RAMAZAN - 29 Ağustos 2008 Cuma 13:58

Fitre miktarı 6 YTL

A
A
A
Fitre miktarı 6 YTL

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu fitre miktarının 6 YTL olarak belirlendiğini açıkladı.

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Ramazan ayında müftüsü ve vaizi bulunmayan il ve ilçelerde istihdam edilmek üzere 138 personelin görevlendirildiğini bildirdi.

 Fitre miktarının 6 YTL olarak belirlendiğini açıklayan Bardakoğlu, "Yapacağımız hayır ve ibadetlerle Allah'ın rızasını kazanmaya, iyi ve güzel davranışları artırarak, geçici ve kötü şeyleri de terk ederek üzerimizdeki manevi kirlerden arınmaya çalışalım" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, 1 Eylül'de başlayacak Ramazan ayı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. 31 Ağustos Pazar akşamı ilk teravih namazının kılınacağını ve dini ve sosyal hayatta ayrı bir önemi olan Ramazan ayının idrak edileceğini kaydeden Bardakoğlu, Ramazan ayının, iradeleri merhametle eğiten ve özgürleştiren oruç ibadetinin yerine getirildiği, evrensel mesajını anlamak ve içselleştirmek üzere Kur'an-ı Kerim'in daha çok okunduğu, insani ve ahlaki erdemlerin daha güçlü şekilde yaşanan hayata yansıdığı, sosyal yardımlaşmanın, sevgi ve nimet paylaşımının arttığı müstesna bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın gönüllere huzur, sofralara bereket, sosyal hayata birlik, dirlik, huzur, barış ve esenlik getiren bu günleri, yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan vatandaşların en iyi şekilde değerlendirebilmesine yardımcı olmak amacıyla gereken tedbirleri aldığını ifade etti. 30 Ağustos Cumartesi günü Türkiye saatiyle 21.59'da Kavuşum (İctima), 31 Ağustos Pazar günü Türkiye saatiyle 12.31'de Ru'yet olacağını ve hilalin ilk defa Avustralya'nın batısından itibaren görünmeye başlayacağını kaydeden Bardakoğlu, Cumartesi günü Ankara'da ayın güneşten 18 dakika, Mekke'de 17 dakika önce batacağı ve her iki şehrin ufuk çizgilerinin altında bulunacağından kesinlikle görülemeyeceğini belirtti.

Pazar günü ise ayın Ankara'da 8 dakika, Mekke'de 20 dakika sonra batacak olmasına ve Ankara'da 0 derece 59 dakika, Mekke'de ise 3 derece 51 dakika ufuk çizgisinin üstünde olmasına rağmen güneş ışınlarının kuvveti sebebiyle görülemeyeceğini ifade eden Bardakoğlu, "Kavuşumu esas alan bazı İslam ülkelerindeki Müslümanlar 31 Ağustos Pazar günü, Peygamberimizin uygulamasını esas alıp Ru'yeti, yani hilalin görülmesini takip eden günü Kameri aybaşı kabul eden Türkiye gibi diğer İslam ülkelerindeki Müslümanlar ise 1 Eylül Pazartesi günü oruç tutmaya başlayacaklardır.

Başkanlığımızın Ru'yeti Hilal Konferansı Kararları'na uygun olan Kameri ay başlangıcının tespiti ve uygulaması hakkında, vatandaşlarımızın hiçbir tereddüdü olmamalıdır" ifadelerini kullandı.

Ramazan ayı süresince müftüsü ve vaizi bulunmayan il ve ilçelerde istihdam edilmek üzere 138 personelin görevlendirildiğini, camilerin görevlisiz bırakılmaması için imkanlar ölçüsünde gerekli tedbirlerin alındığını kaydeden Bardakoğlu, yurt dışında yaşayan vatandaş ve soydaşlara din hizmeti sunmak, dini konularda aydınlatmak, vaaz ve sohbet toplantıları düzenlemek ve konferanslar vermek üzere yurt dışında bulunan daimi görevlilere ilaveten 117 erkek, 24 bayan olmak üzere toplam 141 din görevlisinin daha görevlendirildiğini açıkladı.

