TEKNOLOJİ - 19 Kasım 2014 Çarşamba 13:53

İnternet Türkçeyi nasıl etkiliyor?

A
A
A
İnternet Türkçeyi nasıl etkiliyor?

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuncay Bülbül, daha hızlı iletişim kurabilmek için internet yazışmalarındaki gençler arasında sıkça kullanılan argo kelimelerin ve kısaltmaların kuşaklar arasında ciddi bir iletişim problemine yol açtığını söyledi.

Dijital çağın en büyük hediyesi olan sosyal medyadaki paylaşım sitelerinde Türkçe harflerin kullanımında başlayan özensizlik bir yandan Türkçesi olan terimlerin bile İngilizcelerini kullanma özentisine dönüşürken, bir yandan da gençlerin Türkçe yazım ve konuşma dilini yozlaştırma tehlikesini gündeme getiriyor.

Günün büyük bölümünde gerek bilgisayarlar gerekse de akıllı cep telefonları sayesinde sosyal paylaşım sitelerinde paylaşımda bulunan gençler, Türkçedeki “a,e,i,ı” gibi ünlüleri kullanmamaya o kadar alıştık ki artık kelimenin içinde ünlü harf olmayışı kimseyi rahatsız etmez hale geldi.

İnternette “selam” yerine “slm”, “merhaba” yerine “mrb”, canım yerine “cnm”, tamam yerine “tmm”, kendine iyi bak yerine “kib” yazan genç nesil; “online”, “pc”, “off”, “full”, “e-mail” gibi yabancı kökenli kelimeleri de Türkçe karşılıkları olmasına karşın hem günlük hayatta hem de yazışmalarında sıklıkla kullanıyor.

"İLETİŞİMSİZLİK SORUNU OLUŞTURUYOR"
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuncay Bülbül, daha hızlı iletişim kurabilmek için internet yazışmalarındaki gençler arasında sıkça kullanılan argo kelimelerin ve kısaltmaların kuşaklar arasında ciddi bir iletişim problemine de yol açtığını söyledi.

Gençlerin kendi arasında ürettikleri jargonları ve kısaltmaları aile bireylerinin anlamayabildiklerini, bunun sonucunda oluşan iletişimsizliğin aile bireyleri arasında çatışmayı beraberinde getirdiğini ifade eden Bülbül:

“Her şeyden önce bu Türk dili açısından bir sorundur fakat diğer taraftan bunu sadece dil olarak görmemek lazım. Ben bunu toplumun kısa zamanda tüketme alışkanlığına bağlıyorum. Her şeyi çok kısa sürede tüketme gibi bir eğilim içerisindeyiz. Genel olarak böyle bir karakter yapısı içerisine büründük. Ben bunun bir sonucu olduğunu düşünüyorum.

Tabii bunların dil üzerinde olumsuz etkileri elbette var. Diğer taraftan Türkçe bağlamında konuşursak; Türkçe’nin o kadar güçlü bir yapısı var ki asırlarca Farsçanın, Arapçanın o güçlü, baskın etkisi karşısında bile dimdik ayakta durmayı başarabilmiş. Bu bağlamda baktığım zaman içim biraz daha rahat oluyor. Ama tabii bunun asıl sonuçları kuşaklar arasındaki iletişim kopukluklarında kendini gösteriyor. Asıl sonuç burada ortaya çıkıyor diye düşünüyorum.

Baktığımızda çocukla baba arasında bir iletişim sorunu oluyor. Çocuk daha hızlı konuşma, daha hızlı cümleler kurma çabası içerisinde ama baba bunu algılayamayabiliyor. Gençlerin kendi arasında ürettikleri jargonları, kısaltmaları aile bireyleri anlayamayabiliyor. Bunun sonucunda da tabii iletişimsizlik oluşuyor ve bu iletişimsizlik aile bireyleri arasında çatışmayı beraberinde getiriyor. Böyle bir durumda kalmaktansa anne ve baba çocuğu kendi haline bırakma yolunu da tercih edebiliyor. O zaman da biraz daha sıkıntılı durumlar oluşabiliyor” dedi.

İnternet ortamında yapılan yazışmalarda sesli harflerin kullanılmaması ve sıkça argo kelimelerin kullanılmasının yazı dilini olduğu kadar konuşma dilini de olumsuz etkilediğini ifade eden Bülbül, artık gençlerin günlük hayatlarında çok fazla argo kullanmasına dikkat çekerek,

“Aslında 90’lı yıllardan sonra böyle eğilimler başladı. Sesli harfler yazılmamaya başlandı. Tabii ki bu kullandığımız Türkçede bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kelimeleri doğru yazıp doğru telaffuz etmek lazım. Hatta ebeveynlerin yanlış bir telaffuzda çocuğunu tekrar tekrar düzeltmesi gerekiyor. Burada bir noktada iş yine ebeveynlere düşüyor.

Yazı dili önemli sizin bütün medeniyetiniz yazı dili ile şekilleniyor. Konuşma dilinden ziyade bu yazı diliyle oluyor. Bu nedenle gençlerin konuşmalarına, söylemlerine, yazılarına dikkat ederek düzeltmeleri gerekiyor. Bu hassasiyeti herkesin taşıması gerekiyor. Yazı dilindeki olumsuzluklar konuşma dilini de olumsuz yönde etkiliyor. Sizi konuşması farklı olan, farklı bir ağzı olan bir yere götürseler siz de onlar gibi konuşmaya başlarsınız. Ben bu yüzden hayatımız içerisinde çok fazla argo girmesinden endişeleniyorum. Argolar artık tabiileşmeye başladı.

