SAĞLIK - 14 Ekim 2021 Perşembe 12:11

Doğru bilinen yanlışlar kilo vermeyi engelliyor

A
A
A
Doğru bilinen yanlışlar kilo vermeyi engelliyor

Medline Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Klinik Diyetisyen Melisa Kara, diyet yaparken kulaktan dolma, yalan yanlış bilgilerin fit ve sağlıklı olma hedefine ulaşmanın önündeki en büyük engel olduğunu söyledi.

Klinik Diyetisyen Melisa Kara, günümüzde hemen herkesin fit ve sağlıklı bir görünüme sahip olmak istediğini ancak bazen diyet yaparken kulaktan dolma, yalan yanlış bilgilerin belirlenen hedefin gerçekleşmesine mani olduğunu ifade etti. Kara, "Sonrasında kimimiz istediği sürede kilo veremezken, kimimiz ise bu isteğine hiç ulaşamıyor" dedi.

Yaşanan zorlukların büyük bir kısmının diyet sırasında yapılan yanlışlardan kaynaklandığını söyleyen Kara, diyet hakkındaki doğru bilinen yanlışları şöyle sıraladı:

"- 'Kahvaltıyı atlamak sorun olmaz.' Yanlış. Kahvaltının iştah yönetiminde ve kilo kontrolündeki önemi büyüktür. Klasik peynir, ekmek, zeytin ve yumurtalı kahvaltı yapmak zorunda değilsiniz. Bir bardak süt veya sütlü kahve ve yanında bir porsiyon meyveyle de kahvaltı yapabilirsiniz. Önemli olan kahvaltınızın içeriğinden çok uyandığınız andan itibaren metabolizmanızın harekete geçmesidir.
- 'Öğün atlamak daha çabuk kilo verdirir.' Yanlış. Günde iki öğün beslenmek aç kalmak anlamına geldiğinden metabolizmanızın yavaşlamasına sebep olur. Vücudunuzu bir odun sobası gibi düşünün, öğünlerinizi atlarsanız metabolizmanız kendini yavaşlatır ve kilo veremezsiniz.
- 'Aç kalarak kilo verilebilir.' Yanlış. Vücudu aç bırakarak zayıflamaya çalışmak en sık görülen hatalardandır. Aç kalarak yapılan diyetlerde zayıflama gerçekleştiği doğrudur. Ancak bu zayıflama yöntemi sağlıklı değildir ve aç kalmayı bıraktığınız zaman tekrar verdiğiniz kiloları alırsınız. Bu şekilde verilen kilolar vücudun yağ kütlesinden verilmez. Genellikle vücutta su ve kas kaybı oluşur, bu da zayıflama olarak düşünülür. Oysa metabolizmanın hızlanması için kendinizi aç bırakmamanız gerekir. Diyet esnasında sağlıklı ara öğünler yapmanız ve öğün atlamamanız önemlidir.
- 'Esmer ekmek kilo aldırmaz.' Yanlış. Kilo vermeyi hedefleyen neredeyse herkes öncelikle beyaz ekmek yerine esmer ekmek tüketmeye yönelir. Ama esmer ekmeğin de kalorisi vardır ve hatta beyaz ekmekle aynıdır. Buradaki en önemli fark esmer ekmek beyaz ekmeğe göre posa içerdiğinden daha fazla tokluk hissi vermesidir.
- 'Zeytinyağı kalorisiz olduğundan sınırsız tüketilebilir.' Yanlış. Bütün yağlarda olduğu gibi zeytinyağında da kalori vardır ve 1 tatlı kaşığı yaklaşık 45 kalori içerir. Bu nedenle zeytinyağı fazla tüketildiğinde kilo alımına yol açar.
