SPOR - 01 Ağustos 2009 Cumartesi 10:04

Elano: Şükür'ün 9 numaralı formasına talibim

A
A
A
Elano: Şükür'ün 9 numaralı formasına talibim

Galatasaray'ın dünyaca ünlü yıldız transferi Elano Blumer Türkiye'ye gelişinin ardından ilk röportajını verirken önemli açıklamalarda bulundu.

Elano, Hakan Şükür'ün 9 numaralı formasını giymek istediğini söyledi.

Galatasaray'ın İngiliz ekibi Manchester City'den transfer ettiği dünyaca ünlü Brezilyalı orta saha oyuncusu Elano, Türkiye'ye geldikten sonra ayağının tozuyla ilk röportajını Galatasaray Televizyonu'na verdi. 9 numaralı formayı giyeceğini söyleyen Brezilyalı futbolcu neden Galatasaray'ı tercih ettiğini ve Brezilya Milli Takımı'nda en yakın arkadaşlarını ve hedeflerini açıkladı.

Havaalanında kendisini coşkulu bir taraftar grubunun karşılamasıyla ilgili olarak sorulan bir soruya Elano, "Özellikle buraya geldiğimden dolayı çok mutluyum. Bu tip kalabalığın beni karşılaması bana güven verdi. Galatasaray'ın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu da bu tip karşılamayla anlama fırsatı buldum. Zaten daha önce de Galatasaray'ın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu biliyordum. Galatasaray'ın önemli bir geçmişe ve tarihe sahip olduğunu buradaki karşılama ile bir kez daha görme fırsatım oldu" diye cevap verdi. Elano, kendisini karşılayan taraftar grubunun fazla olmasının sürpriz olduğunu ifade etti.

Elano neden Galatasaray'ı tercih ettiğini ise, "Buraya gelmeden önce mutlaka araştırmalarım oldu. Tanıdığım bazı futbolcular da kalitelerine güvendiğim oyuncular da vardı. Hocamız Frank Rijkaard'dan da bahsettiler. Hem futbolcu olarak hem teknik direktör olarak çok büyük kariyere sahip. Onun da buraya gelmemde büyük etkisi olmuştur. Bu sebeplerin hepsi birleşince Galatasaray'ı seçtim" sözleriyle ifade etti.

Galatasaray'daki futbolcuların çok kaliteli olduğunu söyleyen Elano, Brezilyalı oyuncuların genel yapısına karşın kendisinin mücadeleci olduğunu vurgulayarak, "Baktığımız zaman Brezilyalı futbolcular biraz rahat oynamayı seviyorlar. Ama mücadeleci yanım var. Galatasaray'daki futbolcular çok kaliteli. Kendi kalitemle beraber diğer futbolcuların kalitesi birleştiği zaman maksimum düzeyde bir Elano gösterip Galatasaray'ı çok başarılı yerlere taşıyacağız" dedi.

Elano, 10 numara pozisyonunda oynamak istediğini belirterek, "Benim ilk amacım yani ilk hedefim 10 numara pozisyonu oynamak. Ama sağ ya da sol hiç farketmez. Galatasaray'daki futbolculara ve hocamıza elimden geldiği kadar yardım etmek istiyorum. Artık pozisyon seçimi de onlara kalıyor. Ama ilk baştaki amacım onlara yardım etmek" diye konuştu.

"Galatasaraylı taraftarlar yıllardır o mevkinin o bölgenin hasretini çekiyor. Dolayısıyla üzerinde büyük bir yük var onu mutlaka hatırlatalım?" şeklinde sorulan bir soruya ise Elano, "Mutlaka böyle bir özlem olabilir ve ben bu özlemi elimden geldiği kadar en iyi şekilde karşılamak istiyorum. Onun haricinde takım olarak sadece benim oynamamla benim performansımla olacak bişey değil. Takım olarak beraber oynamamız lazım.

Bunu da gerçekleştirdikten sonra taraftarlara en güzel sevinçleri yaşatacağımızı düşünüyorum" diye cevap verdi.

