SPOR - 01 Ağustos 2009 Cumartesi 10:04

Elano: Şükür'ün 9 numaralı formasına talibim

A
A
A
Elano: Şükür'ün 9 numaralı formasına talibim

Galatasaray'ın dünyaca ünlü yıldız transferi Elano Blumer Türkiye'ye gelişinin ardından ilk röportajını verirken önemli açıklamalarda bulundu.

Elano, Hakan Şükür'ün 9 numaralı formasını giymek istediğini söyledi.

Galatasaray'ın İngiliz ekibi Manchester City'den transfer ettiği dünyaca ünlü Brezilyalı orta saha oyuncusu Elano, Türkiye'ye geldikten sonra ayağının tozuyla ilk röportajını Galatasaray Televizyonu'na verdi. 9 numaralı formayı giyeceğini söyleyen Brezilyalı futbolcu neden Galatasaray'ı tercih ettiğini ve Brezilya Milli Takımı'nda en yakın arkadaşlarını ve hedeflerini açıkladı.

Havaalanında kendisini coşkulu bir taraftar grubunun karşılamasıyla ilgili olarak sorulan bir soruya Elano, "Özellikle buraya geldiğimden dolayı çok mutluyum. Bu tip kalabalığın beni karşılaması bana güven verdi. Galatasaray'ın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu da bu tip karşılamayla anlama fırsatı buldum. Zaten daha önce de Galatasaray'ın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu biliyordum. Galatasaray'ın önemli bir geçmişe ve tarihe sahip olduğunu buradaki karşılama ile bir kez daha görme fırsatım oldu" diye cevap verdi. Elano, kendisini karşılayan taraftar grubunun fazla olmasının sürpriz olduğunu ifade etti.

Elano neden Galatasaray'ı tercih ettiğini ise, "Buraya gelmeden önce mutlaka araştırmalarım oldu. Tanıdığım bazı futbolcular da kalitelerine güvendiğim oyuncular da vardı. Hocamız Frank Rijkaard'dan da bahsettiler. Hem futbolcu olarak hem teknik direktör olarak çok büyük kariyere sahip. Onun da buraya gelmemde büyük etkisi olmuştur. Bu sebeplerin hepsi birleşince Galatasaray'ı seçtim" sözleriyle ifade etti.

Galatasaray'daki futbolcuların çok kaliteli olduğunu söyleyen Elano, Brezilyalı oyuncuların genel yapısına karşın kendisinin mücadeleci olduğunu vurgulayarak, "Baktığımız zaman Brezilyalı futbolcular biraz rahat oynamayı seviyorlar. Ama mücadeleci yanım var. Galatasaray'daki futbolcular çok kaliteli. Kendi kalitemle beraber diğer futbolcuların kalitesi birleştiği zaman maksimum düzeyde bir Elano gösterip Galatasaray'ı çok başarılı yerlere taşıyacağız" dedi.

Elano, 10 numara pozisyonunda oynamak istediğini belirterek, "Benim ilk amacım yani ilk hedefim 10 numara pozisyonu oynamak. Ama sağ ya da sol hiç farketmez. Galatasaray'daki futbolculara ve hocamıza elimden geldiği kadar yardım etmek istiyorum. Artık pozisyon seçimi de onlara kalıyor. Ama ilk baştaki amacım onlara yardım etmek" diye konuştu.

"Galatasaraylı taraftarlar yıllardır o mevkinin o bölgenin hasretini çekiyor. Dolayısıyla üzerinde büyük bir yük var onu mutlaka hatırlatalım?" şeklinde sorulan bir soruya ise Elano, "Mutlaka böyle bir özlem olabilir ve ben bu özlemi elimden geldiği kadar en iyi şekilde karşılamak istiyorum. Onun haricinde takım olarak sadece benim oynamamla benim performansımla olacak bişey değil. Takım olarak beraber oynamamız lazım.

Bunu da gerçekleştirdikten sonra taraftarlara en güzel sevinçleri yaşatacağımızı düşünüyorum" diye cevap verdi.

Harry Kewell ve Milan Baros gibi profesyonel futbolcularla oynayacağı için mutlu olduğunu ifade eden Elano, "Bu tipteki kaliteli futbolcular takımlarını bir yerlere getiriyorlar. Brezilya'da da örnek verdiğiniz gibi Ronaldinho ve Diego gibi kaliteli isimlerle çalıştım. Şimdi Harry Kewell ve Milan Baros gibi kaliteli oyuncularla çalışacağım, bunun bilincindeyim. Önemli olan futbolcunun profesyonel olması. Bu saydığınız futbolcular da gayet profesyonel oyuncular ve takımı hep beraber bir yere taşıyabilecek futbolcular. O yüzden benim kafamda hiç bir soru işareti yok. Gayet mutluyum bu tip futbolcularla çalışacağım için" dedi.

