POLİTİKA - 21 Temmuz 2014 Pazartesi 23:53

Erdoğan: İhsanoğlu'nun adaylığına mutlu oldum

A
A
A
Erdoğan: İhsanoğlu'nun adaylığına mutlu oldum

Başbakan Erdoğan “Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adı açıklandıktan sonra mutlu oldum. Duyunca şaşırdım.' ded'

Mehmeh Barlas’ın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adını açıklanmasından sonra mutlu oldunuz mu sorusuna Başbakan Erdoğan “Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adı açıklandıktan sonra mutlu oldum. Duyunca şaşırdım. Doğrusu başka tür bir istihbarat gelmişti, ama bu şekilde değil. Babası CHP zulmünden kaçarak gitmiş bir insandı. Orada doğup büyüdü. Böyle bir şeyi düşünmemiz mümkün değildi” şeklinde cevap verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Hiç gündemimizde yokken erken seçime gittik. Yüzde 47 oyla bu seçimden çıktık. Cumhurbaşkanımızı seçmiş olduk. Son 6 buçuk 7 yıllık süreç, verimli bir süreç oldu. Çankaya’nın arkasında güçlü bir yürütmenin, parlamentonun olması önemli” dedi. 

ATV ve Ahaber’de ortak yayınlanan programa katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Mehmet Barlas’ın sorularını yanıtladı. Özellikle partiyi kurduktan hemen sonra gündemlerine başkanlık sisteminin geldiğini belirten Başbakan Erdoğan, “Birilerini bunlar çok rahatsız etti. Buna rağmen, biz güçlü bir iktidar olarak parlamentoda yer almamız nedeniyle. İlk dönem Çankaya ile aramızda bir takım sorunlar oldu. Abdullah Gül’ün göreve gelişinin ne derece sıkıntılı olduğunu biliyorsunuz. Buna rağmen biz bunları da aştık. Hatta, hiç gündemimizde yokken erken seçime gittik. Yüzde 47 oyla bu seçimden çıktık. Cumhurbaşkanımızı seçmiş olduk. Son 6 buçuk 7 yıllık süreç, verimli bir süreç oldu. Çankaya’nın arkasında güçlü bir yürütmenin, parlamentonun olması önemli” dedi.

“Hatırlarsanız; Turgut bey’e Çankaya’yı adeta zindan ettiler. Kendi partisinin mensuplarından tutun, o zaman Demirel, hangi tür ifadeler kullandı malum… Cumhurbaşkanı ile başbakanın uyumlu olmasından millet kazanır” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Ama bu uyum olmadığı zaman, ülke kaybeder. Çünkü bir kararı alırken, yürütme olarak bu kararı ne kadar süratle yasa olarak çıkarırsanız o kadar çabuk mesafe alırsınız. Mesela, attığınız idari adımlarda, eğer idari mahkemeler, Danıştay sizin karşınızda dikilirse orda da mesafe almakta zorlanıyorsunuz. Halbuki ecdat, malum Danıştay’ı Şura’yı Devlet olarak kurmuş. Şimdi de Danıştay adı üzerinde, maalesef devlete danışma hizmeti sunmak yerine, önünü kesmek, onu çalıştırmamak, hatta ihalelere varıncaya kadar, bu ihalelerin yapılmasını engelleme noktasını engellemeye kadar yapılan şeyler var. Bütün bunlara rağmen, Cumhurbaşkanı ve hükümet el ele verince bunların birçoğunu aşmak mümkün oluyor. Fransa’da her ne kadar yarı başkanlık sistemi olsa da orada başbakanın adı var ama her şey başkanın otoritesi altında. Yani savunma sektörüyle ilgili bile çok ciddi yetkileri var. Yarı başkanlıkta bu varken, diğer tarafta başkanlık sitemine bakıyorsunuz bana göre artıları eksilerine göre daha fazla. Mesela Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Başkomutan. Orada ise olay başkomutanlığın dışında, farklı mecralarda. Orada hem başkomutan hem yargıda, atamalarda çok ciddi inisiyatifi var, ama buralarda belli bir yere kadar kısıtlı bir inisiyatif var.”

