EKONOMİ - 29 Mart 2017 Çarşamba 14:20

Hopi'den cüzdansız alışveriş dönemi

A
A
A
Hopi'den cüzdansız alışveriş dönemi

Hopi, Mastercard iş birliği ile 'Mobil Ödeme' özelliğini açıkladı. 90'dan fazla üye markasıyla kullanıcılarına 360 derece alışveriş deneyimi sunan Hopi'nin yeni özelliği sayesinde artık çantada cüzdan aramadan hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde ödeme yapılabilecek.

90'dan fazla üye markasıyla kullanıcılarına 360 derece alışveriş deneyimi sunan Hopi'nin yeni özelliği sayesinde artık çantada cüzdan aramadan hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde ödeme yapılabilecek Kaynak: Hopi "Mobil Ödeme" özelliğine kavuştu.

Amaçlarının Hopi'yi sesle komut alan bir yaşam asistanına dönüştürmek olduğunu söyleyen Boyner Grup CEO'su Cem Boyner, "Mobil ödeme özelliği bu hedefe giden önemli adımlardan biri. Küresel trendler mobil ödemenin önümüzdeki dönemde müşterilerin vazgeçilmezi haline geleceğini gösteriyor" dedi.
Hopi'nin oluşturduğu kazançlı alışveriş dünyası ve teknolojisinin dünyanın 2 yıl önünde olduğunu belirten Boyner, "Grup olarak perakendeyi teknolojiyle birleştirmek konusunda öncülüğümüz devam edecek. Mobil ödeme gibi müşterinin hayatını kolaylaştıran, alışverişini daha keyifli hale getiren inovasyonları müşterilerimize sahada benimseterek çok hızlı şekilde yaygınlaştıracağız. Kısa süre sonra görsel ile ürün arama özelliğini de devreye sokacağız. Hopi'nin bundan sonra gideceği nokta hayallerinizle, hayallerimizle sınırlı" diye konuştu.

"Kasa önünde cüzdan arama devri bitecek"

Hopi'nin mobil tüketici teknolojileri alanında lider olduğunu söyleyen Hopi Genel Müdürü Onur Erbay, "Araştırmalar telefonlarını unutanların yüzde 80'inin, cüzdanını unutanların ise sadece yüzde 20'sinin eve döndüğünü gösteriyor. Biz zaman zaman mağazalarımızdaki kasaları gözlemliyoruz. Müşterilerimiz cüzdanlarını ararken bile telefonlarını elinden bırakmıyor. Biz de Hopi kullanıcılarına mobil ödeme ile bu rahatlığı sağlıyoruz. Kullanıcılarımız ellerini cüzdanlarına attıklarında ne hissediyorlarsa, Hopi sayesinde telefonlarını ellerine aldıklarında da aynı şeyi hissedecekler" ifadelerini kullandı.

"Alışverişlerin yüzde 20'si mobilden gelecek"

Mobil ödemenin tüm dünyada yükselişte olduğunu belirten Erbay, "Türkiye bu pazarın çok yeni bir oyuncusu. Bu nedenle mobil ödeme konusunda henüz bir doygunluğa erişmedik. Big data, geniş marka koalisyonu, Paracık, inovasyon ve teknoloji Hopi'nin başarı bileşenleri. Biz bu sayede tanıtım dönemimizde milyonlarca kişiye ilk kez QR kod kullandırdık. 2 yılda sahamızın da gücüyle alışveriş alışkanlıklarını değiştirdik, mobil ödeme alanında da Türkiye'nin de alışkanlıklarını değiştireceğiz" diye konuştu.
2017'nin Hopi için mobil ödemede ivme kazanma yılı olacağını söyleyen Erbay, bir yılın sonunda Hopi üzerinden geçen alışverişlerin yüzde 20'sinin mobil ödeme ile yapılmasını ön gördüklerini sözlerine ekledi.

"Masterpass mobil ödemede güvenli bir platform sunuyor"

Bugün itibarıyla alışveriş yapan 10 kişiden 8'inin alışverişlerinde teknolojiyi kullandığını belirten Mastercard Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarları Kıdemli Başkan Yardımcısı Onur Kurşun, her tüketicinin alışverişi sırasında yeni deneyimler, kendilerine özel hizmetler ve ürünler beklediğini vurguladı.

