SAĞLIK - 15 Ekim 2021 Cuma 11:14

Hamileler Covid-19 aşısı olabilir

A
A
A
Hamileler Covid-19 aşısı olabilir

Sosyal medyada ve internette dolaşan yanlış bilgilerin hamilelerin aşı olmasına engel olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Aşılamanın yaygın olduğu İsrail ve ABD gibi ülkelerde yıllık doğum hızlarında önceki yıllara göre bir farklılık olmamıştır. Türkiye’de kullanılan Covid-19 aşıları canlı aşı değildir, anneye veya bebeğe virüs bulaşma ihtimali yoktur” dedi.

Covid-19 aşısının doğurganlığı etkilediğine dair yanlış bilgilerin sıkça paylaşıldığını vurgulayan VM Medical Park Samsun Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, uyarılarda bulundu.

Aşı olmamış hamilelerde delta varyantı artıyor

Covid-19 aşısı olmamış hamilelerde Delta varyantı sıklığının arttığını belirten Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Covid-19; Delta varyantı ile aşı olmamış enfekte hamilelerde hastalık daha ağır seyretmekte, hastaneye ve yoğun bakıma yatış ve ölüm sıklığı artmaktadır. Bebekler açısından ise erken doğum ve dolayısı ile bebeğin yeni doğan ünitesine yatışı gerekebilir. Prematüre bebeklerin yaşamlarında uzun süren ciddi sağlık sorunları olabilir. Bir bebek erken doğduğunda, prematürelikten kaynaklanan ciddi, uzun süreli sağlık sonuçları olabilir. Ayrıca gebelik ölü doğum ile sonuçlanabilir” diye konuştu.

Hamilelikte Covid-19 riskinden korunmanın en iyi yolu aşı olmak

Covid-19 aşısının hamile olan, emziren, gelecekte hamilelik düşünen anne adayları da dâhil olmak üzere 12 yaş ve üzerindeki tüm kişilere önerilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Leblebicioğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Hamilelik sırasında Covid-19 aşısının güvenliği ve etkinliği hakkında kanıtlar artmaktadır. Bu veriler, Covid-19 aşısı olmanın faydalarının, hamilelik sırasında aşılamanın bilinen veya potansiyel risklerinden daha ağır bastığını göstermektedir. Aşı, hamile kadının yoğun bakıma alınması ve bebeğin erken doğumu dâhil olmak üzere hem kadınlar hem de bebekler için hamilelikte Covid-19 riskine karşı korunmanın en iyi yoludur.”

