GÜNDEM - 04 Temmuz 2023 Salı 10:32 | Son Güncelleme : 07 Temmuz 2023 Cuma 15:46

'Eskici Dede' 58 yıldır yaptığı ayakkabı tamirciliğini son nefesine kadar sürdürmek istiyor

A
A
A
'Eskici Dede' 58 yıldır yaptığı ayakkabı tamirciliğini son nefesine kadar sürdürmek istiyor

Konya'da 58 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan ve "Eskici Dede” olarak bilinen Ali Karasu, çok sevdiği mesleğini son nefesine kadar sürdürmekte kararlı olduğunu söyledi.

Konya’da yaşayan 71 yaşındaki Ali Karasu, 1965 yılında memleketi Kırıkkale’de ilkokul yıllarında babasının ayakkabı ustasının yanına çırak olarak vermesiyle ayakkabı tamirciliğine başladı. 1970 yılında memleketinde kendi dükkanını açarak 25 yıl boyunca mesleğini yapan Ali Karasu, daha sonra Konya'ya yerleşti. Tarihi Bedesten Çarşı’nda dükkan açarak mesleğine devam eden Ali Karasu, ilerleyen yaşına rağmen her gün dükkanın açarak çok sevdiği ayakkabı tamirciliğini yapıyor. Gün boyu dükkana gelen müşterilerin ayakkabıları tamir eden Karasu, yıllardır sürdürdüğü ayakkabıcılık mesleğini son nefesine kadar sürdüreceğini ifade etti.

“Biz mesleğin sonlarını yaşıyoruz”

Ayakkabı tamirciliğine nasıl başladığını anlatan Ali Karasu, “İlkokulu yıllarında babam ayakkabı ustasının yanına çırak olarak verdi. O gün bu gündür devam ediyorum. Konya’da 30 yıldır bu mesleği yapıyorum. Aslen Kırıkkaleliyim. Ayakkabın ihtiyacına göre tamire başlıyorum. Ne gibi ihtiyaçları varsa bakıyorum. Söküğü, yırtığı var mı bakıyorum. Nereden yıprandıysa oradan telafi etmeye çalışıyorum. Ayakkabı tamirciliğin standardı olmaz. Bu mesleğin gidişatı iyi değil. Mesleğin biz sonlarını yaşıyoruz. Kaliteli ayakkabıların kalitesi var. Bu tür ayakkabıları at yenisini al şeklinde tamir kısıtlandı. Çırak bulamıyoruz. Gençler şu anda bu mesleği beğenmiyorlar. Sanayide de daha güzel meslekler var onları bile beğenmiyorlar. Yeni nesilden şu anda çırak yetişmiyor. Benim de bu mesleği ne zaman bırakırım diye standardım yok, musalla taşına gidene kadar devam edeceğim. Bırakamıyorum mesleği" dedi.
 