Harry Kewell ve Milan Baros gibi profesyonel futbolcularla oynayacağı için mutlu olduğunu ifade eden Elano, "Bu tipteki kaliteli futbolcular takımlarını bir yerlere getiriyorlar. Brezilya'da da örnek verdiğiniz gibi Ronaldinho ve Diego gibi kaliteli isimlerle çalıştım. Şimdi Harry Kewell ve Milan Baros gibi kaliteli oyuncularla çalışacağım, bunun bilincindeyim. Önemli olan futbolcunun profesyonel olması. Bu saydığınız futbolcular da gayet profesyonel oyuncular ve takımı hep beraber bir yere taşıyabilecek futbolcular. O yüzden benim kafamda hiç bir soru işareti yok. Gayet mutluyum bu tip futbolcularla çalışacağım için" dedi.

Elano kendisini en iyi hissettiği mevkinin 10 numara pozisyonu ve forvet arkası olduğunu ifade ederken, yeni teknik direktörü Frank Rijkaard'la ve takımda uygulamaya çalıştığı 4-3-3 sistemiyle ilgili olarak ise, "Geçen sene Portsmouth maçında sağ bek oynadım. Takımın o anda ona ihtiyacı vardı. Onun haricinde kendimi en iyi hissettiğim mevki 10 numara diyebilirim. Forvet arkası ya da ikinci forvet olarak da oynayabiliyorum. Çünkü atak yapmayı seviyorum. Onun haricinde defansa gelip yardım ediyorum. En iyi hissettiğim mevki orta saha ve biraz forvet, atağa dönük orta saha.

Rijkaard'ın kariyerini fazla tartışmaya gerek yok. Hem futbolcu olarak hem teknik direktör olarak büyük bir kariyere sahip. Karakter olarak da bildiğim kadarı ile çok karakterli. Futbolcularıyla arkadaş olan devamlı konuşmayı seven biri. O yüzden bu tip şeyler ve Galatasaray'ın ismi beni buraya getirdi. Bunun yanında Frank Rıjkaard'ın burada olması, onun gibi kariyerli bir insanın burada olması, beni buraya sürükleyen etken oldu. Brezilya Milli Takımı'nda da Manchester City'de de bu taktikle oynadık o yüzden bir sorun yok" diye konuştu.
Türkiye'deki taraftarların Brezilyalı futbolseverlerle aynı mantaliteye sahip olduğunu belirten Elano, "İngiltere ile Türkiye'yi karşılaştırdığınızda belirli farklar olabilir ama Türkiye ile Brezilya bu konuda hemen hemen aynı. Ben de bir Brezilyalı olduğum için bu tip eleştirilere alışığım. Zaten birilerinin sizi eleştirmesi futbolun içinde olan bir şey. O yüzden bu tip eleştirilere alışığım. Skora endeksli fanatik taraftarlara ve sizden beklentilerin devamlı yüksek olmasına Brezilyalı olduğum için alışkınım. Buradaki taraftarların futbol mantalitesi ile Brezilya'daki taraftarların aynı" dedi.

"Bugüne kadar 7 ve 11 numaralı formayı giydi. Galatasaray'da kaç numaralı formayı giymeyi düşünüyor. Türk medyasında kendi ağzından çıktığı söylenen, "9 numaralı formayı giymek istiyorum. Çünkü Hakan Şükür'ü çok beğeniyorum" şeklinde haberler yer aldı. Bu konu hakkında neler söyleyecek? Şeklinde sorulan bir soruya ise Brezilyalı yıldız, "Hakan Şükür'ü yakından tanıyorum. Takip ettiğim ve çok beğendiğim bir futbolcu. Hakan Şükür'den sonra 9 numaralı formanın kimse tarafından giyilmediğini biliyorum.
 