Vaaz ve hutbelerde İslam diniyle ilgili konuların, inancın sosyal, dindarlığın ibadet boyutu yanında, ahlak boyutu öne çıkarılarak birlik ve beraberliği pekiştirici üslup kullanılarak, yanlış anlamalara sebep olabilecek ifade ve yorumlardan kaçınılarak şahsiyet ve siyaset yapılmadan işleneceğini bildiren Bardakoğlu, ses cihazlarının lüzumundan fazla açılmayacağını, bayanların da rahatlıkla ibadet edebilmeleri için camilerde özel imkanlar sağlanacağını duyurdu.

Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanlarının Ramazan ayı boyunca kendilerine ulaştırılan soruları, tatil günleri de dahil olmak üzere 09.00-23.00 saatleri arasında cevaplayacaklarını kaydeden Bardakoğlu, vatandaşların internet aracılığıyla  gönderdikleri dini sorulara da cevap verileceğini ifade etti.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın TRT başta olmak üzere, ulusal ve yerel televizyon kanallarında yayınlanacak iftar ve sahur programlarının içeriğine katkıda bulunduğunu, canlı iftar ve paket sahur programları hazırladığını ve hazırlanan bu programların talepte bulunan televizyon kanallarına ücretsiz olarak verildiğini belirten Bardakoğlu, bu çerçevede, 20 civarında yerel televizyona dini sohbet programları ile paket iftar ve sahur programları
verildiğini, ayrıca müftülüklerce, yerel televizyonlar tarafından hazırlanacak Ramazan programlarına talep geldiği takdirde yetkin personelin katılması hususunda yardımcı olunacağını kaydetti.

İl ve İlçe müftülüklerince Ramazan ayı hazırlıklarının tamamlandığını vurgulayan Bardakoğlu şunları kaydetti:  "İmkanlar çerçevesinde irşat faaliyetleri, özellikle bayanlara yönelik dini aydınlatma faaliyetleri artırılacak, sosyal dayanışmayı ve kaynaşmayı güçlendirici çalışmalara, ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesine öncülük edilecek, buna yönelik iftar programları ve toplantılar düzenlenecektir.

Ramazan ayı boyunca, yurtiçi ve yurtdışında görevlilerimiz, huzurevi, hastane, çocuk yuvası, çocuk ıslahevi ve cezaevi gibi yerleri ziyaret edecekler, ihtiyaç sahibi, öksüz, yetim, hasta, yaşlı ve fakir kimselerin yanında olma ve onların sıkıntılarını paylaşma konusunda toplumu uyaracaklardır.

Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından her gün Kocatepe Camii avlusunda yaklaşık 2 bin kişiye iftar yemeği, fakir ve muhtaç vatandaşlarımıza gıda paketleri verilecektir. Ayrıca il ve ilçe müftülüklerimiz de imkanlar ölçüsünde ihtiyaç sahipleri ile mahalli yöneticiler ve hayırseverleri iftar sofralarında buluşturacaktır."

Din İşleri Yüksek Kurulu'nca 2008 yılı için Sadaka-ı Fıtr miktarının, asgari ücret, geçim standardı, gıda fiyatları gibi kriterler ile bir kişinin bir günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurullmalıdır" ifadelerini kullandarak 6 YTL olarak belirlendiğini kaydeden Bardakoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Ramazan, Allah'a olan kulluk şuurunu derinden hissettiğimiz, milli birlik ve beraberliğimizin pekiştiği bir aydır.

Asırlardır din ile bağını koparmadan sürdüren ve onu manevi hayatının aydınlık bir ışığı kılan milletimizin fertleri, Ramazan ayının huzur ve esenlik veren derin etkisini nefislerinde, ailelerinde ve toplumlarında yaşamış ve yaşatmış, bu ayı sadece dini değil, sosyal ve kültürel hayatları bakımından da canlı bir dönem haline getirmişlerdir.