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile herhangi bir ihtilafının olmadığını belirten Edoğan, “Bizde üçlü kararname denen bir olay var. Bu üçlü kararnamede Cumhurbaşkanı’nın onayı olmadan, siz kalkıp da bir karar alamazsınız. İl emniyet müdürünü, valiyi, üst düzey bürokratı atayamazsınız. Cumhurbaşkanı’nın burada onayı şart. Ahmet Necdet Sezer’de bu konularda anlaşmazlıklarımız oldu. Mesela; Merkez Bankası’nda çok ciddi anlaşmazlıklarımız oldu. Gitti geldi, gitti geldi… En sonunda farklı bir isimde anlaşıldı. Biz büyük ölçüde yine sayın Sezer’le ilişki kurmaya çalıştık. Çalıştık ama yine birçok konu gecikmeli olarak gerçekleşti. Özgürlükler konusunda daha rahat olamadık. Eğitimde, YÖK’te sıkıntılar yaşadık. Hamt olsun Abdullah beyle bu tür sorunlar yaşamadık. Hemen hemen bir ihtilafımız olmadı. Biz birçok konuyu Abdullah beyle önceden istişare ettik. Şuanda Abdullah bey devletin başı olduğuna göre, bazı şeyleri önceden görüşüp, istişare edip daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Bey’e gönderirsek, tabii ki oradan da sonuçlar çok seri olarak çıkar. Yasalarla ilgili ufak tefek şeyler olmuştur… Onlar da düzeltilerek telafi edilmiştir.

  2015 seçimlerinden sonra sivil anayasanın yapılmasını istediğini belirten Erdoğan, “Temenni ederim ki; yapılacak 2015 seçimlerinde, eğer şuanda mensup olduğum parti, anayasayı yapabilecek güce ulaşırsa yeni anayasayı yaparız. İnanıyorum ki; şuanda mensubu olduğum parti bunun adımını atacaktır. Bunu, şuandaki muhalefet partileriyle yapamadık. 60 maddede mutabakat olduğu halde, bu anayasayı çıkartamadık. Halbuki; bir mutabakat var, altında imzalarınız var gelin buları çıkaralım… Yine yanaşmadılar. Temenni ederim ki; 2015 seçimlerinde halkımız bu anayasayı çıkarma imkanı verirse, veya referandum imkanı verirse inanıyorum partimiz milletimizin beklediği anayasayı çıkaracaktır” diye konuştu.

  Başkanlık sistemi hakkındaki görüşlerini paylaşan Başbakan Erdoğan, “Tam başkanlık sistemi de tartışmalar içerisinde olabilir. Gelecek dönemde ben tabii partinin başı değilim. Partinin başı ve o andaki merkez karar yürüte kurulu, benim şuandaki düşüncelerimi paylaşırlar mı paylaşmazlar mı bilemem… Fakat; benim arzum Türkiye’yi başkanlık sistemine geçirmek. Başkanlık sistemi olmazsa, yarı başkanlık sistemi de olabilir. Bunlar, Türkiye’ye çok şey kazandırır diye düşünüyorum. Karar mercileri çok daha hızlanarak çalışır, çok daha rahat adım atar. Bunları Türkiye’ye kazandırmak, yasamada, yürütmede, yargıda farklı bir reformun adımı olacaktır” ifadelerini kullandı.

  Geçmişte, parti içinde üst kademelerde olup da partiye ihanet edenlerin, bugün ortalıkta görünmediklerini vurgulayan Erdoğan, “Tepe noktada olan arkadaşlarımızdan bizimle ters düşenler bittiler, tükendiler… Bunların içerisinde bakan olanlar vardı, Başbakan yardımcısı olanlar olmuştu, partinin kurucularından olanlar olmuştu… Bunlar maalesef ihanet etmişlerdir. İhanet ettikten sonra parti kuranlar oldu. Ama hiçbir yere de varamadılar. Çünkü; dürüst hareket etmediler, samimi hareket etmediler. Şuanda kimse onları hatırlamıyor, unutuldular… Birileri onlara farklı makamlar teklif etti, bunlar da o makama kandılar ve bulundukları o güçlü yeri koruyamadılar” diye konuştu.