Elano kendisini en iyi hissettiği mevkinin 10 numara pozisyonu ve forvet arkası olduğunu ifade ederken, yeni teknik direktörü Frank Rijkaard'la ve takımda uygulamaya çalıştığı 4-3-3 sistemiyle ilgili olarak ise, "Geçen sene Portsmouth maçında sağ bek oynadım. Takımın o anda ona ihtiyacı vardı. Onun haricinde kendimi en iyi hissettiğim mevki 10 numara diyebilirim. Forvet arkası ya da ikinci forvet olarak da oynayabiliyorum. Çünkü atak yapmayı seviyorum. Onun haricinde defansa gelip yardım ediyorum. En iyi hissettiğim mevki orta saha ve biraz forvet, atağa dönük orta saha.

Rijkaard'ın kariyerini fazla tartışmaya gerek yok. Hem futbolcu olarak hem teknik direktör olarak büyük bir kariyere sahip. Karakter olarak da bildiğim kadarı ile çok karakterli. Futbolcularıyla arkadaş olan devamlı konuşmayı seven biri. O yüzden bu tip şeyler ve Galatasaray'ın ismi beni buraya getirdi. Bunun yanında Frank Rıjkaard'ın burada olması, onun gibi kariyerli bir insanın burada olması, beni buraya sürükleyen etken oldu. Brezilya Milli Takımı'nda da Manchester City'de de bu taktikle oynadık o yüzden bir sorun yok" diye konuştu.
Türkiye'deki taraftarların Brezilyalı futbolseverlerle aynı mantaliteye sahip olduğunu belirten Elano, "İngiltere ile Türkiye'yi karşılaştırdığınızda belirli farklar olabilir ama Türkiye ile Brezilya bu konuda hemen hemen aynı. Ben de bir Brezilyalı olduğum için bu tip eleştirilere alışığım. Zaten birilerinin sizi eleştirmesi futbolun içinde olan bir şey. O yüzden bu tip eleştirilere alışığım. Skora endeksli fanatik taraftarlara ve sizden beklentilerin devamlı yüksek olmasına Brezilyalı olduğum için alışkınım. Buradaki taraftarların futbol mantalitesi ile Brezilya'daki taraftarların aynı" dedi.

"Bugüne kadar 7 ve 11 numaralı formayı giydi. Galatasaray'da kaç numaralı formayı giymeyi düşünüyor. Türk medyasında kendi ağzından çıktığı söylenen, "9 numaralı formayı giymek istiyorum. Çünkü Hakan Şükür'ü çok beğeniyorum" şeklinde haberler yer aldı. Bu konu hakkında neler söyleyecek? Şeklinde sorulan bir soruya ise Brezilyalı yıldız, "Hakan Şükür'ü yakından tanıyorum. Takip ettiğim ve çok beğendiğim bir futbolcu. Hakan Şükür'den sonra 9 numaralı formanın kimse tarafından giyilmediğini biliyorum.
 
Kulübümün bana vereceği fırsatla, bu formayla çok başarılı olacağımı düşünüyorum. Hakan Şükür'ün bu formayla neler yapltlaka böyle bir özlem olabiltığını, geçmişinin ne olduğunu çok iyi biliyorum. O formayı giyip aynı başarılara sahip olmak istiyorum" şeklinde cevap verdi.
Türk futbolunu devamlı takip ettiğini söyleyen Elano, Galatasaray'a ise özellikle son zamanlarda yakından ilgi duymaya başladığını belirterek, "Şu anki kadroda yeni ve genç futbolcuların olduğunu biliyorum. Genel olarak çok yetenekli futbolcular olduğunu da biliyorum. Bu sebeple burada olmaktan ve bu futbolcularla beraber çalışmaktan çok mutluyum. Galatasaray'ın bu şanlı tarihine mutlaka layık olacağım. Ayrıca bu yetenekli futbolcular ve taraftarlarla birlikte Galatasaray'ın adını daha yükseklere çıkaracağız" dedi.
Ali Sami Yen Stadı'na çıkmak için sabırsızlandığını ifade eden Brezilyalı oyuncu, "Galatasaray taraftarını görmek için sabırsızlanıyorum. Bunun haricinde biran önce futbolumu oynamak istiyorum. Tatilden döndüm. Yaklaşık 2 gündür idmanlarıma İngiltere'de devam ediyordum. O yüzden biran önce takıma katılmak, antrenmanlara başlamak ve Ali Sami Yen Stadı'ndaki o atmosferi yaşamak istiyorum" diye konuştu.

