MAGAZİN - 05 Ocak 2014 Pazar 12:41

İbrahim Tatlıses'in 'Kanat'ı': Eyüp Kanat

A
A
A
İbrahim Tatlıses'in 'Kanat'ı': Eyüp Kanat

Türkiye Gazetesi'nin köşe yazarı Burcu Çetinkaya İbrahim Tatlıses'in menajeri Eyüp Kanat ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

Senin gözünde İbrahim Tatlıses'i tarif eder misin sorusuna Eyüp Kanat'ın cevabı kısa ve öz: 'Benim gözümde bir baba İbrahim Bey.

“Benim için hayaldi İbrahim Tatlıses'le çalışmak. Tanıştığımda hiç öyle bir hayal bile kurmadım. Tahmin etmezdim. Bana ilk iş teklif ettiğinde o anı hiç unutamıyorum. Ayaklarımı hissetmedim”

Senin gözünde İbrahim Tatlıses'i tarif eder misin sorusuna Eyüp Kanat'ın cevabı kısa ve öz: 'Benim gözümde bir baba İbrahim Bey. Bizimkisi 14 senelik bir baba oğul ilişkisi.

Son 14 yıldır İbrahim Tatlıses'in menejeri olarak tanıdığımız Eyüp Kanat öncesinde de bir çok ünlü ismi başarıyla temsil etmiş. Pınar Aylin'den, Asena'ya, İzel-Çelik-Ercan'dan Grup Gündoğarken'e kadar bir çok isimle çalışmış. Manevi babam dediği İbrahim Tatlıses ile çalışmak ise onun için bir hayalken gerçek olmuş. Bu uzun soluklu çalışma hayatında acı tatlı bir çok şey yaşamışlar. Eyüp Kanat'ın başarı hikayesini ve İbrahim Tatlıses'le ilgili çok özel anılarını konuştuk.

Menejerlik yapmaya nasıl başladın, bu sektöre nasıl girdin?
-Ben 20-25 sene önce magazin muhabirliği yapıyordum. O zamanlar dayım da klip yönetmeniydi. Pınar Aylin'in klibini çekiyordu. O çekimde Pınar'la tanıştık ve çok iyi anlaştık. Bana menejerlik teklif etti. O zamanın en iyi müzik şirketinde çalışıyordu ve bu iş teklifi benim de ilgimi çekti. Bu vesileyle bir anda müzik piyasasında Pınar'la çalışmaya başladım. 4 sene kadar çalıştık. Bu süre içinde şirketin diğer sanatçılarını da temsil ettim.

Sonra?
-Sonrasında askerliğim gelmişti ve Edirne'de askerliğimi yapıp geri döndüm. Aynı müzik şirketinde devam ettim, firma uluslararası bir başka müzik şirketine satıldı ve ben de oraya geçtim. Bir anda uluslararası bir şirket olduk. Yerli ve yabancı dünyaca ünlü sanatçılarla çalıştım ve aynı zamanda firmanın promosyon, reklam gibi işleriyle de ilgilendim.

Asena'yla çalıştınız kısa bir dönem. Nasıl yollarınız kesişti?

Sene 1999, benden yılbaşı için Asena Hanım'ın fiyatını istemişlerdi. O proje için toplantı yaptık ve aynı Pınar Aylin'le olduğu gibi 'Benimle çalışır mısın?' dedi. Benim için zor bir karardı. Bir tarafta büyük bir uluslararası şirket diğer yanda Asena'nın teklifi. Ama iyi ki kabul etmişim. Asena'yla 2000 yılında çalışmaya başladık ama çok kısa bir süre sonra İbrahim Bey'le çalışmaya başladım.

İbrahim Bey'le nasıl tanıştınız? Çalışmaya nasıl başladınız?
(Gülüyor.) Ben Asena ile çalışmaya başladığımda İbrahim Bey'le tanışmıyorduk. Bir gün bir telefon geldi, İbrahim Bey 'Ben İbrahim Tatlıses. Bana görün' dedi ve telefonu kapadı. Ben de o panikle Asena'yı aramıştım. Sonra bulunduğu yeri öğrenip İbrahim Bey'i ziyarete gittim. Yarım saat bir muhabbetimiz oldu. Asena kimle çalışıyor merak etmiş, tanımak istemiş. Ve biz Asena ile çalışmaya devam ettik. Sonrasında İzmir Fuarı vardı. İbrahim Bey haber yolladı, artık farklı bir vizyonda onu ileriye taşıyacak bir menejere ihtiyacı olduğunu, benimle çalışmak istediğini söyledi. O zamandan beri de birlikte çalışıyoruz.

İlk tanıştığında veya öncesinde İbrahim Bey'le çalışacağını tahmin etmiş miydin?

