DÜNYA - 12 Şubat 2024 Pazartesi 14:22 | Son Güncelleme : 12 Şubat 2024 Pazartesi 14:23

Fransız kasabasında kamusal alanlarda akıllı telefon kullanımı yasaklandı

A
A
A
Fransız kasabasında kamusal alanlarda akıllı telefon kullanımı yasaklandı

Fransa’nın kuzeyindeki Seine-Port kasabasında kamusal alanda akıllı telefon kullanımı yasaklandı.

Dünya genelinde bağımlılık haline gelen akıllı telefonların sosyal hayata yönelik olumsuz etkileri, ülkelerin gündemine girmeye başladı. Fransa’da bir kasaba, kamusal alanlarda insanları bulunduğu ortamdan ayrıştıran cep telefonlarının kullanımına karşı harekete geçti. Seine-et-Marne bölgesine bağlı Seine-Port kasabasında hafta sonu, kamusal alanda cep telefonu kullanımına ilişkin oylama yapıldı. Yaklaşık bin 900 kişinin yaşadığı kasabada oylamaya katılan 272 kişiden 146’sının “evet” oyu kullanması sonucu akıllı telefon kullanımı kamusal alanda yasaklandı.

Alınan kararla birlikte halk, kasaba sokaklarında, mağazalarda, kuaförlerde veya parklarda akıllı telefon kullanamayacak, kafe ve restoranlarda yemek yerken, çocuklarını okul önünde beklerken cep telefonlarıyla vakit geçiremeyecek. Kasaba sokaklarında kaybolanların ise telefonlardaki haritaları kullanmak yerine diğer insanlardan yol tarifi istemesi gerekecek. Esnaflardan camlara uyarılar yapıştırmaları ve müşterilerden kibarca telefonlarını bırakmalarını istemeleri talep ediliyor.

Çocukların ekran süresine kısıtlama

Kasabada ayrıca çocukların ekran kullanım sürelerine ilişkin bir yönetmelik de kabul edildi. Buna göre çocuklar sabah saatlerinde ekrandan herhangi bir şey izleyemeyecek, yatak odalarında ekran bulunmayacak, yatmadan önce veya yemek sırasında bir şey izleyemeyecek. Ebeveynlerin çocuklarının 15 yaşına kadar akıllı telefon kullanmayacağına ilişkin yazılı taahhütte bulunması durumunda belediye, çocuklara eski tip internetsiz cep telefonu verecek.

Belediyenin kararı sembolik

Akıllı telefonlara karşı ulusal bir yasa bulunmaması nedeniyle söz konusu yönetmeliğin bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Bu nedenle polisin kamusal alanda telefon kullananlara ceza kesme yetkisi de olmayacak. Kasabanın Belediye başkanı Vincent Paul-Petit, alınan kararın telefon kullanımının azaltılması için teşvik sağlamayı ve farkındalık oluşturmayı hedeflediğini belirtti.

“Kamusal alanları akıllı telefon istilasından korumak istiyorum”

Belediye Başkanı Paul-Petit yaptığı açıklamada, "Kamusal alanları akıllı telefon istilasından korumak istiyorum. Bu tüm telefonların yasaklanmasını içermiyor. Bu sosyal yaşamı korumak amacıyla insanların halka açık yerlerde sosyal medyada gezinmek, oyun oynamak veya video izlemek için akıllı telefonlarını çıkartmaktan kaçınmalarını sağlamakla ilgili” dedi.

İnsanların gözlerini ekranlardan alamadığını ve bunun bir bağımlılık haline geldiğini belirten Belediye Başkanı, “Sokakta yürüyen gençlerin neredeyse hepsinin elinde telefon var. 'Yasak' kelimesinin bazı insanları rahatsız etmesini anlıyorum. Ancak önemli olan bu konu üzerine bir tartışmanın başlatılması” şeklinde konuştu.