Kulübümün bana vereceği fırsatla, bu formayla çok başarılı olacağımı düşünüyorum. Hakan Şükür'ün bu formayla neler yapltlaka böyle bir özlem olabiltığını, geçmişinin ne olduğunu çok iyi biliyorum. O formayı giyip aynı başarılara sahip olmak istiyorum" şeklinde cevap verdi.
Türk futbolunu devamlı takip ettiğini söyleyen Elano, Galatasaray'a ise özellikle son zamanlarda yakından ilgi duymaya başladığını belirterek, "Şu anki kadroda yeni ve genç futbolcuların olduğunu biliyorum. Genel olarak çok yetenekli futbolcular olduğunu da biliyorum. Bu sebeple burada olmaktan ve bu futbolcularla beraber çalışmaktan çok mutluyum. Galatasaray'ın bu şanlı tarihine mutlaka layık olacağım. Ayrıca bu yetenekli futbolcular ve taraftarlarla birlikte Galatasaray'ın adını daha yükseklere çıkaracağız" dedi.
Ali Sami Yen Stadı'na çıkmak için sabırsızlandığını ifade eden Brezilyalı oyuncu, "Galatasaray taraftarını görmek için sabırsızlanıyorum. Bunun haricinde biran önce futbolumu oynamak istiyorum. Tatilden döndüm. Yaklaşık 2 gündür idmanlarıma İngiltere'de devam ediyordum. O yüzden biran önce takıma katılmak, antrenmanlara başlamak ve Ali Sami Yen Stadı'ndaki o atmosferi yaşamak istiyorum" diye konuştu.

Brezilya Milli Takımı'nın Ağustos ayında Estonya ile yapacağı karşılaşmanın kadrosuna çağrılmasıyla ilgili olarak da konuşan Elano, "Brezilya Milli Takımı'na baktığınız zaman Kaka ve Robinho gibi önemli oyuncular var. Robinho özellikle kardeşim gibidir. Kaka ile de çok iyi ilişkilerim var. Bu takımın içinde olmak beni ayrıca gururlandırıyor. Şu andaki amacımız Brezilya Milli Takımı'ndaki genç oyuncularla tecrübeli futbolcuların kaynaşmasını sağlamak. Dünya Kupası'nı kazanmayı amaçlıyoruz. Çok eğlenceli ve neşeli bir grup içinde aile gibiyiz. O yüzden Dünya Kupası'nı Brezilya'ya getirebiliriz" şeklinde konuştu.

