bir geçit olduğu bilgisiyle orayı araştırıp bulmak istediği söylenmektedir. İlçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarı olarak bilinen Nergizkaya olarak tanımlanan kayaların olduğu bölgede bu geçidi bulma çalışmalarına Fevzi Çakmak Paşa’nın bizzat katıldığı söylenmektedir. Bu da halk hafızasında yer alan, büyüklerimizden, dedelerimizden dinlediğimiz bir bilgi notu olarak zihinlerde kalsın istiyoruz. Hatta az ilerisinde Kara Mağara olarak bilinen yerin İn Delikleri’nin askeri anlamda ileriyi gözetleme güvenlik noktası olarak, askeri öncü grupların beklediği bir yer olduğu anlatılmaktadır. Yani orası da Derviş Hücreleri’nin bir parçasıdır. Asurlular savaşçı bir toplum olarak tarihte bilinir. Tarihi kayıtlarda bu şekilde geçer. Çemişgezek bölgesinin ele geçirilmesi sürecinde Urartular sağlam bir direniş göstermişler Asurlulara karşı ve İn Deliklerini bir türlü ele geçirememişlerdir. Nihayetinde Mırnahi diye tabir ettiğimiz İn Delikleri’nin bulunduğu kayanın üstündeki düz araziden sepetlerin içerisinde okçuları İn Deliklerine salmak suretiyle, İn Deliklerini ele geçirme faaliyetini gerçekleştirmişlerdir. Bunu da rahmetli Erhan Saraçoğlu hocamızdan dinlemiştim. O da daha büyüklerden, yaşlılardan bu şekilde dinlediğini bizlere nakletmişti."
Çanakkale SOLOTÜRK pilotlarından Alan Başkanı Kaşdemir’e, Şehitler Abidesi yakınında havada çekilmiş imzalı fotoğraf Çanakkale’de 3 gün boyunca gösteri uçuşu gerçekleştirerek, vatandaşlara unutulmaz anlar yaşatan SOLOTÜRK ekibi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir’i ziyaret etti. SOLOTÜRK Pilotları Binbaşı Murat Bakıcı ve Binbaşı Yasin Dikkule, Alan Başkanı Kaşdemir’e, imzaladıkları Şehitler Abidesi yakınında havada çekilmiş olan fotoğrafı takdim etti. Çanakkale’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 24-25 Nisan Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma törenleri programları kapsamında, Çanakkale ve Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi’nde gösteri uçuşu gerçekleştirerek, Çanakkale halkına ve Türkiye’nin dört bir noktasından kente ve Tarihi Yarımadaya gelen ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatan SOLOTÜRK ekibi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir’i ziyaret etti. SOLOTÜRK Pilotları Binbaşı Murat Bakıcı ve Binbaşı Yasin Dikkule, Alan Başkanı Kaşdemir’e, imzaladıkları Şehitler Abidesi yakınında havada çekilmiş olan fotoğrafı takdim etti. Başkan Kaşdemir, SOLOTÜRK ekibine teşekkür etti. Ziyarete ait fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaşan Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Gökyüzünün Kartalları SOLOTÜRK ekibi ziyaretimize geldiler. 3 gün boyunca Çanakkale olarak bizlere gurur ve heyecan dolu zamanlar yaşattılar. Şehitler Abidesi yakınında havada çekilmiş olan fotoğrafı imzalayıp bize takdim etmelerine çok sevindim ve hemen başucuma koydum. Yine görüşeceğiz ve onları Çanakkale’de misafir edeceğiz. Onlar da Çanakkale’de uçmaktan çok keyif almışlar. İyi ki varlar” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sevil Becan: "Bizler bir oldukça Fenerbahçe’mizi kimse yenemez" Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkan Adayı Sevil Becan, "Bugün burada kim seçilirse seçilsin, hep birlikte sizlerin karşısına çıkıp birlikte seçilen adayı kutlayalım. Bizler bir oldukça Fenerbahçe’mizi kimse yenemez. Biz umutluyuz ve diyoruz ki; geleceğin Fenerbahçe’si, geleceğin Yüksek Divan Kurulu için, barış ve beraberlik için desteklerinizi ve oylarınızı bekliyoruz" dedi. Fenerbahçe Seçimli Yüksek Divan Kurulu Toplantısı, Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri’nde yapılıyor. Toplantıda konuşma yapan Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkan Adayı Sevil Becan, "Bugün Fenerbahçe’mize 3 yıl boyunca hizmet edecek olan Yüksek Divan Kurulu başkanlığı heyetini seçmek üzere toplandık. Sizlerle burada tekrar buluşmak, görüşmek çok güzel. Kulübümüz tüzüğünde Yüksek Divan Kurulu’nun temel görevi danışma kurulu olarak tanımlanmıştır. 25 yıllık, çeyrek asırlık spor kulübü kongre üyeliğinin sonrasında oluşan bu kurul aslında bir akil insanlar kuruludur. İletişimin ne kadar önemli olduğunu çok iyi bilen bir kişi olarak, yüksek divan kurulunun da üye ilişkilerinin de ekibinin olması gerektiğini düşünüyorum. Her üyenin fikrine saygı gösteren, dayanışma içerisinde çalışan ekip olacağız. Bu kapsamda üyeleri dinleyecek, talep ve üyeleri toplayacağız. Yüksek Divan Kurulu’nun stratejik planını uygulayacağız ve kademelerle hayata geçireceğiz. Bugün burada kim seçilirse seçilsin, sizlerin karşısına çıkıp hep birlikte seçilen adayı kutlayalım. Bizler bir oldukça Fenerbahçe’mizi kimse yenemez. Biz umutluyuz ve diyoruz ki; geleceğin Fenerbahçe’si, geleceğin Yüksek Divan Kurulu için, barış ve beraberlik için desteklerinizi ve oylarınızı bekliyoruz" ifadelerini kullandı.