SAĞLIK - 16 Ocak 2015 Cuma 14:41

Ege Lokmanı’ndan şeker hastalığına altı ayda bitkisel çözüm

A
A
A
Ege Lokmanı’ndan şeker hastalığına altı ayda bitkisel çözüm

Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde Ege Lokmanı olarak tanınan Şevki Güngör, "Şeker rahatsızlığını 6 ay içerisinde tamamen iyileştirdiğimiz hastalarımız var” dedi.

Ege Lokmanı Şevki Güngör, Latince ismi İnula olan acı ot bitkisiyle başta lösemi olmak üzere her türlü kanserin kökünü kazımaya çalıştıklarını, şimdi de acı ota alternatif murt bitkisi ve binbir çeşit bitki karışımı üzerinde çalıştığını belirtti. 1956 yılından beri bitkiler üzerinde araştırma yapan Herbalist (Otçu) Mehmet Emin Güngör'ün oğlu olan Şevki Güngör, "Biz 1954 yılından beri bitkilerle hastalarımıza şifa dağıtmaya çalışıyoruz. Babamın mesleği bu. Ondan devraldım ve 1996 yılından bu yana ben sürdürüyorum. Sürekli dağlarda, ormanlarda araştırmalar yapıyor, yeni bitkiler keşfediyoruz" dedi.

Kırkağaç'ta, içerisinde onlarca bitki türünün yetiştirildiği bir bahçesi bulunan ve bitkilerin işlendiği bir tesisi olan Güngör, uzun bir süredir acı ot ile kanser hastalarına umut olmaya çalıştığını anlattı. Acı otun kanserli hastalarda kullanıldığında vücuttaki kanserli hücreyi bulup yok ettiğine dair bilgiler olduğunu anlatan Güngör, şöyle konuştu: "Bunu Ege Üniversitesi'nde yaptırdığımız araştırmayla doğrulattık. Aldığımız sonuç bu yönde. Acı otu kullanan kanserli hastalarda iyileşme gördük. Hemen hemen her gün bize gelen hastalar zaten referansla geliyor. Bizim verdiğimiz kürle şifa bulmuş kişilerin referansıyla bizi buluyorlar."
Güngör, kendilerine gelen kanser hastalarından patoloji raporlarını da yanlarında getirmelerini istediklerini belirterek şunları söyledi: "Çünkü biz muayene yapmıyoruz. Tedavi gördükleri hastanelerden alınan raporları inceleyerek tertip veriyoruz. Ürünlerimiz ilaç değil, tamamen bitkisel ot ve sulardan oluşuyor. Biz ürünlerimize güveniyoruz, insanlar da bize güvensin"

ACI OTA ALTERNATİF YENİ BİTKİLER
Çağın vebası kanser hastalığının kökünü kazımak için sürekli araştırma içerisinde olduğunu anlatan Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanser hastalığına karşı bitkisel tedavide acı ottan sonra ikinci olarak 'murt' bitkisini de incelemeye başladık. Bu bitki de kanser tedavisinde ikinci alternatif olabilir diye düşünüyoruz. Acı otta olduğu gibi bundan da olumlu sonuç alırsak tedavide kullanmaya başlayacağız. Hastalarımıza bunu sunarken sadece bitki yeterli gelmeyebilir. Yani çay gibi veya suyunu çıkardığımızda etkili olmayabilir. O nedenle özünü eksratını alıp tedavide kullanacağız. Bunun yanı sıra, binbir çeşit bitki karışımıyla acı ota üçüncü alternatif üzerinde çalışıyoruz. Bunun için son günlerde hep dağlarda geziniyor, farklı şifalı bitki türlerini topluyoruz. Karadeniz bölgesine dahi gideceğiz. Bu belki bizim aylarımızı alacak ama sanıyorum 3 ay içerisinde böyle bir ürün daha çıkarmayı düşünüyorum."

Kendisine başvuran her hastaya farklı tedavi uyguladığını belirten Güngör, sözlerine şöyle devam etti: "Mesela bir akciğer kanseri hastaya verdiğimiz bitkilerle, bir karaciğer kanseri olan hastaya verdiğimiz bitki farklı. Bir lösemiye verdiğimiz bitkiler farklı. Herkesin şikayetine göre burada liste düzenliyoruz. Ekstratlar, bitki suları, bitki çayları. Bunların içerisinde şimdi murt bitkisini de ekleyeceğiz. Acı ot zaten bu işi başarıyordu. Bununla daha kısa sürelerde netice almaya başladık. 1.5 yıl süren tedavi bizim verdiğimiz destekle 6 aya falan düştü. Bu arada kemoterapi, ışın tedavisini etkilemediğinden, birlikte sürdürülebiliyor. Tıbbi tedaviye hiçbir yan etkisi söz konusu değil. Bu çok önemli. Hastalara verdiğimiz listede, eksratlar, çaylar, sular, arı sütü, macun gibi çeşitli bitkisel şifalı ürünlerimiz yer alıyor. Bir ay içerisinde hasta yemek yiyemiyorsa iştahı açılıyor, yatalak ise ayağa kalkıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyoruz. Bu iyi belirtileri hasta görünce moral buluyor. Bu moral ile zaten tedavinin olumlu etkileri daha hızlı gelişiyor. Moral tedavide çok önemli. Tedaviye olumlu etkisi yüzde 20 oranında diyebilirim."