Arda Akın Akkoca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep SANKO Üniversitesi Onkoloji Merkezi hizmete alındı SANKO Üniversitesi Onkoloji Bölümü, profesyonel kadrosu, teknik ve fiziki alt yapısı güçlendirilerek, Onkoloji Merkezi’ne dönüştürüldü. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Onkoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Levent Elbeyli, hasta ve hasta yakınlarının beklentileri doğrultusunda kurdukları onkoloji merkezinin hizmete alındığını söyledi. Kanserin günümüzde en önemli sağlık sorunların biri olduğunu belirten Prof. Dr. Elbeyli, “Özellikle kanser tanısı aldıktan sonra gerek hasta gerekse hasta yakınlarına süreci konforlu ve günümüz şartlarındaki en gelişmiş tanı ve tedavi imkanlarıyla sunmak açısından onkoloji merkezimiz çok önemli işlev üstlenecektir” dedi. Tanıdan başlayarak tedavinin her aşamasını planlayıp yürüttükleri merkezde hasta odaklı hizmet sunumu için birbirinden değerli onkoloji uzmanı, patoloji uzmanı, onkolojik cerrahi uzmanı, onkoloji hemşiresi, diyetisyeni, fizyoterapisti, psikoloğu ve destek hizmetlerden oluşan büyük bir ekiple süreci yönettiklerini kaydeden Prof. Dr. Elbeyli, şöyle devam etti: “Onkoloji Merkezimiz multidisipliner bir yapıda kanser tedavisinde daha kapsamlı hizmet sunumu gerçekleştirerek cerrahi ve dahili bölümlerle birlikte Patoloji ve Merkez Laboratuvarı iş birliği içerisinde hizmet vermektedir. Hastalarımızın randevuları, cerrahi ve onkolojik tedavi planlamaları hekimlerimizin ortak kararları, gerektiğinde bir arada değerlendirmeleri sağlanarak bir merkezden yürütülmektedir. Koordinatörlerimiz hastalarımızla iletişim kolaylığını sağlayarak, her konuda destek vermeye hazır ve yanlarında olduğunu hissettirmektedir. Hastalarımızın her türlü onkolojik veya tıbbi diğer sorunlarının merkezimizin koordinatörlüğünde kısa sürede çözüme ulaştırılması planlanmaktadır. Hedefimiz hastalarımızı onları yormadan sağlık hizmetlerine ulaşmalarını sağlamaktır. Onkoloji merkezimiz içinde yer alan günü birlik tedavi merkezi de her türlü konfor ve ihtiyaç düşünülerek planlanmıştır. Eğitimli ve güler yüzlü ekip anlayışı ile hizmet verilecek bir aile ortamı oluşturmaya çalıştık. Onkolojik cerrahi prosedürleri yanında ağrı yönetimi, psikososyal destek hizmetleri, palyatif bakım hizmetleri, beslenme desteği odaklı hizmetlerle fiziksel aktivite danışmanlığı hizmetleri merkezimizde verilmektedir. Yakın bir zamanda hizmete vermeye başlayacak Radyasyon Onkolojisi Ünitesi ile son teknolojik cihazlarla radyoterapi hizmeti de sunmayı planlıyoruz. Multidisipliner ekip çalışmasıyla hizmet vermeye başlayan merkezimiz, hastalara şifa, Gaziantep’e ve bölgemize hayırlı olsun.”
Hatay Yok olan memleketini terk etmeyen kadın, herkesin hayali olan o ülkeyi elinin tersiyle itiyor Hatay’ın Antakya ilçesinde yok olan mahallesinde konteyner yuvasında yaşamını sürdüren Ayşe Koçak, Almanya’da yaşama hakkı olmasına rağmen hatıralarının geçtiği memleketinden vazgeçemiyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkıma uğrayan Hatay’da, 25 bin insan hayatını kaybetmişti. Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin ardından Antakya ilçesi adeta yok olmuş ve binlerce insan başka şehirlere göç etmişti. Depreme Antakya ilçesi Akasya Mahallesi’nde yakalanan 72 yaşındaki Ayşe Koçak’ın da yuvası yerle bir oldu. Koçak, şahsına ait konteyner satın alarak yıkılan evinin enkazına yerleştirdi. Konteyneri kendi emeğiyle ev haline getirmeye çalışan Koçak, hırsızların hedefi oldu. Gençlik dönem yurt dışına göç eden 72 yaşındaki Koçak, Almanya’da yaşama hakkı olmasına rağmen yaşadığı mahalleden ve hatıralarının geçtiği sokaklardan ayrılamıyor. "Depremden önce 6 dairem vardı ama hepsi yıkıldı" Depremden önce 6 dairesinin olduğu ama hepsinin yıkıldığını belirten depremzede Koçak, "Depremde evim ağır hasar aldı ve yıkıldı. Depremden önce 6 dairem vardı ama hepsi yıkıldı. Bu moloz yığınların üstünde benim evim vardı. Evim ağır hasarlıyken evime hırsızlar girip eşyalarımı, altınlarımı ve kapı pencereyi çaldılar. Şimdi konteynerim var. Konteyner da elektrik ve su bağlanmadı. Konteyner benim şahsıma ait ama yapmaya gücüm yoktu. Ne elektrik var ne su var. İçinde de yatılmıyor. Hırsızlar konteynerin kablolarını ve lambaları çaldılar" dedi. "En güzel yerim benim memleketimdir" Almanya’dan davet geldiğini ama gitmek istemediğinin ifade eden depremzede Koçak, "Ben 72 yaşındayım, hiçbir şeye gücüm yetmez oldu. Benim yerim kendi yuvamdır. Türkiye benim için daha kıymetlidir. Almanya’dan bana davetiye geldi ama yine de gitmedim. Ben Türkiye’mi terk edemem. En güzel yerim benim memleketimdir. Ben devletimi ve milletimi seven biriyim. Onun için ben buralardan ayrılamam. Benim cep telefonumdan Almanya’dan aradılar ve gel burada yaşama hakkın var dediler. Gidemem, milletimi terk edemem. Ben devletimi çok seviyorum. Ben mahallemi ve her şeyi seviyorum. Hiçbir yer istemiyorum. Ben evimi, mahallemi ve komşumu bırakmak istemiyorum. Hiçbir yeri bırakıp gidemem. Gidecek gücüm de yoktur ama gücüm olsa da gitmem" ifadelerini kullandı.