Hollande, AB'nin geleceğini konuştu

Avrupa'nın entegrasyonda yavaşladığı hatta çözülmeye başladığı söylenen bu dönemde Fransa'nın da oynadığı büyük rol ile çok sayıda uluslarüstü finans ve bütçe mekanizmaları yaratıldığını, bazı ülkeler çoktan üstünü çizerken Yunanistan'ın Eurobölgesinde kalmasının sağlandığını, bankacılı birliği gibi önemli konularda anlaşma sağlandığını belirtti. Holande sözlerini şöyle sürdürdü:
"20 milyon işsizin olduğu, enerji güvenliğimizin sağlanmadığı, kemer sıkma politkalarının devam ettiği, sosyal güvenlik uygulamalarının yetersiz kaldığı bir AB'de dinlenemeyiz. Ulusal ekonomi politikalarına ihtiyacımız olduğu gibi ulusal politikaların AB düzeyinde yapılan politikalarla denkleştirilmesine ihtiyacımız var.

AB içerisindeki ekonomik ve siyasi entegrasyonu derinleştirmemimizin vakti geldi. Gerek para politkalarımız gerek vergi ve asgari ücret politkalarımızın daha fazla entegrasyona ihtiyacı var. Dayanışma sadece üye ülkeler arasında para transferi yapılması değildir. Dayanışma sosyal, eğitim, enerji, iş gücü ve iş gibi konuların değiş tokuş edilebilmesi, aktarılabilmesidir. Elbette tasarruf yapalım ama bu büyüme politkalarımızı da zayıflatmasın. Ben bu noktada 4 prensiple yola çıkıyorum. İlki ekonomilerimizi korumak için başta tarım olmak üzere haracama düzeylerini kontrol altında ve verimli tutmak ve u şekilde ekonomiyi kontrollü şekilde canlandırmaya devam etmek. İkincisi bütçede enerji bağımlılığımızı azaltacak proje ve politikalara geniş yer vermek ve sürdürülebilir yeni enerji kaynaklarıyla büyümeyi güvence altına almak. Üçüncü prensip bütçenin en zayıf, korunaksız ve en fakirleri desteklemesi gerektiği. Bu kesime daha çok para aktarılması lazım. Dördüncü prensip ise kendi kaynaklarımızı yaratma ve çoğaltmak. AB'nin varlığının sorgulanmaya başlamasını istemiyorsak kendi kaynaklarımza sahip olmalıyız. Burada Avrupa olarak bizim ekonomi kadar siyasi kredibilitemiz söz konusu. Avrupa artık sadece regüle edilmiş ortak bir pazar gibi veya bir sürü ülkenin sadece ve sadece kendi çıkarları için biraraya geldiği bir birlik gibi davranamaz. Bu nedenle de yeni bir yapısal dönüşüm meşrudur ama bu dönüşüm 'Çift vitesli Avrupa' için olmamalıdır. Bütçe, vergi ve sosyal hak ve güenliğin entegrasyonunu içeren bir dönüşüme olmalıdır. ya hep beraber ileri hareket edceğiz ya da hiç hareket edemeyeceğiz."