Elano son olarak Galatasaray taraftarına ve camiasına ise, "Öncelikle beni havaalanında karşılamak için gelen taraftarlara çok teşekkürler ediyorum. Beni çok onurlandırdılar. En iyi şekilde oynayarak, takım için en güzel sonuçları alarak başarılı olmak ve taraftarlarımıza mutluluklar yaşatmak istiyorum" şeklinde seslendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt Vefalı eş, hayatını kaybeden kocasının anısına kütüphane ve müzik atölyesi kurdu Vefalı kadın, hayatını kaybeden eşinin anısına ulaştığı dernek üzerinden Siirt’in Kurtalan ve Baykan ilçelerinde okullarda kütüphane ve müzik atölyesi açtı. Aslen Trabzonlu olan Yasemen Bolat, 19 ay önce hayatını kaybeden eşi Berkant Bolat’ın hatırasını yaşatmak için anlamlı bir projeye imza attı. Yasemin Bolat, genç yaşta hayatını kaybeden ve bağlama ustalığıyla tanınan eşinin adına şimdiye kadar 5 kütüphane ve 1 müzik atölyesi kurdu. Yasemen Bolat, ilk kütüphaneyi Köy Okulları Yardım Projesi Derneği aracılığıyla ulaştığı Siirt’in Kurtalan ilçesine bağlı Tütün Aydıncık İlkokulu’nda kurdu. Ardından diğer kütüphaneler Siirt’in Baykan ilçesinde hizmete açıldı. Son olarak, "Berkant Bolat Müzik Atölyesi" Baykan ilçesi Yarımca Şehit Jandarma Er Cihan Gülmez İlk ve Ortaokulu’nda öğrencilerin kullanımına sunuldu. Proje kapsamında köylerdeki çocukların merkezdeki öğrencilerle eşit şartlarda eğitim alması hedefleniyor. Yasemen Bolat, "Eşimin emaneti olan sevgiyi çocukların gülüşünde yeşertmek istedim. Kara yazımı başıma bağladım ama gözyaşımı çocukların gülüşüne can suyu yaptım" dedi. Bolat, projelerin gönüllü destekçilerin katkılarıyla hayata geçtiğini belirterek tüm öğretmenlere ve emeği geçenlere teşekkür etti. Siirt halkının kendilerini sevgi ve merhametle bağrına bastığını ifade eden Bolat, kurulan kütüphane ve müzik atölyesinin eşi Berkant Bolat’ın hatırasına, çocuklara ve tüm iyilik gönüllülerine armağan olduğunu söyledi.
Kocaeli Kocaeli’de raylı sistemde kapasiteyi ikiye katlayan dönem başlıyor Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, kentin raylı sistem ağını güçlendirmeye devam ettiklerini belirterek, "Şuanda tramvay istasyonlarımızı uzatıyoruz. İstasyon uzadığında kuplaj yapılmış, beraber iki set tramvay çalışmış olacak. Böylelikle tramvaylarımızın kapasitesini iki katına çıkaracağız" dedi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kent içi ulaşımda kilit rol oynayan tramvay hattının kapasitesini artırmak amacıyla filosuna 10 yeni araç daha ekledi. Düzenlenen hizmete alım töreniyle birlikte kentteki tramvay aracı sayısı 18’den 28’e yükseldi. Törende konuşan Başkan Büyükakın, belediye olarak yürüttükleri çalışmalarla model olmayı sürdürdüklerini söyledi. Tramvay projesinin başlangıç aşamasında yaşadıkları süreçlere değinen Büyükakın, Avrupalı muhataplarının projenin 2,5 yılda bitirilmesi hedefine şaşırdığını ancak kararlılıkla bunu başardıklarını anlattı. "İstemiyoruz diyenler şimdi ilanlarda kullanıyor" Büyükakın, projenin ilk dönemlerinde bazı bölgelerden tepkiler aldıklarını hatırlatarak, "Çok enterasandır. ’Sizden tramvay mı istiyoruz?’, ’Tramvay istemiyoruz, gidin nereye yaparsanız yapın’ diyenlerden, ’Benim önümde durak olmasın’ diyenlere kadar... Çok sayıda dirençle karşılaştık ama aslolan kamu yararıydı, çoğunluğun yararını gözetmekti. Tekil eksiklikler olabilirdi biz kararlı şekilde yolumuza devam ettik. Tramvay çalışması bittikten sonra o en çok direncin olduğu bölgelerde insanlar, ’Önünde tramvay durağı var’ diye evlerinin ilanlarını vermeye başladılar" dedi. "Günde 70 binden fazla yolcu taşıyoruz" Artan