GÜNDEM - 27 Nisan 2022 Çarşamba 12:16

Dünya Bankası’nın veri hatasına Prof. Dr. Emre Alkin’den yorum: 'Neyi referans alacağız'

A
A
A
Dünya Bankası’nın veri hatasına Prof. Dr. Emre Alkin’den yorum: 'Neyi referans alacağız'

Dünya Bankası'nın kamudan en çok ihale alan ilk 10 şirkete ilişkin veride 5 Türk şirketine yer vermesinin ardından verinin sitesinden kaldırılmasına ilişkin konuşan Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, “Dünya Bankası gibi bir kurum hata yapıyorsa, biz kime güveneceğiz, neyi referans alacağız? Böyle anormal rakamlar ortaya konduğu zaman infial oluşturuyor. Bizi yanlış yönlendirmiş olmasını esefle karşıladım” dedi.

Dünya Bankası tarafından yayınlanan 2002-2020 yılları arasında dünyada kamudan en çok ihale alan 10 şirkete ilişkin veride 5 Türk şirketinin yer aldığı belirtilmişti. Konuya ilişkin konuşan Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, listeyle ilgili ciddi hesaplama hataları olduğunu ifade ederek bilgi verirken, verinin yer aldığı sayfanın Dünya Bankası’nın sitesinden kaldırıldığını aktardı.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Emre Alkin, “İktisattan Çıkış diye bir kitabım var, kitabın başlangıcını İstanbul Havalimanı ile açtım böyle bir projeye gerek var mıydı tarzında eleştirmiştim. En büyük sebebi de konuşulan muazzam rakamlar. Biraz araştırınca kamudan alınan ihale miktarlarının mükerrer olarak hesaplandığını ve ihaleler neticesinde devlete ödenen kiraların da söz konusu olduğu miktara eklendiği bilgisini aldım.

Böyle bir hesaplama yanlış, dolayısıyla kendi kitabıma konu ettiğim İstanbul Havalimanı gibi birçok mega projeyle ilgili hesaplamalarda hata yapıyorsa Dünya Bankası gibi kocaman bir kurum, biz kime güveneceğiz? Şöyle bir iddiam var benim; mega projelerle kalkınmayı sağlamış bir tane ülke yok, böyle bir kanıt da yok ama yine de Dünya Bankası’nın hatalı bir rapor yazarak en azından rakamlar konusunda bizi yanlış yönlendirmiş olmasını da esefle karşıladım. Müteahhitler şu kadar iş almış diyeceğim ama neyi referans alacağız.

Dünya Bankası raporunun yayınlanıp sonra linkinin kaldırılmış olduğunu öğrenince bana biraz tuhaf geldi. Türk müteahhitlik sektörü dünyada bakıldığında artık rüştünü ispat etmiş, dünyanın her yerinde havalimanları, karayolları, köprüler, barajlar, tüneller yapıyor.

Yine de Dünya Bankası’nın hesap hatasından dolayı ben bu firmaların karalandığını ya da dünyanın herhangi bir yerinde ihale alamadığını düşünmüyorum. Ancak söylenen rakamların düzgün olması milli gelir karşılaştırmaları açısından önemli. Bunları biz doğru hesaplayamazsak referans aldığımız kaynaklar doğru değilse o zaman biz iktisatçılar, ekonomistler olarak ortaya yapıcı bir eleştiri koyamıyoruz” diye konuştu.

