GENEL - 07 Eylül 2019 Cumartesi 12:57

Gezegen unvanı elinden alınan Plüto, “cüce gezegen” ilan edildi

A
A
A
Gezegen unvanı elinden alınan Plüto, “cüce gezegen” ilan edildi

NASA yöneticisi Jim Bridenstine’ın, “NASA yöneticisi Plüto’yu bir kez daha gezegen ilan etti diye yazabilirsiniz. Ben bu sözün arkasındayım, bu şekilde öğrendim ve bu bilginin doğruluğunun arkasındayım” sözleri gezegenlikten çıkartılan Plüto hakkındaki tartışmaları yeniden başlattı. Peki, Plüto gerçekten bir gezegen mi? İstanbul Aydın Üniversitesi Gök Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Gölbaşı açıkladı.

Güneş Sistemi’nde en son keşfedilen gezegen olarak bilinen Plüto’nun ‘gezegen’ unvanının elinden alınması bilim dünyasını ikiye böldü. Son olarak NASA yöneticisi Jim Bridenstine’ın, “NASA yöneticisi Plüto’yu bir kez daha gezegen ilan etti diye yazabilirsiniz. Ben bu sözün arkasındayım, bu şekilde öğrendim ve bu bilginin doğruluğunun arkasındayım” sözleri Plüto konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Gök Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Gölbaşı, Plüto için tanımlanan ‘cüce gezegen’ kavramını ve Güneş Sistemi’nin gizemli üyesinin keşif hikâyesini anlattı.

‘Sistemin en geç keşfedilen gezegeniydi’
Plüto’nun Güneş Sistemimizde son keşfedilen gezegen olduğunu belirten Gölbaşı, “1781 yılına kadar Güneş Sistemi’mizde altı gezegenin olduğu biliniyordu. Bunlar Güneş’e olan uzaklıklarına göre şöyle sıralanıyordu: Merkür, Venüs, Yer, Mars, Jüpiter ve Satürn. Bu durum, 1781’de William Herschel’in kendi yaptığı teleskopla Uranüs gezegenini keşfetmesine kadar sürdü. Uranüs teleskopla keşfedilen tek gezegen oldu. Daha sonra 1843 yılında İngiliz astronom John Couch Adams, Uranüs’ün yörüngesindeki düzensizliklerin bir başka gökcisminin tedirginlik etkisinden kaynaklanabileceği düşüncesiyle yaptığı hesaplamalarla sekizinci gezegenin olası yörüngesini buldu. 1845-46 yıllarında, Adams’tan habersiz olarak Fransız matematikçi Urbain Le Verrier de benzer hesaplamaları yapmıştı. Bu çalışmaya duyarsız kalmayan Berlin Gözlemevi müdürü Johan Gottfried Galle, teleskopunu Le Verrier’in belirttiği yöne doğrulttu ve aranılan gezegeni hesaplanandan çok az farklı bir yerde buldu. İlk kez matematiksel bir yöntemle keşfedilen bu yeni gezegene Neptün adı verildi. Buradan hareketle 9. gezegenin olası konumu matematiksel yolla hesaplanmaya çalışıldı. Ancak Plüto bu etkiyi oluşturabilecek kadar kütleli değildi. Plüto gökyüzünün tamamının tarandığı fotoğraf plaklarının incelenmesi sonunda Clyde W. Tombaugh tarafından, 18 Şubat 1930’da, 23 ve 29 Ocak 1930 tarihlerinde çekilen fotoğraflarda Plüto’yu buldu” ifadelerini kullandı.

Gezegenin ismi için bir yarışma düzenlendi. Uzun tartışmalar sonunda yeni gezegene, 11 yaşındaki Oxford’lu öğrenci Venetia Burney tarafından önerilen Plüto (yeraltı tanrısı) adı verildi. Bu isim aslında dondurucu ve karanlık gezegen için son derece uygundu. Plüto’nun ilk iki harfi Percival Lowell’ın adının ve soyadının baş harflerini, son iki harfi de Tombough’un adının ilk iki harfini taşıyordu. Böylece, hem mitolojik kökenli oluşu hem de bulan kişileri anımsatması bakımından, gezegen adlandırma geleneğine de çok uygundu.