trafik hareketliliğine karşı çözümün raylı sistem ağını genişletmek olduğunu vurgulayan Büyükakın, 2019’da koydukları hedefler doğrultusunda ilerlediklerini belirtti. Raylı sistemin toplu taşımadaki payının yüzde 13,5-15 seviyelerine ulaştığını aktaran Büyükakın, şöyle devam etti: "Mevcut özel halk otobüsleriyle entegre bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Diğer yandan da raylı sistemin toplu taşıma içindeki payını yükseltmeye çalışıyoruz. Uzun vadede bu şehir yüzde 30-35 mertebesinde ulaşımı toplu taşımayla yapmalı, bunun da yarısını raylı sistemle yapmalı. Bugün itibariyle 18 olan araç sayımızı, 10 yeni araçla birlikte 28’e çıkartmış oluyoruz ama bunun arkasında başka bir şey daha var. Mevcut tramvay istasyonlarımızı uzatıyoruz. Peronlarda şuan tek tramvay duruyor, tek bir set duruyor. Bunun iki tanesinin durabilmesi için o istasyonun daha uzun olması gerekiyor. Şuanda bu istasyonları uzatıyoruz. İstasyon uzadığında kuplaj yapılmış, beraber iki set tramvay çalışmış olacak. Böylelikle tramvaylarımızın kapasitesini iki katına çıkaracağız. Son rekorumuzdur, günde 70 bini aştık. Bu demektir ki, tramvayımızın kapasitesi 140 bine ulaşacak." (HFV-
Bursa İnegöl’de Güvenli Park Sayısı 43’e Yükseldi İnegöl Belediyesi’nin şehrin dört bir yanında hayata geçirdiği güvenli park sayısı 43’e ulaştı. İnegöl Belediyesi’nin akıllı şehir uygulamasının önemli adımlarından birini olan Güvenli Parklara her geçen gün yenileri eklenmeye devam ediyor. İlk kez 2020 yılında hayata geçirilen uygulama ile İnegöl’de parklar daha güvenli hale gelirken, 24 saat güvenlik kamera sistemleriyle izlenen kamu alanlarında vandalizmin de önüne geçiliyor. Çocukların ve ailelerin daha güvenli ortamlarda vakit geçirebilmeleri, park ve yeşil alanların güvenliğini en üst seviyede tutmasını amaçlayan Güvenli Park uygulamaları kapsamında bugüne kadar toplamda 43 park kameralarla donatıldı. İlk kez hayata geçirildiği 2020 yılından itibaren her yıl düzenli olarak belirli sayıda parkta yapılan uygulamaya, son olarak Osmaniye Mahalle Muhtarlığı arkasında bulunan çocuk oyun alanı da dahil edildi. Belediye Başkanı Alper Taban’ın Haziran ayında gerçekleştirdiği mahalle buluşmasında vatandaşların talep ettiği çalışma sonucunda yapılan güvenli park uygulamasının tamamlanmasının ardından, Belediye Başkanı Alper Taban da parkı ziyaret etti. Burada yapılan inceleme sırasında güvenli park uygulamalarıyla ilgili açıklama yapan Başkan Alper Taban, "Osmaniye Mahallemizde muhtarlığımızın arkasındaki parkta güvenli park uygulaması gerçekleştirdik. Bugün de çalışmanın tamamlanmış halini bir bakmak istedik. Burada biz Haziran ayında bir mahalle buluşması yapmıştık. Mahalle sakinlerimizden de bize özellikle hemen muhtarlığımızın arkasındaki parkta kameralar kurulmasını, görüşü kapatan bitkilerin budanması gibi talepleri oldu. Arkadaşlarımız gerekli gözlemlerini yaptı. Bilgi İşlem Müdürlüğümüz de güvenli park çalışmasını tamamlamış oldu. Güvenli Park uygulaması kapsamında zaten yeni yaptığımız parklarda kamera altyapılarını hazırlayarak kameraları doğrudan devreye alıyoruz. Eski parklarda da zamanla gelen talepleri de dikkate alarak kamera kurulma gerekliliği varsa bu uygulamayı yapıyoruz. Akıllı yazılımlarla da bu görüntüleri İzleme ve Değerlendirme Merkezimize aktararak orada 24 esaslı olarak izliyoruz. Bu parkımızda da bu uygulamamız tamamlanmış oldu. İnegöl’ümüzde şu an güvenli park sayımız 43’e ulaştı. Bunları geçen dönemden bu yana uygulamaya devam ediyoruz ve her yıl 10 dolayında parkımızı sisteme dahil ediyoruz" dedi. Parkların