GÜNDEM - 11 Ocak 2018 Perşembe 13:29

Engelleri köpeklere özel ilgi

A
A
A
Engelleri köpeklere özel ilgi

Kaza geçiren veya sahipleri tarafından bedensel engellerinden dolayı sokağa atıldığı için fiziksel sıkıntıların yanı sıra psikolojileri de olumsuz etkilenen 10 köpek, özenle bakıldığı Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi’nde kendilerini sahiplenecek insanları bekliyor.

Barınak hekimleri ve görevlileri tarafından her gün ilgiyle bakılan engelli köpeklerin keyifleri yerinde olsa da kendilerini sahiplenecek sıcak bir yuva bekliyor. Doğal Yaşam Merkezi’nde bulunan sokağa atılmış yaklaşık 10 köpekten kiminin yürüme bozukluğu kiminin ise uzuv kaybı bulunuyor. Veteriner hekimleri tarafından sık sık kontrolleri yapılan köpeklerin ayrıca bozulan psikolojileri de düzeltilmeye çalışılıyor.

“Engelli köpeklerimize ait bir alanları var”

Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi Veteriner Hekimi Hamit Cem Köse, sokağa atılan engelli köpeklere özel ilgiyle baktıklarını belirterek, “İlk geldiklerinde tabii ki hastalıkları varsa, örneğin sinirsel bir şey ise vitamin uygulaması yapılıyor. Onun dışında engelli köpeklerimize ait bir alanları var. Yemekleri, suları, aşıları rutin bakımları yapılıyor. Sahiplenmek için 18 yaşını doldurmak gerekiyor. Bir de güven vermeniz gerekiyor. Çünkü bunlar özellikle engelli hayvan olduğu için bir daha fazla ilgiye ihtiyaç duyuyor” ifadelerini kullandı.

“Arka ayakları çarpık olduğundan dolayı sokağa terk edilmiş”

Barınakta bulunan engelli köpeklerin geliş hikayelerini anlatan Veteriner Hekimi Köse, “Yaklaşık 5 yıl önce buraya geldi. Adını Sucuk koyduk. Arka ayakları çarpık olduğundan dolayı, sokağa terk edilmiş bir hayvan kendisi. İyi bir yuva olursa tabii ki onu vermek istiyoruz. Zıpzıp var, 6 aydır bizde arka tarafından sinirsel bir problemle gelmişti. Ayaklarına basamıyordu, yaklaşık 6 aydır gayet iyi durumda. Evde de bahçede de bakılabilir. Arka tarafta kurdumuz var, onlar biraz daha bekçi köpeği. Ayağı kesilince bir fabrika sahiplenmiş daha önce, fabrika kapanınca buraya getirip bıraktılar. Bu şekilde yuva arıyoruz hepsine” şeklinde konuştu.

“Belli bir süre sonra sokağa atmak onlara en büyük acıyı veriyor”

Ayrıca Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi Veteriner Hekimi Hamit Cem Köse, bazı insanların bilinçsizce hayvan sahiplendiğini daha sonra da sokağa attığını belirterek, “Hayvan sahiplendirmede, bir hayvanı yavruyken almak ilk başta çok sevimli geliyor. İnsanlar çok seviyorlar, alıyorlar, bakıyorlar. Hatta evde bakamayacağı büyük bir köpek alıyorlar. Ama aradan 1-2 yıl geçtikten sonra bu hayvanlar tabii ki büyüyor. İnsanlar gibi onların da kendilerine göre ihtiyaçları var. Enerjilerini atmaları gerekiyor. Hastalanıyorlar, aşıları ve çeşitli masrafları var. Bunları çocuğum, sevgilim istiyor diye düşünmemeniz lazım. Bu büyün hayvanlar için geçerli. Mesela bir muhabbet kuşu çünkü hayatının en az 10-15 yılını sizinle birlikte geçirecek ve ailenize kesinlikle yepyeni bir birey geliyor, yeni bir çocuk geliyor. Onun yanında ömür boyu olacaksanız hayvan sahiplenin. Çünkü 1-2 sene sonra gelip buraya bırakıyorlar, atıyorlar. Özellikle küçük ırk köpeklerde daha çok problem oluyor. Çünkü onlar bu şeyleri daha zor kabulleniyorlar. İlk başta çok hırçın oluyorlar, biraz onları düzeltmeye çalışıyoruz. O yüzden bir hayvan sahiplenirken iyi, kötü gününde ömür boyu onunla olabilecekseniz ve masraflarını üstlenebilecekseniz o şekilde sahiplenin. Yoksa alıp karnını doyurmakla ne yazık ki hayvan sahibi olunmuyor. Belli bir süre sonra sokağa atmak onlara en büyük acıyı veriyor” dedi. 