  AK Parti’nin başına geçecek isimle, geçmişteki siyasi partilerde yaşananların aynısının olup olmayacağı yönündeki soruya cevabı:

  Erdoğan, kendisinden sonra AK Parti’nin başına geçecek olan isimle aralarında anlaşmazlık olup olmayacağı yönündeki soruya, “Böyle bir şeyi temenni etmem. Böyle bir şeyin olması ihtimalini de çok zayıf görüyorum. Çünkü; olmaması gerekiyor. Bu hareketin çekirdek kadrosunun bazı kutsalları var. Bu hareket, bir davadır. Ve bu davaya gönül vermiş insanlar, böyle bir ihanetin içerisine giremezler, girmemeliler” şeklinde cevap verdi.

  AK Parti içerisinde 3. dönemlerinde oldukları için 3 dönem kuralına karşı olanların bulunduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

  “3. DÖNEMİNDE OLAN ARKADAŞLARIMIZIN BAZILARI TAHRİKE OLUYOR”

  Bu 3 dönemi Tayyip Erdoğan kendi kafasından uydurmadı. Partiyi kuranlar olarak bu kararı aldık. Buna Abdullah Gül ile Bülent Arınç da dahil… ‘Böyle bir 3 dönem kuralı koyalım ki; sürekli hücresi tazelenen, yenilenen bir hareket olsun’ dedik. Arkadan gelen nesiller, buraya gelsinler. 3 dönem zaten nihai bir çizgi değil. 1 dönem ara versin, ondan sonra gelebiliyorsa yine gelsin.  Bunu bugüne kadar kimse dillendirmedi. Şimdi 3. Döneme gelen arkadaşlarımızın bazıları tahrike oluyor. Böyle arkadaşlarımız var maalesef. Bunu doğru bulmuyorum. Ama burada nihai kararı verecek olan Tayyip Erdoğan değil. Nihai kararı verecek olan yine partinin büyük kongresidir. Büyük kongre böyle bir kararı alması halinde bu değiştirilebilir. Ama benim yaptırdığım anketlere göre, büyük kongre delegelerinin büyük çoğunluğu 3 dönem kuralının kalmasını istiyor. Çünkü; bu 3 dönem olayının topluma verdiği bir mesaj var. Toplum diyor ki; ‘Bunlar oturdukları yerde çakılıp kalmayacak.” Devlet Bahçeli gibi 16-17 sene buranın başında duracaksın; işte gelebildiği yer belli. Kılıçdaroğlu’nun gelebildiği yer belli… Başarısızsan, Batı’da olduğu gibi bırak. Bunu yapamıyorlar. Partimizin içerisinde böyle bir şey olmaz ve olmamalıdır diye düşünüyorum. Biz, 3 dönemi getirirken hedefimizde şu vardı; biz seçilme yaşını aşağı çekmek istedik. İlk etapta 30’dan 25’e indirdik. Ben son zamanlarda 18’e indirelim diyorum. Çünkü; seçme yaşına 18 diyorsun ama zor olan seçilmek değil seçmektir. O hakkı veriyorsun ama seçilme hakkını vermiyorsun. Sanki; parlamento 18 yaşındakilerle dolacak. 18 yaşında seçilme hakkını veriyorsan, bunların içinde bu parmak sayısını geçmez.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir MAST İzmir Boat Show kapılarını açtı Denizcilik sektörünün üreticilerini ve markalarını deniz tutkunlarıyla buluşturan "MAST İzmir Boat Show-Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı" ikinci kez Fuar İzmir’de kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve ED Fuarcılık ortaklığında bu yıl ikinci kez düzenlen MAST İzmir Boat Show - Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı, Fuar İzmir’de kapılarını açtı. Tarihi liman ve denizcilik kenti İzmir’de, dünyaca ünlü tekne markaları, sektörün büyük yerli üretici tekne, ekipman ve aksesuar firmalarını buluşturan MAST İzmir Boat Show, 5 Mayıs 2024 tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayacak. MAST İzmir Boat Show’un açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı (EBSO) Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkan Vekili Cem Hüroğlu, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sektör profesyonelleri ve çok sayıda ziyaretçi katıldı. “Bu fuar çok daha fazla ilgiyi hak ettiğini gösterdi” Açılış konuşmasında MAST İzmir Boat Show’un Marble Mermer Fuarı gibi dünya