çocuklar ve vatandaşlar için güvenli yerler olmasını istediklerinin altını çizen Başkan Taban, "Bizler buralarda oturan, bu parklardan istifade eden vatandaşlarımızın sosyal donatı alanlarını huzurlu ve güvenli bir şekilde kullanmasını istiyoruz. Burada bu ortamı bozan, zarar veren, rahatsızlık oluşturan birileri olduğunda hem vatandaşlarımızın görüp bizlere iletmesini istiyoruz hem de bizler de izleme ve değerlendirme merkezinden tespit ederek buraları anlık olarak takip ediyoruz. Tespit edilen olumsuzlukları yazılım sistemi doğrudan raporluyor ve zabıtamız olay yerine intikal ediyor. Ancak biz özellikle vatandaşlarımızın da gören göz olmasını istiyoruz. 153 ve WhatsApp hatlarımıza gelen bildirimlere anlık olarak müdahale ediyoruz" diye konuştu. Açıklamasında bu hafta 3 Aralık Dünya Engelliler Gününün kutlandığını da hatırlatan Başkan Taban, "Bununla ilgili de bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bilgi İşlem Müdürlüğümüz bu noktada şehrimizde bulunan 4 adet engelli şarj istasyonlarının bakım ve modernizasyonunu gerçekleştirdi. Bunu da buradan duyurmuş olalım. Bu noktaların sayısını arttırmak adına da çalışmalarımız sürüyor" dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Okullarda, üniversitelerde yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz?" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonlarına atıfta bulunarak, "Hizmet etmek isteyeni desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Bundan sonra da aynı çizgide bu yola devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız. Yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen "Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi" ne katıldı Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan kadının omuzlarındaki yükün her geçen gün arttığına dikkat çekerek, "Kadınlardan bir taraftan geleneksel sorumluklarını yerine getirmeleri, diğer taraftan çalışma hayatı içinde bizzat yer alarak aile bütçesine destek olmaları bekleniyor. Kadınlar eskiden olduğu gibi hem aileyi çekip çevirmeyi çalışırken hem de çalışma hayatının zorluklarını omuzlamak zorunda kalıyor. Savaşların, çatışmaların, ekonomik krizlerin yükünü herkesten fazla kadınlar çekiyor. İdeal ve adil bir toplumsal hayat ancak kadınların söz ve hak sahibi olmaları ile mümkündür. Şehir hayatı ve yerel yönetimlerde de kadınların etkin olmaları önemlidir. Her şehir aynı zamanda o insanların yuvasıdır. Kadının olduğu yerde barış olur, kadının olduğu yerde birlik olur, kadının olduğu yerde dirlik olur, kadın elinin değdiği yerde huzur ve düzen olur. Kadının güçlü olduğu yerde gelişme olur, ilerleme olur, inşa olur. Tıpkı medeniyetimiz gibi şehirlerimizin de anaç karakterde olması işte bu hakikatin tezahürüdür. Kadınların kurucu aklı o kadar kıymetli ki bunu gündelik hayatta eşlerden birinin vefat ettiği ailelerde çok net görebiliriz. Eşlerden evin erkeği rahmetli olmuşsa kadın dirayetiyle, şefkatiyle aileyi kanatları altına alarak tüm bireylere sahip çıkar. Eşi vefat ettikten sonra o ocak sönmüyorsa başında kadın olduğu içindir. O aile dağılmıyorsa kadının kurucu ve kuşatıcı fıtratı sayesindedir. Toplumun çekirdeği olan aile nasıl kadınların fedakarlıkları sayesinde ayakta duruyorsa, toplumsal hayatta da şehirler, ülkeler ve milletler kadınlar sayesinde ayakta durur. Kemal Tahir’in ifadesiyle ‘devletimizi devlet ana yapan kadınlardır’" şeklinde konuştu. "Ülkemizdeki kadınlar Avrupa’daki hemcinslerinden çok daha evvel seçme seçilme hakkına kavuşmuşlardır" Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı tanınmasının 91. Yıldönümüne vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün ülkemizde kadın hakları açısından önemli bir düzenlemenin 91. Yıldönümüdür. 