Aşı olanlar emzirmeye devam edebilir

Covid-19 aşıları da dâhil olmak üzere herhangi bir aşının kadınlarda veya erkeklerde doğurganlık sorunlarına neden olduğuna dair bir kanıt olmadığının altını çizen Prof. Dr. Leblebicioğlu, “Hamilelik planlayan kadınların aşılamadan sonra hamilelikten kaçınmalarına gerek yoktur. Hamile ve yakın zamanda hamile olan kişilerin, hamile olmayan kişilere kıyasla Covid-19 ile ciddi şekilde hastalanma ihtimali daha yüksektir. Covid-19 aşısı olmak, hamileleri Covid-19'dan kaynaklanan ciddi hastalıklardan koruyabilir. Covid-19 aşısı olanlar emzirmeye devam edebilirler. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın aşı uygulanacak kişiler listesinde hamileler ve emziren kadınlar yer almaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Savunma Bakanı Güler ve TSK komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde TSK Komuta Kademesi ile katıldığı Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda konuşma yaptı. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşliğe vurgu yapan Bakan Yaşar Güler şunları söyledi: "Bu anlamlı ve özel günde, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor, kardeş Azerbaycan ordusunun Silahlı Kuvvetler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Bu vesileyle sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın da selamlarını iletiyor, sizlerin şahsında gardaş Azerbaycan halkına da buradan saygılarımı sunuyor, selamlarımı gönderiyorum. Sözlerimin başında Azerbaycan’ın egemenliği ve bağımsızlığı için cesaret ve fedakârlıkla mücadele ederken şehadete ulaşan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza acil şifalar diliyor, şehitlerimizin ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum." "Ülkelerimizin caydırıcılığı artırması tercih değil zorunluluktur" Bölgede yaşanan gelişmelerin ardından iki ülkenin caydırıcılığının artırılmasının bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Güler, "Hörmetli gardaşlarım, hepinizin yakından takip ettiği üzere küresel ve bölgesel düzeydeki risk ve tehditlerin çapı ve etkisi her geçen gün artmaktadır. Tüm bu gelişmelerin barışı, istikrarı ve refahı tehdit ettiği bu süreçte; stratejik konumdaki ülkelerimizin her alanda güçlü olması ve caydırıcılığını artırması bir tercih değil zorunluluktur. Böylesine kritik bir ortamda, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel düzlemdeki yakın iş birliği de her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Stratejik ortaklığa sahip ülkelerimiz arasında iki devlet ilişkisinden ziyade ezeli ve ebedi kardeşlik bağları ile sarsılmaz bir dayanışma ruhu vardır. Şu bir gerçektir ki Azerbaycan-Türkiye ilişkileri çok köklü, çok güçlü, çok boyutlu ve derindir. Ülkelerimiz tarih boyunca sevinç ve kederleri birlikte yaşamış, zorlu zamanlarda birbirine destek olmuş, her koşulda yan yana durmuştur" ifadelerine yer verdi. "Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür" Türkiye ile Azerbaycan arasındaki iş birliğinin devam edeceğini belirten Güler, "Tarihten gelen bu birliktelikle Türkiye ve Azerbaycan arasında başta savunma ve güvenlik olmak üzere hemen her alanda yakın iş birliği bulunmaktadır. Bu kapsamda silahlı kuvvetlerimiz omuz omuza çalışarak birçok faaliyeti başarıyla icra etmektedir. Öyle ki karşılıklı personel eğitimlerinden, kardeş Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile icra edilen ikili ve çok uluslu tatbikatlara kadar geniş bir alanda ortak faaliyetlerimiz artan bir etkinlikle sürdürülmektedir. Şu bir gerçek ki Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür. Bu gücümüzü ‘Vatan Muharebesinde’ tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Bugün Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz" dedi. Azerbaycan’ın zaferi tüm Türk dünyası için gurur kaynağı oldu Azerbaycan’ın zaferinin önemini vurgulayan Bakan Güler, "Özellikle belirtmeliyim ki, şanlı Azerbaycan ordusunun, ‘Vatanı gülistan olsun, ay yıldızlı ve üç renkli bayrağı özgürce dalgalansın’ diye bu muharebede elde ettiği zafer, sadece Azerbaycan için değil tüm Türk dünyası için de büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Milli marşta da yer aldığı gibi ‘Senin için can vermeye hepimiz hazırız!’ sözünden ilham alan muzaffer Azerbaycan ordusunun her bir neferi, bu mısraları Karabağ’da fiilen yaşatmış, namus bildiği vatan toprağı için kanıyla tarih yazmıştır. Onlar, emsalsiz cesaretleri ile vatan sevgisinin ne demek olduğunu ortaya koymuş ve kalplerimizde çok özel bir yer kazanmışlardır. Yüreği daima yurt aşkıyla yanıp tutuşan, vatan sevdasıyla yoğrulmuş bir inanmışlık timsali olan kahramanlarımız, anasının sütünü ancak vatana hizmetle helal kılacağını bilmiş, gözünü kırpmadan ‘Bu toprağa can kurban’ demişlerdir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin ruhunu oluşturan askeri gelenek / işte bu milli ve manevi değerlere olan bağlılıktır. Toprağını 30 yıl boyunca sabırla bekleyen, tek bir gün bile hakkından vazgeçmeyen can gardaşlarımız, kendi topraklarına öz evlatlarıyla, değerlerine sımsıkı bağlı öz ordusuyla kavuşmuşlardır" ifadelerini kullandı. "Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" İki devlet tek millet anlayışı ile başta savunma olmak üzere iş birliklerinin üst seviyeye taşınması hedeflendiğini söyleyen Bakan Güler, "Bu şanlı zafer, aynı zamanda Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarın hâkim olması için de büyük bir kapı aralamıştır. Elde edilen bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi ve kalıcı barış antlaşmasının imzalanması da yegâne temennimizdir. Tüm bunlarla beraber, kalıcı huzurun sağlanabilmesi için ülkelerimizin silahlı kuvvetlerinin daha etkin, daha güçlü ve caydırıcı olması gerekmektedir. Bu kapsamda Türk ve Azerbaycan orduları arasındaki yakın iş birliği, güçlü entegrasyon ve sarsılmaz dayanışma da bölgedeki barış ve istikrarın devamı için vazgeçilmez önemdedir. Dolayısıyla başta savunma sanayi ve askeri iş birliği olmak üzere her alanda ortaya koyduğumuz birlikteliği daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz. ‘İki Devlet, Tek Millet ve Tek Ordu’ anlayışı ile tatbikatlardan eğitim faaliyetlerine, mayın temizleme çalışmalarından karşılıklı personel görevlendirilmesine kadar yakın iş birliğimizi, etkin bir şekilde sürdüreceğiz. Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" şeklinde konuştu. Bakan Güler konuşmasının sonunda Türkiye ve Azerbaycan’ın kurucu liderleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Aliyev’i, iki ülkenin şehit ve gazilerini yad etti.