Böyle anormal rakamlar ortaya konduğu zaman infial de oluşturuyor”

Yanlış yayınlanan verilerin oluşturduğu etkilere yönelik konuşan Prof. Dr. Alkin, “Dünya Bankası gibi kurumların raporlarında böyle anormal rakamlar ortaya konduğu zaman insanlar infial oluşturuyor. Müteahhitlik sektörüne bir anda eleştiri okları yöneliyor. Ancak sektör üyelerinden bazılarının kamuoyunu rahatsız eden davranışları da sosyal medyada tartışılıyor. Toplum vicdanını yaralayan veya yanlış anlaşılan işlerle alakalı sektör açıklık getirmezse, o zaman toplumun tepkisi artarak devam edecektir. Müteahhitlerin aldığı ihalelerle ilgili hesap hatası düzeltilir ama önce algıyı düzeltmek lazım. Bir de gelir dağılımının bozukluğu, ihale rakamlarının yüksekliği yan yana gelince tepkiler de oluşuyor. Hele ki döviz cinsinden ödemeler söz konusu olunca. Müteahhitler biz bütün bu ihaleleri yerine getirebilmek için döviz cinsinden borçlanmak zorunda kaldık diyebilir. Sektörün sessiz kalması çözüm değil, onlar sessiz kaldıkça daha fazla eleştiri oklarına maruz kalacaklar ve sektörde çok güzel işler yapan birçok firma var, onlara da yazık olacak. Dünya Bankası raporu yanlış yayınlamış diyerek iki adım geriye çekilmek bence uygun bir iletişim modeli değil" dedi.

“Sektörün iletişim stratejisini doğru kurgulaması gerekir”

İhaleyi beş firma birlikte alırken bedelin her firma için ayrı olarak hesaplanması ve kira bedelinin eklenmesi sonrası verilerde böyle bir sonuca ulaşıldığını anlatan Alkin, “Gerçek rakamı bilemediğimiz için tüm zamanların en pahalı havalimanı diye yazıyoruz sürekli. Açıkçası sektörün kendisini anlatmak için bir iletişim stratejisi gerekiyor. Kamuoyunda şöyle bir algı var; mega projeler belli isimlere gidiyor. Eleştiri olan bu Türkiye’de bununla alakalı da bir veri bulamadım. Çeşitli bakanlıklar çeşitli kamu projeleri yaptığı için hepsini toplu bir halde göremiyoruz ama baktığınız zaman mesela toplam karayolu ihalelerinden tek başına yüzde 4’ten daha fazla almış bir firmayı bulamadım" şeklinde konuştu.

“Verilerden kuşku duymaya başlarsak neyi referans alacağız”

“Sektörün önemli bir kısmı yurt dışında da ciddi işlere imza atıyor” diyen Alkin sözlerini şöyle sürdürdü: “Buralarda binlerce kişi çalışıyor. Dünya Bankası, OECD, IMF, Dünya Ticaret Örgütü bunlar çok köklü kuruluşlar bu uluslararası kuruluşlar rakam açıklarken belli bir veri setlerine dayanarak bunu açıklıyorlar. Mesela Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüme hızıyla ilgili sürekli revize edilen bir durumla karşı karşıyayız. Bu gibi köklü kuruluşların veri setlerini eskisine göre daha sıklıkla gözden geçirmesi gerekiyor. Mesela bu son linki kaldırılan son 18 yıllık müteahhitlik rakamları işinde anlaşılıyor ki hesap hatası yapılıyor. Eğer rakamlar sürekli revize ediliyorsa demek ki formüllemede bir hata var. Uluslararası kabul görmüş istatistiklere uygun şekilde üretilen rakamlarla alakalı kuşku duymaya başlarsak neyi referans alacağız”

“Yap-işlet-devret modelleri doğru uygulandığında faydalıdır”