1930 yılında önce belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde eden kadınlar 1934’te anayasa ve seçim kanununda yapılan değişikliklerle Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı kazanmıştır. Böylece ülkemizdeki kadınlar Avrupa’daki hemcinslerinden çok daha evvel seçme seçilme hakkına kavuşmuşlardır. 1935 yılında yapılan ilk genel seçimlerde 17 kadın milletvekili mecliste temsil hakkına sahip olmuşlardır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımında eşit muamelenin önünü açan bu önemli düzenlemenin 91. Yıldönümü kutlu olsun diyor, ülkemizin tüm kadınların 5 Aralık Kadın Hakları Gününü tebrik ediyorum" diye konuştu. "Kadınlara seçme ve seçilme hakkı Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalarda aşındırılmıştır" Kadınların tarihimizde de özel bir konumu olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Uygur dönemine ait yazıtlara bakıldığında ‘ana’ sözcüğünün her zaman ‘baba/ sözcüğünden önve geldiği görülür. Tabiri caizse çift başlı kartalın biri kadın diğeri erkektir. Kartalın bir başı ‘Hakan’ ise diğer başı ‘Hatun’ dur. Tarihimizde Ertuğrul Gazi’nin annesi Halime ana gibi, Osmangazi’nin eşi Bala Hatun gibi, Orhangazi’nin eşi Nilüfer Hatun gibi nice öncü ve örnek kadın şahsiyetler vardır. O fedakar kadınları hep şükranla yad ediyoruz, bir kez daha rahmetle anıyoruz. Kadınlar istiklal harbimizde de son derece mühim roller üstlenmişlerdir. Şehir şehir dolaşarak milli mücadeleyi halka anlatan, bebeği kucağında olduğu halde cepheye mermi taşıyan, ‘ben cephe gerisinde değil cephede erkeklerle birlikte savaşacağım’ diyerek işgalcilere kök söktüren yiğit kadınlar, erkeklerle birlikte bu topraklar için can verdiler. Bize örgütçe yaşayacağımız bir vatan bıraktılar. Cumhuriyetimizin kuruluşu ve yükselişinde de kadınlar her zaman ön safta yer aldılar. İşte 1930 ve 34’te yapılan düzenlemelerle kadınların bu mücadelesi onurlandırılarak hakları teslim edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal bu hakkın verilmesi ardından şöyle demiştir; ‘Medeni memleketlerin bir çoğunda kadından esirgenen bu hak bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır’ Bizzat kendi ifadesiyle kadınların liyakat ve salahiyet ile kullanmaları için verilen bu hak Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalarda aşındırılmıştır" ifadelerini kullandı. "Okullarda yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz" Kadınları seçme ve seçilme hakkını uzun yıllar özgürce kullanamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görünün görünmez bir çok engelle karşılaştılar. Başörtüleri dolayısıyla seçilme hakkından mahrum bırakıldılar. Üniversiteyi kazandıklarında karşılarında ikna odalarını buldular. Mesela kimi zaman kılık kıyafetlerinden, kimi zaman mezun oldukları okullardan ötürü ayrımcılığa uğradılar. 28 Şubat baskıcı atmosferinde binlerce kadın, eğitim, çalışma, kamuda istihdam haklarından feragat etmek zorunda kaldı. Kadılar yıllarca inanç değerleriyle okulları, eğitimleri ve meslekleri arasında çok travmatik tercihler yapmak mecburiyetinde bırakıldı. Bunların hepsini beraber yaşadık. Şu an bu salonda bulunan arkadaşlarımızın da önemli bir kısmı bunu iliklerine kadar yaşadı. Soruyorum. Meclise başörtüsü ile girdi diye adeta linç edilen kadınları hangimiz nasıl unutabiliriz. Okullarda yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz. Unutmayın. ‘411 el kaosa