POLİTİKA - 12 Ağustos 2020 Çarşamba 00:01

Fransa Başbakanı Castex: 'Kontrolü zor olacak bir salgın riski altında kalacağız'

A
A
A
Fransa Başbakanı Castex: 'Kontrolü zor olacak bir salgın riski altında kalacağız'

Fransa Başbakanı Jean Castex yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınına yönelik yaptığı açıklamada, "Eğer toplu şekilde harekete geçmezsek daha sonra kontrolü zor olacak bir salgın riski altında kalacağız. İki haftadır sağlık durumunun ilerlemesi yanlış yönde" dedi.

Fransa Başbakanı Jean Castex, Sağlık Bakanı Olivier Veran eşliğinde Fransa’nın Montpellier kentinde bir devlet hastanesine ziyaret gerçekleştirdi. Hastanede açıklama yapan Başbakan Castex, "Eğer toplu şekilde harekete geçmezsek daha sonra kontrolü zor olacak bir salgın riski altında kalacağız. İki haftadır sağlık durumunun ilerlemesi yanlış yönde" ifadelerini kullandı.

Valilikler vesilesi ile maske zorunluluğunu ülkede genelleştirmek istediğini ifade eden Castex, özellikle nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu büyük kentlerde bu zorunluluğun yürürlüğe girmesi için çalışmalar yaptıklarını duyurdu. Turizm bölgelerinde de test ve tedbirlerin arttırılacağını söyleyen Başbakan Castex, geçtiğimiz 29 Şubat’ta alınan bir kararla alınan 5 binden fazla kişinin toplanmasına yönelik yasağının 30 Ekim’e kadar uzattığını açıkladı.

Fransa'da son 24 saatte bin 397 vaka tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 226 bin 820'ye yükseldi. Ülkede son bir haftada vaka sayısının yüzde 34.5 arttığı kaydedildi. Ülke genelinde son 24 saatte hastanelerde 14 kişinin hayatını kaybetmesi sonucu salgının başlangıcından bu yana virüse bağlı toplam ölü sayısı da 30 bin 354'e ulaştı.

