GÜNDEM - 07 Şubat 2018 Çarşamba 10:30

GTÜ yapay deri üretecek

A
A
A
GTÜ yapay deri üretecek

GTÜ tarafından üç boyutlu biyoyazıcılarda yapay deri üretilecek. Geliştirilecek deri çipi ile kişisel tıp uygulamalarına olanak sağlanırken, deneylerde hayvan kullanımı ortadan kaldırılacak.

Bilim dünyasında yeni olarak başlayan deri çipi çalışmaları Türkiye’de ilk defa Gebze Teknik Üniversitesi’nde (GTÜ) proje olarak ele alınacak. GTÜ Biyomühendislik Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Akpek’in TÜBİTAK destekli 'Çok katmanlı deri dokularının 3D biyoyazıcılar ile üretilmesi, mikroakışkan biyoreaktörler ile geliştirilmesi, çip üzerine deri uygulamaları için değerlendirilmesi ve biyonik kol uygulamaları için olası kullanımlarının araştırılması' projesi adı altında GTÜ Biyoyazıcılar ve Organ Çipleri Laboratuvarı’nda yapay deri çalışmaları yapılacak.

Türkiye’de ilk kez gerçekleştirileceği belirtilen organ çipi (deri çipi) çalışmaları sayesinde kozmetik ve sağlık sektöründe birçok soruna çözüm üretilmesi hedefleniyor. Çalışmalarının odak noktasında olan deri çipi ile ilgili açıklama yapan Akpek, çip ile kişiselleştirilmiş sağlık uygulamaları için önemi bir gelişme sağlanacağını söyledi. Akpek, kozmetik ürün ve ilaç geliştirilmesinde uygulanan hayvan deneylerinin bu sayede ortadan kalkacağını ekledi.

Hayvan deneyleri son bulacak

Projede geliştirilecek çalışma ile 3D biyoyazıcılarla üretilen çok katmanlı deri dokusunu deri çipi olarak kullanılarak deriye yönelik ilaç geliştirilmesi sağlanırken, biyonik kollara eklemlenerek daha gerçekçi protezler üretilmesini gerçekleştirilecek. Akpek çalışma ile ilgili, "Kozmetik amaçlı bir ürün üretildiği zaman hayvan deneyleri kullanılarak ürün geliştiriliyor. Hayvanlara büyük eziyetlere neden olabiliyor. Bizim yapacağımız deri çipi ile hayvan deneyine gerek kalmadan, sadece bir çip ortamında bir ilaca veya kimyasal ürüne deri ne reaksiyon verecekse deri çipimiz de aynı şekilde reaksiyonu verecek. Bu konu dünyada çok yeni bir konu 2014 yılında Amerika’da başlatıldı, ilk kez Türkiye’de GTÜ'de bu çalışmayı uygulayacağız. Çip, ilaç etkinliği testlerinin süresini hızlandırıp kısa sürede sonuç alınmasını sağlayacak. Çiple hastaya göre kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarının yapılması daha yaygın ve sonuçlarının alınması hız kazanacak" dedi.