kalktı’ manşetinin temsilcisi olduğu karanlığı nasıl unutabiliriz. Başörtüsü yasağının sürmesi için anayasa mahkemesinin kapısında nöbet tutan CHP’yi ve özgürlük düşmanı zihniyetini nasıl unutabiliriz. Bugün sesleri eskisi kadar çok çıkmasa da sosyal medyada, iş dünyasında, siyasette, bürokraside varlığını halen devam ettiren kadın hakları cellatlarını nasıl unutabiliriz. Bunları unutmadık, unutmuyoruz, hiçbir zaman unutmayacağız" dedi. "Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık" Türkiye’nin AK Parti döneminde kadın haklarına altın çağını yaşadığını söyleyen Erdoğan, konuşmasın şöyle sürdürdü: "Yıllarca bu meselenin edebiyatını yapanlar hiçbir adım atmazken biz hanım kardeşlerimizin sosyal hayatta, kamuda, ticarette, siyasette hak ettikleri yere gelmeleri için yoğun bir gayret içindeyiz. Bunu son 23 yılın rakamlarına göz attığınızda zaten görüyorsunuz. Göreve geldiğimizde kadıları iş gücüne katılım oranı yüzde 27,9 idi. 2025 Eylül ayı itibariyle yüzde 35,7’ye yükseldi. Kadın Milletvekili sayısı 24, kadın temsil oranı ise sadece yüzde 4,4 idi. 2023 Mayıs seçimleriyle meclisteki kadın Milletvekili sayısı 119’a, temsil oranı ise yüzde 19,83’e çıktı. Kadın muhtarların sayısı 117’den 2 bin 1’e yükseldi. Kadın kamu çalışanlarını oranı 2024 yılı itibariyle yüzde 43,46’a ulaştı. Kadın valililerimizin sayısını 4 katına, kadın kaymakamlarımızın sayısını ise 3,7 katına çıkardık. 2002’de kadın büyükelçilerimizin sayısı sadece 14 iken, bugün 80 kadın büyükelçimiz var. Kadın akademisyenlerin sayısında da ciddi artış oldu. Kadın profesörlerimizin oranı yüzde 24’ten yüzde 36’ya, kadın doçentlerin oranı yüzde 31’den yüzde 44’e, kadın öğretim görevlilerinin oranı yüzde 36’dan yüzde 53’e yükseldi. Sadece 23 yılda bütün bunları başardık. Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık. Bu mücadeleyi sonuna kadar sizlerle birlikte sürdüreceğiz. İnşallah daha güzel seviyelere yine birlikte geleceğiz" "Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında, şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" 2019 yerel seçimleri sonrasında yerel yönetimlerde yaşana değişime dikkat çeken Erdoğan, "Belediyeler iyi çalıştığında merkezi idarenin vizyonunu tamamlayıcı bir işlev görmektedir. Tersi durumda ise vatandaş hak ettiği hizmete kavuşamamakta, iller ve ilçeler arasında halka sunular hizmetlerin kalitesinde fark oluşmaktadır. 2019 seçimleri sonrasında el değişen birçok belediyede bunu bizzat tecrübe ettik. Hizmet ve eser yerine reklamı önceleyen kifayetsiz kişilerin yönetiminde belediyelerimiz hızla irtifa kaybetti. Daha önce pürüzsüz işleyen hizmetlerde aksaklıklar yaşanmaya başladı. Trafik toplu taşıma temizlik hizmetleri, çevre düzenlemeleri gibi temel hizmet alanlarında bırakın iyiye gitmeyi sorunlar derinleşti, kronikleşti, daha da içinden çıkılmaz hale geldi. Tabii bu sorunlar özellikle yolsuzluk, rüşvet, irtikap, kamu malını talan etme ve bunun yanında ahlak ve hukuk dışı skandallar ne yazık ki Türkiye’yi bir tahribatla karşı karşıya bıraktı. Bütün bunları eklediğimizde ortaya çok daha vahim bir tablo çıkıyor. Biz 86 milyonun sorumluluğunu taşıdığımız için her türlü çabayı gösteriyoruz. Belediyelerin yetişemediği yerlere biz ulaşıyoruz. Kaynakların verimli kullanılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Hizmet etmek isteyeni desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Bundan sonra da aynı çizgide bu yola devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız. Yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" açıklamalarında bulundu. (ÖFA