ASAYİŞ - 18 Haziran 2019 Salı 16:45

FETÖ’den yargılanan Baba Kanter: 'Enes ile görüşür onu bu bataklıktan çıkartırım'

A
A
A
FETÖ’den yargılanan Baba Kanter: 'Enes ile görüşür onu bu bataklıktan çıkartırım'

NBA’da oynayan Enes Kanter’in babası Mehmet Kanter Tekirdağ’da çıkarıldığı mahkemede oğlu Enes Kanteri bu bataklıktan kurtarmak istediğini ve bu nedenle yurt dışı yasağının kaldırılması talebinde bulundu.

 2017 Haziran ayında Namık Kemal Üniversitesi'ne yönelik FETÖ soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonda İstanbul'da gözaltına alınıp Tekirdağ'a getirilen NBA’da oynayan FETÖ’cü Enes Kanter'in babası Prof. Dr. Mehmet Kanter'in emniyetteki işlemleri tamamlanarak Tekirdağ Adliyesine sevk edilmişti. Kanter, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. 

Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan Prof. Dr. Mehmet Kanter ve avukatı hazır bulundu. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 47 sayfalık iddianamede, sanık Mehmet Kanter'in "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

“Enes ile görüşür onu bu bataklıktan çıkartırım” 

Mahkemede savunmasını yapan baba Kanter daha önce reddettiği oğlu NBA oyuncu Enes Kanter’i bu bataklıktan kurtarmak için konulan yurt dışı yasağının kaldırılması talebinde bulunarak, "Benim Tekirdağ'la hiç bir ilişkim yok. Medeniyet Üniversitesi ile Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi birlikte yüksek lisans programı yapmaktaydılar. Ben de bu çerçevede jüri başkanlığı yaptım. Sonra da üniversiteme geri dönüş yaptım. Ne genel sekreteri tanırım ne de rektörü tanırım. Yüksek lisansa alınan öğrencileri de tanımıyorum. Oğlumun dışında beni bu örgütle ilişkilendirecek başka hiç bir durumum yok. Bunlarla hiç bir bağlantım yok. Ben kendi halinde çalışmalarını yapan bir akademisyenim. Çalıştığım Trakya Üniversitesi'nde her yıl birincilik ödülü aldım. Yaptığım çalışmalar ortada. Neredeyse Aziz Sancar'la kafa kafaya yarışacak seviyede bir akademisyenim. Yurt dışı yasağımın kalkmasını talep ediyorum. Eğer yasağım kalkarsa her ne kadar reddetsem de gider oğlum Enes ile görüşür onu bu bataklıktan çıkartırım" dedi.

“Oğlumun omzu çıktığında FETÖ mensupları onun yanına gitmiş” 

Mahkemede savunmasını yapan Mehmet Kanter, "2005 - 2012 yılları arasında Trakya Üniversitesi'nde görev yaptım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Kesinlikle ben FETÖ''nün içinde bulunmadım. Enes NBA'ye seçildiğinde çok mutluluk yaşadım. 2013 yılından oğlumun omzu çıktığında FETÖ mensupları onun yanına gitmiş. Hastanede çorba vermiş ve ilgilenmişler. Sonra ona demişler ki 'senin burada kimse yok biz sana sahip çıkarız” ifadelerini kullandı.
Duruşma sonucunda mahkeme heyeti Kanter'in yurt dışı yasağının devamına karar vererek duruşmayı 10 Ekim' erteledi.  