Piyasada merdiven altı imalathaneler olarak bilinen yerlerde steril olmayan, sağlık kuralları hiçe sayılmış yerlerde yapılan üretimle ilgili uyarıda bulunan Güngör, "Piyasada bitkisel tedavi diye o kadar çok hap satışa sunuluyor ki ve hiç biri işe yaramıyor. Bitki yaprağı kurutularak hap yapıyorlar. Çıktığım her televizyon programında bunu vurguluyorum. Bitkinin ekstratından yapılan hap fayda eder. Hastalar o hapları boşuna alıp tüketiyor ve hiçbir faydasını görmüyorlar. Biz, sağlığa son derece önem veren bir kuruluşuz" diye konuştu.

"ŞEKER HASTALARINA ALTI AYDA ŞİFA"
Kanserin yanı sıra şeker hastalığının tedavisinde de bitkisel tedavi yöntemleri uyguladığını aktaran Güngör, sözlerini şöyle tamamladı: "Şeker hastalığına iyi gelecek o kadar çok bitki var ki ülkemizde. Yani binlerce bitki var. Biz tabi bunların en etkili olanlarını tespit edip kullanıyoruz. Şeker rahatsızlığını 6 ay içerisinde iyileştirdiğimiz hastalarımız var. İnsülin kullanan, şekeri 500-600 olan hastalarımız bu bitkiler sayesinde çok kısa sürede şifa buluyor. Hastalığın vücutta yol açtığı bir takım hasarları da onarıyor. 6 ay içerisinde, damar tıkanıklığı olanlar, ayağında yara olanlar iyileşiyor. Görme bozukluğu olanlar bu şikayetinden kurtulabiliyor. Çok güçlü bitkiler var. Allah'a hamdolsun; doğada her şey var. Her hastalığın şifası doğada mevcut. Biz de bunları seçip gerekli işlemlerden geçirdikten sonra hastalarımıza veriyoruz. Bizim ülkemizde genellikle Tip 2 dediğimiz strese bağlı şeker hastaları var. Stres giderici ürünler de veriyoruz. Bunlar tedaviyi kolaylaştırıyor."