Kurşun ayrıca, "Tüketici beklentilerinin çok hızlı değiştiğini görüyoruz. Bu trendleri öngörmek ve güvenli ödeme seçeneklerini, somut, online veya mobil; diledikleri yerde tüketicilere sunarak ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyoruz. Hopi Masterpass entegrasyonu bizim için bu yönde atılmış en önemli adımlardan biri. Bu entegrasyonla, Hopi müşterileri de tüm dünyada 34 ülkede, 340 binden fazla işletmede geçerli Masterpass ağından faydalanabilecekler" şeklinde konuştu.

Farklı kartlar eklenebiliyor, taksit seçeneği sunuluyor

Yapılan açıklamada, mobil ödeme entegrasyonunda kullanıcılar farklı bankaların kartlarını Hopi'lerine ekleyebiliyor ve taksit seçeneğiyle alışveriş yapabiliyor. Hopi'nin Axess ve CardFinans ile yaptığı kampanya kapsamında; Axess veya CardFinans kartlarını Hopi'ye ekleyerek ödemelerini mobil yapan Hopililer 25 paracık kazanıyor.

Kampanya 23 Mart-10 Nisan tarihleri arasında geçerli olacağı belirtilirken, şu anda Boyner, Beymen, Beymen Club, Network, Divarese, Altınyıldız Classics, Beymen Business, Que, Wepublic ve YKM olmak üzere 500 noktada geçerli olan Hopi ile mobil ödemenin önümüzdeki dönemde kademeli olarak tüm Hopi üye markalarına taşınması hedefleniyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da 1. Kısa Film Yarışması’nın ödülleri törenle sahiplerini buldu Malatya Valiliğinin destekleriyle Yeşilyurt Belediyesi öncülüğünde İnönü Üniversitesi ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen ‘Gençlik ve Ailem’ konulu ödüllü 1. Kısa Film Yarışması’nın ödül töreni yoğun katılımla gerçekleştirildi. Ünlü sanatçıların da katıldığı gecede, dereceye giren genç yönetmenler aile bağlarını, gençliğin sorunlarını ve toplumsal değerleri konu alan filmleriyle izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençlerin sanatsal üretimlerini teşvik etmeyi, aile kavramına dikkat çekmeyi ve toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlayan 1. Kısa Film Yarışması tamamlanırken, dereceye giren genç yönetmenlerin ödülleri düzenlenen törenle takdim edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın destekleriyle ‘2025 Aile Yılı’ etkinlikleri kapsamında gerçekleşen film yarışmasının ödül töreni büyük bir katılım altında gerçekleşti. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem, Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Mehmet Fatih Güven, Kurum Müdürleri, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurulu üyelerinin yanı sıra yönetmenler, sanatçılar, sponsor firma yetkilileri ve öğrenciler katıldı. Çok sayıda filmin yönetmenliğini yapan Ahmet Kapucu ve Abdullah Harun İlhan ile sinema sanatçıları Bora Cengiz, Seher Terzi ve Ömer Duran da törene katılarak genç yönetmenlerin heyecanını paylaştılar. Öğrenciler, yönetmenler ve sanatçılara büyük ilgi gösterdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra devlet konservatuvarı sanatçılarından Orçun Akgün ile Güneş Açıkgöz tarafından gerçekleşen müzik performansı ödül gecesine ayrı bir güzellik kazandırdı. İnönü Üniversitesi öğrencilerinin de yoğun ilgi gösterdiği törenin açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, aileyi anlatan her eserin toplumsal hafızaya önemli katkılar sunduğuna dikkat çekerek, "Aile bizleri ayakta tutan, bizi biz yapan, hafızamızı ve geleceğimizi şekillendiren en kıymetli değerdir. İşte bu yarışma, gençlerimizin aileyi kimi zaman bir anı, kimi zaman bir çatışma, kimi zaman bir umut ışığı, kimi zaman da bir fedakârlık hikâyesi üzerinden nasıl yorumladığını gösteren nadide bir sanat çalışması oldu" dedi. Yarışma için çekilen her filmin ortak değerlere, kültüre ve geleceğe dokunan bir mesaj niteliğinde olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Geçit, "Kısa film, hem duyguyu hem düşünceyi en