SPOR - 12 Ağustos 2015 Çarşamba 11:33

Hamza Hamzaoğlu: '3 kupa yetmez'

A
A
A
Hamza Hamzaoğlu: '3 kupa yetmez'

Galatasaray Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, 'Bugün 3 kupayla resim veriyoruz ama bu yetmeyecek bize. Yenilerini eklememiz gerekecek. Biz de bu gidişle çalışmalarıma devam edeceğiz' dedi.

Spor Toto Süper Lig 2015-2016 sezonu ilk hafta maçında deplasmanda Sivasspor ile karşılaşacak olan Galatasaray'da çalışmalar sürüyor. Antrenman öncesi açıklamalarda bulunan teknik direktör Hamza Hamzaoğlu, oyuncuların emekleri sayesinde bu gururu yaşadıklarını belirterek oyuncularını kutladı.

Hamzaoğlu, "Yavaş yavaş, adım adım bu hedefe ulaşmayı doğru bulduk ve sonunda hedeflediğiniz 3 kupayı da müzemize getirdik. Bugün 3 kupayla resim veriyoruz ama bu yetmeyecek bize. Yenilerini eklememiz gerekecek. Biz de bu gidişle çalışmalarıma devam edeceğiz. Galatasaray camiası daha iyi başarılılar mutlaka yakalayacaktır" dedi.

"MAKSATLI OLAN ELEŞTİRİLERE KARŞIYIM"
Yapılan eleştirileri değerlendiren deneyimli teknik adam, "Bugün Fatih hoca UEFA'yı aldığında da eleştirildi. Bizim ülkemizde böyle. İsterseniz 5 kupa kazanın. Bir gün gelecek mağlup olacak, bir gün gelecek kötü oynayacaksınız. Herkes bugünkü duruma göre eleştirilerini yapacak. İşin doğasında var. Ben maksatlı olanlara karşıyım. Gerçek ortada, 3 kupayla sezonu tamamladık. Sanki herkes tesadüfmüş gibi algılıyor insanlar. Biz işimizle ön planda olmayı seven insanlarız" ifadelerini kullandı.

MELO KARARINI CUMA GÜNÜ VERECEK
Teknik patron Hamza Hamzaoğlu, Melo'nun son kararını Cuma günü vereceğini söyledi. Hamzaoğlu, Melo ya da onsuz devam edeceklerini, Melo yokmuş gibi planlarını yaptıklarını söyleyerek, "Hiçbir oyuncumu ben dışarıda bırakmam. Tamam onun görüşüne saygı duyduk. Tabi ki gidebilir ama gitmezse de bizim kontratlı oyuncumuz" açıklamalarında bulundu.

"KADROUMUZU HEM BUGÜNE HEM DE YARINA HAZIRLIYORUZ"
Oumar Niasse transferi hakkında da açıklamalarda bulunan Hamzaoğlu, "Niasse benim eski oyuncum. Mutlaka bize katkı sağlayacaktır. Şuan netleşmiş bir şey yok. Karar vermiş değiliz. Onla olduğu gibi başka oyuncularla ilgili de düşüncemiz var. Önümüzde Sivas ile oynayacağı lig maçı var. Madrid ile oynayacağımız bir maç var. Öyle yüzeysel geçilecek bir maç değil. Madrid maçı Avrupa'da nerede olduğumu net gösterecek. Ondan sonra da ihtiyacımız olan yerler varsa da transfere gideceğiz. Sanki Galatasaray çok zor durumda da transfer yapamıyor gibi bir algı var. Biz Galatasaray takımıyız. Biz iyi oyuncuları da alabilecek güce sahibiz. Bugün 3 kupayla oturuyoruz ama bundan sonraki seneleri de düşünmeliyiz. Her şeyi transfere bağlamamak lazım. Bence bu çok yanlış. Biz kişilerle değil takım olarak, kulüp olarak başarılar sağlamak istiyoruz. Kadromuzu hem bugüne hem de yarına hazırlıyoruz" şeklinde konuştu.

"OZAN TUFAN İLE İLGİLİ BAŞKANLAR GÖRÜŞÜYOR"
Hamzaoğlu, Galatasaray'a transferi gündemde olan Bursasporlu oyuncu Ozan Tufan hakkında da konuştu. Deneyimli teknik adam, "Ozan ile ilgili başkanlar görüşüyorlar. Henüz daha bitmiş değil ama inşallah Ozan'ı da aramızda görürüz. Her şeyin bir değeri var. Değerin üstünde de harcamaya ben kendimde karşıyım" diye konuştu.

