EKONOMİ - 24 Ağustos 2015 Pazartesi 13:34

Fıstık üreticisi zor durumda

A
A
A
Fıstık üreticisi zor durumda

Fıstık üreticileri, geçen yıla oranla düşüşte olan fiyat nedeniyle zor durumda olduklarını belirtti.

GATEM Esnaf ve Sanayicileri Birliği Başkanı Enver Bal, “istikrarsızlığa bağlı olarak da insanlar doları bozdurup fıstık almaktan uzak duruyor” dedi.
Gaziantep’te fıstık fiyatlarından şikayetçi olan üreticiler, geçen yıla oranla fıstık fiyatlarının düştüğünü, bu yüzden üretim yapamadıklarını belirtti. Fıstık fiyatlarının düşmesini hükümetin kurulamamasına bağlayan üreticiler, “Her sene fıstığa bakacak imkanımız yok. Fıstık para etse her zaman bakarız her zaman da verimini alırız” ifadelerini kullandılar.

“İNSANLAR DOLARI BOZDURUP FISTIK ALMAKTAN UZAK DURUYORLAR”
Bugün itibari ile kırmızı yaş fıstığın gelmeye başladığını ve tüccarların da kırmızı yaş fıstık almaya başladığını belirten GATEM Esnaf ve Sanayicileri Birliği Başkanı Enver Bal, “Adana, Mersin ve Hatay gibi illerden gelen vatandaşlar perakende satış yapan arkadaşlarımızdan almaya başladılar. Fıstık fiyatları, bu sene şuan için, tuzlu fıstık için alınan fiyatlar, 9,5-10 TL arası tatmalık fıstık yani seyyar satıcıların satmış oldukları fıstıklarda, 10 lira ile 12 TL arasında işlem görüyor. Son günlerini yaşamakta olan yaş boz fıstıkta 6 buçuk ile 7 TL arasında işlem görüyor. Bu senenin rekortmeni olarak da 160 ton civarları olarak düşünülmektedir. Ama şöyle bir şey var ki, fıstık fiyatları beklentilerinin biraz altında işlem görmesinin sebebi, Türkiye’deki hükümetin kurulamaması ve istikrarsızlığa bağlı olarak da insanlar, doları bozdurup fıstık almaktan uzak duruyor. Buda gösteriyor ki fıstık fiyatları üretici bazında zarar. Bunun yanı sıra, fıstık fiyatlarının bu kadar düşmüş olmasının nedeni, baklavacılarımızı halı hazırda bu fiyatların iki katına gittiği zamanların fiyatına halen baklava satmaktadırlar. E şimdi fiyatlar yükseldi diye ülkeyi ayağa kaldıran insanlar, e şimdi fıstık fiyatları geçen yıla oranla kırmızı kabuk fıstık 20-25 arasında giderken şu anda 15-17 TL’ye düşmüşken bir tane Allah’ın kulu da çıksın desin ki o zaman bu fiyatlar düştü diye çalışma içerisinde bulunsun. Çünkü hükümetin kurulaması sebebinden dolayı insanların Dolar’dan Euro’dan çıkmaması nedeniyle bugün fiyatlar düşüncelerin çok çok altında gitmektedir. Kırmızı kabuklu yaş fıstık şu an piyasada 15-17 TL işlem görürken geçen sene 24 ile 27 TL arasında işlem görmekteydi. Boz fıstık ise geçen yıl 10,5 civarı giderken şu anda 7 TL’ye gidiyor” ifadelerine yer verdi.

“ANTEP FISTIĞI BÖYLE Mİ OLMALIYDI”
Antep fıstığının çok değerli olması gerektiğini ifade eden Üretici Durdu Bozdemir ise “Kabak çekirdeği Antep fıstığından daha yüksek .Antep fıstığı böyle mi olmalıydı? Antep fıstığı dünyada lezzet olarak görüntü olarak bir tanedir. En azından fiyatlar 20 TL olmalı ki üreticiyi kurtarsın. Her sene verim alamıyoruz. Her sene fıstığa bakacak imkanımız yok. Fıstık para etse her zaman bakarız her zaman da verimini alırız yani” şeklinde konuştu.

HALİL DAĞ - MEHMET BULUT
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."