yoğun biçimde aktaran özel bir sanat dalıdır. Genç yönetmenlerimiz de bugün, kameralarını aile kavramının kalbine çevirerek ortaya hem teknik hem duygusal anlamda çok değerli eserler koydular. Her bir gencimize yürekten teşekkür ediyorum. Onların bu üretkenliği, geleceğimiz adına hepimize büyük umut vermektedir. Bu projeyi birlikte gerçekleştirdiğimiz İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Üniversitesi yöneticilerine ve akademisyenlerine ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gençlerimize hem alan açan hem de rehberlik eden bu güçlü iş birliği, şehrimizin kültür ve sanat hayatını daha da zenginleştiriyor. Jüri üyelerimize de emekleri, titiz değerlendirmeleri ve katkıları için teşekkür ediyorum. Bugün ödül alacak eserler elbette çok kıymetli; fakat yarışmamıza katılan tüm gençlerimizin çalışmaları bizim için aynı ölçüde değerlidir. Çünkü sanatın olduğu yerde kaybeden olmaz, üreten herkes kazanır. Yeşilyurt Belediyesi olarak gençlerimizin yeteneklerini ortaya çıkaracak, onların kendilerini ifade etmesine imkân tanıyacak kültür, sanat ve eğitim projelerine her zaman destek sunmaya devam edeceğiz." diye konuştu. Organizasyonun paydaşlarından olan Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat ise üniversite olarak kültürel ve sanatsal faaliyetlere destek vermeyi öncelik haline getirdiklerini ifade ederken, dereceye giren genç yönetmenleri tebrik etti ve yarışmanın hayata geçmesinde büyük emek sarf eden Yeşilyurt Belediyesi ile tüm kurumlara teşekkürlerini sundu. Aile içi iletişim, kuşaklar arası bağlar, gençliğin sorunları ve umutları gibi konuları ele alan filmler, izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençler, aile birliğini, sevgi bağlarını, kuşaklar arası iletişimi ve aile içindeki dayanışmayı kısa film diliyle etkileyici biçimde yorumladı. Kısa film, sinema, medya ve akademi alanında uzman isimlerden oluşan jüri heyeti filmleri teknik kalite, senaryo derinliği, özgünlük, mesaj gücü ve yönetmenlik başarısı gibi kriterlere göre değerlendirdi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda dereceye giren filmler törende açıklandı. 80 film başvurusundan 41 filmi değerlendirmeye alan jüri heyetinin ortak kararı neticesinde Üniversite ve Serbest Çalışma kategorisinde birinci ‘Kalem’ adlı filmiyle Ahmet Serhat Ak olurken, ikinci ‘Yankı’ filmiyle Serdal Altun, üçüncü ‘Aile’ filmiyle Kübra Bal oldu. Jüri özel ödülüne ‘Civciv’ filmiyle Turgut Kanal ile ‘Anne Seni Annemle Tanıştırayım mı?’ filmiyle Elif Örüm layık görülürken, mansiyon ödülleri ise ‘Çıpa’ filmiyle Kenan Karayiğit ile ‘Bir Sabah Küçük Bir İsyan’ filmiyle Mehmet Rutkay Açıkgöz’e gitti. Ortaokul ve lise kategorisinde ise ‘Okulda Bir Gece’ adlı filmiyle Yusuf Karaaslan ödül almaya hak kazandı. Dereceye giren yarışmacılara ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edilirken, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurullarında görev alan akademisyenlere ve destek sunan sponsor firmalara teşekkür plaketi verildi.
Karabük Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına bilimsel katkı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nin (KAPGEM) yayımladığı 9. Politika Raporu’nda, yatay mimariyle hem Türkiye’nin konut ihtiyacının ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1’lik bir alanında karşılanabileceği hem de depreme dayanıklı ve insani kentler inşa edilebileceği ortaya konuldu. Hazırlanan "Yatay Mimari Politika Raporu" başlıklı rapor, Safranbolu Kampüsü Taş Bina’da düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya; KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, rektör yardımcıları Prof. Dr. Elif Çepni, Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Karaş ile akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Rektör