Halil Dağ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ta kayak tarihi kitap oldu Türkiye’nin kayak tarihi açısından önemli bir yere sahip illerinden bir tanesi olan Sivas’ın kayak tarihi kitap oldu. Yapılan araştırmalar sayesinde Türkiye’de ilk kayak okulunun Sivas’ta askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Sivas’ta yaşayan ve yaklaşık 26 yıl Türk milli takımını çalıştıran Kayak antrenörü İlhan Erzurum, hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce bir adım attı. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerini tek tek araştıran Erzurum, Sivas’ın kayak kronolojisi çıkarmayı başardı. Araştırmalar sırasında Türkiye’nin ilk kayak okulunun 1917 yılında Arif Hikmet Koyunoğlu tarafında Sivas’ın Suşehri ilçesi Buldur köyünde, askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Bu zengin geçmişe ışık tutan İlhan Erzurum’un ‘Sivas Kayak Tarihi’ kitabı Türkiye’nin ilk kayak merkezinden günümüze kayak sporunun gelişimi ve Sivas’ın bu alandaki öncü rolünü anlatıyor. “Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır” İlhan Erzurum, Türkiye’de kayak sporunun askeri amaçla başladığını ifade ederek, “Sivas’ın kayak kronolojisi çok zengin. Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır. Sivil hayata geçmesi 1930 yıllarına denk gelir. Ama Türkiye’nin ilk resmi kayak okulu Suşehri Buldur köyünde Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından açılmıştır. Kronolojisi bu kadar zengin olan bir şehir. 1917 yılında ilk resmi kayak okuluyla başlayıp 1930’lu yıllarda kayakla ilgili sempozyumların yapıldığı Türkiye’nin ilk kayak kulüplerinden Yıldız Dağı Kayak Kulübü, 1933 yılında Sivas’ta kurulmuştur. Türkiye’nin katıldığı ilk kış olimpiyatlarına giden dört sporcudan birisinin Sivaslı olması ve ilerleyen yıllarda da olimpik sporcuların olması ve bugün totalde 30 - 40’a yakın milli sporcunun yetişmiş olduğu görüyoruz. Turizm ayağında da uzun yıllar hayalleri kurulmuş olan Yıldız Dağı kış sporları merkezi Sivas’ta dördüncü kayak merkezidir. Türkiye’nin en modern kayak merkezlerinden birine sahip olmamız hasebiyle bu bilgilerin bir şekilde toparlanması gerekliydi. Ben de bunları toparlayıp bir kitap haline dönüştürüp gelecek nesillere aktarmak istedim” dedi. “Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış” Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihinin eşzamanlı başladığını aktaran Erzurum, “Kitabımın ofis çalışması üç yıl sürdü. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerinde araştırmalar yaptım. Kitabın neredeyse yüzde 90’ı zaten gazete arşivlerinden temin edildi. Hiçbirisi ansiklopedik bilgiler değil. Bir iki kitaptan faydalandım. Ama bunun dışındakilerin hepsi gazete arşivleri ve ansiklopedik bilgi olmayan bilgiler, gün yüzüne çıkmamış bilgiler. Kayak Türkiye’de askeri amaçla başladı ve 1. Dünya Savaşı’nda Rusların ülkeye girmesi ile birlikte Arif Hikmet Koyunoğlu ki bu kişi Cumhuriyet döneminin en önemli mimarlarından bir tanesidir. Türkiye’deki birçok ünlü binanın mimarlarından birisidir. Balkanlar’da savaşmış bir yedek subay. Giderken öğrendiği Suşehri Buldur köyü havzasında kaldığı için Rusların Anadolu’ya girmesi ile birlikte de orayı güvenli ve karın çok olduğu bir bölge olması sebebiyle ilk kayak okulunu orada açmıştır. Ama bu askeri amaçlıdır. Sivil hayata geçmesi Cumhuriyet kurulduktan sonra halk evleri aracılığıyla 1930’lu yıllara denk gelmektedir. Orada da Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış ve ilerlemiştir” diye konuştu. “Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor” Erzurum, Kayak sporu çalışmalarının Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başladığını ifade ederek, “Türkiye’de spor teşkilatının yapılanmasına kısaca baktığımız zaman Osmanlı döneminde Türkiye İdman Cemiyeti daha sonra Türkiye İdman Cemiyeti birliği ve sonra Beden Terbiyesi Müdürlüğü ve Spor Bakanlığı’yla gelir. Genç Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında halk evleri kuruluyor. Halkın savaş sonrası moral motivasyonu yükseltmek için Türk gençlerini spor yapması için ve halk evlerinde sportif faaliyetler sanatsal, oyunsal faaliyetler başlıyor. Bu arada da 1930’lu yıllarda kayak sporu 3-4 tane spor branşında bir tanesi. Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor. Bunların başında da Erzurum,S ivas, Sarıkamış, Bursa Uludağ ve Ankara gibi iller geliyor. Kayseri ve bunlar ilk yıllarda halk evleri arasında çeşitli etkinlikler yaparak kayak sporunu geliştirmeye çalışıyorlar. Onlara kitabımızda genişçe yer verdik” şeklinde konuştu.