SAĞLIK - 31 Ocak 2015 Cumartesi 11:34

Hastayı kendi kanıyla iyileştiriyorlar

A
A
A
Hastayı kendi kanıyla iyileştiriyorlar

Kişinin kendi kendisini iyileştirmesi ya da vücuttan alınan bir dokunun başka bir dokunun iyileştirilmesi için kullanılması yöntemi, aslında başta ortopedik cerrahlar olmak üzere uzun yıllardır kullanılan bir yöntem.

Ancak, genellikle estetik ve plastik cerrahide gençleştirme operasyonlarında kullanılan, hastayı kendi kanıyla iyileştiren bir tedavi yöntemi olan PRP (Platelet Rich Plasma),son yıllarda ortopedide başarılı sonuçlar veren uygulama alanları bulmaya başladı.

“Biz ortopedik cerrahlar olarak yıllarca kişinin kendi dokularıyla kendisini iyileştirmesine yönelik tedaviler uyguladık. Kemik ameliyatlarında kaynamayı arttırmak, hasarlı bölgeleri tekrar canlandırarak tedavi etmek için kıkırdak ve kemik parçalarının ilgili bölgeye yerleştirildiği ameliyatlar gerçekleştirdik" diyen Avrupa Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr.Yusuf Ünal, şimdi de kişinin kendi kanıyla kendisinin tedavi edilmesi uygulanmalarının da başladığını bildirdi.

KİŞİNİN KENDİNİ İYİLEŞTİREBİLMESİ MÜMKÜN MÜ?
Kişinin bazı durumlarda kendini iyileştirmesinin mümkün olduğunu, insan vücudundan alınan bir dokunun başka bir bölgedeki hasarın giderilmesinde kullanılabileceğini kaydeden, Avrupa Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yusuf Ünal, “Trombositten zengin plazma uygulama” olan PRP uygulamasının da bu yöntemlerden birisi olduğunu belirtti. Ünal, uygulamada, hastanın çok az miktarda kendi kanının alınarak, özel işlemlerden geçirilmesi sonucu zenginleştirilmiş faydalı yapıların kişinin hastalıklı bölgesine enjekte edildiği bilgisini verdi.

HASTA BÖLGEYE ENJEKTE EDİLİYOR
PRP uygulamasında, hastadan alınan yaklaşık 10 cc’lik kanın özel bir santrifüj aletinde ayrıştırılarak trombositten ve diğer yapılardan zengin 2.5-3 cc’lik bir plazma sıvısı elde edilerek istenilen bölgeye enjekte edildiğini anlatan Op. Dr. Yusuf Ünal, şöyle konuştu:

“Uygulaması son derece kolay, katkı maddesi içermeyen ve tamamen kişinin kendi kanından elde edilen bu plazma sıvısı son derece etkili ve sonuçları yüz güldürücü bir tedavi şeklidir. Bu plazma içinde yüksek konsantrasyon trombosit hücreleri ,biyoaktif protein rezervleri (büyüme faktörleri ve sinyal proteinler) içerir. Bu yapılar yumuşak doku tamir ve yenilenmesinde etkili yapılardır. Bu biyoaktif proteinler sayesinde doku iyileşmesi ve yenilenmesi hızlanır.”

NERELERDE KULLANILIYOR?
Avrupa Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. Yusuf Ünal, uygulamanın, “kireçlenmeler, yumuşak doku yaralanmaları, tendom sorunları (tenisçi ve golfçu dirseği, aşiltendinitler, diztenditleri), yara yeri iyileşmesi, diyabetik ayak yaraları, menüsküs ve omuz adale yaralanmaları, topuk dikeni, myofacial ağrılar, kırık kaynamasının hızlandırılması” gibi çeşitli ortopedik vakalarda kullanıldığını belirtti. Ünal, “Sinyal proteinler sayesinde kök hücreler uyarılarak yaralanma bölgesindeki tamir hızlanır. Özellikle spor yaralanmalarında, yaralanma bölgesine yapılan PRP enjeksiyonunun iyileşmeyi en az üçte bir oranında hızlandırdığı tespit edilmiştir” dedi.