Brezilya Milli Takımı'nın Ağustos ayında Estonya ile yapacağı karşılaşmanın kadrosuna çağrılmasıyla ilgili olarak da konuşan Elano, "Brezilya Milli Takımı'na baktığınız zaman Kaka ve Robinho gibi önemli oyuncular var. Robinho özellikle kardeşim gibidir. Kaka ile de çok iyi ilişkilerim var. Bu takımın içinde olmak beni ayrıca gururlandırıyor. Şu andaki amacımız Brezilya Milli Takımı'ndaki genç oyuncularla tecrübeli futbolcuların kaynaşmasını sağlamak. Dünya Kupası'nı kazanmayı amaçlıyoruz. Çok eğlenceli ve neşeli bir grup içinde aile gibiyiz. O yüzden Dünya Kupası'nı Brezilya'ya getirebiliriz" şeklinde konuştu.

Elano son olarak Galatasaray taraftarına ve camiasına ise, "Öncelikle beni havaalanında karşılamak için gelen taraftarlara çok teşekkürler ediyorum. Beni çok onurlandırdılar. En iyi şekilde oynayarak, takım için en güzel sonuçları alarak başarılı olmak ve taraftarlarımıza mutluluklar yaşatmak istiyorum" şeklinde seslendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri AKİB güçlü yapısı ve vizyonuyla dikkat çekiyor Avrupa’da faaliyet gösteren Kayserili iş insanlarını aynı çatı altında buluşturmayı hedefleyen Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB); kurumsal yapısı, vizyoner yaklaşımı ve geniş temsil gücüyle Avrupa’nın en güçlü sivil toplum kuruluşları arasında yer alıyor. Üyelik başvurularının yönetim kurulunun çoğunluk onayı ile kabul edildiği AKİB’in ana yönetiminde görev almak isteyen üyeler için ek kriterler uygulanıyor. Buna göre, adayların Avrupa’da oturum iznine sahip olmaları veya Avrupa’da aktif bir şirkete sahip olmaları ve aynı zamanda delege statüsünde bulunmaları zorunlu tutuluyor. AKİB; doğrudan dernek bünyesinde yatırım veya ticari faaliyet yürütmemekle birlikte, birlik çatısı altında yer alan iş insanları kendi aralarında bir araya gelerek kurdukları şirketler üzerinden yatırımlarını hayata geçiriyor. Bu yaklaşım; şeffaflık, sürdürülebilirlik ve profesyonel işleyiş ilkeleri istikametinde uygulanıyor. AKİB; bugün Avrupa’daki en büyük Kayseri diasporasını temsil eden yapıların başında gelirken, yaklaşık 400 bin Kayserilinin sesi olma misyonunu üstlendi. AKİB’e üyelik başvuruları devam ediyor Kurumsal yapısı, vizyoner bakış açısı ve güçlü temsil kabiliyeti sayesinde AKİB, hem yurt içinde hem de yurt dışında devlet büyükleri ve resmî kurumlar tarafından kabul gören saygın bir sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetlerine devam ediyor. AKİB’e üye olmak isteyen iş insanlarının, www.ak-ib.com adresi üzerinden üyelik müracaatlarını online olarak gerçekleştirebileceği bildirildi. AKİB yetkilileri birliğe katılmak isteyen adaylara; dayanışma kültürünü benimsemelerini, kurumsal vizyona katkı sunmaya hazır olmalarını ve aktif katılım göstermelerini tavsiye etti. Ali Hızar başkanlığındaki birliğin; Avrupa’daki Kayserili iş dünyasının gücünü daha da artırmak amacıyla nitelikli ve vizyon sahibi üyelerle yoluna kararlılıkla devam etmeyi hedeflediği bildirildi.
Kocaeli Darko Churlinov: "Son 2-3 maçta kendimi buldum" Kocaelisporlu futbolcu Churlinov, Türkiye’de futbol kalitesinin oynadığı diğer ülkelerden çok da farklı olmadığını, asıl farkın yaşam tarzında olduğunu söyledi. Adaptasyon sürecinin zaman aldığını vurgulayan Churlinov, "Son 2-3 maçta kendimi buldum" dedi. Trendyol Süper Lig’de ilk 17 haftalık bölümü 6 galibiyet, 5 beraberlik ve 6 mağlubiyet alarak 23 puanla tamamlayan Kocaelispor’da Ziraat Türkiye Kupası müsabakanın hazırlıkları başladı. Antalyaspor maçının ardından bir gün dinlenen takım bugün kupa mesaisine rejenerasyon (yenileme) antrenmanıyla başladı. Milli maçları nedeniyle ülkesinde olan Cafumana Show, dinlendirilen Serdar Dursun ve izinli olan Tarkan Serbest antrenmana katılmadı. Tayfur Bingöl ise takımdan ayrı çalıştı. Kocaelispor’da antrenmandan önce Darko Churlinov basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Son 2-3 maçta kendimi buldum ve performansım arttı" Kanat oyuncusu Churlinov, "Sezonla alakalı yani genel şunu söyleyebilirim; ilk 7 8 maç aslında birbirimizi tanımak için biraz zamana ihtiyacımız vardı. Birbirimize alıştıktan, birbirimizi tanıdıktan sonra da futbolumuzun geliştiğini, oyunumuzun geliştiğini söyleyebilirim. 