GÜNDEM - 04 Eylül 2021 Cumartesi 23:19

Emine Erdoğan, ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtım programına katıldı

A
A
A
Emine Erdoğan, ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtım programına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtım programına katıldı. Programda konuşan Erdoğan, Türk mutfağının sağlıklı, geleneksel ve atıksız yönleriyle dünya mutfaklarında öncü bir yer edineceğini belirterek, “Bu güce inanır, el birliği yaparsak, gastrodiplomasi alanında yeni rekorlar kırabiliriz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtım programına katıldı. Erdoğan, Anadolu'nun binlerce yıllık geleneksel yemek tariflerinin ilk kez sağlıklı ve atıksız yönleriyle dünyaya açıldığı ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının İstanbul Cam ve Billur Müzesi'ndeki tanıtım programında, böylesine heyecan verici bir projenin hayata geçtiğini görmenin gerçekten büyük mutluluk olduğunu söyledi.

Birbirinden değerli şefler ve akademisyenlerin çok titiz bir çalışma yürüttüklerini, zengin mutfak kültürünün hak ettiği yeri bulması için büyük özveri gösterdiklerini bildiren Erdoğan, bu güzide eserin hazırlanmasında emeği geçen herkese, projeyi yürüten Kültür ve Turizm Bakanlığına, destek veren Türkiye Turizm ve Tanıtım Geliştirme Ajansına (TGA) teşekkürlerini sundu.

Erdoğan, kitabın dünyanın önemli kütüphaneleri ve gastronomi raflarında yer alacağı gibi kültürel diplomasi alanında da yeni bir köprü olacağını dile getirdi.

Yemeği, ‘kültür’, ‘her toplumun milli kimliği’, ‘insanlar arasında iletişimi ve dostluğu pekiştiren en hızlı yol’ ve ‘duyguların taşıyıcısı’ olarak tanımlayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Doğumdan düğünlere birçok özel anı yemek kültürümüzle taçlandırırız. Etrafında toplandığımız sofralar, bizi birbirimize dost kılar. Atasözlerimizde bu tecrübeyi aktaran nice güzel söz vardır. 'Bir kahvenin kırk yıl hatırı olması', vefanın, sadakatin ve hoşgörünün habercisidir. 'Tatlı yiyip tatlı konuşmak', mutfak kültürünün barışı tesis etmedeki gücünü ifade eder. Geleneğimizde misafire, yabancıya, yolcuya sofra kurmak, gönüller arasına asılan bir köprüdür. İkram kültürümüz dillere destandır. Böylesi bir yaşam kültürüne sahip olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız."

Emine Erdoğan, sofraların aile bağlarını kuvvetlendirdiğini, dostluk bağlarını mayalayıp büyüttüğünü anlatarak, "Bayram sofralarının verdiği sevinci hangimiz unutabiliriz? Gurbette olduğumuzda, hiçbir şey memleket yemeğinin yerini asla tutmaz. Ekmeğin kokusu, hasretleri giderir. İşte tüm bu sebeplerle mutfak, küreselleşen dünyada özel konumunu koruyabilen nadir değerlerdendir." ifadelerini kullandı.

"Türk mutfağı, asırlardan beri ocaktan tüten bir bilgelik birikimidir"

İletişimin yıldızının parladığı bir çağ yaşandığına değinen Erdoğan, küreselleşme ve iletişim teknolojilerinin erişimi çok kolaylaştırdığını, kültürel alışverişin herkesin deneyimi olduğunu, bu süreçte mutfağın hem bir sektör hem de bir diplomasi aracı olarak önemli roller üstlendiğini kaydetti.

Emine Erdoğan, ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtım programına katıldı

Emine Erdoğan, gastrodiplomasinin son yıllarda tüm dillerde yerini aldığına dikkati çekerek, "Ulusal mutfak, toplumların yumuşak gücü olarak konumlandı. Bunun yanında, turizmin lokomotif bir kuvveti haline geldi. Metropollerde, etnik restoranlar bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Bu restoranlar aynı anda kültürel diplomasinin yürütüldüğü, yabancıların tanış olduğu mekanlardır. Bir araştırmada, farklı ülke mutfaklarına ait yiyecekleri tüketenlerin yüzde 57'sinin kültüre dair görüşlerinin olumlu yönde değiştiği saptanmış. Yabancı bir ülkeye ait restorana gittiğinizde, o ülkenin kültürüne dair büyük bir içgörü kazanırsınız. Ben de bunu yurt dışında sıklıkla tecrübe etmişimdir. Dolayısıyla lezzet dünyasında kendini ön sıralara yerleştirenlerin, tüm dünyanın kalplerini kazandıkları aşikardır." diye konuştu.