YILLARDIR SÜRDÜRÜYORUZ
Op. Dr. Yusuf Ünal, ortopedik cerrahlarca yıllardır sürdürüldüğünü belirttiği uygulamayla ilgili olarak şunları söyledi:

“Uygulamalarımızda, yapılan bir kemik ameliyatında kanamayı arttırmak ve defekt varsa kapatmak için illak kanattan (kalça bölgesi) kemik grefti alarak ilgili bölgeye yerleştirdik. Yine ön çapraz bağ yaralanmalarında BTB (patellartendongrefti) denilen ve dizin ön kısım tendonlarının alınması işlemi veya hamstring adalelerinin alınması işlemi ile ön çapraz bağ konstrüksiyonu yaptık. Hasarlı kıkırdağın çıkartılıp, aynı bölgeye yeni kıkırdak parçaları ile doldurması işlemi, hastanın uyluk kemiğinden alınan kıkırdak parçalarla diz, ayak bileği gibi eklemlerdeki kıkırdak lizyonlarını tedavi etmeye çalıştık. Şimdi de hastanın kendi kanını alarak özel işlemden geçirmekte ve trombositler ve bir çok faydalı yapılar ayrılarak kişinin hastalıklı bölgesine enjekte edilmektedir. İşte bu uygulama PRP (plateletrich plazma) veya trombositten zengin plazma uygulamasıdır.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Yalova’da devre mülk dolandırıcılığı davası Yalova merkezli devre mülk dolandırıcılığı davasında 6’sı tutuklu toplam 38 sanığın yargılanmasına devam edildi. Yalova 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen devre mülk dolandırıcılığı davasının son celsesinde, "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık", "rüşvet vermek" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlamalarıyla 6’sı tutuklu toplam 38 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul, Adana, Aydın, Kütahya ve Balıkesir illerinde düzenlenen operasyonlar sonucu yakalanan tutuklu sanıklardan örgüt lideri olduğu ileri sürülen Karaderili Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Karaderili, Yaprak Dökümü dizisindeki Ahmet rolüyle tanılan ünlü oyuncu Yusuf Kemal Atala, Çağatay Kermen ve Koray Öngen Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı. Diğer tutuklu sanıklar Kaan Karadereli, Aral Sarıtürk ve avukatlar duruşmada hazır bulundu. Mahkemede örgüt lideri Orhan Karaderili hakkında 2017 yılında açılan dosyanın Yargıtay tarafından bozulması üzerine mevcut dosyayla birleştirildiği bildirildi. 3 müştekili dosya ile ilgili Orhan Karaderili suçsuz olduğunu savundu. Karaderili savunmasında elektronik kelepçe ya da ev hapsiyle yargılanmasının devama edilmesini talep etti. Diğer sanıklar da tutuksuz yargılanmak üzere tahliyelerini talep etti. Duruşmaya ara veren mahkeme daha sonra sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, dosyadaki eksiklerin tamamlanması için duruşmayı 3 Şubat 2026 tarihine erteledi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Sosyal yardım bütçesini, 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Dünyanın en iyi işleyen, en kuşatıcı sosyal destek sistemine sahip ülkelerinden biri olarak sosyal yardım bütçesini, 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından ekonomi programına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Uyguladıkları ekonomi programının olumlu çıktılarının yansıması olarak gelir dağılımının iyileşmeye devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, ekonomide daha dengeli bir yapı oluşmaya devam ettiğini söyledi. TÜİK tarafından gerçekleştirilen ve gelir referans yılı 2024 olan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2025yılı sonuçlarının gelir dağılımdaki eşitsizliğin azaldığına işaret ettiğini söyleyen Yılmaz, "Araştırma sonuçlarına göre 2024 yılında en yüksek eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,1 puan azalarak yüzde 48 olurken en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay ise 0,1 puan artarak yüzde 6,4 olmuştur" ifadelerine yer verdi. "Ülkemizin sahip olduğu refahı, toplumun tüm katmanlarına yaymaya kararlıyız" Yılmaz, daha adil paylaşım ekonomik istikrar ve sosyal kalkınmanın da temel taşlarından birisi olduğuna işaret ederek, "Gelir eşitsizliğindeki gelişmeleri takip etmek açısından kullanılan toplumun en yüksek gelir elde eden yüzde 20’sinin elde ettiği payın en düşük gelir elde eden yüzde 20’sinin elde ettiği paya oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı bir önceki yıla göre 0,2 puan azalarak 7,5’e gerilemiştir. Ayrıca, Gini katsayısı da, bir önceki yıla göre 0,003 puan azalış ile 0,410 olarak tahmin edilmiştir. Tüm bu göstergeler, toplam gelirimizin arttığı bu dönemde, gelir