Cep telefonları ve ekran süresi kısıtlamalarının gündeme geldiği Fransa'da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, çocuklar için ekranların en iyi şekilde kullanılması amacıyla bilim uzmanlarına danışacağını söylemiş, bu konuda kısıtlamalar olabileceği sinyalini vermişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Altın Portakal’da “Galata” filmi seyirciyle buluştu Bu yıl 61’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde "Galata" filminin prömiyeri yapıldı. Yönetmen Kenan Mansur Doğru, enteresan ve zor bir film olduğunu belirterek, "Bir şey denemeye çalıştık, hem oyunculuk, hem sanat, hem sinematografik, hem müzik olarak kendimize bir dünya sağlamaya çalıştık. Zorlu bir prova geçirdik" dedi. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, film gösterimi ve söyleşilerle devam ediyor. Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması kapsamında gösterimi yapılan Kenan Mansur Doğru ve Umut Osman Demirkol’un yönetmenliğini üstlendiği "Galata" filminin yapımcısı ve oyuncuları, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda seyircilerin sorularını cevapladı. “Zorlu bir prova geçirdik” Yönetmen Kenan Mansur Doğru, film çekimlerinin 2 buçuk ay sürdüğünü ifade ederek, süreci seyirciyle paylaştı. Doğru, “Enteresan zor bir filmdi. İzleyici için de zor, bazen de çekim için kendi içinde zor bir filmdi. Bir şey denemeye çalıştık, hem oyunculuk, hem sanat, hem sinematografik, hem müzik olarak kendimize bir dünya sağlamaya çalıştık. Zorlu bir prova geçirdik. 2 buçuk ay boyunca çalışarak, sahne sahne, kelime kelime, cümle cümle üzerinden geçerek oluşturmak istediğimiz biçim kurulana kadar çalıştık” dedi. “Şehirle ilgili göstermek istediğimiz bir şey var” Senarist ve Yönetmen Umut Osman Demirkol ise, Galata filminin şehirle ilgili öğeleri göstermeyi amaçladığını kaydederek, “Aykırı bulunabilecek, zor olduğu düşünülebilecek, herkesin kabul edemeyeceği bazı şeyleri tartışan, konuşan, bu yüzden değerli olduğunu düşündüğümüz bu projeye katılan arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Filmin ismi Galata, bizim oyundan önce şehirle ilgili göstermek istediğimiz bir şey var. Nasıl bir şehir algısı oluşturacağımızı, şehri nasıl anlatacağımızı, sinematografik olarak belgesele kaçmadan film içinde nasıl verebileceğimize çok çalıştık” diye konuştu. “Kafamızdaki kalıba uymayan insanlara zarar veriyoruz” Bir izleyicinin senaryonun çıkış noktasını sorması üzerine Demirkol, “Senaryoda bir tek çıkış noktası yoktu. En önemli çıkış noktası şuydu; bazı kalıplara sığmayan insanların dışlanmasından duyduğumuz rahatsızlık. Çünkü hepimiz bunu yapıyoruz. Bu yanlış, kafamızdaki kalıba uymayan insanlara zarar veriyor. Bu beni çok rahatsız eden bir şeydi, büyük oranda beni yazmaya iten ilk kıvılcım bu sebeplerden çıktı” dedi. “İzleyince mutlu oldum ama benim için zordu” Filmin başrol oyuncularından Sarp Bozkurt ise çekimlerin zorluğuna değinerek, şöyle konuştu: “Bütün çekim süresince şunu dedik; ’Gerçekten taşınıyoruz.’ Çünkü inanılmaz zordu. Bir şeye konsantre olduğunuzda İstanbul’un ne kadar yaşanmaz bir hale geldiğini tekrar anlıyorsunuz, biz bunu gördük. İzleyince mutlu oldum ama benim için zordu.” Film, son zamanlarda internete sızan videoları yüzünden skandal yaşayan ünlü manken Sevda ile rutin hayatının sıkıcı duvarlarından kaçmaya çalışan doktor Yusuf’un karısıyla kavga ederek evden ayrılmasının ardından tesadüfen tanışmaları, Yusuf’un belgesel film projesi bahanesiyle Galata sokaklarında yürüyüşlere dönüşmesini anlatıyor. Filmde ikili, şehrin detaylarını keşfederken Sevda’nın skandalları ve Yusuf’un karısı Aysel ile ilişkisi üzerinden hayat, ilişkiler, inanç ve toplumun kutuplaşması üzerine derinlemesine bir sorgulamaya girişir. İki dışlanmış karakter, hikaye ilerledikçe aralarında oluşan ve hiçbir kalıba uymayan ilişkinin ne olduğunu tartışmaya başlar.
İstanbul Okan Buruk: "Milli takım arasına en güçlü şekilde giriyoruz" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, milli maçlar için verilecek araya güçlü bir şekilde girdiklerini söyleyerek, "Liderliğimizi sürdürüyoruz. Son 26 lig maçın 24’ünü kazanan bir Galatasaray var. Bu önemli bir başarı" dedi. Trendyol Süper Lig’in 8. haftasında Galatasaray evinde karşılaştığı Corendon Alanyaspor’u 1-0 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, konuşmasının başında son dönemde yaşanan olaylara değinerek, "Öncellikle gündemimiz futboldan çok ülkemizde yaşanan şiddet olayları. Bunu kınayarak başlamak istiyorum. Bu konuda üzgünüz. Bunlarla ilgili tepkilerimizi vermek zorundayız" dedi. Maçı değerlendiren Buruk, "Galatasaray gibi başladık, Galatasaray gibi oynadık, Galatasaray gibi kazandık. Gol yemeden maçı bitirdik. 1-0’ı yakaladık, devamında ikinci golü bulabilirdik. Rakibimize çok fazla pozisyon vermedik. İkinci yarı belli bir yerden sonra verdiği hakemin kararları iki takımı şaşırttığını düşünüyorum. En son pozisyonun faul olduğunu düşünüyorum. Penaltı pozisyonu tartışabilir. Beşiktaş maçındaki penaltıyı da gördüm. İki maç arasında hangisi penaltı dersen, bizimki daha penaltı gözüküyor. Genel olarak oyunun içerisinde kalmaya çalıştık. 22 günde 7 maç oldu. Oyuncularımız çok ağır bir tempoda oynadı. Genel olarak bugünkü amacımız kazanarak milli takım arasında girmekti. Liderliğimizi sürdürüyoruz. Son 26 lig maçın 24’ünü kazanan bir Galatasaray var. Bu önemli bir başarı. Milli takım arasına da en güçlü şekilde giriyoruz. Biraz daha dineleceğiz. Milli takıma giden oyuncular dinlenemeyecek. Bu Avrupa’da da en çok yaşanan sıkıntı. Bu tempoda, bu maç sayısında zor bir fikstür. Burada oyuncuları zaman zaman dinlendirmemiz gerekiyor. Biz de sezon içerisinde oyuncularımıza bu dinlendirmeleri vermeye çalışacağız" ifadelerini kullandı. Barış Alper Yılmaz performansının sorulması üzerine sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Barış bir insan. Onun altını çizelim, robot değil. 