SAĞLIK - 06 Mart 2019 Çarşamba 10:58

Engin Çakar: 'İnme artık yaşlı hastalığı değil'

A
A
A
Engin Çakar: 'İnme artık yaşlı hastalığı değil'

İnme-felç sonrası nörorehabilitasyona başlamanın öneminin ve iyileşme sürecinin anlatıldığı ‘İnme Sonrası Yeni Bir Yaşam Sempozyumu’ gerçekleşti. Prof. Dr. Engin Çakar, düzenlenen sempozyumda, "İnme yaşlı hastalığı değildir, inme her yaşın hastalığıdır. Beyin kanaması da bir inmedir, beyin damar tıkanıklığı da bir inmedir" dedi.

Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar ve ekibi tarafından düzenlenen inme-felç sonrası nörorehabilitasyona başlamanın öneminin ve iyileşme sürecinin anlatıldığı ‘İnme Sonrası Yeni Bir Yaşam Sempozyumu’ gerçekleşti. Memorial Şişli Hastanesi’nde düzenlenen sempozyumda Prof. Dr. Engin Çakar, Yrd. Doç. Dr. İlknur Saral, ekibin deneyimli ergoterapist ve fizyoterapistleri konuşmacı olarak katıldı. Sempozyumda, inme sonrası nörorehabilitasyonla yeni bir yaşama başlayan hasta ve hasta yakınları iyileşme sürecindeki deneyimlerini paylaştı. 

Düzenlenen sempozyumda açıklamalarda bulunan Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar, sempozyumun ‘İnme Sonrası Yeni bir Yaşam’ ismi altında gerçekleştirdikleri bir etkinlik olduğunu belirterek, "Daha çok hastaların bu hastalıkla karşılaştıklarında neler hissettiklerini ve hayata güzel bir şekilde nasıl entegre olduklarını anlatmak istediğimiz bir sempozyum. Dolayısıyla biz buna hasta sempozyumu diyoruz. Burada bütün hastalar, hastaların anneleri, babaları, eşleri ve çocukları kendi tecrübelerini aktardılar. Ne gibi zorluklarla karşılaştılar bunları anlatma fırsatı yakaladılar. Bizde burada tıbbi olarak ne gibi süreçler gerçekleştirdiğimizi aktaracağız” dedi.

"İnme yaşlı hastalığı değildir, inme her yaşın hastalığıdır"
Amaçlarının aslında inmeyle ilgili farkındalık oluşturmak olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Çakar, "İnme yaşlı hastalığı değildir, inme her yaşın hastalığıdır. Beyin kanaması da bir inmedir, beyin damar tıkanıklığı da bir inmedir. Dolayısıyla da farkında olalım, önleyelim. Olursa da en iyi şekilde tedavi ve rehabilitasyon sağlayarak, hastayı tekrar özgür yaşamına kavuşturalım" şeklinde konuştu.

"Birlikte inmeyi ve bununla mücadeleyi öğrenelim istiyoruz"
Düzenlenen sempozyumda, hastaların çok büyük mücadele örneklerinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çakar, "Bu sempozyumda yeni evlenmiş bir çiftin başına gelmiş bir inme ve arkasından sevgiyle aşılmış bir süreç, yöneticilik kariyerinin zirvesinde olan bir hastanın, inmeden sonra tedavi boyunca yaşadıkları ve genç yaştaki bir işletmecinin şarkı söylediği esnada başına gelen bir beyin kanaması ve sonrasında verilen bir mücadelenin hikayesi var. Bu hikayelerle birlikte inmeyi öğrenelim, inmeyle mücadeleyi öğrenelim istiyoruz" diye konuştu.

"Zorlu bir süreç ama inanmak her şeyin üstesinden geliyor"
İnme rahatsızlığı geçiren Hatice Çaycı’nın eşi Levent Çaycı, etkinlikte yaptığı konuşmasında bu süreçte yaşadıklarını dile getirerek, "Tüp bebek tedavisi sırasında bu rahatsızlığa yakalandık. 1 sene kadar hastanede yatılı bir süreç geçirdik. Daha sonra tedavi için Bursa’dan İstanbul’a gidip geldik. Umutsuzluktan yavaş yavaş umutlu olmaya başladık. Bu zorlu zamanları atlattık. Şu an durumumuz iyi, daha da iyi olmaya çalışıyoruz. Bir insanın bir anda bütün fiziksel fonksiyonlarını kaybetmesi ve konuşamaması çok zor bir durum. Eşim eskiden çağrı merkezinde çalışıyordu konuşmak onun için çok önemliydi. Zorlu bir süreçti ama inanmak her şeyin üstesinden geliyor" diye konuştu. Uzun bir tedavi süreci geçiren Hatice Çaycı da "İnşallah başaracağım" dedi.