dağılımının da iyileşmeye devam ettiğini göstermektedir. Sosyal devlet ilkesiyle, kapsayıcı kalkınma yaklaşımıyla ve ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ şiarıyla, ülkemizin sahip olduğu refahı, toplumun tüm katmanlarına yaymaya kararlıyız" açıklamasında bulundu. "Sosyal yardım bütçesini, 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz" Gelecek yıl bütçesinde toplumun tüm kesimlerini gözeten ve koruyan vatandaş odaklı bir yaklaşım sergilediklerinin altını çizen Yılmaz, "Dünyanın en iyi işleyen, en kuşatıcı sosyal destek sistemine sahip ülkelerinden biri olarak sosyal yardım bütçesini, 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz. Böylece, 2002 yılında yüzde 0,4 olan sosyal yardım ve desteklerin GSYH’ya oranını 2026 yılında yüzde 1,2’ye yükseltiyoruz. Vatandaşlarımızın daha ucuz elektrik ve doğalgaz kullanabilmeleri için 2026 yılı bütçesinde 373 milyar lira kaynak ayırdık. 2022 yılı Ocak ayından itibaren asgari ücreti vergi dışı tutmakta olup bu imkândan tüm çalışanlarımız yararlanmaktadır. Bu kapsamda yeni açıklanan asgari ücrete göre, 2026 yılında 1 trilyon 166milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz. Doğalgaz ve elektrik sübvansiyon destekleri ve asgari ücretin vergi dışı tutulmasını da dikkate aldığımızda sosyal harcamalara ayırdığımız kaynaklar 2 trilyon 456 milyar liraya ulaşmaktadır" ifadelerine yer verdi. Yılmaz, eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal destekler başta olmak üzere, kapsayıcı sosyal politikalar ile beşeri sermayeyi güçlendirmeye ve gelir dağılımında kalıcı iyileşme sağlamaya devam edeceklerini kaydetti. Enflasyona karşı kararlı bir mücadele verdiklerini de belirten Yılmaz, sağlanacak kalıcı düşüşlerin, vatandaşımızın refahının artmasına ve gelir dağılımında daha dengeli bir yapının oluşmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.
Eskişehir Başkan Önür’den CHP’li Çifteler Belediyesi’ne kandil eleştirisi AK Parti Çifteler İlçe Başkanı Yakup Önür, CHP’li Çifteler Belediyesi’nin kandili tebrik mesajı yayınlamayıp İsmet İnönü’yü anma mesajı yayınlamasını eleştirerek, "Bu toprakların ruhunu yok sayan hiçbir yaklaşım, halkın vicdanında karşılık bulamaz. Unutulmasın: Milletin değerleriyle kavga edenler, er ya da geç milletin vicdanında kaybeder" diye belirtti. Önür, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Çifteler Belediyesi’nin, mübarek kandil gecelerinde tek bir tebrik mesajı dahi paylaşmaması, buna karşın bu milletin inancıyla yıllarca problem yaşamış bir ismi "saygı ve rahmetle" anmayı tercih etmesinin derin bir çelişkinin açık göstergesi olduğunu belirtti. İlçe Başkanı Yakup Önür, "Bu tutum, basit bir protokol tercihi değil; bir zihniyetin yansımasıdır. Bu ülke, nüfusunun ezici çoğunluğu Müslüman olan bir Türk yurdudur. Kandiller, bu milletin asırlardır yaşattığı manevi duraklardır. Kandil gecelerinde sessiz kalmak, milyonların inanç dünyasını yok saymak anlamına gelir. Buna karşılık, tek parti döneminde dini hayatın kamusal alandan silinmeye çalışıldığı, camilerin kapatıldığı, ezanın susturulduğu bir dönemin baş aktörlerinden birini övgüyle anmak, toplumsal hafızaya karşı ciddi bir saygısızlıktır. İsmet İnönü dönemi, müslüman Türk toplumu için sadece bir tarih başlığı değil; baskıların, yasakların ve inancın ötekileştirildiği yılların sembolüdür. Bu gerçeği görmezden gelerek yapılan "rahmet ve saygı" paylaşımları, bugün hâlâ aynı çizgide ısrar edildiğini göstermektedir. Türkiye, İsrail’i 28 Mart 1949 tarihinde devlet olarak tanıdı. Türkiye, İsrail’i tanıyan ilk Müslüman nüfuslu ülke olmuştur. Dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’dür. Belediyeler ideolojik vitrinler değil, hizmet ve temsil makamlarıdır. Çifteler Belediyesi’nin, halkının inanç değerlerine bu denli mesafeli durup, toplumun büyük bir kesiminde karşılığı olmayan bir hassasiyeti ön plana çıkarması kabul edilemez. Bu tavır, ne çoğulculuktur ne de tarafsızlık; bu açık bir seçiciliktir. Biz Müslüman Türk toplumu olarak şunu net söylüyoruz: İnancımıza saygı talep etmek bir ayrıcalık değil, en temel haktır. Kandilleri görmezden gelen, milletin değerleriyle bağı kopuk anlayışlara sessiz kalmayacağız. Bu toprakların ruhunu yok sayan hiçbir yaklaşım, halkın vicdanında karşılık bulamaz. Unutulmasın: Milletin değerleriyle kavga edenler, er ya da geç milletin vicdanında kaybeder" diye kaydetti.