- 'Light (diyet) ürünlerin kalorisi yoktur.' Yanlış. Light ürünler kalorisi sıfır değil, kalorisi azaltılmış ürünlerdir. Bazı diyet ürünlerin kalorisi fazla, tuzu kısıtlanmış olabilir. Bazı diyet ürünlerde de şeker yerine tatlandırıcı kullanılmış ancak yağ ve un oranı artırılmış olabilir. Bu ürünler diyete sadece yardımcıdır, önerildiği kadar tüketilmelidir.
- 'Diyet yaparken bol meyve tüketilmelidir.' Yanlış. Diyet yaparken en çok tüketmeniz gereken gıdaların başında ilk olarak sebzeler, sonra da meyveler gelir. Diyetteyken meyve tüketimi belirli ölçüde şarttır. Meyvenin şekeri sizin düşündüğünüz gibi diyetinizi bozmaz. Burada önemli olan meyveyi porsiyon kontrolü yaparak tüketmektir. Aksi halde gerekli vitamin ve minerallerden yoksun kalan vücudunuz bu diyet döneminde zarar görecektir.
- 'Karbonhidrat diyetten tamamen çıkartılmalıdır.' Yanlış. İnsan vücudunun ana enerji kaynağı karbonhidratlardır. Zayıflamak için karbonhidratı tamamen kesmek vücuda doğru enerjiyi vermemek anlamına gelir. Bu durumda vücut, enerji elde edebilmek için kas ve karaciğerdeki glikojen depolarını kullanılır. Yani şişmanlığın nedeni olan yağ dokusu olduğu gibi yerinde kalır. Üstelik normal beslenmeye geçtiğinizde iki kat daha fazla kilo alırsınız.
- 'Protein ağırlıklı beslenmek sağlıklı kilo kaybı sağlar.' Yanlış. Protein ağırlıklı beslenmede, vücut proteinleri sindirmek için çok fazla enerji harcar ve zayıflama olabilir. Ancak proteinlerle birlikte çok fazla yağda metabolizmaya gireceği için, kan yağlarında yükselme ve koroner kalp hastalıkları ortaya çıkabilir, gut hastalığı gelişebilir. Ayrıca fazla protein tüketimi idrarla kalsiyum atımını da artırarak ve kemik erimesine sebep olabilir.
- 'Bitki çayları zayıflatır.' Yanlış. Bitki çaylarının sadece metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı etkisi vardır. Hiçbir bitki çayı, sağlıklı bir diyet ve fiziksel aktivite olmadan kilo vermeyi sağlamaz.
- 'Açken spor yapmak daha hızlı kilo verdirir.' Yanlış. Spor esnasında insülin salınımı artacağından aç karnına spor yapıldığında kan şekeri düşecek ve rahatsızlık hissi oluşacaktır. Doğru olan ise yemeklerden en geç 2 saat, en erken ise yarım saat sonra spor yapılmasıdır.
- 'Akşam 6’dan sonra atıştırmak kilo aldırır.' Yanlış. Gece ile sabah arası en uzun öğün aralığıdır. Akşam 6’dan sonra bir şey tüketmemek bu süreyi daha da uzatacağından kan şekerinin düşmesine ve metabolizmanın yavaşlamasına yol açar. Bu nedenle kahvaltı da dahil öğünler arasında en az 3 ila 5 saat boşluk bırakmak gerekir. Böylece en son öğünün ne zaman yendiğinin bir önemi kalmaz.'