ÖNDER AYDIN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İl Müftüsü Durmuş Ayvaz: "Üç aylara kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz" İl Müftüsü Durmuş Ayvaz; İslam aleminin manevi iklimi olan Üç Aylar’ın başlangıcı ve Regaib Kandili vesilesiyle bir mesaj yayımladı. Üç aylara kavuşmanın huzuru ve mutluluğunun yaşandığını aktaran Müftü Durmuş Ayvaz mesajında; "Üç Aylar’ olarak bilinen feyizli ve bereketli maneviyat mevsimine bir defa daha girmiş bulunmaktayız. 21 Aralık 2025 Pazar üç ayların ilki olan Recep Ayının birinci günü, bu ayın ilk Cuma gecesi olan 25 Aralık 2025 Perşembe akşamı da ’Regaib Kandili’dir. Yüce Rabbimizin sayısız lütuf ve ihsanı ile ömrümüze bereket, ruhumuza sükûnet katan üç aylara kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bizleri bu manevi günlere ulaştıran Cenâb-ı Allah’a hamd-ü senalar, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Resûl-i Ekrem’e salat ve selam olsun. Üç aylar, her yıl heyecanla gelişini beklediğimiz, ilahi rahmet ve mağfiretin varlık âlemini kuşattığı, müminlerin topluca ibadete yöneldiği müstesna zamanlardır. Rabbimizin kulları için açtığı sonsuz lütuf kapılarının ilki Recep ayıdır. Recep ayından sonra, ruhen ve bedenen Ramazan’a hazırlandığımız Şaban ayı karşılar bizi. Üç ayların sonuncusu, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan Ramazan-ı şeriftir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde; ’Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır’ buyurarak bu ayların manevi feyzine işaret buyurmuşlardır. Recep ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi; ’Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.’ Recep ayında, iki mübarek gece gönül hanemize misafir olur. Bunlardan biri ‘bütün istek ve arzularımızı Allah’ın rızasına bağlamaya çalışma’ anlamına gelen Regaib gecesi, diğeri ise sevgili peygamberimizin ümmetine emaneti olan Mescid-i Aksa ile bütünleşen Miraç gecesidir. Şaban ayında; ‘af, merhamet ve mağfiret’ vesilesi olarak kabul edilen mübarek Berat gecesi bizi beklerken Ramazan ayında da ‘meleklerin yeryüzünü kuşattığı, bin aydan daha hayırlı olan bir esenlik ve selam gecesi’ olan Kadir gecesiyle müşerref olacağız. İçerisinde böylesine anlamlı geceler barındıran mübarek üç aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Nefis muhasebemizi yeniden yapmamıza vesile olan mübarek üç aylar ve kandiller, dünyevi meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz, Allah’a yönelmemiz, hayatımıza çeki düzen vermemiz açısından büyük bir fırsattır. Başta Filistin’de ve Gazze’de olmak üzere Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Keşmir’de, Libya’da, Suriye’de ve Dünya’nın dört bir yanında zulmün ortadan kalkması ve mazlumlara yardım için, zalimlerin de kahru perişan olması için bu gece dua edelim. Bu vesileyle aziz milletimizin ve âlem-i İslam’ın Üç Aylar ve Regaib gecesini tebrik eder, bu gecenin birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştirmeye vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ederim" ifadelerini kullandı.
Bursa Genç müzisyenler, Bursalılara müzik ziyafeti sundu Kültür ve sanat faaliyetlerine büyük önem vererek, gelecek nesillere ışık tutan Osmangazi Belediyesi, Gençlik Orkestrası ve Korosu ile gönüllere hitap eden nağmeleri ‘Yeni Yıla Merhaba’ konseriyle Bursalılara işledi. Osmangazi Belediyesi, yeni yıl etkinlikleri kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attı. Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nin tarihi atmosferinde müzikseverlere unutulmaz bir akşam yaşattı. Dillere pelesenk olan eserlerin seslendirildiği ‘Yeni Yıla Merhaba’ konserinde müzikseverleri derin bir yolculuğa çıkaran gençler, sergiledikleri performans ile beğeni topladı. Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir’in de katıldığı programa Bursalılar da yoğun ilgi gösterirken, dinleyiciler pek çok kez türkülere eşlik ederek konsere renk kattı. Genç müzisyenlerin geleceğinin çok parlak olduğuna işaret eden Osmangazi Belediyesi Gençlik Orkestrası ve Korosu Şefi Nergis Dinç Yavuz, "Çok güzel bir performans sergilediler, onlarla çalışmak çok keyifli, her birini ayrı ayrı gözlerinden öpüyorum. Bize bu fırsatı tanıdığı için Osmangazi Belediye Başkanımız Erkan Aydın’a ve Başkan Yardımcımız Mutlu Esendemir’e teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı. Konseri izleyenler arasında yer alan Nilüfer Kadın Korosu Şefi Aysel Gürel de, Osmangazi Belediyesi’ni, şefi ve koroyu kutlayarak, "Geleceğin müzisyenleri yetişiyor." şeklinde konuştu. Etkinliğe katılan vatandaşlar ve genç müzisyenler de, gençlerin çok güzel bir akşama imza attıklarını dile getirdi. Etkinliğin sonunda Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, Şef Nergis Dinç Yavuz’a çiçek takdiminde bulundu.