Benim için hayaldi İbrahim Tatlıses'le çalışmak. Tanıştığımda hiç öyle bir hayal bile kurmadım. Tahmin etmezdim. Bana ilk iş teklif ettiğinde o anı hiç unutamıyorum. Ayaklarımı hissetmedim. Odadan nasıl çıktım, nasıl gittim hatırlamıyorum bile, benim için rüya gibi birşeydi.

14 senedir birlikte çalışıyorsunuz, bu kadar uzun süreceğini hissetmiş miydin başlarken?

Uzun soluklu olacağına inanıyordum. O kadar çok seviyordum ki İbrahim Bey'i. Aileden gelen bir seygiydi bu , annem olsun, babam olsun, kardeşim olsun bizde çok sevilir. Ben İbrahim Bey'le çalışmadan önce de çok seviyordum.

İbrahim Tatlıses'in 'Kanat'ı': Eyüp Kanat

Peki bu uzun soluklu çalışma sürecinde kavgalar yaşanmadı mı hiç?

Çok yakın bir süre içinde de biz böyle birşey yaşadık aslında ama baba- oğul ilişkisi dedikleri böyle birşey işte. Gün geliyor tartışabiliyorsunuz, anlaşamayabiliyorsunuz ama sevgi hepsinin üstesinden geliyor.

İbrahim Bey'le çalışmaya başladıktan sonra veya öncesinde içinde bulunduğun sektörde sana çıkarları için yaklaşan insanlar oldu mu? Sahte dostluklardan zarar gördün mü ?

Bunu çok yaşadım. Son 3 sene öncesine kadar bu kadar farkında değildim. Başımıza bu talihsiz olay (İbrahim Tatlıses'in vurulması) geldikten sonra bunu daha net bir şekilde gördüm. Zaten piyasada çok fazla canım dediğim dostum da yok. Saysan 3-5 tane dostum diyebileceğim insan var ama 3 bin – 5 bin tane tanıdığım insan var. 5 tane dostum diyemem ama.

Bu sektör zor, düzenli bir hayat yaşamak zor. Hİç yorulduğun başka bir iş yapayım dediğin oldu mu?

Hiç olmadı, çünkü çok severek çalışıyorum. İbrahim Bey'i çok seviyorum. İbrahim Tatlıses'le çalışmak kolay değil, ama 14 senedir hiç zorlanmadım çünkü onu yürekten seviyorum.

Talihsiz olay sizi nasıl etkiledi?
İlk başlarda isyan ediyordum ama şimdi şükrediyorum. Herşeyden önce bizim için önemli olan yaşamasıydı. İlk başlarda çok zor günler yaşadık. Ama şu anda baktığım zaman şükrediyorum. Dışardan baktığında çok kısa bir sürede ama bize göre bir ömür gibi gelen bir 3 seneydi, çok şükür zor şeyleri geride bıraktık ve İbrahim Bey yürüyebiliyor, dimdik ayakta.

Albüm?
Albüm hazır sadece okumalar kaldı. Çok kısa bir zamanda çıkacak inşallah.

Eyüp'ün hayatı nasıl, bütün koşturmalar arasında, senin kendine ayıracak zamanın oluyor mu?
Benim şöyle bir avantajım var. Avantaj mı desem dezavantaj mı bilmiyorum ama. (Gülüyor.) Ben evli değilim. Bu işi bekar olarak yapmak çok kolay ama evli olarak zor. Bir günün yok, bayramdı, sevgililier günüydü, yılbaşıydı. Boş günü olmayan, yoğun ve çok iyi bir sanatçıyla çalışmanın sonucu, eşim olsaydı sanırım kavga ederdik. Şu an bütün vaktimi İbrahim Bey'e ayırabiliyorum benim açımdan sakınca yok.

Hiç düşünmedin mi evlenmeyi? İbrahim Bey ne diyor bu konuda?
İbrahim Bey beni evlendirmeyi çok istiyor, bakalım kısmet. İstiyorum tabii ben de bir ailem olsun .