Fert ve toplum olarak huzura, birbirimizi anlamaya, birbirimize karşı dürüst olmaya, sevgi ve saygı göstermeye, acılarımızı paylaşmaya, kişisel zaaflarımızdan kaynaklanan eksikleri ve hatalarımızı gidermeye gerçekten ihtiyacımız vardır. Rahmet, bereket ve mağfiret dolu Ramazan günleri bu ihtiyaçlarımızı gidermek için büyük bir fırsattır.

Maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı ve mükafatlarının sınırsız olarak verildiği bu manevi mevsimi, geçmişimizi muhasebe ederek, kendimizi kötülüklerden ve haramlardan uzak tutarak, hayra ve kalıcı
mutluluğa yönelerek çok iyi değerlendirelim. Yapacağımız hayır ve ibadetlerle Allah'ın rızasını kazanmaya, iyi ve güzel davranışları artırarak, geçici ve kötü şeyleri de terk ederek üzerimizdeki manevi kirlerden arınmaya çalışalım.

Oruçlarımızı her türlü haramdan, kötü söz ve davranışlardan bizleri koruyucu bir kalkan kılalım. Ramazan ayının şahsımız, ailemiz, milletimiz, ülkemiz ve bütün insanlık için hayırlar, huzur ve barış getirmesini, bizleri manevi yönden yüceltmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum."