2. yarıda bunun daha da iyiye gideceğini düşünüyorum. Kişisel olarak da; geldiğim zaman adapte olmak için süreye ihtiyacım vardı. Burası benim için farklı bir ligdi. Ben İngiltere ve Almanya’da oynadım. Adaptasyon süreci geçirmem gerekti. Orada farklı futbol anlayışı var. Son 2-3 maçta kendimi buldum. Performansım da arttı. Sezonun ilk yarısı iyi bir performans sergilemediğimin ben de farkındayım. Tabii ki hedefim ikinci yarı daha iyi bir performans sergilemek. Çünkü buraya gelirken benim hedefim Kocaelispor için her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaktı" dedi. "Futbol ve kalitede çok büyük farklılık yok. Farklılık yaşamda" Türkiye’ye geldikten sonra kendisini en çok zorlayan konulara dair de Churlinov yaşamın farklılığına dikkat çekti. Churlinov, "Oynadığım ülkelerle karşılaştırırsak; aslında kalite ve futbol anlamında çok büyük farklılık olmadığını söyleyebilirim. Ancak burada yaşam farklı. Tabii ki bunlara alışmak için biraz süreye ihtiyacım vardı ama ben ama ben bu zamanı iyi kullanıp alıştığımı düşünüyorum" şeklinde konuştu. "Maç maçtır. Herkes her maçta yüzde 100’ünü vermek zorunda" Kupa maçlarının önemiyle ilgili ise Darko Churlinov, "Aslına baktığımızda söyleyecek çok farklı bir şey yok. Çünkü maç maçtır ve yakın bir maç, hemen oynayacağız. Bugün iyi bir yenileme yapıp hocamızın direktifleri doğrultusunda maçı hazırlanacağız. Bu sezonun ilk maçı ya da son maç olsun ya da kupa maçı olsun fark etmez, herkes her zaman yüzde 100’ünü verip elinden geleni iyisini yapmak zorunda" değerlendirmesinde bulundu. "İstatistikler maalesef bazı şeyleri göstermiyor" Antalyaspor maçına, camialar arası dostluğa ve ön bölgedeki bitiricilik sorununa dair soruları da yanıtlayan Darko Churlinov, "Oynadığım takımlardan aslında Schalke ve Nürnberg arasında bu tarz bir dostluğa şahit olmuştum. Bu çok hoş bir olay. Yani iki takımın taraftarlarının böyle bu şekilde bir dostluk kurup bu şekilde maçı izlemesi bence çok önemli bir önemli ve keyifli bir olay. Maçla alakalı; en iyi maçımız olduğunu söyleyemem. Özellikle önde bitiricilikle alakalı bazı sorunlar yaşadık. Bizim için aslında katkıyı kimin yaptığı önemli değil. Belki de taraftarımız için önemli ama bizim için katkının kimden geldiği önemli değil. Çünkü futbolun da bizler alan açarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ve bu alanı kimlerin açtığı aslında çok da önemli değil. Mesela maçta Tayfur’a asist yaptığım yani yardımcı olduğum için ve puanı 3 puan aldığımız için çok mutluyum. Ama istatistikler maalesef bazı şeyleri göstermiyor" sözlerini kaydetti.
Ankara Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan’dan BM’de Gazze tepkisi Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çatısı altındaki toplantıda Gazze’de yaşanan insani trajediye dikkati çekerek, "Bu gerçeği görmezden gelen bir bilgi toplumu ne kapsayıcıdır ne de insan merkezlidir" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan, sosyal medya hesabından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çatısı altında düzenlenen WSIS+20 Yüksek Düzeyli Toplantısı’na ilişkin paylaşım yaptı. Sayan, Gazze’deki durumu bilip gerçeği görmezden gelen bir bilgi