‘Eris’in keşfi Plüton’un gezegenliğine şüphe düşürdü’
Prof. Dr. Gölbaşı Plüton’un hikâyesine, “Keşfinden sonra, gözlemevleri Plüto üzerine araştırmalarını sürdürdüler. Plüto’nun hafif uzamış, armutsu bir görüntüsünü daha dikkatli inceleyen James W. Christy (Naval Gözlemevi), 22 Haziran 1978’de Plüto’nun yalnız olmadığını ve bir uydusu olduğunu keşfetti. Uyduya ölüleri Yunan ölüm Tanrısı Hades’e (Plüto) taşıyan kayıkçı Charon’un adı verildi. Keşfinden sonra geçen süreçte hep göz önünde olmasına karşın, Plüto’nun bir uydusunun olduğu 48 yıl boyunca fark edilememişti. Bu durum, Güneş Sistemi’nde yeni bir gökcisminin keşfedilmesinin aslında ne kadar zor olduğunun da bir kanıtıydı. Yeni uydunun keşfiyle, Plüto’nun büyüklüğü de kesin olarak belirlenmişti. Plüto’nun çapı 2 bin 274 km, Charon’unki ise bin 212 km. idi. Bir başka ilginç ayrıntı da şuydu: Sistemin kütle merkezi, Plüto ile Charon arasındaki uzay boşluğuna düşüyordu. Oysa Güneş Sistemimizde, gezegen ile uydusunun oluşturduğu ortak kütle merkezinin ana gezegen üzerine düşmediği başka bir örnek yoktu. 2005’te Eris keşfedildi. Eris, Plüto’dan daha büyük bir Kuiper Kuşağı cismi (KBO) olarak dikkat çekti. Eğer Plüton bir gezegen ise diğer KBO’lar gibi, Eris de gezegen sınıfına sokulmalıydı. Bu durumda, “bir cisme gezegen denmesi için, objektif ve bilimsel dayanak ne olmalıydı?” sözleriyle devam etti.

‘IAU Plüton’un kaderini belirlemek için toplandı’
İstanbul Aydın Üniversitesi Gök Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Gölbaşı, “Sonunda Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) duruma el koydu. IAU, astronomi terminolojisinde yetkili tek kurum olarak, yeni bir gezegen tanımını 14-25 Ağustos 2006 tarihleri arasında Prag’da yapılan 26. Genel Kurul Toplantısı’nda masaya yatırdı. IAU Başkanı Ron Ekers, toplantıdan 2 yıl önce, katılımcıların bu konuda bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi için bir Gezegen Tanımlama Komitesi kurmuştu. Gezegen Tanımlama Komitesi, Güneş Sistemi’nde bulunan gezegen ve diğer gökcisimlerinin üç sınıfa ayrılmasını öneriyordu: Gezegen: Güneş etrafında bir yörüngede dolanan kendi kütle çekimi altında, hidrostatik denge halinde ve hemen hemen küresel bir şekle sahip olan ve yörüngesinin yakın komşuluğunu temizlemiş olan bir gökcismidir. Cüce gezegen: Güneş etrafında bir yörüngede dolanan, kendi kütle çekimi altında, hidrostatik denge halinde ve hemen hemen küresel bir şekle sahip olan ancak yörüngesinin yakın komşuluğunu temizlememiş olan ve kendisi bir gezegenin uydusu olmayan gökcismidir. Güneş Sistemi’nin Küçük Nesneleri: Güneş etrafında yörüngede dolanan ve yukarıdaki tanımlara girmeyen diğer gökcisimlerinin tümü. Dolanma dönemleri 200 yıldan daha uzun küçük cisimlerin tümü, Ceres, Plüton ve Eris dâhil, cüce gezegenler sınıfına giriyorlardı” ifadelerini kullandı.