Edirne Özgür Özel’i eleştiren İba: "Anlatılan Edirne ile yaşanan Edirne aynı değil" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Edirne’de düzenlenen mitingde belediye hizmetlerine yönelik övgü dolu sözlerini, AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba fotoğraflarla eleştirdi. CHP’nin 76’ncı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi kapsamında Saraçlar Caddesi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Edirne Belediyesi’ni öven açıklamalarına tepki gösteren AK Parti Edirne İl Başkanı Belgin İba, kent genelinden çekilen fotoğrafları paylaşarak, mevcut tabloyla anlatılanlar arasında büyük fark olduğunu ortaya çıkardı. Çamurla kaplı sokaklar, çukurlarla dolu yollar, patlayan altyapı hatları ve taşan çöp konteynerlerine ait görüntüleri paylaşan İba, "Anlatılan Edirne ile yaşanan Edirne arasında uçurum var" dedi. CHP’li belediyenin yol ve altyapı çalışmalarına ilişkin iddialarını eleştiren İba, bazı bölgelerde yolların kullanılamaz halde olduğunu belirterek, Çilingirler Caddesi’nde yaşanan bir yaralanma olayını örnek gösterdi. Özel’in su sorununa ilişkin açıklamalarına da değinen İba, Edirne’de yaşanan sıkıntının belediyenin yıllardır bakım yapmamasından kaynaklandığını savundu. İba, sorunun çözümünde DSİ ekiplerinin yürüttüğü çalışmalara dikkat çekti. Altyapı sorunlarının sona erdiği yönündeki açıklamaların sahadaki durumla örtüşmediğini ifade eden İba, "Kürsüde anlatılanlarla vatandaşın günlük hayatta yaşadıkları birbirini tutmuyor" değerlendirmesinde bulundu. İba, açıklamasını "Gerçek Edirne’yi en iyi Edirneliler biliyor. Takdir milletimizin" sözleriyle tamamladı.
Muğla Çiçekli masa Marmaris’in simgesi haline geldi Türkiye’nin ve dünyanın en popüler turizm kentlerinden olan Muğla’nın Marmaris ilçesi, sadece deniz, kum, güneşi ile değil farklı simgeleriyle de öne çıkıyor. Marmaris Halk Plajı’nda güvercinlerin ardından kentin sembolleri arasına giren çiçekli masa, 72 yaşındaki emekli Ali Parlak tarafından kuruluyor. Yaz kış aynı plajda, mevsime göre farklı köşelerde duran masa, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Marmaris’in simgeleri arasına giren çiçekli masa, halk plajında yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Yaz kış aynı plajda kurulan masa rengarenk çiçekleriyle sahile ayrı bir güzellik katıyor. Ziyaretçilerin fotoğraf çektirmek için uğrak noktası haline gelen çiçekli masa, Marmaris’in doğal güzelliklerine insan dokunuşunun nasıl değer kattığını ortaya koyuyor. Yaklaşık 20 yıldır Marmaris’te yaşadığını belirten emekli grafik tasarımcı Ali Parlak, 10 yıldır masasını çiçeklerle süslediğini söyledi. Yaz ve kış aylarında plajda farklı noktalarda bulunduğunu ifade eden Parlak, masasının çevreye pozitif enerji verdiğini dile getirdi. Emekli olduktan sonra hayatını sadeleştirdiğini anlatan Parlak, "Grafik tasarımcıyım, 35 sene reklamcılık ve grafik tasarım yaptım. Daha sonra peyzaj ve bahçe işleriyle uğraştım, sonra emekli oldum. 72 yaşındayım, şimdi hayatımı yaşıyorum. 20 yıldır Marmaris’teyim. Yaz kış burada masamda hep çiçek olur. Şu an oturduğum yer kışlık alanım, yazın ise yaklaşık 50 metre ileride oturuyorum. Çok ilgi çekiyor, çevreye pozitif bir enerji veriyor. Ben huzuru masamda buldum, mutluyum. Ticaret, para, hesap hepsini kapattım. Bugün bana günde 100 bin TL verseler yine çalışmam. Yıllarca çalıştım, o işi kapattım. Şimdi gençler çalışacak, iş onların hakkı. Biz belli bir yaştan sonra geri çekilmek zorundayız" şeklinde konuştu. Çocuklara balık yediriyor Çiçekli masasında termosundaki çayını içerek Karadeniz müzikleri dinlediğini ve balık tuttuğunu söyleyen Parlak, tuttuğu balıkları kendi torunlarına ve çevredeki çocuklara verdiğini belirtti. Ali Parlak, "Burada benim balıklarım var. Arkadaşlarımın torunları, komşuların çocukları gelir. ’Ali dede balık var mı’ derler, ben de onlara balık veririm. Ama son 14 gündür hiç balık yok. Balık komple Marmaris koyundan çekildi, tekrar gelir mi bilmiyoruz" dedi. Çiçekli masanın uluslararası ilgi gördüğünü anlatan Ali Parlak, geçen yaz sezonunda 12 ülkeden turistin gelip fotoğraf çektiğini söyledi. Çinli bir televizyon ekibiyle röportaj yaptığını belirten Parlak, Almanya’da da bir gazetede haber olduğunu ifade ederek, "Geçen yaz Çin’den geldiler, röportaj yaptılar. Meğerse televizyon yayıncısıymış. ’Bu masa çok hoşumuza gitti’ dediler. Almanya’da da bir gazetede ‘Marmaris plajında çiçekli masa’ diye haber olmuş. Gazeteyi bana vermediler ama Almanya’da çalışan Türkler gelip gösterdi. İki sütun, on santimlik alana basmışlar. Masa ünlü, ben de ondan yararlanıyorum" şeklinde konuştu. Çiçekli masanın pozitif bir enerji verdiğini ve insanları bir araya getirdiğini vurgulayan Parlak, "Güzel dostluklar oluyor, arkadaşlıklar kuruluyor. Burada sevgi alışverişi yapıyoruz, başka da bir şey yok" ifadelerini kullandı.