Protezler üzerinde çalışılacak

Üç boyutlu deri üretiminin kısmen Türkiye’de daha önce yapıldığını belirten Akpek, projeyi diğer çalışmalardan ayıran farkın deriyi çok katmanlı üretecek olmalarından kaynakladığını söyledi. Derinin vereceği reaksiyonların tümünü elde edebilmek için deriyi tam olarak üretmeleri gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Ali Akpek, projenin bir diğer boyutunu ise protezlerde kullanılabilecek bir yapı oluşturmak olarak açıklayarak, "Üreteceğimiz deriyi, elektronik kollarda da kullanacağız. Elektromekanik bir sistemin üzerine organik bir kaplama gerçekleştireceğiz daha gerçek bir yapay kol üretmiş olacağız. Yapay deriler biyoreaktör ortamı dışında uzun süreler hayatta kalamıyor. Bazı çözümlerle bu süreyi uzatmaya çalışacağız. Protez üzerine insanın orta ve uzun vadede kendi hücrelerinden elde edilmiş olan hücrelerini ekleyeceğiz kendi hücrelerinden oluşturulmuş bir yapay kol üretebileceğiz. Özellikle uzvu olmayan çocuklarda aidiyet hissi oluşturacak, kendisini eksik hissetmesini önleyecek, bu durumdan kaynaklı psikolojik hastalıkların da önüne geçilebilecek" ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de 48 kadına ücretsiz meme taraması İzmir Ticaret Odası 21. Kişisel Bakım, Kuaför, Güzellik Salonları ve Kuru Temizleme Grubu, Start Beauty Expo İzmir Estetik Kozmetik ve Güzellik Fuarı’nda kanserde erken teşhisin önemine dikkat çekmek için “Kontrolü ele al” sloganıyla sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdi. Proje kapsamında 25-26-27 Ekim tarihlerinde 40-69 yaş aralığındaki 48 kadına, Gaziemir Fuar alanında konumlanan pembe renkli KETEM (Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi) tırında, ücretsiz meme taraması yapıldı. Kadınların 3 gün boyunca ücretsiz mamografi çekimi yaptırdığı organizasyonun ilk gününe, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Jülide Tutan ve Nuray Eyigele İşleyen, Meclis Üyeleri Adile Dilek Mutlutürk ve Sevgi Tükeler, 16. Giyim Eşyaları, İmalat ve Toptan Ticareti Grubu Meslek Komitesi Başkanı Ayhan Seyfeli, 51. Mesleki Bilimsel ve Teknik Faaliyetler Grubu Meslek Komitesi Üyesi Emre Pınar Kılıç katıldı. Organizasyonun ikinci gününde İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğrenci kulübü öğrencileri pembe t-shirt ve pembe kurdele ile KETEM Tırı önünde bilgilendirme masası kurdu. Öğrenciler tırı ziyaret eden kadınlara eğitici broşürler dağıttı ve meme maketi aracılığı ile bilgilendirme yaptı. İzmir Ticaret Odası olarak kadınlara yönelik sosyal sorumluluk projelerini çok önemsediklerini belirten İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Jülide Tutan, “Biliyoruz ki farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları sayesinde hastaların yarısına yakını erken teşhis alıyor. Erken teşhis de hayat kurtarıyor. Bu ay boyunca yaptıklarımızı tüm yıla yaymalı, bu hastalık nasıl önlenebilir, nasıl erken tanı alınır, konularını kadınlarla paylaşmalıyız” dedi. Meme kanserinin tespiti için mamografi çekilmekten kaçılmaması gerektiğini vurgulayan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Eyigele İşleyen ise, “Ne olur mamografiden kaçmayalım. 40 yaşından sonra 70 yaşına kadar her yıl taramamızı yaptıralım. Meme kanseri ölümcül bir hastalık değildir. Ertelemeyelim, korkmayalım ve üşenmeyelim” diye konuştu.