"Yavaş yavaş eski sağlığımıza kavuşmaya başladım"
Kıbrıs’ta inme rahatsızlığına yakalanan ve ilk olarak şarkı söylediği esnada bayıldığını hatırlayan Eser Küçük de "Çok şiddetli bir baş ağrısından sonra evimde bayıldım. Daha sonra ailem beni hastaneye götürdü. Bu baygınlıklar benim başıma daha önce de bir iki defa gelmişti. Hastanenin yoğun bakımında yaklaşık 2 ay yattım. Türkiye’ye tedavi olmak için geldim burada yavaş yavaş eski sağlığıma kavuşmaya başladım. Rehabilitasyon sürecinin ardından şimdi çok iyiyim" ifadelerini kullandı.

"Fizik tedavi süreciyle hastanın erken buluşması çok önemli"
Beyin kanaması sonrası fiziksel olarak sol tarafını tamamen kaybettiğini belirten Armağan Erdoğan, "Yürüyemiyordum ve sol kolumu kullanamıyordum. Prof. Dr. Engin Çakar ve ekibi, bana çok yoğun bir fizik tedavi programı uyguladı. Robotik rehabilitasyon merkezinde, fizik tedavi uzmanlarının yönlendirmesiyle Sabah 08.30’da başlayıp akşama kadar çalışıyorduk. Ben taburcu olduğumda elimden bastonu bile atmıştım. Normal hayata entegre olabilecek düzeydeydim. Bu noktada en önemli şey aslında fizik tedavidir. Bu rehabilitasyonla hastanın erken buluşması çok önemli" açıklamalarında bulundu.  