BURCU ÇETİNKAYA

TÜRKİYE GAZETESİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ederson ve Jhon Duran, Beşiktaş maçında forma giymeyecek Fenerbahçe Kulübü, Ziraat Türkiye Kupası’nda Beşiktaş ile oynayacakları derbide Ederson ve Jhon Duran’ın forma giymeyeceklerini açıkladı. Sarı-lacivertli kulüpten konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Futbol A Takımımızın, Ziraat Türkiye Kupası ilk karşılaşmasında 23 Aralık tarihinde Beşiktaş ile oynayacağı müsabakaya ilişkin olarak kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Takımımızda yer alan futbolcularımızdan Ederson ve Jhon Duran, 24 Aralık tarihinin Noel Bayramı arifesi olması nedeniyle, yoğun maç takvimi içerisinde önceden kulübümüze ilettikleri kişisel ve ailevi talepler doğrultusunda bu karşılaşmanın maç kadrosunda yer alamayacaklardır. Söz konusu durum, sezon başından bu yana devam eden yoğun müsabaka programı kapsamında sporcularımızın insani hassasiyetlerine saygı gösterilmesi anlayışıyla değerlendirilmiştir. Diğer futbolcularımızdan Fred cezası nedeniyle; Edson lvarez, Archie Brown ve Nelson Semedo ise sakatlıkları sebebiyle bu karşılaşmada forma giyemeyecektir. Kulübümüz; sportif yükümlülükler, yoğun maç takvimi ve zorunlu müsabaka dışı durumları bir bütün olarak ele almakta, sporcularının profesyonel sorumlulukları ile sağlık ve bireysel ihtiyaçları arasında dengeli bir yaklaşım benimsemektedir. Futbol A Takımımız, sahaya çıkacak kadrosuyla birlikte Ziraat Türkiye Kupası’ndaki hedefleri doğrultusunda kararlılıkla mücadelesini sürdürecektir" denildi.
Eskişehir Eskişehir 1 gün boyunca susuz kaldı Eskişehir’de arıza sebebiyle yaklaşık 24 saat boyunca yaşanan su kesintisi vatandaşları mağdur etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde D4 deposunu besleyen ana hatta arıza meydana geldi. Buna bağlı olarak Batıkent, Yaşamkent, Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Zincirlikuyu, Şirintepe, Uluönder, Ertuğrulgazi, Çamlıca, Sazova, Orhangazi, Boyacıoğlu, Karagözler ve Karacaşehir mahallelerinde dün gece saat 22.00 itibariyle su kesintisi yaşandı. Gece saatlerinde başlayan onarım çalışmalarına rağmen arıza gün boyunca onarılamadı. Günü tamamen susuz geçiren vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti. "Şu anda perişan bir haldeyiz" Çamlıca Mahallesi’ndeki güncel durumu anlatan vatandaş Kadir İri, "Lavabolara, tuvaletlere giremiyoruz. Su olmadığı için kombileri kullanamıyoruz. Parasını almayı biliyorlar ama çalışma hiç yok. Marketlerde de su kalmamış, yetişemedik. Şu anda perişan bir haldeyiz" dedi. "Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz" Kıraathane işletmecisi Ahmet Sallabaş, "Sabahtan beri sular yok. Kahvemiz sabah 06.00’da açılıyor, 07.30 gibi sular gitmiş. Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz. Çay için damacana su kullanıyoruz. Bugün 4 damacana su taşıdık" şeklinde konuştu. "ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri, sosyal medyadan açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. Sivri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Plan var, hizmet yok! ’Planlı çalışma’ denilerek başlatılan kesintilerin saatlerce uzaması artık teknik bir sorun değil, açık bir yönetim problemidir. En temel hizmet olan suyun bile zamanında verilememesi, plansızlık ve kriz yönetimi eksikliğini ortaya koymaktadır. Sorun sadece bir arıza değil verilen saatlerin tutulmaması, muhatap bulunamaması ve vatandaşın bilgiye ulaşamamasıdır. Yazıktır, günahtır! Sizin iş bilmezliğiniz yüzünüzden Eskişehirli hemşehrilerimiz eziyet çekmek zorunda mı? Hafta sonu yaşanan bu tablo, birkaç açıklamayla geçiştirilemez. Vatandaş artık geçici çözümlerden ve sürekli istenen ’sabırdan’ yorulmuştur. Tepebaşı’nın neredeyse tamamında sular kesik. Vatandaştan sabır ve anlayış bekleniyor ama konu zamlar olunca kimse vatandaşı düşünmüyor. ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" Arıza yaklaşık 24 saatin ardından onarıldı Öte yandan, kısa bir süre önce ESKİ yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, "Müdahale sırasında çelik boru kesimi, ara parçaların hazırlanması, montaj ve kaynak işlemleri tamamlandıktan sonra borunun sızdırmazlık testi yapılmıştır. Sonrasında kontrollü olarak depoya su basılması gerçekleştirilmiş olup şebeke hatlarına su verilmiştir. Suyun depoya dökülerek hatta ulaşması mahallelerimizin yerleşim kotlarına göre zaman alabilecektir. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan su kesintisinden ötürü vatandaşlarımızın gösterdiği sabır ve anlayışa teşekkür ederiz" denildi.