Prof. Dr. Kırışık, üniversite bünyesinde politika üretimi ve sosyal inovasyonu bir araya getiren bütüncül bir yapı inşa ettiklerini belirtti. Kırışık, "Bir ekosistem kurmaya çalışıyoruz. Ekosistemimizin birinci ana parçası Sosyalfest idi. İkinci ana parçası KAPGEM idi. Şimdi üçüncü parçasını kuruyoruz. O da Sosyal İnovasyon Merkezi" dedi. Sosyal İnovasyon Merkezinin kuruluş kararının alındığını ifade eden Kırışık, bu yapıyla üniversitedeki projelerin ve KAPGEM bünyesinde geliştirilen politika raporlarının sahaya yansıtmayı hedeflediklerini söyledi. - Yatay mimari sayılarla ortaya konuldu Yatay mimari tartışmalarına rakamsal bir perspektif sunduklarını vurgulayan Kırışık, Türkiye’nin konut ihtiyacına ilişkin dikkat çekici bir hesaplama yaptıklarını belirtti. Kırışık, "Her üç kişiye 300 metrekarelik bir alan versek, yani 200 metrekare bahçe ve 100 metrekare konut olacak şekilde düşündüğümüzde, Türkiye’nin tamamına yaydığımızda bu yerleşimin Muş ili kadar bir alan kapladığını hesapladık. Bu da Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1,1’i" ifadelerini kullandı. Dikey yapılaşmanın sosyal etkileri Dikey yapılaşmanın özellikle çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çeken Kırışık, apartman yaşamının sosyal sorunları artırdığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Şu anda çocuklarımız apartmanda; ‘kızım, oğlum yapma, hoplama, zıplama’ denilerek büyüyor. Enerjisini atamıyor, koşamıyor, temiz havayla buluşamıyor." Kırışık, yatay mimarinin daha sağlıklı bir yaşam ortamı sunduğunu vurguladı. Yatay mimari dünyada bir gelişmişlik göstergesi Yatay mimarinin dünyada bir gelişmişlik göstergesi olarak ele alındığını ifade eden Kırışık, bu yaklaşımın mahalle kültürünü güçlendiren ve üretkenliği artıran bir yaşam modeli sunduğunu dile getirdi. Kırışık, "İnsanımızı insanca yaşayabileceği, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurabileceği bir mimariye kavuşturmak arzusundayız." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına katkı Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, yatay mimari yaklaşımının devlet politikalarıyla örtüştüğüne dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yöndeki talimatlarını hatırlattı ve KAPGEM tarafından hazırlanan raporun bu sürece katkı sunmayı amaçladığını ifade etti. Raporun akademik çerçevesi KAPGEM Kentleşme Politikaları Masası Başkanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay ise raporun geniş bir veri seti ve analizle hazırlandığını belirterek, sunumunda temel bulguları özetledi. Çelikyay, Türkiye’de büyükşehirler başta olmak üzere kentsel alanlarda yaşam alanlarının giderek daraldığını, nüfusun belirli bölgelerde yoğunlaşmasının kentsel yoğunlaşmayı artırdığını ifade etti. Nüfusun büyük bölümü sınırlı alanlarda yaşıyor Çelikyay, TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 67,9’unun "yoğun kent" olarak tanımlanan yerleşimlerde yaşadığını belirterek, bu alanların ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 1,6’sını oluşturduğunu kaydetti. 2022 yılı itibarıyla bu alanlarda yaklaşık 58 milyon kişinin ikamet ettiğini söyleyen Çelikyay, söz konusu durumun dengeli kentleşme ihtiyacını ortaya koyduğunu ifade etti. Çelikyay, yatay mimarinin yalnızca bir konut tercihi değil, aynı zamanda depreme dayanıklı, güvenli ve dirençli kentlerin oluşturulması açısından da stratejik bir kent politikası hedefi olduğunu vurguladı. OECD ülkelerinde yatay mimari eğilimi artıyor Sunumda, dünyada yatay mimariye yönelik eğilimin arttığına da dikkat çekildi. OECD verilerine göre, müstakil bahçeli konut oranlarının Yeni Zelanda’da yüzde 83, Avustralya’da yüzde 70, Japonya’da yüzde 60, ABD’de yüzde 54 ve Kanada’da yüzde 52 seviyelerinde olduğu aktarıldı.