"ALEX TELLES'E VERİLEN RAKAM BİZİ TATMİN ETMEDİ"
Alex Telles'e verilen rakamın kendilerini tatmin etmediğini ifade eden Hamzaoğlu, "Alex'in değerine yakın olsaydı göndermeyi düşünebilirdik. Artık hep alan değil biraz da oyuncuları satan ve kulübüne de girdi sağlayan bir kulüp olmamız gerekiyor" dedi.

SNEIJDER'İN MENAJERİ İLE GÖRÜŞÜLECEK
Stoper konusunda da sayıca eksiklerinin olmadığını belirten Hamzaoğlu, bulabilirlerse stoper transferi yapacaklarını söyledi. Sneijder'in sözleşmesi için de yönetimle görüştüklerini vurgulayan deneyimli teknik adam, yakın zamanda Sneijder'in menajeri ile görüşeceklerini belirtti.

"İYİ TEKLİF GELİRSE MUSLERA'YI GÖNDERİRİZ"
Takımdan istenilen oyuncular hakkında da açıklamalarda bulunan Hamzaoğlu, "Her oyuncumuza iyi bir teklif gelirse, yerini doldurabileceksek gönderebiliriz. Bizler de hedefi olan bir kulübüz. Bir oyuncumuzu gönderirken yerini kapatamazsak göndermeyiz. Muslera'nın da yerini doldurabileceğimize inanırsak gönderebiliriz." ifadelerini kullandı.

"GEÇEN SEZONDAN DAHA ÇEKİŞMELİ BİR LİG OLACAK"
Kazanılan kupalar ve başarılarla, diğer takımların transferleri hakkında ise Hamzaoğlu, "Arsenal'den, geldiğimizde 4 yedik ama taraftar müthişti. Biz o gün kazandık o kupaları. Biz camia olarak sarılır ve kenetlenirsek bugüne kadar olduğunu gibi biz yine camia olarak bu başarıları yakalarız. Diğer takımlar da kadrolarını inanılmaz güçlendirdiler. İddialı takımlar çıkacaktır. Önemli olan takım olmak. Geçen sezondan daha çekişmeli bir yarış olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

"MEHMET TOPAL'A VE FENERBAHÇE CAMİASINA GEÇMİŞ OLSUN"
Dün aracındayken silahlı saldırıya uğrayan Fenerbahçeli Mehmet Topal hakkında ise Hamzaoğlu, "Çok üzüldüm. Akşam aradım Mehmet'i de. 'Bir anda silah sesi duyduk' dedi. Hemen arkadaşına Uygar'a bakmış. Bunları anlamak mümkün değil. İnşallah son olur. Geçmiş olsun Mehmet Topal'a ve Fenerbahçe camiasına." dedi. 