Özlem Kaplan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Devlet desteğiyle üretmeyi başaran annelerin elinden çıkan fıstık helvasının ünü sınırları aştı Osmaniye’de depremzede kadınlar, devletten aldıkları desteklerle kurdukları kooperatif çatısı altında ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyor. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Dubai ve Kazakistan’a da satılmaya başlandı. Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde kooperatif aracılığıyla coğrafi işaret tescili bulunan Osmaniye yer fıstığı helvası ve yöresel ürünleri de kooperatif çatısı altında üreten kadınlar, elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP programı çerçevesinde depremden önce, 1 milyon 400 bin Türk lirası bütçeli proje ile fıstık helvası üretim kapasitesini artıran ve üretim şartlarını iyileştiren Düziçi Kadın Kooperatifi, deprem sonra bölgede yaşanan ekonomik zorluklara karşı dayanıklılığını artırdı, bölgede ortak paylaşım kültürü ve kadın istihdamı konusunda rol model oldu. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Dubai ve Kazakistan’a da satılmaya başlandı. Kooperatif çatısı altında bir araya gelen kadınlar, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansının aracı olduğu SOGEP desteği ile kurdukları butik mandırada da süt, peynir ve tereyağı üretimi ve satışı yapıyor. "Bizim hikayemizin başlangıcı DOĞAKA oldu" Kadınların istihdamı konusunda ilçede çok büyük sıkıntı olduğu için kooperatif kurduğunu söyleyen Başkan Rahime Yüksel, "Bizim hikayemizin başlangıcı aslında Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, DOĞAKA ile oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ve Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın katkılarıyla biz buralara geldik. Biz Osmaniye’nin yer fıstığını işliyoruz çünkü yer fıstığı buranın coğrafi işaretli bir ürünü ve hep kuruyemiş olmuş, kuruyemişin ötesine geçememiş bir üründü. Biz bunu mutfağa nasıl daha fazla girdirebiliriz, nasıl daha fazla kazanç elde edebiliriz ve bundan kadına katkı ne olabilir düşüncesiyle yer fıstığını işledik. Kendi çabamızla üretmiş olduğumuz yer fıstığından bir helvamız var, helvamızı kadın kooperatifimizin ortaklarına tattırdık, çeşitli fuar ve festivallerde sunduk, beğeni kazandı, dedik biz bu ürünle yola çıkalım. Yer fıstığı helvamızı gördüğünüz gibi üretmeye başladık" diye konuştu. "Bakanlığımızdan aldığımız destekle bize sadece helva yapsana kısmı kaldı" Eskiden sadece pazarlara götürecek kadar ürün yaparken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle yurtdışına ürün yolladıklarını söyleyen Başkan Yüksel, "İmkansızlık sebebiyle seri bir üretim yapamıyorduk, sadece pazarlarda ve panayırlarda satabilecek kadar 20 kavanoz, 30 kavanozun ötesine gidemiyorduk. Makineleşmemiz gerekiyordu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP çağrısını duyduk. DOĞAKA Osmaniye Yatırım Destek Ofisi yetkilileri bizlere yardımcı oldular. Projemiz yazıldı, onaylandı ve seri bir şekilde makinelerimiz gelmeye başladı. Fıstık kavurma makinemiz geldi. Artık kendi fıstığımızı kendimiz kavuruyoruz çiftçiden aldığımız kuru kırımlı fıstıklarımızı kendimiz kırmaya başladık. Zarını kendimiz soyup şak fıstık haline getirebiliyoruz, susamımızı kendimiz çekiyoruz, tahin haline getiriyoruz. Susam, fıstık, tahin derken bize sadece helva yapsana boyutu kaldı ve biz helvamızı yapmaya başladık. Ulusal marketlere ürün veriyoruz, yerel marketlere ürün veriyoruz, yurt dışı satışlarımız oldu. Yurt dışında helvamız çok beğenildi ve ilk defa Dubai’ye ve Kazakistan’a mal vermeye başladık. Kooperatif bünyesinde kadın arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Bunlar anneler, her birinin çocukları var, onların geleceklerine dair endişeleri vardı. Kadınlar üretimde kendilerini çok mutlu hissediyorlar mutlu kadınlar da mutlu yarınlar getiriyorlar açıkçası. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteğiyle de biz kadın kooperatiflerinin üretimleri arttı. İstihdam sağladığımız kadın sayımız arttı ve kadının hakikaten üretimde olmasını sağlayan bir Bakanlığımız var. Teşekkür ediyorum" dedi. Ürettikleri tereyağının Osmaniye yer fıstığı helvası yapımında da kullandığını söyleyen Hüsne Soy, "DOĞAKA’nın sunduğu imkanlarla butik mandıramızı kurduk, burada ürettiğimiz tereyağlarını da fıstık helvamızın yapımında kullanıyoruz. Katkısız ve doğal olduğu için güzel oldu. Buradan kazandığım ücretle 3 çocuğumun eğitim masraflarını karşılıyorum, aileme de katkıda bulunuyorum. Devletimizin verdiği katkılarla biz buradayız, ondan önce evde oturuyordum. Üretiyoruz, ürettikçe de mutlu oluyoruz" dedi.