Mustafa Kaplan - Burak Tekin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. İşyerinin her bir köşesine yerleştirdiği antikalar ise müşterilerin büyük ilgisini çekiyor. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.
İstanbul Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu’nu erkeklerde Hicham Amghar, kadınlar Sheila Chelangat kazandı Türkiye İş Bankası 19 İstanbul Yarı Maratonu’nu erkeklerde Faslı atlet Hicham Amghar, kadınlarda ise Kenyalı atlet Sheila Chelangat kazandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul’un düzenlediği Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, Tarihi Yarımada parkurunda ’En Hızlı Yarı’ sloganıyla koşuldu. Dünyanın en iyi 11, Avrupa’nın da 4 ’Gold Label’ yarı maratonundan biri olan İstanbul Yarı Maratonu, 10K ve 21K kategorilerinde yapıldı. Koşuya 72 farklı ülkeden yaklaşık 14 bin sporcu katıldı. Elit atlet kategorisinde ise 34 farklı ülkeden 47 erkek, 21 kadın olmak üzere toplam 68 sporcu yarıştı. Yenikapı’dan başladı, orada bitti Yenikapı’dan saat 09.15’te start alan yarışta atletler Kumkapı, Cankurtaran, Çatladıkapı, Sarayburnu, Sirkeci Işıklar ve Eminönü’nden sonra Galata Köprüsü’nden Karaköy’e geçti. Köprü bitimindeki ışıklardan ’U’ dönüşü yapan sporcular, Eminönü, Unkapanı, Cibali, Abdülezelpaşa caddesi, Ayvansaray, Haliç köprüsüne varmadan yine bir ’U’ dönüşü yaparak, ters istikamette aynı sahil yolunu kullanıp Yenikapı’ya geldi. Erkeklerde Hicham Amghar, kadınlar Sheila Chelangat kazandı Elit atletler kategorisi erkeklerde Faslı atlet Hicham Amghar 59.46’lık derecesiyle birinci oldu. İkinciliği 59.53’lük derecesiyle Etiyopyalı sporcu Dinkalem Ayele, üçüncülüğü ise 1.00.02’lik derecesiyle Etiyopyalı atlet Gemechu Bute elde etti. Kadınlarda ise 1.06.46’lık derecesiyle Kenyalı atlet Sheila Chelangat kazandı. İkinci sırayı 1.07.11’lik derecesiyle Kenyalı sporcu Miriam Chebet, üçüncülüğü de 1.08.16’lık derecesiyle Etiyopyalı atlet Zewditu Aderaw aldı. Türkiye yarı maraton şampiyonları da belli oldu İstanbul Yarı Maratonu aynı zamanda Türkiye Yarı Maraton Şampiyonası özelliğini de taşıdı. Erkeklerde 1.02.42’lik derecesiyle Ali Kaya, kadınlarda ise 1.13.32’lik derecesiyle Özlem Kaya Alıcı birinci oldu. 8 milyon TL para ödülü verildi İstanbul Yarı Maratonu’nda dereceye giren atletlere 8 milyon TL para ödülü verildi. Elit kadın ve erkek atletlerin birincileri 15’er bin Dolar alırken, ikinciler 10, üçüncüler 8, dördüncüler 6, beşinciler 5, altıncılar 4, yedinciler 3 ve sekizinciler 2’şer bin Dolar para ödülü kazandı. Bu yıl 34 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) adına bin 500 gönüllü, bağış toplamak için koştu. Yarı maratonda 2020-2023 arasında yaklaşık 12 milyon TL’lik bağış toplanmıştı.
Antalya Kumluca’da Yörük Göçü 25’inci kez canlandırıldı Antalya’nın Kumluca ilçesinde gerçekleştirilen, Geleneksel Kumluca Tarım ve Seracılık Festivali’nin açılışında Yörük göçü canlandırıldı. Katılımcılar, Yörük göçünde; at, eşek, deve ve köpekleriyle kortej yürüyüşü yaptılar Kumluca İlçesinde bu yıl 25.’si düzenlenen Geleneksel Kumluca Tarım ve Seracılık Festivali kapsamında “Yörük Göçü” etkinliği, yoğun bir katılımla yapıldı. İlçenin, Gödene Caddesi’nden başlayıp Orhan Okulu Caddesi’ndeki Yörük Obalarına gelen Yörük Göçü etkinliğinde Kumluca halkı adeta sokağa döküldü. İlçeye bağlı, Bağlık Mahallesi Gödene caddesinden başlayıp Adnan Menderes Bulvarını takip ederek, Narenciye Mahallesindeki Orhan Okulu caddesinde son bulan kortej, yaklaşık 2 saat sürdü. Yörüklerin yaşayış tarzları sergilendi Birbirinden renkli görüntülere sahne olan festivalde, Kumluca’da yaşayan vatandaşlar, tamamen gönüllülük esasıyla etkinliğe katkı koydu. Katılımcılar, Yörük göçünde; at, eşek, deve ve köpekleriyle kortej yürüyüşü yaptılar. Yörüklerin yaşayış tarzlarını, günlük hayatta kullandıkları araç gereçleri, ulaşım şekillerini ve yemek kültürlerini canlandırdılar. Yörük Göçü Kortejini izlemek isteyen vatandaşlar ise saatler önceden kaldırım ve refüjlerde yerlerini alarak heyecanla kortejin geçmesini beklediler. “Yörük kültürünü, gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyoruz” Kumluca Belediye Başkanı Mesut Avcıoğlu, Yörük göçünün açılış konuşmasında şöyle konuştu: ‘’25.Tarım ve Seracılık Festivalimizin startını Yörük Göçümüzle verdik. Yörük kültürümüzü yaşatmak ve gelecek nesillerimize aktarmak amacıyla etkinliğimizi düzenliyoruz. Konserlerimiz ve Yağlı Pehlivan Güreşlerimizle güzel bir festival ortamı yaşıyoruz.” Yörük göçü, baharın ve yazın müjdecisi Kumluca Kaymakamı Tekin Erdemir de Yörük göçünün önemine değindi. Erdemir, “Yörük göçü, bölgemiz için önemli bir etkinlik. Vatandaşlarımız, baharın ve yazın müjdecisi olarak görüyor. Yıllar öncesinde insanlarımız ovalardan dağlara göçtü. Hayvanlarını götürdüğü ve orada kaldığı bir günün başlangıcı.’’ dedi. Çeşitli etkinliklerin gerçekleştirileceği festival, 4 Mayıs Cumartesi günü sona erecek. (RS)