KAAN ÜLKER - MEHMET SELMAN BEKTAŞ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da 1. Kısa Film Yarışması’nın ödülleri törenle sahiplerini buldu Malatya Valiliğinin destekleriyle Yeşilyurt Belediyesi öncülüğünde İnönü Üniversitesi ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen ‘Gençlik ve Ailem’ konulu ödüllü 1. Kısa Film Yarışması’nın ödül töreni yoğun katılımla gerçekleştirildi. Ünlü sanatçıların da katıldığı gecede, dereceye giren genç yönetmenler aile bağlarını, gençliğin sorunlarını ve toplumsal değerleri konu alan filmleriyle izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençlerin sanatsal üretimlerini teşvik etmeyi, aile kavramına dikkat çekmeyi ve toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlayan 1. Kısa Film Yarışması tamamlanırken, dereceye giren genç yönetmenlerin ödülleri düzenlenen törenle takdim edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın destekleriyle ‘2025 Aile Yılı’ etkinlikleri kapsamında gerçekleşen film yarışmasının ödül töreni büyük bir katılım altında gerçekleşti. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem, Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Mehmet Fatih Güven, Kurum Müdürleri, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurulu üyelerinin yanı sıra yönetmenler, sanatçılar, sponsor firma yetkilileri ve öğrenciler katıldı. Çok sayıda filmin yönetmenliğini yapan Ahmet Kapucu ve Abdullah Harun İlhan ile sinema sanatçıları Bora Cengiz, Seher Terzi ve Ömer Duran da törene katılarak genç yönetmenlerin heyecanını paylaştılar. Öğrenciler, yönetmenler ve sanatçılara büyük ilgi gösterdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra devlet konservatuvarı sanatçılarından Orçun Akgün ile Güneş Açıkgöz tarafından gerçekleşen müzik performansı ödül gecesine ayrı bir güzellik kazandırdı. İnönü Üniversitesi öğrencilerinin de yoğun ilgi gösterdiği törenin açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, aileyi anlatan her eserin toplumsal hafızaya önemli katkılar sunduğuna dikkat çekerek, "Aile bizleri ayakta tutan, bizi biz yapan, hafızamızı ve geleceğimizi şekillendiren en kıymetli değerdir. İşte bu yarışma, gençlerimizin aileyi kimi zaman bir anı, kimi zaman bir çatışma, kimi zaman bir umut ışığı, kimi zaman da bir fedakârlık hikâyesi üzerinden nasıl yorumladığını gösteren nadide bir sanat çalışması oldu" dedi. Yarışma için çekilen her filmin ortak değerlere, kültüre ve geleceğe dokunan bir mesaj niteliğinde olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Geçit, "Kısa film, hem duyguyu hem düşünceyi en yoğun biçimde aktaran özel bir sanat dalıdır. Genç yönetmenlerimiz de bugün, kameralarını aile kavramının kalbine çevirerek ortaya hem teknik hem duygusal anlamda çok değerli eserler koydular. Her bir gencimize yürekten teşekkür ediyorum. Onların bu üretkenliği, geleceğimiz adına hepimize büyük umut vermektedir. Bu projeyi birlikte gerçekleştirdiğimiz İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Üniversitesi yöneticilerine ve akademisyenlerine ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gençlerimize hem alan açan hem de rehberlik eden bu güçlü iş birliği, şehrimizin kültür ve sanat hayatını daha da zenginleştiriyor. Jüri üyelerimize de emekleri, titiz değerlendirmeleri ve katkıları için teşekkür ediyorum. Bugün ödül alacak eserler elbette çok kıymetli; fakat yarışmamıza katılan tüm gençlerimizin çalışmaları bizim için aynı ölçüde değerlidir. Çünkü sanatın olduğu yerde kaybeden olmaz, üreten herkes kazanır. Yeşilyurt Belediyesi olarak gençlerimizin yeteneklerini ortaya çıkaracak, onların kendilerini ifade etmesine imkân tanıyacak kültür, sanat ve eğitim projelerine her zaman destek sunmaya devam edeceğiz." diye konuştu. Organizasyonun paydaşlarından olan Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat ise üniversite olarak kültürel ve sanatsal faaliyetlere destek vermeyi öncelik haline getirdiklerini ifade ederken, dereceye giren genç yönetmenleri tebrik etti ve yarışmanın hayata geçmesinde büyük emek sarf eden Yeşilyurt Belediyesi ile tüm kurumlara teşekkürlerini sundu. Aile içi iletişim, kuşaklar arası bağlar, gençliğin sorunları ve umutları gibi konuları ele alan filmler, izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençler, aile birliğini, sevgi bağlarını, kuşaklar arası iletişimi ve aile içindeki dayanışmayı kısa film diliyle etkileyici biçimde yorumladı. Kısa film, sinema, medya ve akademi alanında uzman isimlerden oluşan jüri heyeti filmleri teknik kalite, senaryo derinliği, özgünlük, mesaj gücü ve yönetmenlik başarısı gibi kriterlere göre değerlendirdi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda dereceye giren filmler törende açıklandı. 80 film başvurusundan 41 filmi değerlendirmeye alan jüri heyetinin ortak kararı neticesinde Üniversite ve Serbest Çalışma kategorisinde birinci ‘Kalem’ adlı filmiyle Ahmet Serhat Ak olurken, ikinci ‘Yankı’ filmiyle Serdal Altun, üçüncü ‘Aile’ filmiyle Kübra Bal oldu. Jüri özel ödülüne ‘Civciv’ filmiyle Turgut Kanal ile ‘Anne Seni Annemle Tanıştırayım mı?’ filmiyle Elif Örüm layık görülürken, mansiyon ödülleri ise ‘Çıpa’ filmiyle Kenan Karayiğit ile ‘Bir Sabah Küçük Bir İsyan’ filmiyle Mehmet Rutkay Açıkgöz’e gitti. Ortaokul ve lise kategorisinde ise ‘Okulda Bir Gece’ adlı filmiyle Yusuf Karaaslan ödül almaya hak kazandı. Dereceye giren yarışmacılara ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edilirken, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurullarında görev alan akademisyenlere ve destek sunan sponsor firmalara teşekkür plaketi verildi.