Dünyanın her yerinde kamu özel iş birliği modellerinin kullandığına dikkat çeken Alkin, “Yap-işlet-devret ya da yap-işlet modelleri artık bugün bir zorunluluk, çünkü dünyanın hiçbir yerinde kamu inşaat, köprü yapmıyor. Bu modellerin en büyük özelliği kamunun ciddiyeti, kamu faydası ve işletme mantığıyla üretmek. İşletmecilik mantığı olmazsa projeler zaten batar. Bu projeler hakkında doyurucu bilgilendirmeler yapılması gerekir aksi takdirde her şeye karşı çıkabiliriz her şeye tamam da diyebiliriz. Yap-işlet-devret ya da yap-işlet modeli bütün dünyada yapılıyor. İngiltere, Afrika, Latin Amerika, ABD bu ülkelerin hepsinde var, tabii Türkiye’de de var. Bu modellerin en önemli faydası kamunun gerçekten odaklanması gereken alan neyse ona odaklanmasını sağlıyor. Bu modeller kamu faydasını ve işletmecilik mantığının birleştiği projelerdir. O yüzden sadece devlet değil, millet açısından da faydalı. Ayrıca şunu da söylemem gerekiyor; dünyanın çağdaş şirketleri ticari faaliyetlerinin yanında da kendi algılarını yönetmek zorundalar. Kamunun da toplum yararına olan işi doğru anlatması gerekir. Bu projeler kamu-özel iş birliği olduğuna göre hem devletin hem de sektörün yapılan işlerle ilgili şeffaf bilgilendirmeler yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Alkin, “İşin bilimsel tarafına gelince; ekonomide bir durgunluk olduğu zaman devletin hazinesi bağımsız harcamalar yaparak ekonomiyi canlandırmaya çalışır. Bu çarpan etkisi, bunun yanında özel sektörde kamunun bu çabasından cesaret alarak kendi bulduğu kaynaklarla yatırıma başlarsa çarpan ve hızlandıran etkisiyle ekonomi bir anda durgunluktan çıkıyor ve büyümeye başlıyor. ABD’de bu çok uzun zamandır yapılıyor" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla AquaChallenge Açık Su Yüzme Şampiyonası Marmaris’te tamamlandı 21. Areana AquaChallenge Açık Su Yüzme Şampiyonası’nın son gününde; Martı Hotels 5K Açık Su Yüzme Şampiyonası, Setur Marinas Açık Su Yüzme Şampiyonası 1K, Aroma AquaKids, Quick Finans Kadınlar 4x400m Bayrak ve Quick Sigorta Erkekler 4x400m Bayrak yarışları ile tamamlandı. Marmaris’in turkuaz sularında yüzlerce sporcunun kulaç attığı 21. Uluslararası Arena AquaChallenge Yüzme Şampiyonası üç gün sürdü. Uluslararası Arena AquaChallenge Şampiyonası’nın ilk günü, Açık Su Yüzme Şampiyonası 10 K‘nın startı Bozburun Yat Kulübü’nden verilirken, 1K, 2K, 3K, 5K, 10K, Gece Yüzmesi, Bayrak Yarışları ve AquaKids gibi farklı parkurlarda 4 bine yakın kulacın atıldığı 10 farklı şampiyona düzenlendi. AquaChallenge Açık Su Yüzme yarışlarında 18 ülke’den yaklaşık 2 bin 758 sporcu katıldı. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, "Yıllardır devam eden bir organizasyonun ilk meclis üyesi olduğum dönemde başladığını görmek gerçekten gurur verici. Bugün belediye başkanı olarak devam ettiğini görmek ise ayrı bir mutluluk kaynağı. Organizasyonun bu noktaya gelmesinde emeği geçenleri takdir etmek gerekir. Bölgemiz, spor ve yüzme adına yapılan bu katkılardan dolayı şükranlarımızı sunuyoruz. Gelecek organizasyonların daha da güçlenmesi için elimizden geleni yapacağız. Başarılarınızın devamını diler, tebrik eder ve teşekkür ederiz’’ dedi. AquaChallenge Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Demirel, "21. Uluslararası