‘Gezegenliği elinden alındı, cüce gezegenlerin ilki kabul edildi’
Plüto’nun asıl olarak zayıf kütle çekiminden dolayı ‘gezegenlik’ sıfatını kaybettiğini anlatan Gölbaşı, “Sonunda, IAU Genel Kurulu’nun 24 Ağustos 2006 tarihinde yapılan kapanış oturumunda yeni gezegen tanımlaması konusundaki öneriler oylandı. Cüce gezegen “Dwarf planet” tanımının kullanılması kabul edildi. Plüto’nun “cüce gezegen” olarak tanımlanması ve bu yeni türün prototipi sayılması, 237 evet, 157 hayır ve 30 çekimser oyla kabul edildi. Bu tanımla gelen yeniliğe göre, gezegenler civarlarını yakın komşuluklarında bulunan gökcisimlerinden temizleyecek kadar kütleli olmalıydı. Jüpiter, Satürn, Neptün ve Uranüs gibi gezegenler de, temiz yörüngelere sahip uydularıyla bir aile oluşturur. Oluşan sistemde, uydular birbirleriyle çarpışma riski olmadan kararlı yörüngelerde dolanırlar. İşte bu dinamik etki gezegen belirlemede en etkin faktörlerden biri sayıldı ve Plüto’nun küme düşmesine neden oldu. Böylece, masalsı bir keşif sonunda uzun süre gökbilimcilerin ilgi odağı olan Plüto’nun bir alt kümeye düşmesi, oy çokluğuyla da olsa kesinleşmiş oldu. Plüto, Amerikalılar tarafından keşfedilen ilk gezegen olması bakımından onlar için önemliydi. NASA Başkanının açıklamalarında bu unvanı kaybetmiş olmanın üzüntüsü öne çıkmış olabilir” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Turgutlu’da denetimli serbestlik uygulamalarıyla 3 buçuk milyon TL tasarruf sağlandı Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından 2025 yılı boyunca yürütülen çalışmalar çerçevesinde, yükümlülerin kamu hizmetlerinde çalıştırılmasıyla yaklaşık 3,5 milyon TL’lik tasarruf sağlandığı açıklandı. Turgutlu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, 2025 yılı faaliyet raporu ve bilgi notunu basın mensuplarıyla paylaştı. Raporda, denetimli serbestlik tedbiri altındaki yükümlülerin topluma kazandırılması ve kamu yararının gözetilmesi amacıyla yürütülen faaliyetlerin detaylarına yer verildi. Hazırlanan raporda yükümlülerin kamu kurum ve kuruluşları, eğitim kurumları, parklar, camiler ve şehitliklerde aktif olarak görev aldığı belirtildi. Bu kapsamda; genel temizlik, bakım-onarım, tadilat, boya-badana ve peyzaj düzenlemesi gibi işlemlerin bizzat yükümlüler eliyle gerçekleştirildiği kaydedildi. Haftalık ortalama 10 yükümlünün katılımıyla, haftada 5 gün ve 40 saat esasına göre yürütülen bu çalışmaların, 2025 yılı boyunca kesintisiz sürdürüldüğü ifade edildi. Yürütülen faaliyetlerin, kurumların hizmet alımı yoluyla yapacağı harcamaları ortadan kaldırarak kamu bütçesine önemli katkı sağladığı vurgulandı. Eğitim kurumlarında ise özellikle tatil dönemleri değerlendirilerek sınıf, bina ve depo temizlikleri ile masa ve sıraların bakım-onarım çalışmalarının yapıldığı, okulların yeni eğitim-öğretim dönemine hazır hale getirildiği bildirildi.