ZAFER ÇAKMAK-ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Leyla Zana gündem oldu TBMM Genel Kurulu’nda Leyla Zana gündem oldu. TBMM genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, sürecin dilinin oluşturulması gerektiğini söyleyerek, "Bu sürecin başarısı için olmazsa olmaz şart olan toplumsal rıza ve toplumsal desteği de oluşturamayız. Bu konuda üzülerek söylemeliyim, siz sayın iktidar partisi mensupları gereken özen ve çabayı göstermiyorsunuz, göstermediniz. Örneğin, bu Parlamentonun bedel ödemiş eski bir üyesi, bir kadın, bir anne, bir torun sahibi anneanne, başta ülkemizin Kürt halkının, Kürt kadınlarının çok sevdiği, çok saydığı, onuru olan Leyla Zana için iktidar temsilcilerinden bir tepki gelmesini beklerdik. Bursa’da bir grup kendini bilmez ırkçının hakaretlerine karşı en başta öncelikle siz kadın milletvekillerinin bu kürsüden çıkıp iki çift laf etmesini beklerdik, etmeliydiniz, hâlâ da etmelisiniz. Ben Bursa’daki aile kökeni yedi yüz yıl geriye giden bir insan, nüfus kütüğü Bursa’da olan bir insan olarak Leyla Zana’dan tüm Bursa namına özür diliyorum" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, tek kelimeyle cevap vereceğini söyleyerek, "Leyla Zana onurumuzdur; nokta" şeklinde konuştu. AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik söz aldı. Çelik, "Salı günü Soma’da gerçekleştirilen Somaspor-Bursaspor maçında, maçın bitimine üç-dört dakika kala maalesef hiç istenmeyen, hiç arzulanmayan ve bugüne kadar da, yaklaşık iki yıldır kulübün başında bulunan oğlum dolayısıyla yakinen izlediğim Bursaspor’un, takip ettiğim Bursaspor’un hiçbir maçında bu ve benzeri hiçbir olayı yaşamadığımız bir sahneyle karşı karşıya kaldık. Şimdi, sosyal medyada da ifade ettim, Bursaspor 3-0 galip ve maç bitiyor, bitmek üzere; bunu bir soru işareti olarak huzurlarınıza koyuyorum, bir. İkincisi, şunu da açıkça ifade ettim, dedim ki: ’Bu yanlıştır, bir. Kabul edilemez, iki. Doğru değildir, üç. Ve müsamaha gösterilemez’ diye 4 madde altında bunları ifade ettim, çok net bir şekilde. Cengiz Çandar ’İfade edilmedi, konu geçiştirildi’ anlamında söylediği için bunları söylüyorum. Ben inanıyorum ki şu eylem karşısında bu 4 ifade bütün Meclisin ittifak ettiği, hiçbir milletvekilinin ’hayır’ demeyeceği 4 madde diye düşünüyorum. Yani bu hoş görülecek veya tasvip edilecek veya ’Ne iyi olmuş’ denilecek bir olay değil; aksine kınanacak, aksine bunun müsamaha gösterilme gibi olay olmadığını da ifade etmek istiyorum. Evvela bu konuda hemfikir durum var. Fakat esas mesele şu: Biz siyasetçiyiz, mümkün mertebe de vitrinden uzak durmaya çalışıyoruz. Ya sorumlu bir siyasetçi olacağız ya da sorumlu bir siyasetimiz olacak. Bu konuda sorumlu siyasetçi olarak davranmak mecburiyetindeyiz. Burada ifade ettiğimiz herhangi bir kelimenin topluma, stadyumlara, seyirciye, tribünlere nasıl yansıdığını mutlak surette değerlendirmek durumundayız" şeklinde konuştu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, şunları kaydetti: "Şimdi konuyu bu kadar teferruatta boğmaya gerek yok, zaten böyle bir usul yok ama biz kendisini dinlerken bir özrü bekledik her şeyden önce çünkü bu ülkenin en onurlu siyasetçilerinden birine inanılmaz bir hakaret, saldırı ve küfür söz konusu olmuştur. Tabii ki biz tüm Bursa’yı ya da tüm Bursa taraftarını suçlamadık, bir grubun bu suçu işlediğini söyledik. Mesele bir, özürdür; iki, bu suçu işleyenler hakkında gerekli soruşturmanın açılmasıdır. Ben bir kez daha buradan ’Leyla Zana onurumuzdur’ diyorum ve bu konuda da İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum."
İstanbul Esenyurt’ta öğrencilere ücretsiz içme suyu desteği Esenyurt Belediyesi, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna ücretsiz erişimini sağlamak amacıyla okullara su sebili yerleştirme uygulamasını başlattı. Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un öncülüğünde hayata geçirilen proje, ilk etapta üç okulda uygulamaya alındı. Uygulama kapsamında Esenyurt Sezai Karakoç Lisesi, Esenyurt Ali Fuat Üstün İlkokulu ve Esenyurt Merkez Ortaokulu’na modern su sebilleri kuruldu. Projenin kısa sürede ilçedeki tüm okullara yaygınlaştırılması hedefleniyor. Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nda da başlatılan bu uygulamanın tüm parklar ve ilerleyen süreçte diğer kamusal alanlarda da hayata geçirilmesi planlanıyor. Çevre dostu bir uygulama Konuyla ilgili açıklama yapan Can Aksoy, "Çocuklarımızın temiz ve güvenilir içme suyuna kolayca ulaşmalarını sağlamak için okullarımıza modern su sebilleri kuruyoruz. Bu uygulamayla öğrencilerimiz ücretsiz içme suyuna ulaşırken, plastik şişe ve tek kullanımlık ambalaj kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir adım da atmış oluyoruz" dedi. "Eğitim yatırımlarımız hız kesmeden sürüyor" Eğitim alanındaki çalışmalara da değinen Aksoy, göreve geldikleri günden bu yana Esenyurt’taki eğitim sorunlarını öncelikli gündem maddeleri arasında ele aldıklarını belirtti. İlçede öğrenci sayısının fazla, derslik sayısının ise yetersiz olduğuna dikkat çeken Aksoy, bu sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin 10 okuldan oluşan yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla eğitime başladığını hatırlatan Aksoy, Ardıçlı Mahallesi’nde önceki yönetim tarafından yarım bırakılan Beşli Lise projesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini ve çalışmaların hızla sürdüğünü aktardı. 3 yeni okulun proje çalışmaları sürüyor Ayrıca 24 derslikli Durmuş Döven İlkokulu’nun yapımının devam ettiğini belirten Aksoy, üç yeni ilkokul için de proje çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesine önem verdiklerini vurgulayan Aksoy, eğitim-öğretim dönemi başında ve ara tatillerde boya, badana ve tadilat çalışmalarının yapıldığını, 26 bin öğrenciye ise kırtasiye desteği sağlandığını kaydetti.
Muğla Muğla Büyükşehir Zabıtasından hijyen ve gramaj denetimi Vatandaşların sağlıklı gıdaya ulaşması, ürünlerin hijyen kurallarına uygun hazırlanması ve satışa sunulmasını sağlamak için Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri il genelinde denetimlerine devam ediyor. İşletmelerde hijyen, gramaj denetimleri yapan Büyükşehir Belediyesi kurallara ve halk sağlığına uymayan bazı işletmelere idari işlem uygularken tarihi geçmiş ürünleri de satıştan men ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Şan halkın hijyenik ve kaliteli ürünlere ulaşması için il genelinde gıda üretimi yapan iş yerlerine rutin kontrollerinin devam ettiğini söyledi. Ahmet Şan; "Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak gıda üretimi ve satışı yapan yerlerde denetimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yapmış olduğumuz denetimlerde amacımız halkımıza hijyenik ve kaliteli ürünlerin sunulması ve halkımızın hijyenik ürünlere ulaşmasını sağlamak. Ben bu konuda kurallara uyarak Muğla halkının hijyenik ve sağlıklı ürün tüketmesini sağlayan esnaflarımıza teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımıza da herhangi bir aksaklık gördüğünde bizlere ulaşmasını rica ediyorum. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın halk sağlığına verdiği önem doğrultusunda denetimlerimize devam ediyoruz" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras halkın sağlığını yakından ilgilendiren gıda üretimi yapan işletmelerle ilgili Zabıta ekiplerinin sürekli denetimde olduğunu, bu konuda çok titiz ve dikkatli olduklarını belirtti. Başkan Aras; Muğla’nın 13 ilçesinde Büyükşehir Belediyesi ekiplerimiz vatandaşların sağlığı için titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtirken, sofraların baş tacı ekmeği üreten fırınların, vatandaşa yemek hizmeti veren lokantaların temizlik ve hijyen kurallarına uyması, zincir marketlerdeki ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat etmesi gibi birçok önemli konuda Büyükşehir ekiplerimiz sahada kontrollerini yaparak vatandaşların sağlığını korumak için çalıştıklarını açıkladı.
İstanbul Avukat Göksu Çelebi’nin ölümüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı Sarıyer’de kripto para borsası ICRYPEX’in sahibi Gökalp İçer hakkında, uyuşturucu madde kullanmasına imkan sağladığı ve bu kullanım sonucu hayatını kaybeden avukat Göksu Çelebi’nin ölümüne neden olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, İçer’in müebbet ile 15 yıl hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Sarıyer’de 14 Temmuz 2025’de kripto para borsası ICRYPEX’in Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp İçer’in uyuşturucu madde kullanmasına imkan sağladığı ve bu kullanım sonucu hayatını kaybeden avukat Göksu Çelebi’nin ölümüne neden olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Göksu Çelebi ‘maktul’, anne ve babası ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ‘müşteki’, Gökalp İçer ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. 