Uluslararası platformda, hem imaj oluşturma hem de marka haline gelmenin yolunun yine mutfaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu kapsamda Türk mutfağına baktığımızda, elimizde ne kadar zengin bir potansiyelin olduğunu görebiliriz. Anadolu'da binlerce yıla yayılan ve birçok katmana sahip kadim bir tarihimiz var. Birçok medeniyetin doğumhanesi olmuş topraklarımızda, mutfağımızın da yüzlerce yıllık bir geçmişi var. Türk mutfağı, asırlardan beri ocaktan tüten bir bilgelik birikimidir. Her bir lokma, tarihsel deneyimimizden ve inanç dünyamızdan muhtevalar taşır. Reçetelerimiz, insanın ruh ve bedeni arasındaki hassas dengeyi gözeten şifa kaynaklarıdır. Adeta başlı başına bir eczanedir aynı zamanda. Bildiğiniz gibi, geleneksel reçetelerimizin birçoğu hekimlerle oluşturulmuşlar. Şifahanelerde hekimlerle işinde mahir aşçıların birlikteliğini görürsünüz. Oysa bugün, endüstrileşmiş küresel mutfak, insan sağlığını tehdit eder vaziyette maalesef."

"Türk mutfağı, turşu küpleri ve sirkeleriyle şifa sunuyor "

Her yıl kronik hastalıkların sebep olduğu milyonlarca ölümün temelinde yanlış beslenme olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türk mutfağı ise kaynayan tencerelerinde, turşu küplerinde, sirkelerinde ve şerbetlerinde her zaman şifa sunuyor. Dünyayı her gün daha çok hastalandıran fast food kültürüne karşı, yerel mutfakların çözüm merkezi haline gelmesi çok sevindirici. Bu anlamda, dünyanın her yerinde büyüyen bir ilgi var. Ben de şehir ziyaretlerimizde valilerimize, yerel yönetimlerimize, STK'larımıza bunu tavsiye ediyorum. 'Her şehrimizin bir gastronomi kitabı rehberi olmalı' diyorum. Türk mutfağı, yeme içme trendlerinin tümüne cevap verir durumdadır. Özellikle hızla yükselen vejetaryen yönelimler için mutfağımız sınırsız seçenekler sunmakta. Bunun yanında, kalan her parça yiyeceğin, bambaşka bir ürüne dönüşebildiği. Yani gıdanın korunması da doğal olarak gerçekleşiyor. Tabii bu da yemeği bir tüketimden öte, bir bilgeliğe dönüştürüyor. Ülkemizdeki iklim çeşitliliğinin ve verimli toprakların sunduğu yüksek bir ürün çeşitliliğimiz var. Envaiçeşit yabani ot, mantar, sebze ve meyve, mutfağımızı bir şölene çeviriyor. Kendi bölgesinde yetişen ürünlerle hazırlanan yemekler, kültürün ve tarihin portresi haline geliyor. Bu anlamda da yemeklerimizin birçoğunun coğrafi işaret alabilecek nitelikte olduğuna inanıyorum."

İlk kez "Türk Mutfağı Haftası" ilan edildi

Emine Erdoğan, Türk mutfağının diğer ülke mutfakları arasında çok ayrı bir yeri olduğunu ancak bu şöhretin sadece birkaç çeşit yemekle sınırlı kalırsa Türk mutfağının asırlarla ölçülen tarihine büyük haksızlık olacağını düşündüğünü dile getirdi.

Türk aşçılarının başarılarının dünyaya mal olduğunu hatırlatan Erdoğan, dünyanın en önemli gastronomi yarışmalarında şampiyonluk elde etmiş gastronomi yıldızları olduğuna, Türk aşçılarının açtığı restoranlardan "Dünyanın en iyi 50 restoranı" listesine girenler bulunduğuna, "Michelin yıldızı" ve bu alanda dünyanın önde gelen ödüllerini almış aşçılar olduğuna dikkati çekti.

Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar'ın, "UNESCO Şehirler Ağı" içerisinde bulunduğunu, abugannuş, oruk, künefe, lokum, kaymak, sucuk ve pöçün UNESCO tarafından koruma altına alınan Türk yemekleri olduğunu aktaran Erdoğan, Türk mutfağını "daha nice büyük keşiflerin yapılabileceği bir derya" olarak niteledi.

Erdoğan, aşçılığın, gençler arasında tercih edilen bir meslek olmasının da çok sevindirici olduğunu belirterek, bu zengin kültür mirasıyla çok büyük başarılara imza atacaklarından emin olduğunu ifade etti.

Emine Erdoğan, ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtım programına katıldı

"Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı kitabının, Türk mutfağının dünyaya tanıtımına anlamlı bir katkı sunmasını ümit ediyorum." diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İlk kez, bir 'Türk Mutfağı Haftası' ilan edilmesini de son derece önemli buluyorum. İnşallah bu gelişme, coğrafyamızın lezzetlerle dolu güzergahlarında, muhteşem yolculukların vesilesi olacak, Türk mutfağından en kısa zamanda, büyük ve uluslararası markalar doğmasına katkı sağlayacak. Hülasa işimiz yeni başlıyor. İnanıyorum ki Türk mutfağı, sağlıklı, geleneksel ve atıksız yönleriyle dünya mutfaklarında öncü bir yer edinecek. Bu güce inanır, el birliği yaparsak, gastrodiplomasi alanında yeni rekorlar kırabiliriz."

Kitabın hazırlanmasına katkı veren şefler ve akademisyenlere teşekkür eden Erdoğan, heyecanlarını paylaşarak aralarına katılan gastronomi sektörünün önemli temsilcilerine, medya mensuplarına ve yazarlara da şükranlarını sundu.

"Eserde, sadece yemek tarifleri değil Türk kültürüne dair ciddi bilgiler de yer alıyor"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da "Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı" eserinin, bugüne kadar Türk mutfağı ile ilgili yayımlanmış en geniş çaplı ve gerçekçi eser olma özelliğine sahip olduğunu dile getirdi.

"Yakın zamanda dünyanın birçok farklı dilinde çevrilecek olan eserde, sadece yemek tarifleri değil aynı zamanda Türk kültürüne dair ciddi bilgiler de yer almaktadır." diyen Ersoy, şöyle devam etti:
"Çünkü Türk mutfağını doğru anlamanın yolu Türk kültürünü de tanımaktan geçmektedir. Eğer Türk kültür dünyasını belirleyen ruh anlaşılabilirse işte o zaman Türk mutfağında hiçbir yiyeceğin israf edilmemesinin önemi de anlaşılmış olur. Bu ruh toplumun her alanına sirayet edip güzelleştirdiği gibi mutfağına da girip gastronomi anlayışını belirler. Mutfak sadece yenilen içilen bir yer olmaktan çıkar, nimete saygının, paylaşmanın ve şükretmenin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı bir aleme evrilir."

Küreselleşen dünyada bireylerin artık yerel lezzetlerin tadına bakmak için dahi olsa turizm faaliyetlerinde bulunduklarını belirten Ersoy, "Bizler de turizmin birçok alanında olduğu gibi gastronomi turizminde de etkili tanıtımlar yaparak dünya turizminin dikkatini bu alana çekiyoruz. Bu gayeyle bugün tanıtımını yaptığımız, Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı adlı eserin hayırlı olmasını diliyorum. Bizlerden desteğini esirgemeyen Sayın Hanımefendi başta olmak üzere bu çalışmaya katkı sağlayan herkese şükranlarımı arz ediyorum." diye konuştu.

Bu arada Ersoy, Bakanlık olarak 21-27 Mayıs'ı "Türk Mutfağı Haftası" ilan etme kararı aldıklarını da duyurdu.
Konuşmaların ardından Bakan Ersoy, Emine Erdoğan'a "Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı" kitabını takdim etti.