Erzincan Kaymakam Arıkan, Harmankaya köyünde incelemede bulundu Kemaliye Kaymakamı Emirhan Arıkan, köy ziyaretleri kapsamında Harmankaya köyünü ziyaret ederek yürütülen çalışmaları denetledi ve vatandaşların taleplerini dinledi. Kemaliye Kaymakamı Emirhan Arıkan, ilçeye bağlı köylerin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek ve devam eden projeleri incelemek amacıyla gerçekleştirdiği saha ziyaretlerine Harmankaya (Abrenk) köyü ile devam etti. Altyapı ve sosyal projeler mercek altında Ziyaret sırasında köyün genel durumu hakkında kapsamlı incelemelerde bulunan Kaymakam Arıkan, özellikle altyapı sistemleri, yol düzenlemeleri ve sosyal yaşam alanlarına yönelik yürütülen çalışmaları yakından takip etti. Harmankaya Köyü Muhtarı Kemal Dilden’den projelerin son durumu hakkında detaylı teknik bilgi alan Arıkan, çalışmaların planlanan sürede tamamlanması talimatını verdi. Vatandaş odaklı çözüm masası Köy ziyaretinin en önemli ayağını ise vatandaş buluşması oluşturdu. Harmankaya sakinleriyle bir araya gelerek samimi bir sohbet gerçekleştiren Kaymakam Arıkan, köy halkının ihtiyaç ve taleplerini bizzat dinledi. Sorunların çözümü noktasında ilgili birimlere talimat veren Arıkan, devletin tüm imkânlarıyla vatandaşın yanında olduğunu vurguladı. Kaymakam Emirhan Arıkan, misafirperverliklerinden dolayı Harmankaya köyü sakinlerine ve Muhtar Kemal Dilden’e teşekkür ederek köyden ayrıldı.
Yozgat Yozgat Belediyesi cari açığını kapattı Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan iki yıllık görev süresinde yaptığı çalışmaları kamuoyuna duyurdu. Yozgat Büyük Sinema Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşma yapan Başkan Arslan, gündemde başlıca yer tutan su problemine dikkat çekerek sözlerine başladı. Arslan, "Su üzerinden gündelik siyaset yapmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Maalesef su kaynakları çok az olan bir ilde yaşıyoruz ve suyumuz yok. Bunun dışında konuşulan her şey algı oluşturmaktır. Dün Nohutlu’daki su depomuza yakın bir yerde bir sondaj vurduk, saniyede 5 litre su aldık. Bugün Fatih Mahallesinde bir sondaj vurduk, saniyede 8 litre su da oradan aldık. Yozgat’ta su bulabileceğimiz her yerde sondaj yapıyoruz" dedi. Her yıl Yozgatlılara hesap vermeyi planladığını söyleyen Başkan Arslan, "2023’te cari açığımız yüzde 45’ti. 2024’te cari açığımız yüzde 5,4 idi. Şimdi cari açığı kapatıp artıya geçtik. Geldiğimiz noktada yüzde 45 cari açık sıfırlanmış ve artıdayız" diyerek tutulan hesaplara değindi. Nohutlu Tepe’ye yapılan yol çalışması, Kuzey Park yolu, Kent Park Kavşağı, TOKİ sanayi bağlantısı yolu, bulvar çalışmaları ve konak çalışmaları gibi çeşitli projeler hakkında bilgi veren Başkan Arslan, Yozgat’ın her tarafını bulvar ve caddelerle buluşturacağını belirtti. Katkı sunanlara teşekkür eden Başkan Arslan sözlerini sonlandırdı.
Erzincan Kemaliye’nin asırlık mirası "Gazenne kumaşı" dünyaya açılıyor Kemaliye’nin coğrafi işaretli Gazenne kumaşı, modern dokunuşlarla yeniden hayat buluyor. Kaymakamlık koordinesinde hazırlanan projeyle, asırlık kumaşın markalaşması ve kadın istihdamına katkı sağlaması hedefleniyor. Erzincan’ın tarihi ve kültürel dokusuyla ünlü ilçesi Kemaliye (Eğin), geleneksel el sanatlarını ekonomiye kazandırmak için dev bir adım attı. Kemaliye Kaymakamı Emirhan Arıkan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, "Gazenne