çapında başarı potansiyelinin olduğunu ifade eden Başkan Tugay, “İZFAŞ’ın ev sahipliği yaptığı tüm fuarları dikkatle takip ediyorum. Her birinden kendimize ödev çıkartıp, gelecekte çalışma yapacağımız alanlara yoğunlaşıyorum. Geçtiğimiz günlerde mermer fuarımızı 39. kez açtık. İlk fuardan bugüne, kat ettiğimiz yolu ve fuarın dünyadaki prestijini konuştuğumuzda inandığımız yolda neleri başarabileceğimizi hissettik. Bugün ikincisini düzenlediğimiz MAST İzmir Boat Show, gördüğü ilgi ve katılımcı sayısıyla ve paydaşlarının vizyonuyla çok daha fazla ilgiyi, yatırımı ve çabayı kesinlikle hak ediyor" dedi. Ortak akıl vurgusu Konuşmasında ortak akıl vurgusu yapan Başkan Tugay, "İzmir bir deniz ticaret kentidir. Bu alanda çalışan insanları desteklemeli, yenilikçi anlayışı, vizyoner bakışı, açık görüşlülüğü ortaya koymamız gereklidir. İzmir’in gerçekten pek çok alanda önemli bir potansiyeli var. Cumhuriyet döneminde üzerimize düşeni yaptık mı, daha fazlasını yapabilir miydik? Bundan sonrası için neler yapmalıyız? Burada konuyu bilen, bize yol gösterecek insanları dinlemenin, kurumlar arası iş birliğini artırmanın önemine inanıyorum. Hep birlikte şehrimizin kalkınması için üzerimize ne düşüyorsa onu yapmamız gerektiğini düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık görevimde bu anlayışla hareket edeceğim” diye konuştu. "Körfez temizliği ve marina vaadim geçerli” İzmir’in büyümesi, kalkınması ve zenginleşmesi için çalışacaklarını kaydeden Başkan Tugay, kentte yaşayan insanların mutluluğu ve refahı için bunun çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bu fuarı daha da geliştirmek için çalışacaklarını kaydeden Başkan Tugay, "Başkanlığım döneminde Körfez’in temizliğini ve Körfez etrafında birkaç tane marina yapılmasını vadettim. Bu geçerlidir. Ben bu güzel şehrin insanlarına, potansiyeline inanıyorum” ifadelerini kullandı. “İzmir’de üretim yapabiliriz” EBSO Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı (TOBB) Ender Yorgancılar, fuarın tüm holleri dolduracak potansiyele sahip olduğunu ve daha geniş bir alanda yapılabileceğini söyledi. Dünyada şehirlerin yarıştığına dikkat çeken Yorgancılar, “Bu fuar geliştikçe alanında dünyadaki önemli fuarlarla yarışacaktır. Üç tarafı denizle çevrili olan bir ülkede yaşıyoruz. Sektör çok büyüyor. Alacağımız daha çok yol var. Mega yatlar ve küçük boyutlu tekneleri İzmir’de yapabilecek imkanımız var; hepsini İzmir’de üretebilme kapasitesine sahibiz” şeklinde konuştu. "Önümüzdeki yıllarda kabına sığmayacak" İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, fuarın ilk yıla göre güzel bir ilerleme kaydettiğini belirterek, “Bu hepimiz için gurur verici. Düzenlendiği ilk yıl 73 katılımcıyı ağırlayan fuar bu yıl 113 katılımcıya ev sahipliği yapıyor. Katılımcı sayısındaki yüzde 50 üzerindeki bu artışı, önümüzdeki yıllarda kabına sığmayacak uluslararası bir etkinliğin habercisi olarak görüyoruz. Sektör kapsamında ülkemizin 2023 yılındaki yat ihracatı 2022’ye kıyasla yüzde 33 artarak 1,5 milyar dolardan 1 milyar 900 bin dolara yükseldi. 2023 yılındaki gemi, yat ve hizmetlerin ihracatı ise yüzde 100 artış kaydederek, 129 milyon dolardan yaklaşık 260 milyon dolara ulaştı. Bu yıl ise toplam ihracatın yaklaşık 3 milyar Euro civarında olması bekleniyor” ifadelerini kullandı. “Turizm gelirinin 4’te 1’ini deniz turizminden elde ediyoruz” Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, “İlk Türk denizcisi Çaka Bey’in vatanı olan İzmir, yakın tarihimize kadar Türkiye’nin en önemli gemi imalat noktalarından biri olmuştur. Türkiye birbirinden güzel koyları ve 20 bin yat bağlama kapasitesine sahip marinalarıyla önemli bir deniz turizmi kapasitesine sahiptir. Türkiye’deki turizm gelirinin 4’te 1’ini deniz turizminden elde ediyoruz. 