Fırat Aksoy - Uğur Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Tekirdağ’da Macar ünlülere ait önemli objeler sergilendi: Uzaydan getirilen parçalar dahi var Tekirdağ’da Macar Ünlülerine ait ikon haline gelen önemli objelerin sergilendiği serginin açılışı yapıldı. Sergide, Oscar ödüllü yönetmenin papyonundan yapılan tablodan uzaydan getirilen parçalara kadar her şey var. 2024 Macaristan-Türkiye Kültür yılı etkinlikleri çerçevesinde Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezinde ’Hungarikonlar’ adlı serginin açılışı etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, Macaristan İstanbul Başkonsolosu Attila Pinter, Tekirdağ Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Hacıoğlu, Süleymanpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Benan Utku ve çok sayıda Macar davetli katıldı. Katılımcıların açılış kurdelesini kesmesiyle 20. yüzyılın Macar ünlülerine ait ikon haline gelen objelerin sergilendiği serginin açılışı yapıldı. Davetliler sergiyi gezerek objeleri inceledi. Oscarlı yönetmenin papyonundan yapılan tablodan uzaydan getirilen parçalara kadar her şey var Eserler arasında; Oscar ödüllü film yönetmeninin papyonundan yapılmış bir tablo, dünyaca ünlü Zsolnay fabrikasının kurucusunun fırın küreği, Nobel ödülü sahibi Katalin Karik’nun pipeti ve Macaristan’ın tek Altın Top sahibi Flrin Albert’in forması, Macar astronotlar tarafından uzaydan getirilen yadigârlar, Wimbledon şampiyonu Balzs Tarczy’nin tenis raketi, en iyi Macar yarış atının nalı ve en ünlü jokeyin çizmeleri de -seçkin Macar sanatçılar tarafından heykellere, resimlere ve enstalasyonlara dönüştürülerek- bulunuyor. Macaristan İstanbul Başkonsolosu Attila Pinter sergi açılışında yaptığı açıklamada, “Bu sergiyi ilk olarak bu şehirde açmak tesadüf değildir. Her Macar’ın kalbinde Tekirdağ’ın ayrı bir yeri vardır. Tekirdağlılar olarak Prens Rakoczi’ye sahip çıktınız ve yaşama gözlerini yumunca da prensin anısını yaşatmak için elinizden geleni yaptınız” dedi. Tekirdağ Valisi Recep Soytürk ise yaptığı açıklamada, “Bu sene Macar Yılı. Yaklaşık 8 aydır burada çalışıyorum. 8 ayda başkonsolosumuzla çok sık bir araya geldik. Bugün yine güzel bir sanat etkinliği için bir aradayız” diye konuştu. Öte yandan serginin ay sonuna kadar ziyaretçilere açık olacağı öğrenildi.
Ankara Gazeteci Salantur, 20. Ankara Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluştu Gazeteci ve yazar Sefa Salantur, ATO Congresium’un ev sahipliği yaptığı 2. Ankara Kitap Fuarı’nda okurlarıyla bir araya geldi. Gazeteci ve Yazar Sefa Salantur, 20. Ankara Kitap Fuarı’nda her yaştan okuyucusuyla buluştu. Aralarında çok sayıda öğrencinin de olduğu okurlarıyla sohbet eden ve kitaplarını imzalayan Salantur, gençlerin ve çocukların Cumhuriyete sahip çıkmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Duayen siyasetçi ve devlet adamı Köksal Toptan’ın biyografisini anlattığı “Sakin Güç Köksal Toptan” ile ilk Meclisin toplanmasını günümüzden 23 Nisan 1920 tarihine giden iki çocuğu gözünden anlatan “İlk Meclise Yolculuk” kitaplarını kaleme alırken büyük bir heyecan duyduğunu belirten Salantur, aynı heyecanı okurlarının da yaşamasından memnuniyet duyduğunu ifade etti. Birinci Meclis’in hikayesini “dünyada eşi benzeri olmayan hikaye” olarak nitelendiren Salantur, şunları kaydetti: “Düşünün 1920’li yıllarda ülke işgal edilmiş, yokluklar içinde bir lider, Milli Mücadeleyi yönetmek için bir Meclis açıyor. Dünyada savaş yönetip başarıya ulaştıran ve cumhuriyet kuran başka bir parlamento yok. İşte bu yokluklar içindeki var ediliş hikayesin çocuklarımıza hatırlatmak istedim. İlk Meclisin gençlerimize verdiği mesaj; asla umutsuzluk yoktur. Gençlerimize kitapta şunu diyoruz: Millî Mücadelenin kahramanları hep birlikte yürütülen bu savaşı umutla kazandılar. Ve bize çok önemli bir şeyi gösterdiler: Umudumuzu kaybetmediğimiz sürece her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Bugün de eksiklerimiz ve zorluklarımız olabilir ama hiçbiri o mücadele günleri kadar ağır ve hayati değil. Bize bu cennet vatanı canları pahasına emanet edenler umutlarını kaybetmeden her zorluğu aşmışsa biz de aşarız.” Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan “Sakin Güç Köksal Toptan”, Türk siyasetine damga vuran eski TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın genç kuşaklara ilham verecek yaşam öyküsünü anlatıyor. Yine kitapta gücünü sakinliğinden ve sağduyusundan almış, sesini değil sözünü yükseltmeye gayret göstermiş, farklı siyasi partilerde iktidarı da muhalefeti de yaşamış, Türk siyasi yaşamına damgasını vurmuş çok sayıda isimle yakın çalışmış, parti yöneticiliklerinden bakanlığa, milletvekilliğinden meclis başkanlığına kadar siyasetin her basamağında bulunmuş bir siyaset duayeni Köksal Toptan’ın hayatı dönemin olayları eşliğinde aktarılıyor. Son 60 yılda darbelerin puslu ortamları, siyasetin ağır dönemleri, ekonomik sıkıntılar ve uluslararası krizler. Tüm bunlara yakından şahitlik etmiş bir siyasetçinin yaşadıklarının özeti olan Sakin Güç Köksal Toptan kitabı, yıllar süren titiz bir çalışmayla hazırlandı ve onun eşsiz tecrübeleri yanında ülkenin yakın siyasi tarihine de ayna tutuyor. Doğan Çocuk etiketiyle yayımlanan ve 2. baskısını yapan ‘İlk Meclis’e Yolculuk’ta zor şartlar altındaki ülkemizi kuşatan kara bulutları özgürlük umuduyla dağıtan, millet iradesinin kalbinin Ankara’da atmasını sağlayan, yurdun her köşesine bağımsızlık umudunu dalga dalga yayan Meclis’imizin açılış öyküsü çocukların gözünden anlatılıyor. Türkiye genelindeki bir bilgi yarışmasını kazanan Burcu ve Umut’un ödülü, zaman makinesiyle 23 Nisan 1920’ye yolculuk yapmaktır. 1920’de küçük bir kasaba olan Ankara’ya gidip Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışına katılacak, ülkemizi düşmanlardan kurtararak bugün özgürce yaşamamızı sağlayan Büyük Atatürk ile buluşacak, Kurtuluş Savaşı’na omuz veren değerli kahramanlarımızla tanışacaklardır.
İzmir Karşıyaka, play-off primleri için harekete geçti Karşıyaka Spor Kulübü yönetim kurulu, kulüp binasında bir araya gelerek futbol takımının oynayacağı play-off maçları için prim kampanyası başlattı. Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü ve beraberindeki yöneticiler, Mavişehir’deki kulüp binasında bir araya gelerek TFF 3. Lig 2. Grup’ta play-off oynayacak futbol takımı için prim kampanyası başlattı. Başkan Ergüllü 3 Milyon TL ile başlangıcı yaparken Nazım Torbaoğlu 3 Milyon TL, eski başkan Azat Yeşil 1 Milyon TL, kulüp yöneticisi Mustafa Taşova ve Mustafa Karabağlı da 2’şer Milyon TL bağışta bulundu. Toplantıda açıklamalar yapan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Futbolla ilgili ben 3 Milyon TL’lik başlangıçla kampanyayı başlatmak istiyorum. Bana vekalet veren ve işleri nedeniyle yanımızda olamayan Mustafa Taşova da 2 Milyon TL’lik katkı veriyor. Camiamızın sevilen isimlerinden Mustafa Özçakar da desteklerini açıkladı. Bu katkı play-off maçlarımız oynanırken büyüyerek devam edecektir” dedi. “Play-off öncesi takımlarımıza moral depolamak istiyoruz” ’Burada toplanmamız tarihi bir gün olarak kayda geçecektir’ diyen Başkan Ergüllü, “Biz Zühtü Işıl ve arkadaşlarının kurduğu savaşçı bir kulübüz. Artık bu savaş günümüz boyutlarında değişik boyutlara geçti. Bu nedenle futbola ve basketbola ekonomik alanda daha fazla desteklemek için play-off öncesinde moral motivasyon depolamak için burada toplandık. Başlangıcı güzel yaptığımızı düşünüyorum. Bu kampanya play-off’taki her maç sonrasında artarak devam edecektir. Umarım 6 maç sonunda da inşallah üst lige çıkan taraf biz olacağız. Burada sağlanan katkıyla da takımımızı ve teknik heyetimizi memnun edeceğimizi düşünüyorum. Tüm katkı vereceklere şimdiden çok teşekkür ederim. Hem kendi ve hem de yönetim kurulumuz adına. Buradan umarım üst lige çıkarız. Çünkü bir yılı daha kaybetmek maalesef hepimiz için hüsran olacak. Bu yılı camia olarak kazanalım” şeklinde konuştu. Öte yandan bağış yapılacak IBAN hesabının ise gün için resmi sosyal medya hesaplarından paylaşılarak taraftarların ilgisine sunulacağı dile getirilirken, ismini vermek istemeyen bağışçıların katkılarıyla prim için toplanan desteğin şimdiden 15 Milyon TL seviyelerine geldiği öğrenildi. Kampanyanın sloganı ‘Şampiyonlukta sende ol’ olarak belirlendiği duyuruldu. Basketbol VIP satışlar başlıyor Futbolda tarafında oynanacak play-off maçları için basın toplantısı düzenleyen Karşıyaka Spor Kulübü İlker Ergüllü, bir müjde de basketbolseverlere verdi. Gelecek sezona iyi başlangıç yapmak için VIP ve saha kenarı biletlerini satışa çıkarıldığını dile getiren Ergüllü, “Basketbol sezonumuzun eksiksiz tamamlanması ve geçmişi temizleyerek yeni bir bütçeyle başlamak adına yarından itibaren saha kenarı ve VIP satışlarını başlatıyoruz. Yaklaşık 1 hafta gündemde kalacak. Tüm basketbolseverleri, camiamızı ve taraftarlarımızı yerlerini almaya davet ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.