Diyarbakır Diyarbakır’da dezavantajlı gruplara ücretsiz ulaşım hizmeti Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde dezavantajlı halkın şehirler arası ulaşımını ücretsiz sağlıyor. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı bünyesinde hizmet veren ’Diyar Masa’ ve ’Alo153’ destek hattı üzerinden gelen talepler doğrultusunda çözüm üretiliyor. Ekipler, ulaşım problemleri ile ilgili yoğun taleplerin olduğu 15 Nisan tarihinden itibaren farklı konularda her kesimden yurttaşın sıkıntısına çözüm üretme gayreti içinde oldu. Hasta ve hasta yakınlarının taşınmasından üniversite öğrencilerinin okudukları şehre gitmesine, taziye ziyaretlerinden sporcuların ulaşım taleplerinden yolda kalan işçilerin iş yerlerine ulaştırılmasına kadar geniş bir kesimin bireysel taleplerini değerlendiren ekipler; Kadın Sığınma Evi ve Çocuk Esirgeme Kurumundan gelen kurumsal taleplere de hızlıca çözüm üretti. Büyükşehir Belediyesi, gelen talepler doğrultusunda dezavantajlı vatandaşların şehirler arası otobüs bileti bedellerini karşıladı. 25 günde 166 kişi uygulamadan yararlandı Bu doğrultuda 15 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında 166 dezavantajlı kişinin talebi sonuçlandırılarak ücretsiz ulaşımdan yararlandırıldı. Büyükşehir Belediyesi, ’Diyar Masa’ ve ’Alo 153’ destek hattı üzerinden gelen talepler doğrultusunda vatandaşlara yardımcı olmaya devam edecek.
Eskişehir OEDAŞ ‘Can Dostlar’ projesinin kapsamını genişletti Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. (OEDAŞ), sokak hayvanlarının hayati ihtiyaçlarını karşılamak üzere sürdürdüğü Can Dostlar sosyal sorumluluk projesinin kapsamını göçmen kuşları dahil ederek genişletti. Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak’ta elektrik dağıtım hizmeti sağlayan OEDAŞ, ana faaliyet alanındaki çalışmaların yanı sıra biyoçeşitliliğin korunması ve artırılması amacıyla çeşitli adımlar atıyor. Kuşların göç rotasında yer alan bir bölgede hizmet veren ve bu çerçevede kuşların korunmasına yönelik çeşitli çalışmalar yürüten şirket, bu alandaki çalışmalarını artık sosyal sorumluluk projesi Can Dostlar çatısı altında yürütecek. “Elektrik hat güzergahlarımızı habitata göre belirliyoruz” Göçmen kuşlara yönelik çalışmaları hakkında bilgi veren OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, “Bölgede faaliyet gösterdiğimiz 2017 yılı itibarıyla 5 ildeki biyolojik çeşitliliğin ortaya konulması ve bu doğrultuda elektrik dağıtım hatlarının ekosistem üzerine etkilerinin ve potansiyel risklerin detaylandırılmasına yönelik çalışmalara başladık. İlk etapta uzmanlar tarafından ekolojik ve ornitolojik (kuş bilimi ile ilgili) araştırma ve değerlendirme raporları hazırlandı ve bu kapsamda çeşitli aksiyonları hayata geçirdik. 2020 yılında yayımladığımız ‘Osmangazi Dağıtım Hatları Kuş İzleme Raporu’ ile bölgemizdeki kuş gözlem sahaları ile enerji üretimi ve dağıtımının gerçekleştiği sulak alanlarda yaşayan canlı türlerini gözlemleyerek kayıt altına aldık. Yürütülen çalışmalar çerçevesinde, 4 bin 592 hektarlık korunan alan ve yüzey alanı değişen birçok gölet ve sulak alanı detaylı bir şekilde inceleyerek tehdit altındaki türleri tespit ettik. Ayrıca kritik habitatların listesini oluşturarak elektrik hat güzergahlarımızı buna göre belirlemeye başladık. Kuşların çarpılmasını önlemek için yaptığımız nakil hatlarında izolatör, flexiglass kaplama gibi çalışmalarla da kuşların zarar görmesinin büyük ölçüde önüne geçtik” dedi. “Göçmen kuşların korunması ekosistem açısından kritik bir konu” Yalçın, göçmen kuşlara yönelik çalışmalarının Can Dostlar sosyal sorumluluk projesine dahil olmasıyla ilgili olarak ise, “Can Dostlar sosyal sorumluluk projemizi, pandemi dönemindeki kısıtlamalarda sokak hayvanlarının temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını gözlemleyen saha çalışanlarımızın önerisiyle 2021 yılında hayata geçirdik. O tarihten bu yana STK ve yerel yönetimlerin de desteğiyle sokak hayvanlarının beslenme, barınma, kısırlaştırma, bakım ve tedavi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Uluslararası ödüllü bu projemizi şimdi de yine çalışanlarımızın önerisiyle başta göçmen kuşlar olmak üzere bölgemizdeki tüm kuşları kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Böylece hem sokak hayvanlarına hem de göçmen kuşlara yönelik çalışmalarımızı birbirini destekleyecek şekilde, daha bütüncül bir yaklaşımla ele alacağız. Ayrıca Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda ekosistemi korumaya ve iyileştirmeye devam edeceğiz. Projemizin yeni fazına geçiş için 11 Mayıs Dünya Göçmen Kuşlar Günü’nü seçtik, bu da bizim için çok anlamlı oldu. Çünkü göçmen kuşların korunması tüm dünyanın ortak konularından biri, ekosistem açısından son derece kritik. Biz de kendi bölgemizde yaptığımız çalışmalarla bu konuya katkı sağladığımız için mutluyuz” ifadelerini kullandı. “Hurda malzemelerimizden kuş yuvaları yapacağız” Projenin yeni fazında ilk olarak göçmen kuşlar için hurda malzemelerden yuva yapacaklarını açıklayan Muzaffer Yalçın, konuşmasına şöyle devam etti: “Can Dostlar projesi çerçevesinde bu zamana kadar sokak hayvanlarının yaşam şartlarını