2028 yılındaki turizm hedefimizin 100 milyar dolar olduğunu var sayarsak bunun 25 milyar doları deniz turizminden sağlanacaktır. Deniz araçlarımızla kaliteli hizmet vermeliyiz. İzmir deniz turizminin göz bebeğidir. Daha iddialı duruma gelebilmemiz için koylarımızı gözümüz gibi korumalıyız. Marinalardaki bağlama kapasitesini yükseltmeliyiz” şeklinde konuştu. “Türkiye’de 750 kişiye bir tekne düşüyor” Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkan Vekili Cem Hüroğlu, “Bu fuarın arkasında büyük bir emek olduğunu biliyoruz. YATED, 300 üyesiyle Türkiye’nin en büyük seslerinden birindir. Bu fuar sadece bot ve teknelerin değil, bir kültürün fuarıdır. 50 bin metrekarelik alanda 30 bine aşkın ziyaretçi beklentisiyle bu fuara giriyoruz. Denizcilik bir tutkudur. Biz denizlerle çevreli bir ülke olsak da, deniz turizminde maalesef lider bir ülke olamadık. Bugün Norveç’te 13 kişiye 1 tekne düşerken Türkiye’de 750 kişiye bir tekne düşmektedir. YATED olarak Türkiye’de denizciliğin gelişimi için tüm paydaşlarla çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. “Önümüzdeki yıllarda 4 holde bu fuarı yapmak isteriz” ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Dilek Günaydın ise, “İkinci kez bu fuarı düzenliyoruz. Geçen yıl 25 bin metrekarede 100 katılımcı ile yapmıştık. Bu yıl 50 bin metrekare ile 150 katılımcı ve 300 tekne ile fuarı yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda 4 holde bu fuarı yapmak isteriz. İzmir’de Türkiye’nin karada yapılan en büyük tekne fuarını yapabiliriz” diye konuştu. Dev tekneler, yenilikçi su ekipmanları Açılış töreninin ardından Başkan Tugay, protokol eşliğinde B ve C holünde sergilenen MAST İzmir Boat Show’u gezdi. İnsan gücüyle çalışan su motorlarından elektrikli sörf tahtalarına, sürat teknelerinden boyutu 16 metreleri bulan dev tekneleri ve sektörün gelişimi için tasarlanan inovatif ürünleri inceleyen Başkan Tugay, tasarımcılardan, firma yetkililerinden bilgi aldı. Başkan Tugay ile fuarda karşılaşan ziyaretçiler hatıra fotoğrafı çekildi. Fuar turu sırasında Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) standını ziyaret eden Başkan Tugay’a GSBİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Torlak ise plaket takdim etti. Sanat ve Antika Fuarı ile eş zamanlı Başkan Tugay, turun ardından MAST İzmir Boat Show ile eş zamanlı kapılarını açan İzmir Sanat ve Antika Fuarı’nı ziyaret etti. İstanbul ve Bodrum’dan sonra Fuar İzmir A Holü’nde kapılarını açan fuarda resim, heykel, rölyef, cam sanatı gibi çok sayıda eser ve birbirinden değerli antika eserler sergileniyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dev portresinin de yer aldığı fuarda Başkan Tugay eserlerin sahibi sanatçıları tebrik etti. 15 bin metrekarelik alanda kurulan fuarda 125 galeri, bin 500 sanatçı, 100 antikacının yer aldığı fuarda binlerce resim ve obje 5 Mayıs’a kadar İzmirlilerle buluşacak. Sektörün profesyonelleri bir arada MAST İzmir Boat Show, dünyaca ünlü tekne markaları, sektörün büyük yerli üretici tekne, ekipman ve aksesuar firmalarını bir araya getiriyor. Sektöre yön veren bir platform olma özelliğini taşıyan fuar, son trendleri ve yenilikleri yakından takip eden deniz tutkunları için de bir buluşma noktası olma niteliği taşıyor. Geçen yıl Almanya’dan Körfez ülkelerine, İtalya’dan Macaristan’a kadar birçok ülkeden ve Türkiye’nin dört bir yanından yerli ve yabancı toplam 20 bin 540 kişinin ziyaret ettiği MAST İzmir Boat Show’u, bu yıl 30 binden fazla kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. 