Programa, kitap danışmanları, ünlü şefler, Türk mutfağının geleneksel tatlarını yaşatan sektör temsilcileri ve gastronomi yazarları da katıldı. Gecede, Prof. Dr. Mehmet Öz'ün kitaba dair görüşlerini anlattığı video mesajı da izletildi.

Gece sonunda Emine Erdoğan ve Bakan Ersoy, katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kitap hakkında

Emine Erdoğan'ın öncülüğü ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde, TGA iş birliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle ünlü şef, akademisyen ve uzmanların katkılarıyla hazırlanan kitap, Türk mutfağının zenginliğini uluslararası alanda tanıtmayı amaçlıyor.
Türk mutfağının sağlıklı saklama ve pişirme teknikleri ile atıksız, ekolojik ve sürdürülebilir özelliklerine dikkatin çekildiği kitapla asırlık geleneksel tariflerin aslına uygun reçeteleri kayıt altına alınarak gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.

5 danışman ve 14 ünlü şefin katkılarıyla

Asırlık tarifleri aslına uygun reçetelerle kayıt altına alan kitabın hazırlanmasına akademisyen, uzman ve ünlü şefler destek verdi. Kitap, Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Arif Bilgin, Prof. Dr. Günay Kut, Doç. Dr. Özge Samancı ve Dr. Gönül Paksoy danışmanlığında, Ebru Erke'nin koordinatörlüğünde hazırlandı.

Kitaba ünlü şefler Ali Ronay, Arda Türkmen, Aydın Demir, Cüneyt Asan, Eyüp Kemal Sevinç, Fatih Tutak, Ömür Akkor, Savaş Aydemir, Sezai Erdoğan, Sinem Özler, Şemsa Denizsel, Şerife Aksoy, Yılmaz Öztürk, Zeki Açıkgöz özel tariflerle katkı verdi. Kitapta atıksız, fermente, yöresel, yerel, glütensiz gibi sağlıklı ve alternatif beslenmeye yönelik 218 tarif yer alıyor.

Dünya kütüphanelerinde yerini alacak

"Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı" kitabı, uluslararası üst düzey tanıtım kapsamında Cumhurbaşkanlığı yayınlarından prestij kitap olarak basılacak. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınlarından Türkçe basılacak kitap, Ekim 2021 itibarıyla kitabevlerinde satışa sunulacak.