iyileştirmek için depolarımızdaki hurda malzemelerden barınaklar yapmıştık. Şimdi yine bu malzemelerle göçmen kuşlar için de yuvalar yaparak güzergahlarındaki uygun yerlere yerleştireceğiz. Hurda malzemeleri dönüştürerek hem hayvanlara katkı sağlıyor hem de çevresel etkilerimizi azaltıyoruz. Bu çalışma, 2030 yılına kadar atıklarımızı yüzde 50 azaltma, 2050’ye kadar ise sıfırlama vizyonumuzu da destekliyor.” “20 kilometrelik hatta izolasyon çalışması yaptık” Göçmen kuşların konduğu ve bazen yuva da yaptığı hatlarda izolasyon çalışmalarının sürdüğünü de ifade eden Direktör Yalçın, “Bölgemizdeki tüm arıza kayıtlarımızın yüzde 3’ü kuş kaynaklı. Biz de özellikle kuşların güzergahında olan ve sık kondukları hatlarda izolasyon çalışmaları yapıyoruz. Şu ana kadar 20 kilometrelik hatta izolasyon çalışmamızı tamamladık. Bölgede çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayede hem kuşların çarpılmasının hem de kuşlardan kaynaklanan arızaların önüne geçiyoruz. Kuşların daha yoğun olduğu bölgelerde ise hatların enerji geçen bölümlerini flexiglass malzeme ile kaplayarak kuşların enerjisiz bölümlere yuva yapmasını sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul İş adamı Nihat Özçelik 38 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısında İş adamı Nihat Özçelik, birkaç emniyet görevlisine rüşvet verip yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği iddiasıyla 38 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıktı. Duruşmada savunma yapan sanık Özçelik, "Üzerime atılı suçların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben kimseyi suç işleme konusunda azmettirmedim. Kimseye menfaat sağlamadım" dedi. İş adamı Nihat Özçelik’in 2023’de birkaç emniyet görevlisine rüşvet verip yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği iddiasıyla 4 ayrı suçtan 38 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada başka suçtan tutuklu sanık İ.H.A. ve tutuksuz sanık Nihat Özçelik hazır bulundu. Duruşmaya müşteki Enver Çevik ve taraf avukatları da katıldı. "Ben kimseyi suç işleme konusunda azmettirmedim. Kimseye menfaat sağlamadım" Duruşmada kimlik tespiti yapılan Özçelik, aylık gelirinin 20 milyon lira olduğunu belirtti. Savunma yapan sanık Özçelik, "Ben kanuna ve hukuka aykırı hiçbir faaliyetin içinde olmadım, bu yönde kimseyi azmettirmedim ve kimseye menfaat sağlamadım. Savcılığın anında takipsizlik kararı vermesi gerekirdi. Adaletin er ya da geç tecelli edeceğine ilişkin inancımı koruyorum. Yargılama sonunda kim gerçek suçlu, kim mağdur ortaya çıkacaktır. Ben 30 yılı aşkın sermaye piyasalarına yatırım yapan bir iş insanıyım. Üzerime atılı suçların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben kimseyi suç işleme konusunda azmettirmedim. Kimseye menfaat sağlamadım. Beraatımı talep ederim" şeklinde konuştu. Emniyet görevlisi sanıkların SGK kayıtlarına bakılacak Alınan savunma ve beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, aralarında sanık Nihat Özçelik’in de bulunduğu 5 sanığın adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verdi. Tüm beyanlar tamamlandıktan sonra emniyet görevlisi olan sanıkların tüm banka hesap bilgilerinin, taşınmaz ve araç tescil bilgilerinin, SGK kayıtlarının getirtilerek 3 kişilik emekli Sayıştay üyeleri tarafından oluşturulacak bilirkişi tarafından rapor da aldırılmasına karar veren heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Nihat Özçelik’in müştekiler ile arasındaki ticari ilişkinin bozulması sonrasında aralarında husumet oluştuğu, husumet sebebiyle taraflar arasında birçok soruşturma olduğu anlatıldı. Şüpheli polis memurlarının olaya ilişkin buluşmalarında tanınmamak için gözlük taktıklarının aktarıldığı iddianamede, şüpheli polis memurları arasında hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde para alışverişinin bulunduğu belirtildi. Hazırlanan iddianamede, şüpheli Nihat Özçelik’in ‘yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs’ suçunu işlediği, şüpheli Özçelik tarafından kendisinin katılan olarak yer aldığı ve devam etmekte olan bir yargılamada husumetli olduğu müştekilerin ceza alması amacıyla mağdur T.K. üzerinden tanık olarak beyanda bulunmaya zorladığı, Özçelik’in kendi lehine ve karşı taraf aleyhine sonuç doğurabilecek bir karar verilmesi amacıyla hukuka aykırı olarak eylemde bulunduğu kaydedildi. 38 yıla kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede şüpheli Nihat Özçelik’in ‘rüşvet vermek’, ‘yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ ve ‘birden fazla kişiyle birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplamda 14 yıldan 38 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede diğer 4 şüphelinin ise aynı suçlara ek olarak ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘rüşvet almak’ suçlarıyla birlikte 7’şer yıldan 43’er yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep edildi.