Elazığ Şehit aileleri ve gaziler vefa buluşmasında bir araya geldi EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler, vefa buluşmasında bir araya geldi. Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) tarafından, şehit aileleri ile gazilerin birlik, beraberlik ve vefa duygularını pekiştirmek amacıyla "Şühedaya Vefa, Gazileri Hürmet Buluşması" düzenlendi. Program, İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile başladı. EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı öncülüğünde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa, Elazığ Valisi Numan ve Ayfer Hatipoğlu çifti, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alparslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Faruk Ergün ile çok sayıda şehit ve gazi ailesi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan EMŞAV Elazığ İl Başkanı Murat Demir, vakfın kuruluş süreci ve yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek, "Emniyet Teşkilatı, Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı 1998 yılında dernek olarak Emniyet Teşkilatı’nın şehit yakınları ve gazileri tarafından kurulmuş olup, 2011 yılında vakıf statüsüne yükselmiştir. Şu an 50’ye aşkın şubemiz ve il temsilcilerimizde ve biri Avrupa ve biri Almanya olmak üzere temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Vakfımız şehit ayrımı yapmadan, gazi ayrımı yapmadan yani mesleki olarak ayrım yapmadan değerli ailelerimize hizmet etmekte yarışan bir kuruluştur" dedi. Şehit aileleri ve gazilerin devlet için taşıdığı anlamı vurgulayan Vali Hatipoğlu ise "Sizlerle bir arada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi biz kendi ailelerimiz olarak, devletimizin birer emaneti aynı zamanda aziz şehitlerimizin bize emanetleri olarak görerek onları kendi ailelerimiz bilerek, devletimizin bir ailesi olarak görerek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bundan sonra da aynı şekilde davranacağız. Sizler en sevdiğiniz evlatlarınızı yitirmiş olan, yine çeşitli çatışmalarda belki gazilik payesini almış olan kardeşleriniz olarak ülkemiz için en zor zamanda, en kara günde ortaya çıkmış kahramanların emanetisiniz. Bu anlamda sizleri saygıyla, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Program, yapılan konuşmaların ardından şehit aileleri ve gazilerle yapılan sohbet ve hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.
Ankara Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mesleki ve teknik eğitim konusunda "Valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" dedi. Tekin 2024 Kesin Hesap kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Tekin, Kürtçe eğitim konusunda, "Kürtçe eğitimin, vatandaşların Kürtçe öğrenmesine değin bir dizi etkinliği hayata geçirdik. Bakın, şu anda, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde talep edilmesi durumunda vatandaşlarımız Kürtçe, Kurmanci ve Zazaca dâhil olmak üzere, 30’a yakın yaşayan dil ve lehçeyle ilgili olarak seçme ve seçtiği dersin, dilin öğrenilmesinin sağlanmasını mümkün hâle getirdik; şu anda bu mümkün. Ayrıca, Kürtçe bu dersleri okutmak üzere öğretmen atamaları da yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. "Kaç öğretmen atadınız?" sorusuyla ilgili olarak ben şu ifadenin altını çizmek istiyorum, burada değerli milletvekillerimize şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum: Siz bizim öğretmen atamamızı istiyorsanız Zazaca ve Kurmanci derslerini okutmak üzere, bölgede çocukların bu dersleri seçmelerini sağlamanız lazım. Ben size şunu söylüyorum: Biz, herhangi bir branştan atama yaparken, norm hesabını yaparken okutulan derslerin Türkiye genelinde sayısını topluyoruz ve akabinde kaç öğretmenimiz var, maaş karşılığı olarak ne kadar derse girilmesi gerekiyor bölüyoruz ve norm ihtiyacımızı buluyoruz. Dolayısıyla bu konunun şöyle çözülmesi gerekir: Talep oldukça norm ihtiyacı olacaktır ve atama yapacağız. Şu anda, hâlihazırda sistemde var olan öğretmenlerimiz bizim norm ihtiyacımızı karşılar durumda olduğu için norm ihtiyacı gözükmüyor" ifadelerini kullandı. Tekin şöyle konuştu: "Bir diğer konu şu: Bakın, şu anda, okullarımız dışında isteyen herkesin Kürtçeyi öğrenebileceği özel öğretim kursu açma hakkı vardır. Teşvik edin, orada işverenler, orada işletmeciler bu kursları açsınlar Kürtçeyle ilgili. O yüzden, bütün bunlar yapılmışken hükûmetimizi, Bakanlığımızı Kürtçe düşmanlığıyla suçlamanızı gerçekten kabul etmiyorum. Lütfen karşılaştırma yaparken öncesiyle beraber karşılaştırın." Tekin Mesleki ve Teknik eğitim veren okullara ilişkin, "Mesleki ve Teknik Eğitim veren okullarda iş başı ve iş başı beceri eğitimi ile ilgili olarak öğrencilerimizin sahada bu konuda becerilerini geliştirecek işletmelerle protokoller yapıyoruz. Bu protokolleri yaparken, valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz. Protokol imzalandıktan sonra bizim Çalışma Bakanlığı müfettişleri, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri rutin aralıklarla denetimlerini yaparlar, çocuklarımızın güvenliğine dair en küçük risk söz konusu ise protokoller iptal edilir. Bugün 25 bin bu yıl için protokol iptali yapılmış" şeklinde konuştu.