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’in barajlarında su seviyesi düştü İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, İzmir’in içme suyu ihtiyacını sağlayan Tahtalı, Gördes ve Balçova barajlarındaki su seviyelerinin önceki yıllara oranla düşmesine rağmen kısa vadede kentte bir susuzluk tehdidi bulunmadığını açıkladı. İZSU Genel Müdürlüğü, kentin su ihtiyacının yarıya yakınını karşılayan Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki güncel doluluk oranlarını açıkladı. Doluluk seviyesi Tahtalı Barajı’nda yüzde 31, Balçova Barajı’nda yüzde 76, Gördes Barajı’nda ise yüzde 13 olarak kayıtlara geçti. 3 barajdaki toplam su miktarı ise 188 milyon metreküp oldu. Bu üç önemli kaynağın dışında kente su sağlayan Ürkmez Barajı yüzde 43, Güzelhisar Barajı yüzde 86 ve Kutlu Aktaş Barajı ise yüzde 41 doluluk oranına sahip. Tahtalı’da 2008’den beri en düşük seviye Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki su miktarının İzmir’in yaklaşık 8 aylık su ihtiyacını karşılayacağı bildirildi. İZSU yetkilileri Tahtalı Barajı’nda 2008 yılından bu yana en düşük su seviyesinin gözlendiğini belirtirken, su seviyesindeki düşüşün azalan yağışlardan kaynaklandığı vurgulandı. Açıklamada İZSU’nun kente kesintisiz içme suyu sağlamaya yönelik çalışmalarının devam ettiği ifade edilirken, “Barajlarımızda hiç yağış olmasa bile yıl sonuna kadar yetecek su mevcut; ayrıca yer üstü su kaynaklarının yanında kentimizin yer altı su kaynaklarından da faydalanıyoruz. Ancak uzun vadede yaşanabilecek susuzluk tehdidine karşı suyun tasarruflu kullanılması tüm toplumumuz açısından büyük önem taşıyor” denildi.
İstanbul Cam döşemesinin altında sergilenen eserlerle adeta müze olan Koca Mustafa Paşa Camii ibadete açılıyor Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapının 2021 yılında başlanılan restorasyonunda sona gelindi. Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı freskler keşfedilen caminin zemini camla döşenerek adeta müzeye çevrildi. Yarın ibadete açılacak olan 965 yıllık caminin son hali ise havadan görüntülendi. Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapı Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce 2021 yılında restore edilmeye başlandı. Tarihi camide sürdürülen çalışmalar esnasında hem Bizans hem de Osmanlı Cihan Devleti dönemlerinin özenle korunduğu görüldü. Yapının içi, bir metre kadar toprakla doldurulduğu için katmanda yapılan kazılarda, Bizans devrinin özgün kotuna inilerek zeminde zengin bir döşeme mozaiğiyle karşılaşıldı. Restorasyon çalışmaları çerçevesinde Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı fresklerin keşfedildiği yapının zemini camla kaplanarak adeta müzeye çevrildi. Halısı kaldırıldıktan sonra ortaya çıkan cam zeminin altına döşenen ışıklandırma sistemiyle, Bizans ve Osmanlı tarihine ışık tutan eserler sergileniyor. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret noktaları arasında yer alan cami, Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle halk arasında Hazreti Cabir Camii adıyla da biliniyor. Restorasyonda depreme karşı da güçlendirilen 965 yıllık tarihi cami yarın ikindi namazının ardından ibadete açılacak. Öte yandan, restorasyonu tamamlanan tarihi camiinin son hali havadan görüntülendi. “Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular sergilenecek” Hz. Cabir Camii’nin tarihi hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Hz. Cabir Camii diğer adıyla Atik Mustafa Paşa Camii 1059 yılında bir manastır yapısı olarak inşa edildi. Sultan 2. Bayezid’in sadrazamlarından Koca Mustafa Paşa tarafından camiye çevrildi. Hz. Cabir Camii, içerisinde İstanbul kuşatması için gelen Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle Hz. Cabir Camii olarak da bilinmektedir. Yaklaşık bin yıldır ayakta duran bu yapı tarihsel süreçte birçok deprem ve yangına maruz kaldı. 1509 depreminde bir hasar aldığını kaynaklardan öğrenebiliyoruz. 1792 yılındaki Balat yangınında ve küçük kıyamet olarak adlandırılan İstanbul depreminde bir hasar aldı. Bu depremde minaresi yıkıldı, kubbesi de tahribata uğradı. Yıkılan eski minare yerine kesme taştan bir minare inşa edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Hz. Cabir Camii’nin rölöve ve restitüsyon projelerini 2018 yılında Koruma Kurulu’na onaylattık. 2021 yılında ise restorasyon çalışmalarına başladık. Öncelikle araştırma kazıları ve raspa çalışmaları yaptık. Bu yapı içerisinde 1 metreye kadar kazı yapıldı ve 1 metre sonunda yapının ilk dönemine ait opus sectila ismiyle biline döşeme bulundu. Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular, seramik ve mozaik parçaları, Osmanlı dönemine ait özgün şeşhaneler gibi restorasyonda çıkmış eserler sergilenecek. Halı kaldırıldığında ziyaretçiler bu görüntüyle karşılaşacaklar” dedi. “Restorasyonda depreme karşı yapı güçlendirildi” Restorasyonu tamamlanan Hz. Cabir Camii’nde yapılan çalışmaları anlatan Feyyaz Fidan, “Yapının iç ve dış bedeninde raspa yapıldı. Eski onarımlarda yapılmış çimento esaslı sıvalar raspa edildi ve iç yüzeylerde freski sıvalara rastlandı. Freski sıvalar ve ’opus sectila’ belgelemesiyle, konservasyonu yapıldı. Bilim Kurulu kararı doğrultusunda yapının katmanlarının gösterilmesi adına harim içerisinde çelik konstrüksiyon ve üzerine cam bir döşeme yapıldı. Caminin iç tezyinatı hakkında bilgi vermek gerekirse, bitkisel kalem işleriyle süslenmiş bir yapıdır. Ve restorasyonda kalem işlerinin ihyası tamamlandı. Dış cephede özgün harç terkibine uygun derz yapıldı. Bu restorasyonda depreme karşı da yapı güçlendirildi. Enjeksiyon imalatı yapıldı. Minaresi şerefe kotuna kadar söküldü ve özgün tekniğinde tamamlandı. Kubbe üst örtüsü kurşunları yenilendi. Kirpi saçak imalatları yapıldı. İçlik, dışıklar, tüm kapılar, pencereler özgün malzeme cins ve boyutunda yenilendi. Özgün türbe kapısı ve Mahmud Güneşi fümigasyon işleri yapıldı. Hz. Cabir Camii’nin restorasyonunu en kısa sürede tamamlayarak ibadete açılmasını planlıyoruz” ifadelerini kullandı.