Eskişehir Sakaryabaşı’ndaki kuraklık vatandaşları tedirgin etmeye devam ediyor Eskişehir’in Çifteler ilçesinde yer alan ve Sakarya Nehrinin ilk doğum yeri olan Sakaryabaşı kaynağı bir süredir kuraklık ile mücadele verirken Belediye Başkanı Zehra Konakçı, ""Sakaryabaşı için DSİ harekete geçecek mi, geçmeyecek mi?" diye sordu Çifteler’in ve hatta Eskişehir’in en önemli temiz su kaynaklarından biri olan Sakaryabaşı’nda yaşanan kuraklık vatandaşları tedirgin etmeye devam ediyor. Sakaryabaşı’nda yaşanan su çekilmesi ve kuraklık hadisesi bir süredir şehir kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Konu ile ilgili medya organlarında birçok haber çıkmasına, sosyal medya kanallarında birçok içerik paylaşılmasına mukabil Sakaryabaşı suyunun kontrolünü elinde bulunduran Devlet Su İşleri’nden henüz, herhangi bir nitelikli açıklama gelmemiş durumda. Sakaryabaşı’ndaki büyük ve küçük havuzlardan oluşan rekreasyon alanını geçmişte olduğu gibi tam kapasite ile faaliyete geçirmek isteyen Çifteler Belediyesi yaşanan bu duruma tepkili. Başkan Konakçı, "Sakaryabaşı kurtarılacaksa öncelikle DSİ’nin olumlu bir adım atması gerekmektedir" Çifteler Belediye Başkanı Zehra Konakcı konu ile ilgili açıklamasında, Çiftelerliler ve Çifteler Belediyesi olarak, ilçemizin can damarı olan Sakaryabaşı suyunun kuraklık tehdidi altında olmasından dolayı oldukça rahatsızız olduklarını belirtti. Başkan konakçı, "Buradaki mesele Çifteler Belediyesi’nin yalnızca rekreasyon havuzlarını doldurmak ve ilçe turizmini ne pahasına olursa olsun canlandırmak değil. Elbette birincil arzularımız arasında Sakaryabaşı havuzlarını doldurmak ve ilçe turizmini canlandırmak var. Ancak bunu yapmadan önce de sorunun ana kaynağına inmek ve sorunun çözümlerini bulmak istiyoruz. Maalesef Sakaryabaşı’ndaki sorun havuzları doldurmanın çok ötesinde. Bugün kış aylarına geçmemize rağmen Sakaryabaşı’ndaki su seviyesi istediğimiz gibi değil. Bu ilçemiz için büyük endişe kaynağı. Sakaryabaşı’ndaki temel sorunlar tarımda suyun yanlış kullanımı, yaşanan iklim krizleri ve suyun yanlış yönetimi. Sakaryabaşı suyu bu nedenlerle ciddi bir manipülasyon altında. Öncelikle bu sorunun çözüme kavuşturulması için çalışmaların başlaması gerekiyor. Bu konuda sorumlu olan kurum DSİ’ye bir resmi yazı yazdık. Sorunun nasıl çözülebileceğini sorduk, ama yanıt alamadık. İlçemize Devlet Su İşleri Bölge Müdürü geldi, durumu yerinde inceledi fakat bu inceleme sonrasında da DSİ çözüme yönelik herhangi bir adım atmadı. Sakaryabaşı kaynağında suyun yönetimi DSİ’ye aittir. Çifteler Belediyesi’nin suyun yönetiminde bir yetkisi yoktur. Bu sebeple, Sakaryabaşı kurtarılacaksa öncelikle DSİ’nin olumlu bir adım atması gerekmektedir. Yine, Sakaryabaşı kaynağındaki kuraklığa çözüm arayışında bölgedeki tarım ürünü deseninin değişmesi gerekiyorsa bu alanda da sorumluluk Tarım ve Orman Bakanlığı ile DSİ’ye aittir" diye belirtti.
Balıkesir Balıkesir itfaiyesinin eğitim tatbikatı gerçeği aratmadı Balıkesir’de itfaiye ekiplerince gerçekleştirilen tatbikat gerçeği aratmadı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, kentin huzur ve güvenliği için 24 saat 680 personel ve 172 araçla sahada çalışmalarını sürdürüyor. Ekipler, yangın, trafik kazaları ve kurtarma gibi olaylarda daha hızlı ve etkin müdahale edebilmek için hizmet içi eğitimlerine devam ediyor. Göreve yeni başlayan 16 itfaiye personeline 80 saatlik teorik eğitimlerini bitirmelerinin ardından 40 saatlik bir uygulama eğitimi verildi. Temel itfaiyeci eğitiminde koruyucu ekipman kullanımından yangında yön bulmaya, ısıya dayanıklılık eğitiminden trafik kazasına müdahaleye kadar pek çok konuda gerçek durumların senaryolaştırıldığı eğitimlerde itfaiyeciler