Karabük Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına bilimsel katkı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nin (KAPGEM) yayımladığı 9. Politika Raporu’nda, yatay mimariyle hem Türkiye’nin konut ihtiyacının ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1’lik bir alanında karşılanabileceği hem de depreme dayanıklı ve insani kentler inşa edilebileceği ortaya konuldu. Hazırlanan "Yatay Mimari Politika Raporu" başlıklı rapor, Safranbolu Kampüsü Taş Bina’da düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya; KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, rektör yardımcıları Prof. Dr. Elif Çepni, Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Karaş ile akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Rektör Prof. Dr. Kırışık, üniversite bünyesinde politika üretimi ve sosyal inovasyonu bir araya getiren bütüncül bir yapı inşa ettiklerini belirtti. Kırışık, "Bir ekosistem kurmaya çalışıyoruz. Ekosistemimizin birinci ana parçası Sosyalfest idi. İkinci ana parçası KAPGEM idi. Şimdi üçüncü parçasını kuruyoruz. O da Sosyal İnovasyon Merkezi" dedi. Sosyal İnovasyon Merkezinin kuruluş kararının alındığını ifade eden Kırışık, bu yapıyla üniversitedeki projelerin ve KAPGEM bünyesinde geliştirilen politika raporlarının sahaya yansıtmayı hedeflediklerini söyledi. - Yatay mimari sayılarla ortaya konuldu Yatay mimari tartışmalarına rakamsal bir perspektif sunduklarını vurgulayan Kırışık, Türkiye’nin konut ihtiyacına ilişkin dikkat çekici bir hesaplama yaptıklarını belirtti. Kırışık, "Her üç kişiye 300 metrekarelik bir alan versek, yani 200 metrekare bahçe ve 100 metrekare konut olacak şekilde düşündüğümüzde, Türkiye’nin tamamına yaydığımızda bu yerleşimin Muş ili kadar bir alan kapladığını hesapladık. Bu da Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1,1’i" ifadelerini kullandı. Dikey yapılaşmanın sosyal etkileri Dikey yapılaşmanın özellikle çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çeken Kırışık, apartman yaşamının sosyal sorunları artırdığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Şu anda çocuklarımız apartmanda; ‘kızım, oğlum yapma, hoplama, zıplama’ denilerek büyüyor. Enerjisini atamıyor, koşamıyor, temiz havayla buluşamıyor." Kırışık, yatay mimarinin daha sağlıklı bir yaşam ortamı sunduğunu vurguladı. Yatay mimari dünyada bir gelişmişlik göstergesi Yatay mimarinin dünyada bir gelişmişlik göstergesi olarak ele alındığını ifade eden Kırışık, bu yaklaşımın mahalle kültürünü güçlendiren ve üretkenliği artıran bir yaşam modeli sunduğunu dile getirdi. Kırışık, "İnsanımızı insanca yaşayabileceği, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurabileceği bir mimariye kavuşturmak arzusundayız." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına katkı Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, yatay mimari yaklaşımının devlet politikalarıyla örtüştüğüne dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yöndeki talimatlarını hatırlattı ve KAPGEM tarafından hazırlanan raporun bu sürece katkı sunmayı amaçladığını ifade etti. Raporun akademik çerçevesi KAPGEM Kentleşme Politikaları Masası Başkanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay ise raporun geniş bir veri seti ve analizle hazırlandığını belirterek, sunumunda temel bulguları özetledi. Çelikyay, Türkiye’de büyükşehirler başta olmak üzere kentsel alanlarda yaşam alanlarının giderek daraldığını, nüfusun belirli bölgelerde yoğunlaşmasının kentsel yoğunlaşmayı artırdığını ifade etti. Nüfusun büyük bölümü sınırlı alanlarda yaşıyor Çelikyay, TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 67,9’unun "yoğun kent" olarak tanımlanan yerleşimlerde yaşadığını belirterek, bu alanların ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 1,6’sını oluşturduğunu kaydetti. 2022 yılı itibarıyla bu alanlarda yaklaşık 58 milyon kişinin ikamet ettiğini söyleyen Çelikyay, söz konusu durumun dengeli kentleşme ihtiyacını ortaya koyduğunu ifade etti. Çelikyay, yatay mimarinin yalnızca bir konut tercihi değil, aynı zamanda depreme dayanıklı, güvenli ve dirençli kentlerin oluşturulması açısından da stratejik bir kent politikası hedefi olduğunu vurguladı. OECD ülkelerinde yatay mimari eğilimi artıyor Sunumda, dünyada yatay mimariye yönelik eğilimin arttığına da dikkat çekildi. OECD verilerine göre, müstakil bahçeli konut oranlarının Yeni Zelanda’da yüzde 83, Avustralya’da yüzde 70, Japonya’da yüzde 60, ABD’de yüzde 54 ve Kanada’da yüzde 52 seviyelerinde olduğu aktarıldı.