300’den fazla tekne sergileniyor Fuar alanı geçen yıla göre metrekare bazında yüzde 50 büyüdü. Fuarda; boyları 3 metreden 16 metreye kadar değişen motoryat, yelkenli, trawler, sürat tekneleri, son teknoloji botlar ile ekipman ve aksesuarları yer alacak. 300’den fazla teknenin sergileneceği, tekne ve yat sektörünün birçok anlaşmaya imza atacağı fuar, hem sektöre hem de şehrin ekonomisine katkı sağlayacak. Üretimde dünyada ilk üç ülke arasında yer alan, kaliteli üretimiyle dünyanın birçok noktasından talep gören Türkiye’nin, fuarla birlikte sektördeki iş hacminin artması da hedefleniyor. Fuar İzmir B ve C hollerinde düzenlenen MAST İzmir Boat Show, 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. MAST İzmir Boat Show; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO), Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR), Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED), İzmir Tekne İmalatçıları ve Tedarikçileri Dayanışma Derneği (TEKİMDER), TMMOB Gemi Mühendisleri Odası (GMO) tarafından destekleniyor.
Bartın Kazada ölen kızlarının cenazesinin getirildiği evleri 6 yıl sonra kendilerine mezar oldu Bartın’da 9 gün önce engelli Tevfik Çetinbağ’ın hayatını kaybettiği yangında ağır yaralanan eşi de hayatını kaybetti. Çiftin 6 yıl önce evlat acısı yaşadıkları ortaya çıkarken, kazada ölen 9 yaşındaki kızlarının son kez cenazesinin getirildiği ev kendilerine mezar oldu. Bartın’ın Kayadibikavlak köyü Örencik Mahallesi’nde bedensel engelli Tevfik Çetinbağ’ın evinde tüpten çıkan gaz nedeniyle yangın çıkmış, evde yatalak halde bulunan Tevfik Çetinbağ alevlerin arasında kalmıştı. Dışarı çıkarak yardım isteyen Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağı kurtarmak için yeniden alevlerin arasına dalmıştı. Olay yerine sevk edilen itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri tarafından müdahale edilen yangın kısa sürede söndürülürken, feci olayda Tevfik Çetinbağ hayatını kaybetmiş, Seher Çetinbağ ve Selim Çetinbağ ağır yaralı olarak kurtarılmıştı. Ağır şekilde yaralanan Seher ve Selim Çetinbağ 112 ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından önce Bartın Devlet Hastanesine ardından ise İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesine sevk edilerek tedavi altına alınmıştı. Selim Çetinbağ’ın hayati tehlikesi sürürken, Seher Çetinbağ ise 9 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Seher Çetinbağ’ın cenazesinin İstanbul’dan Bartın’ın Kayadibikavlak köyüne getirilerek, aynı yangında hayatını kaybeden kocasının mezarının yanına defin edileceği öğrenildi. 6 yıl önce ölen kızlarının tabutunun getirildiği ev kendilerine mezar oldu Yangında hayatını kaybeden bedensel engelli Tevfik Çetinbağ ve eşi Seher Çetinbağ’ın 6 yıl önce evlat acısı yaşadıkları ortaya çıktı. 6 Nisan 2018 yılında Bartın Sipahiler Şehit Gürdal Çakır İlkokulu bahçesinde meydana gelen kazada, özel eğitim alan 9 yaşındaki Emine Çetinbağ’a servis aracı çarpmış, kazada hayatını kaybeden küçük kızın tabutu son kez evlerine götürülmüştü. Bedensel engelli baba tekerlekli sandalye ile evin dışına çıkarılan acılı baba Tevfik Çetinbağ, son kez evlerinin önüne getirilen kızının tabutu başında gözyaşı dökmüş, anne Seher Çetinbağ ise, "Benim kınalı kuzum, babaannene selam söyle" diyerek ettiği feryat yürekleri dağlamıştı. Küçük kızın tabutunun getirildiği ev, olaydan 6 yıl sonra çıkan yangında tamamen kül olurken, küçük kızın evde yaşayan anne ve babası Tevfik ile Seher Çetinbağ yangında hayatını kaybetti.