22 maçta 7 maç, 1’inde sonradan girdi. Bu geçirdiği 1 senede, Avrupa Şampiyonası’ndan sonra 2 hafta dinlendiler, tekrar başladılar. Bu oyuncuların bu kadar oynaması bile büyük iş. Bugün genel olarak Barış’ın performansını beğendim. Defans yaptı, hücumda gitmeye çalıştı. Bazen sadece fiziksel olarak değil, mental olarak da zorluk çekiyorlar. İnsan olduklarını görmemiz gerekiyor. Bazen kötü oynayacakları maçlar da olacak. Bu oyunculara dinlenme izni vermemiz gerekiyor. Benim kanat alternatiflerim fazla olamadığı için Barış ve Yunus’un süreleri uzadı. Yusuf’u da kullanacağımız yerler olacak. Zaman zaman oyuna soktuk. Daha yukarıya da götürmemiz gerekecek. Genç oyuncularımıza daha çok süre vermem gerektiğini biliyorum ama yarış içerisindeyiz. İlerleyen dönemde daha fazla genç oyuncularımıza süre vereceğiz" şeklinde konuştu. "Genel olarak ilk yarıları çok daha iyi oynadık, bu bir geçek" Galatasaray’ın ilk yarılarda daha yüksek tempoda oynayan ve skor almaya çalışan bir takım olduğunu aktaran Okan Buruk sözlerine şöyle devam etti: "Yüksek tempoda oynayan bir takımız. Bazen oyuncuların yoruldukları yerler olabilir. Rakibin sizin üzerinize geldiği dakikalar olabilir. Maçlar değişken, bir şeye bağlamak zor oluyor. Şanssızlıklar da oluyor. Genel olarak ilk yarı performansımız hep daha yüksek oldu, ikinci yarılara göre. Buraları oyuncu değişiklikleriyle geçebiliriz. Orada giren oyuncunun da her zaman tam etki edeceğini bilemiyorsunuz. Genel olarak ilk yarıları çok daha iyi oynadık, bu da bir gerçek." "Eleştirilerden etkilenmiyorum" Kasımpaşa ve RFS maçlarında aldıkları beraberliklerden sonra yapılan eleştirilerin sorulması üzerine Buruk, "Olması gerekiyor, olacak. Hiç umurumda değil. O yüzden hiç umurunuzda olmayınca sadece işine odaklanıyorsunuz. Benim o şekilde kaybedecek vaktim yok. 3 günde 1 maça çıkıyorum. Eleştiri olacak. Olması da gerekiyor. Bu beni olumsuz etkilemiyor. Futbolun içerisinde olan bir şey. Eleştiriye açığım. Herkesin kendi fikirlerini beyan etmesi bu da çok güzel. Futbol bu yüzden seviliyor. Futboldaki futbolun çok kolay bir spor ve herkesin yorumlayabileceği bir spor. Etkilenmiyorum, çok umurumda değil. Ondan etkilenip maça gelen insanlar olabiliyor. En önemli şey, kendi tutuğumuz takıma destek olmak. İyi günde kötü günde takımınız yanında oluyorsanız gerçek taraftar oluyorsunuz. Sevindirmeye alıştıran da biziz. Ben geldiğim sene Galatasaray 13. bitirmişti ligi. Bir dönem küme hattında gezindiğimiz maçlar olmuştu. Bunun üzerine bu kadar 2 senelik büyük başarı, taraftarımızı iyi olmaya alıştıran, iyi oyuncular getiren biziz. O yüzden bu oyuncuları da getirdiğimiz için hedefler büyüyor. Biz kendi işimize odaklanacağız. 2 sene boyunca her kaybettiğim maçtan sonra eleştirildim, eleştirileceğim de. Linç kültürünün olduğu bir ülkedeyiz. Her şey normal geliyor" diye cevap verdi. "Icardi bizim için çok önemli oyuncu, yıldızımız" Sarı-kırmızılıların teknik direktörü son olarak Arjantinli futbolcu Mauro Icardi için ise, "Icardi, yüzde 100’ünü vermeye çalışıyor. Bugün de çok koştu, oyunun içerisine girmeye çalışıyor. Sakatlıktan geldi. Sakatlıktan gelen oyuncunun takımın içerisine girmesi, bu kadar iyi niyetli olması, takıma değer vermesi, oynamak istemesi bile önemli bir şey. Icardi bizim için çok önemli oyuncu, bizim yıldızımız. Bazen sahada durması bile hem rakipler için hem arkadaşları için önemli şeyler sağlıyor. Icardi’nin 2 senedir yaptıkları, attığı goller, Galatasaray’ı şampiyon yaptı. Bu ara ona da çok yarayacak. Biraz daha takımla çalışma süresi bulunda çok iyi duruma gelecek olacak. Icardi’nin oynadığı oyundan ve performansından memnunum. Bütün