büyük bir özveriyle mücadele ederek yangını söndürdü. Balıkesir itfaiyesinin her geçen gün güçlendiğini söyleyen İtfaiye Daire Başkanı Nazım Ergelen, “Balıkesir İtfaiyemiz, Türkiye’nin en başarılı sayılı itfaiyelerinden biri. Biz de ekibimizi güçlendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, olaylara hızlı ve etkili müdahalelerde bulunabilmek için özellikle de aramıza yeni katılan arkadaşlarımıza teorik ve uygulamalı temel itfaiyecilik eğitimi veriliyor. Tehlikeye düşmüş her canlının imdadına koşmak için tüm ekiplerimizle 7 gün 24 saat görev başındayız” ifadelerini kullandı. “Bir can kurtardığımızda verdiği mutluluk tarif edilemez” Mesleğini çok severek ve isteyerek seçtiğini söyleyen itfaiyeci Aylin Günsel, “Burada hizmet içi eğitimimizi görüyoruz. İtfaiyenin yaptığı işler, yangın söndürme; ülkemizde zaten görüyorsunuz son zamanlarda doğal afetler, yangınlar çoğaldı. Benim de ülkeme, dünyaya bir katkım bulunması adına bu işi seçtim. Açıkçası bölümümden ve yaptığım işten çok memnunum. Bu işi canı gönülden yapmak yeterli bizim için. Çünkü bir can kurtardığınızda, hayvan olsun ya da insan olsun hiç fark etmez; verdiği mutluluk tarif bile edilemez. Biz burada eğitimdeyiz ama eğitimde söndürdüğümüz yangının alevinin bile sönüşünü görmek bizi mutlu ediyor” dedi. “Hayat kurtarmayı seviyoruz” Balya Grup Amirliğinde görev yapan Hamit Önel, “Eğitimlerimiz gayet güzel, hocalarımız deneyimli. İtfaiyecilik çok güzel. Hayat kurtarmayı, can kurtarmayı seviyoruz. Edremit’ten, Burhaniye’den, Bandırma’dan gelen, Altıeylül’de görev yapan arkadaşlarımız var. Ben Balya’dan geliyorum. Eğitimlerimiz de oldukça güzeldi” şeklinde konuştu. “İyi ki itfaiyede çalışıyorum” Eğitimlerde gerçek durumların senaryolaştırılmasıyla olaylara nasıl müdahale ettiklerini anlatan Didem Kaykın, “Öncelikle ısıya ne kadar dayanıklılığımızın olduğunu ölçüyoruz. Cansız manken çıkarmaya çalışıyoruz. Arama kurtarmalarımız, trafik kazalarımız var. Ben aynı zamanda deprem bölgesine gönüllü olarak gittim. İtfaiyeyi seçmemin en büyük artısı orada itfaiyecilerin ne kadar canla başla çalıştığını görmek. Orada kurtarma çalışmaları sırasında bir can çıkardıklarındaki yüz ifadelerine bakmak en büyük artısı zaten. O yüzden iyi ki itfaiyede çalışıyorum” dedi. “Teorik ve uygulamalı eğitimler veriyoruz” Uygulamalı eğitimlerle ilgili bilgi veren Eğitmen İtfaiyeci Metin Derli, “Eğitimlerimizde şu an yeni giren personelimiz var, 16 kişi. Onlara 80 saat teorik, 40 saat ise eğitim sahamızda pratik olarak uygulamalı eğitim veriyoruz. Temel itfaiyeci eğitimi. Bu eğitimler 120 saat ile sınırlı kalmayacak. Her şeyi öğretiyoruz. Gerçekten bizim işimiz tehlikeli bir iş. Arkadaşlar bunun farkına varıyor burada. Koruyucu ekipman kuşanımı, bakımı, onarımı ve yangında yön bulma, karanlık ortamda yön ile yaralı bulma eğitimlerimiz var. Ayrıca ısıya dayanıklılık eğitimlerimiz var. Yangın odası dediğimiz bir odamız var. Orada sıcaklık 900 ila bin dereceye kadar çıkıyor. Orada maksadımız arkadaşlarımızı ısıya alıştırmak, backdraftı önlemek. Backdraft hakkında eğitim verdik. Bir de otobüs yangını senaryomuz vardı. Ona müdahale etti arkadaşlarımız. Gerçek bir yangınla karşılaştıklarında ne yapacaklarını görsünler diye. Trafik kazalarına müdahale eğitimimiz var. Ertesi gün iple kuyudan adam kurtarma, ip teknikleriyle kuyudan kurtarma çalışmasını nasıl yaparız diye bir çalışmamız var. Enkazda nasıl çalışma yaparız, yaralıyı nasıl buluruz? Bunlarla ilgili çalışmalarımız var” şeklinde konuştu.