Arena Yüzme Şampiyonası’nı büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Marmaris bizim için çok değerli, çünkü bu şampiyona ilk kez Marmaris’te düzenlendi. Bu yıl onuncu yılını tamamladı. İlk planlamasını 2014 yılında birlikte yapmıştık ve bugün yine birlikteyiz. Bu, bizim için önemli bir kilometre taşı. Büyük organizasyonlarda nitelik ve sürdürülebilirlik önceliklidir ve bu şampiyonanın da bu misyonu var. Gerçekten rekor katılımlı bir şampiyona oldu, dört bine yakın sporcumuz üç gün boyunca Marmaris’in turkuaz sularında Bozburun’dan seçmelere kadar yarıştı. Dileriz bu çizgiyi daima sürdürür ve Marmaris için artı değer oluşturur. Emeği geçen çok kişi ve kurum var, hepsini tek tek saymak zor ama başkanımızdan başlayarak tüm emeği geçen kişilere, değerli Kaymakamımıza ve resmi özel tüm kurumlara teşekkürlerimizi sunmak isterim" diye konuştu. Eski Milli Yüzücü Almina Simla Ertan, "AquaChallenge’da birçok kez bulundum ve yarıştım. Şimdi 1 kilometreden çıktım ve bu seferki çok daha rahattı, güzel geçti benim için. Daha önce dün 2 kilometre yüzmüştüm. İnanılmaz dalgalıydı ama bir o kadar heyecanlı, böyle stresli, hepsi bir arada gerçekten çok farklı bir deneyim oluyor. Burada olmaktan çok mutluyum" ifadelerini kullandı. Yarışmanın farklı kategorilerinde yarışan sporcu Ece Kutlu, "Bu yıl ikinci kez AquaChallenge’da yer alıyorum. Birkaç parkurda yüzme şansım oldu ve inanılmaz bir deneyimdi. Antrenman yapmanın, denizde yüzmenin zorluklarını bir kez daha görmüş oldum ve bu müsabaka, bu ortam, bu katılımcıların coşkusu bir sonraki etaplar için de bana ayrı bir motivasyon kaynağı oldu. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum" dedi.
İstanbul Trendyol Süper Lig: Pendikspor: 0 - Gaziantep FK: 1 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 38. haftasında Pendikspor, evinde Gaziantep FK’yı ağırlıyor. Mücadelenin ilk yarısı Gaziantep FK’nın 1-0’lık üstünlüğü ile tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 9. dakikada kaleciyle karşı karşıya kalan Kappel, rakibinin müdahalesiyle mutlak gol pozisyonunu kaçırdı. 13. dakikada sağ kanattan ceza sahası içerisine yapılan ortaya röveşata vuran Umut Nayir’in şutu auta gitti. 30. dakikada Endri Çekici’nin ceza sahası dışından şutunda top az farkla dışarıya gitti. 33. dakikada sol kanatta topla buluşan Max Gradel, arka direğe pasını attı. Arka direkte gelişine topa vuran Ogün Özçiçek topu filelere gönderdi. 0-1 Hakemler: Direnç Tonusluoğlu, Volkan Ahmet Narinç, Hakan Yemişken Pendikspor: Erdem Canpolat, Erdem Özgenç, Alpaslan Öztürk, Murat Akça, Sequeira, Çekiçi, Midtsjo, Lusamba, Kappel, Thiam, Umut Nayir Yedekler: Burak Öğür, Umut Mert Toy, Berkay Sülüngöz, Serkan Asan, Halil Akbunar, Melih Güney, Erdem Çalık, Ahmet Mert Koşar, Efe Sayhan, Erencan Yardımcı Teknik Direktör: İbrahim Üzülmez Gaziantep FK: Nita, Ömürcan Artan, Ertuğrul Ersoy, Djilobodji, Mustafa Eskihellaç, Ogün Özçiçek, Nkoulou, Maxim, Markovic, Gradel, Draguş Yedekler: Batuhan Şen, Arda Kızıldağ, Morais, Furkan Soyalp, Jevtovic, Monteiro, Mirza Cihan, Mehmet Kuzucu, Badji, İlker Karakaş Teknik Direktör: Selçuk İnan Goller: Ogün Özçiçek (dk. 33) (Gaziantep FK) Sarı kartlar: Murat Akça, Endri Çekici, Lusamba (Pendikspor)