toplumunun ne kapsayıcı ne de insan merkezli olabileceğini ifade etti. "Türkiye Yüzyılı dijitalleşmenin de yüzyılı olacak" Türkiye’nin dijital dönüşüm hedeflerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki ’Milli Teknoloji Hamlesi’ doğrultusunda yürüttüğünü belirten Sayan, teknolojinin bir egemenlik meselesi olduğunu vurgulayarak, "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, teknolojinin sadece teknik bir konu değil, bir egemenlik, adalet ve haysiyet meselesi olduğuna inanıyoruz. Hedefimiz, Türkiye Yüzyılı’nın aynı zamanda dijitalleşmenin de yüzyılı olmasıdır" ifadelerine yer verdi. "Gazze’deki trajediyi görmezden gelen bir anlayış ne kapsayıcıdır ne de insan merkezlidir" Dijital geleceğin en önemli köşe taşının küresel adalet olması gerektiğini ifade eden Sayan, "Küresel adaletin ve herkes için eşitliğin; Filistin ve Gazze dahil tüm çatışma bölgelerinde dijital geleceğin temeli olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze’deki durumu bilip de kapsayıcı, insan odaklı bir bilişim toplumundan nasıl söz edebiliriz? Bu trajediyi görmezden gelen bir anlayış ne kapsayıcıdır ne de insan merkezlidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu salonda ifade ettiği gibi; adalet ve eşitlik pazarlık konusu edilemez değerlerdir ve güvenilir bir dijital düzenin temelidir" diye konuştu. "Teknoloji, güce değil, insan onuruna hizmet etmeli" Yapay zeka ve yeni nesil teknolojiler konusundaki etik tartışmalara da değinen Sayan, önümüzdeki on yılın uluslararası toplumun inandırıcılığı için bir test olacağını söyledi. Teknolojinin bir güç enstrümanı olmaması gerektiğini kaydeden Sayan, "Ya zekanın insanlığa hizmet etmesini sağlayacağız ya da teknolojinin insanlığı yeniden tanımlamasına izin vereceğiz. 2035 yılına kadar teknoloji, güce değil, insan onuruna hizmet etmeli ve temel hakları korumalıdır" dedi. Sayan ayrıca, Türkiye’nin BM Teknoloji Bankası’na ev sahipliği yaparak dijital fırsatların en az gelişmiş ülkeler için de sürdürülebilir kalkınmaya destek vermesi adına çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
İstanbul Bahçelievler’de çiğ köfte festivali: 5 ton çiğ köfte dağıtıldı Bahçelievler Belediyesi tarafından gerçekleştirilen "5. Geleneksel Doğu Güneydoğu Çiğ Köfte Festivali" renkli görüntülere sahne oldu. 5 ton çiğ köftenin dağıtıldığı festivale katılan binlerce vatandaş hem yöresel lezzetleri tattı hem de doyasıya eğlendi. Bu yıl 5’incisi düzenlenen "Geleneksel Doğu Güneydoğu Çiğ Köfte Festivali" İstanbul Bahçelievler’de vatandaşların yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır’ın katılımıyla düzenlenen festivalde çiğ köfte dağıtımı, yöresel halk türküleri ve yöresel yemeklerin bulunduğu çeşitli etkinlerde vatandaşlara renkli anlar yaşattı. Binlerce vatandaş, dağıtılan 5 ton çiğ köfteden yiyebilmek için onlarca metre uzayan kuyruklarda sıra olurken, Başkan Bahadır elleriyle yoğurduğu çiğ köfteyi yine kendisi vatandaşlara dağıttı. Ardından ise Güneydoğu bölgesinin yöresel müzik grubu Harfane sahneye çıkarak kulakların pasını sildi. Festivale katılan vatandaşlar ise doyasıya eğlenirken, festivalin gelecek yıllarda da devam edeceği öğrenildi. "Çiğ köfte bizim, Anadolu’nun kültürü" Festivalde çiğ köfte yoğuran ve vatandaşlara dağıtan Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır, "Biliyorsunuz ki çiğ köfte bizim, Anadolu’nun kültürü. Bu bir yemek değil, bir kültür, birleştirici bir güçtür. Bizlerin karnını doyurduğu, dinlendiği hatta biraz da eğlendiği bir yemek. Nasıl çiğ köftemizde acısı da var, tatlısı da var, ekşisi de varsa aynı Türkiye gibidir. Bugün 5 ton çiğ köfte dağıtacağız. Bu festivalde emeği geçen herkese çok teşekkür ederim" dedi.