İngilizce versiyonu "Turkish Cuisine With Timeless Recipes" adıyla uluslararası alanda yayımlanacak kitap, başta İngilizce, İspanyolca ve Arapça olmak üzere birçok dile çevrilecek. Kitap, Türk mutfağını, sadece geçmişe ve geleneğe değil, geleceğe iz bırakan yaklaşımı ve tarifleriyle uluslararası ölçekte tanıtmayı amaçlıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Karacabey’de ayak tenisi şampiyonu Karaca Karacabey Belediyesi tarafından gençleri spora yönlendirmek ve spor kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen Ayak Tenisi Turnuvası, 34 takımın katılımıyla büyük heyecana sahne oldu. Finalde Fevzipaşa’yı 2-0 mağlup ederek şampiyon olan Karaca’ya kupasını takdim eden Belediye Başkanı Fatih Karabatı, "Karacabey, sporla daha güzel" diyerek organizasyonun önemine vurgu yaptı. Karacabey Belediyesi tarafından ilçe gençliğini spora yönlendirmek ve spor kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen Ayak Tenisi Turnuvası, büyük bir heyecan ve yoğun katılımla tamamlandı. Karacapark Karacabey Belediyespor Tesisleri’nde gerçekleştirilen organizasyonun finalinde Karaca, güçlü rakibi Fevzipaşa’yı 2-0 mağlup ederek şampiyonluğa uzandı. Toplam 34 takımın katılımıyla 24 Kasım 2025 tarihinde start alan turnuva, grup aşamasından final etabına kadar birbirinden çekişmeli müsabakalara sahne oldu. Gençlerin yanı sıra sporsever vatandaşların da yakından takip ettiği karşılaşmalar, Karacabey’de sporun birleştirici gücünü bir kez daha ortaya koydu. Turnuvanın 8-11 Aralık 2025 tarihleri arasında oynanan final etabı, yüksek tempolu ve mücadele gücü yüksek karşılaşmalarla dikkat çekti. Final maçında üstün bir performans sergileyen Karaca, Fevzipaşa karşısında sahadan 2-0’lık net bir galibiyetle ayrılarak turnuvayı zirvede tamamladı. Üçüncülük maçında ise Sezer Tarım, Karacabey Genç Fenerbahçeliler’i 2-1 mağlup ederek turnuvayı üçüncü sırada bitirdi. Final karşılaşmasını tribünden takip eden Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, şampiyon Karaca takımına kupasını takdim etti. Kupa törenine ayrıca AK Parti Karacabey İlçe Başkanı Gültekin Saygısever, İlçe Milli Eğitim Müdürü Muhammet Ali Erbir ile Karacabey Belediyespor As Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Selçuk Çakır da katılarak ilk dörde giren takımlara kupa ve madalyalarını verdi. Ödül töreninde konuşan Belediye Başkanı Fatih Karabatı, organizasyonun önemine vurgu yaparak, "Şampiyon Karaca’nın yanı sıra final etabına kalan tüm takımlarımızı yürekten tebrik ediyorum. Bizler her zaman sporun birlik, beraberlik ve dayanışmayı güçlendiren yönüne dikkat çekiyoruz. Ayak Tenisi Turnuvamız, Karacabey’de spor kültürünü geliştiren önemli etkinliklerimizden biri olacak. Turnuvaya katılan tüm takımlarımıza, ortaya koydukları mücadele ve spora sağladıkları katkı için teşekkür ediyorum. Amacımız, her yaştan vatandaşımızı spora teşvik etmek ve ilçemizin sosyal yaşamına dinamizm kazandırmak. Karacabey’imiz, sporla daha güzel" ifadelerini kullandı. Öte yandan Karacabey Belediyesi’nin öncülüğünde hayata geçirilen turnuva, hem gençlerin sportif faaliyetlere yönelmesini sağladı, hem de ilçede sosyal dayanışmayı güçlendirdi. Organizasyon, katılımcılardan ve izleyicilerden tam not alırken, önümüzdeki dönemlerde benzer spor etkinliklerinin artarak devam edeceği mesajı verildi.
Bursa Ayşe Kulin’den gençlere hayat dersleri Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Bursa Sanatla Yeşeriyor’ etkinlikleri kapsamında düzenlediği ‘Genç ve Edebiyat’ söyleşisine konuk olan Usta yazar Ayşe Kulin, genç okurlarıyla buluşarak yazarlık serüvenini, edebiyatın dönüştürücü gücünü ve gençlere düşen sorumlulukları anlattı. Bursa Büyükşehir Belediyesi, ‘Bursa Sanatla Yeşeriyor’ teması etrafında birleşen ve her yaştan katılımcıyı bir araya getiren sanat buluşmalarına devam ediyor. Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından ‘Genç ve Edebiyat’ başlığıyla düzenlenen programın konuğu, Türk edebiyatının usta yazarlarından Ayşe Kulin oldu. Kütüphaneler Şube Müdürü Özge Sivrioğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide, Nilgün Türksever Görgü tarafından ünlü yazarın son kitabı ‘Aylardan Kasım Günlerden Perşembe’den satırlar okundu. Genç okurların yoğun ilgi gösterdiği buluşmada, Atatürk’ün yaşamını kendi ağzından kurguladığı yeni kitabına ilişkin merak edilenleri yanıtlayan Kulin, yazarlık serüveni, edebiyatın birey ve toplum üzerindeki dönüştürücü etkisi, gençler ve edebiyat arasındaki ilişki gibi konularda görüşlerini paylaştı. Konuşmasında eğitimin önemine vurgu yapan Kulin, "Çağdaş eğitime önem verip yeni fikirlere açık olmalısınız. Cumhuriyetimiz, kendinizi eğitimli ve bilinçli bireyler olarak yetiştirmenizle varlığını sürdürecek. Medeni ve çağdaş bir ülke olmaktan geri dönmemeliyiz" dedi. Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Şafak Baba Pala, sanatın birçok alanında çalışmalar yürüttüklerini dile getirerek insan hayatına anlam katan edebiyata ayrıca önem verdiklerini dile getirdi. Söyleşinin ardından Şafak Baba Pala tarafından Ayşe Kulin ve diğer katılımcılara hediye verildi.