Bakıyorsunuz küçük bir çocuğun ağzından argo bir kelime çıkıyor ve herkes şaşırıyor. Biliyoruz ki çocuk bunu ya internetten ya da televizyondan izlediği dizi ve filmlerden öğreniyor. Biz toplum olarak çok naif insanlarız aslında. Gerçekten müthiş sanat eserleri, şiirler ortaya koymuş bir milletiz. Aşırı argoyla bu milletin naifliği yavaş yavaş erozyona uğruyor” diye konuştu.

COŞKUN SAĞLAMDİN - MERT ÖZPAMUK
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara (Düzeltme) Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 milyar 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 milyar 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 milyar 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Ankara Terörsüz Türkiye komisyonunda yeni adım Terörsüz Türkiye Komisyonu Grup Başkanvekilleri toplantısı düzenlendi. Terörsüz Türkiye adı ile bilinen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na katılan siyasi partiler raporlarını TBMM’ye sunmuştu. Toplantı ile ortak bir rapor düzenlenecek. TBMM Başkanlığı’nda düzenlenen toplantı öncesinde CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve HP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız açıklama yaptı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, toplantıya ilişkin olarak, "Ayrıntıları konuşmaya başlayacağız. Umarım kısa sürede hallederiz" ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, toplantıya ilişkin olarak, "Müşterek bir rapor hazırlayacağız. Meclise çerçeve bir metin sunacağız. Bütün partilerin katkısı olacak bir ortaklaşma ile çıkarsa çok daha iyi olur. Ancak bu şu demek değil tabi tam birbirine uyumlu olması, tabi herkesin uyumlu olması düşünülemez. Şart değil zaten. Siyasi partiler ayrı ayrı fikirlerini yansıtmaya çalışacaktır" şeklinde konuştu. Yıldız, raporların çıkacak raporun ekinde sunulacağını söyleyerek, "Önemli olan müşterek noktalarınızın tespiti ve bunun da meclise sunulup milletvekillerimizin takdirine sunulmasıdır. Burada hazırlanan şey tabii terörsüz Türkiye için çıkılmıştır yola. Bunun sonucunun alınması için de Milliyetçi Hareket Partisi olarak hazırlamış olduğumuz raporda Türk Devleti’nin kırmızı çizgilerinin kuruluş felsefesinin dışında olması zaten düşünülemez. Anayasamızın ilk dört maddesi yine anayasamızdaki 42. madde 66. madde biz tartışmaların dışında düşünüyoruz. Bunlar temel devlet devletin temel direkleridir bunlar tartışılmaz tartışmaya açarlarsa tarafımızdan nezaketen dinlenilir ama itibar görmez. Çünkü burada yapılan şey devleti yeniden yapılandırmak değil terör terörün sonlandırılması için birlikte mesai harcamaktır" diye konuştu. Yıldız komisyonun yılbaşına kadar rapor hazırlayabileceğine dikkat çekerek, "Meclise sunulması milletvekillerinin bunu değerlendirmesi kanun teklifi şekline getirilmesi Ocak ayı içerisinde olacaktır. Komisyonun bu durumda uzaması lazım" ifadelerini kullandı.
Elazığ ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi Elazığ’da Elazığ’da ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi çerçevesinde Beşiktaş heyeti, 8 Mart 2010 tarihinde yaşanan depremin ardından Beşiktaş tarafından Çakırkaş köyünde yaptırılan Beşiktaş Okulunu ziyaret ederek öğrencilerle bir araya geldi. Elazığ’da ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi çerçevesinde Beşiktaş Kulüp Başkanı Serdal Adalı’nın eşi Eren Adalı, Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Uğur Fora ve beraberindeki heyet, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Elazığ’a geldi. 8 Mart 2010 tarihinde Karakoçan ilçesinde yaşanan depremin ardından Kovancılar ilçesine bağlı Çakırkaş köyünde Beşiktaş tarafından yapılan okulu ziyaret eden heyet, burada öğrencilerle bir araya gelerek hediyeler verdi. Okulu gezen ve yöneticilerden bilgiler alan heyet daha sonra öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Okulda öğrencilerle bir araya geldikten sonra açıklamalarda bulunan Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Uğur Fora, "Elazığ Valiliğinin daveti üzerine ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi kapsamında Elazığ’dayız. Amacımız Elazığ’ı hem İstanbul’da taraftarlarımıza ve buradaki kardeşlerimizle ve dostlarımızla kalplerimizin ve yüreklerimizin bir olduğunu göstermek ve onlarla beraber paylaşmaktır. Bu iki günlük bir programdı. Sağ olsun valiliğimiz ve halkımız bizleri çok güzel karşıladı. Bugün Elazığspor’un maçına katılacağız, yarın da Beşiktaş U-17 ile Elazığspor U-17 takımlarımızın dostluk maçı olacak. Bu kapsamda çeşitli söyleşiler ve paneller yapıyoruz. Beşiktaş’ı Elazığ’da temsil ediyoruz. Aynı zamanda da Elazığlı kardeşlerimize ve dostlarımıza güzel bir anı bırakıyoruz. Bu program çerçevesinde 2010 yılında yaşanan deprem sonrasında Beşiktaş Kulübü tarafından yaptırılan Okullardan birisi olan Kovancılar İlkokulundayız. Muhteşem bir karşılama oldu. Kardeşlerimiz bizi burada harika karşıladı. Burada Elazığ’ın turistik gezilecek yerlerini Beşiktaşlılara tanıtıyoruz. Bir yandan da Beşiktaşlı kardeşlerimize Beşiktaş sevgisini her zaman yaşayamadıkları için onu yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.