oyuncularımın performansından çok memnunum" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Ertuğrul Sağlam: “Bu takımın ligin zirvesinde olması büyük bir başarıdır" Kocaelispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, İstanbulspor maçının ardından yaptığı açıklamada, sezon başından bu yana birçok şanssızlık yaşadıklarını ve takımın aleyhine hakem kararları olduğu belirterek, "Bugün bu takımın ligin zirvesinde olması büyük bir başarıdır. Şimdi yapmamız gereken bir iş var; yükseklerde rüzgar sert ediyor. Oranın sorumluluğu daha fazla" dedi. Trendyol 1. Lig’in 8. haftasında Kocaelispor, deplasmanda karşılaştığı İstanbulspor’u 3-0 mağlup etti. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Kocaelispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, “Bizim için güzel bir maç oldu. Soyunma odasında maça çıkarken oyuncularımızdan şunu istedik; bugüne kadar ne yaptıysanız daha fazlasını yapmak zorundasınız. Arkadaşınıza yardım konusunda yapabileceğinizin en iyisini yapmak zorundasınız, daha fazla sorumluluk almak zorundasınız. Sizlere olan inancın boşa olmadığını göstermelisiniz. Bugün liderliği alıp sezon sonuna kadar bırakmadan devam etmeyi konuştuk. Kazandığımız toplarla rakibin belli bölgelerde açıkları vardı onu iyi değerlendirip, ilk golde hafta boyunca çalıştığımız ve onu da maça taşımak istediğimiz yerden oldu. Devre arasında rakibe topu vermeyelim istedik ki istediğimiz gibi de geçti. Rakibin yaptığı 3 değişiklikle hücumda üretken olabileceğini düşündük. Arkada boşluk verebileceğini de düşünüyorduk. Güzel de bir gol oldu. 3-0’dan sonra attığımızdan çok daha fazlasını bulabileceğimiz maç oldu. Oyuncularıma çok teşekkür ediyorum. Sezon başından beri, sonradan katılan oyuncular, aleyhimize bariz hakem hataları, bir takımın başına gelebilecek, sezon boyunca görebileceği kırmızı kartları iki maçta gördük. Bize gol atarak maç kazandırabilecek oyuncuyu hala takıma katamadık, ona da acil şifalar diliyoruz. Bugün bu takımın ligin zirvesinde olması büyük bir başarıdır. Şimdi yapmamız gereken bir iş var; yükseklerde rüzgar sert ediyor. Oranın sorumluluğu daha fazla. Bunu da göstererek orada kalmalıyız. Daha fazla çalışarak gerekeni yapmalıyız. Milli arada eksikliklerimizi ortadan kaldırarak daha iyi bir takım görüntüsüne ulaşmaya çalışacağız" ifadelerini kullandı. Oğulcan Çağlayan’ın oyundan alınırken çıkmak istememesi ile ilgili gelen soruya Sağlam, "İletişim kopukluğu olmadı. Oğulcan’da da iki maçtır oynamama fiziksel eksikliği var. Oyunun gidişatını düşünüyoruz, hamleler yapmak istiyoruz. Oyundan çıkmak istememesi mutluluk verici olay" diye konuştu. "Kendi taraftarımızın önünde ıslıklandığında etkileniyorsun" Ertuğrul Sağlam, takımın iç saha maçlarında taraftarların eleştirisi ve tepkileri üzerine ise, "Bazı oyuncularımızda tedirginlikler görünüyor. Profesyonellik bunu gerektirmiyor, çıkacaksın her türlü olumsuzluğa karşı direneceksin. Kendi taraftarımızın önünde yaşamak, uğultu, ıslık duyduğun zaman çok daha fazla etkileniyorsun. Övgünün olduğu yerde eleştiri olacak. Biz buna açığız. Oyunun içerisinde oyuncunun motivasyonunu düşürecek şeyler bize zarar veriyor" diyerek sözlerini noktaladı.