Kumaşının Geliştirilmesi ve Markalaşması Projesi"nin yol haritası belirlendi. Kültürel miras modern tasarımla buluşuyor Yüzyıllardır Kemaliye yöresindeki el tezgâhlarında, kendine özgü desenlerle dokunan Gazenne kumaşı, coğrafi işaret tesciliyle koruma altına alınmıştı. Kemaliye Nimet Talu Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Kübra Akay tarafından sunumu yapılan projeyle, bu geleneksel üretimin modern tasarımlarla birleştirilerek ulusal ve uluslararası pazara sunulması hedefleniyor. Toplantıda öne çıkan temel stratejiler şunlar oldu: Sürdürülebilir Gelir: Kadın emeğinin istihdama dönüştürülerek yerel ekonominin güçlendirilmesi. Markalaşma: Katma değerli ürünlerle Gazenne kumaşının bir dünya markası haline getirilmesi. Tanıtım: Geleneksel kumaşın modern moda ve ev tekstili dünyasına entegre edilmesi. Kaymakam Arıkan: "Ekonomik Değere Dönüştüreceğiz" Toplantıya Kemaliye Kadınlar Derneği Başkanı Nurcan Özçelik, dernek yöneticileri ve akademisyenler katıldı. Kaymakam Emirhan Arıkan, kültürel mirasın sadece korunmasının yeterli olmadığını, bu mirasın gelecek nesillere aktarılması için ekonomik bir değer kazanması gerektiğini vurguladı. Arıkan, "Kaymakamlık olarak bu projenin en büyük destekçisiyiz" dedi. Gazenne kumaşından ilk ürün takdim edildi Programın sonunda, Kemaliye Kadınlar Derneği tarafından tamamen (%100) Gazenne kumaşından el emeğiyle dikilen özel bir gömlek, Kaymakam Emirhan Arıkan’a takdim edildi.
Adana Şehitlerin ismi geleceğe nefes oldu Adana’nın Kozan ilçesinde yangın sonrası küle dönen ormanlık alanda, şehit ve gazilerin isimlerini taşıyan fidanlar yeniden yeşertilmek üzere toprakla buluştu. Kozan Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği koordinesinde düzenlenen etkinlikte, Kozan Bucak Ortaokulu öğretmenleri, öğrencileri, şehit yakınları ve gazilerle bir araya gelerek anlamlı bir çevre hareketine imza attı. Kozan Köseli Mahallesi’nde geçmişte meydana gelen orman yangınlarından zarar gören alana fidan dikimi gerçekleştirdi. Her fidana bir kahraman ismi "Geleceğe Nefes" sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikte, her bir fidana Kozanlı bir şehit veya gazinin ismini verdi. Dikilen fidanların üzerine isim levhaları asılırken, duygu dolu anlar yaşandı. Öğrenciler, vatan savunmasında canını ortaya koyan kahramanların isimlerini yaşatmanın gururunu yaşarken, şehit aileleri de evlatlarının adının bu fidanlarla büyüyecek olmasından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi. "Vatan ve Doğa Sevgisini Birleştirdik" Kozan Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Gazi Ali Rumi Küntaş, etkinliğin hem çevre bilinci oluşturmak hem de milli değerlere sahip çıkmak adına büyük önem taşıdığını ifade ederek, "Yanan orman alanlarımızı yeşertirken, bu topraklar için canını feda eden kahramanlarımızı da unutmadık. Her fidan bir can, her isim bir onur vesilesidir. Bu etkinliğe destek veren Bucak Ortaokulu ailesine teşekkür ediyoruz," ifadelerini kullandı. Etkinlik, dikilen fidanların ardından toplu fotoğraf çekimi ve dualar eşliğinde sona erdi.