8 gram uyuşturucu maddeyi 800 dolar karşılığında satın aldığı belirtildi Hazırlanan iddianamede, Göksu Çelebi’nin Ankara’da avukat olarak görev yaptığı, Gökalp İçer’in İstanbul’da finans alanında faaliyet gösterdiği, tarafların 2024 yılının sonlarına doğru iş ve kariyer odaklı uygulama üzerinden tanıştıkları, tanışmanın ardından şüphelinin Ankara’ya giderek buluştukları, İçer’in evli olduğu halde taraflar arasında yakın arkadaşlık ilişkisinin başladığı, bir süre sonra İstanbul’da buluştukları, olaydan 3 gün önce İzmir Çeşme’de tatile gittikleri, olaydan 1 gün önce ise akşam saatlerinde şüpheliye ait araç ile İstanbul’a döndükleri, Kireçburnu’nda bulunan sahilde yemek yiyerek alkol aldıkları, şüpheli İçer’in yaklaşık 18 ay önce uyuşturucu madde almak için iletişime geçtiği şahıstan yaklaşık 8 gram uyuşturucu maddeyi 800 dolar karşılığında satın aldığı aktarıldı. Neredeyse tüm gün uyuşturucu madde kullandıkları ve hayatını kaybettiği kaydedildi Şüpheli İçer’in eşi ile aralarında bulunan problemden dolayı ailesinden ayrı olarak tek başına tuttuğu ve olayın yaşandığı yer olan Sarıyer’deki adrese geçtiklerinin belirtildiği iddianamede, şüpheli tarafından temin edilen uyuşturucu maddeyi birlikte kullandıkları, ertesi gün tekrardan bu maddeyi kullanmaya devam ettikleri, yarım saat, kırk beş dakika ara ile uyuşturucu maddeyi akşama kadar kullandıkları, Göksu Çelebi’nin son olarak akşam 8 sıralarında kullanmasıyla beraber titremeye başladığı, titremelerin artmasıyla beraber şüphelinin 112’yi aradığı ve ambulans ekiplerinin geldiği, Göksu Çelebi’nin hastaneye kaldırıldığı ve ailesinin de gelmesiyle şüpheli Gökalp İçer’in hastaneden ayrıldığı, Çelebi’nin ise 19 Ağustos’ta hayatını kaybettiği kaydedildi. Yapay zeka uygulamasına ‘yüksek doz kokain sonrası kriz’, ‘kriz sonrası komadan çıkış mümkün mü’ şeklinde sorular sormuş Şüpheli Gökalp İçer’in cep telefonu incelemesine yer verilen iddianamede, telefonun galeri kısmında uyuşturucu maddeye benzer görüntüler tespit edildiği, şüphelinin bir yapay zeka uygulamasına "nabız 22’ye düşerse ne olur, aşırı doz kokain kullanımı, 15 dakika nabız durmasının nasıl hasarı olur, yüksek doz kokain sonrası kriz, kokain krizi sonrasında oluşan koma, bu komadan çıkış mümkün mü, yoğun bakımda olan birinin gözünü bantlamışlar neden" şeklinde arama yaptırdığı ve cevaplar aldığının görüldüğü ifade edildi. İddianamede, şüphelinin alınan ifadesinde uyuşturucu maddenin bir kısmını Göksu Çelebi’nin karşıladığını, paranın yarısının Çelebi tarafından verildiği iddia ettiği ancak Çelebi’nin acil serviste üzerinde çıkan eşyaların içerisinde herhangi bir yabancı ülkeye ait paranın ve uyuşturucu madde satın alındığı sırada verilen dolar cinsi paranın tespit edilemediği, şüphelinin maddi durumu itibariyle ve alınan ifadesinde de belirtildiği üzere seyahatleri ve tatil paralarını dahi karşıladığı, dolayısıyla uyuşturucu madde temini esnasında Çelebi’den uyuşturucu madde parası talep etmesi/para almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu aktarıldı. Çelebi’nin ölebileceğini öngörmesine rağmen uyuşturucu maddeyi temin ederek kullanması için verdiği ve Çelebi’nin bu uyuşturucu madde kullanımı sonucunda vefat ettiği belirtildi İddianamede ayrıca şüpheli İçer’in, Çelebi’nin daha önceden uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını bilmeden uyuşturucu madde kullanmasına imkan sağlayarak bunu kolaylaştırdığı, Çelebi hakkında Türkiye geneli yapılan araştırmada uyuşturucu madde kullanıma bağlı herhangi bir kayda rastlanılmadığı, İçer’in uyuşturucu madde kullanımına bağlı olarak Çelebi’nin ölümüne neden olduğu, maddenin öldürücü nitelikte olduğunu biliyor ve Çelebi’nin ölebileceğini öngörmesine rağmen uyuşturucu maddeyi temin ederek kullanması için verdiği ve Çelebi’nin bu uyuşturucu madde kullanımı sonucunda vefat ettiği kaydedildi. Müebbet hapis ile 15 yıl hapis cezası talebi Hazırlanan iddianamede şüpheli Gökalp İçer’in ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama’ ve ‘kadına karşı olası kastla öldürme’ suçlarından müebbet hapis ile 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına çarptırılması talep edildi.