DÜNYA - 03 Şubat 2024 Cumartesi 17:11 | Son Güncelleme : 03 Şubat 2024 Cumartesi 17:14

Irak hükümeti: “ABD'nin saldırısında 16 kişi öldü, 25 kişi yaralandı”

A
A
A

Irak hükümeti, ABD’nin Irak'ta İran destekli milis gruplara yönelik gerçekleştirdiği saldırıda 16 kişinin öldüğünü, 25 kişinin de yaralandığını açıkladı. Suriye Dışişleri Bakanlığı ise ABD'nin hava saldırılarının mevcut çatışmayı tehlikeli bir şekilde körüklediği ifade edildi.

Irak hükümeti, ABD'nin Ürdün'deki saldırıya karşılık Irak'ta bulunan İran destekli Şii Haşdi Şabi güçlerine gerçekleştirdiği misilleme saldırısının bilançosunu açıkladı.
Irak Hükümeti Sözcüsü Basim el-Avvadi tarafından yapılan açıklamada, "ABD'nin Anbar'ın Akaşat ile el-Kaim kasabalarındaki güvenlik güçlerimizin yanı sıra sivil yerleşim alanlarını hedef alan saldırıları sonucu aralarında sivillerin de bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetti, 25 kişi de yaralandı" ifadelerini kullandı. El Avvadi ayrıca ABD'nin saldırıdan önce Irak hükümetini bilgilendirdiği yönündeki açıklamaları da yalanladı. Saldırının barış ve istikrarı sağlama çabalarını baltaladığını ve Irak ile bölgenin güvenliğini uçuruma sürüklediğini vurgulayan El-Avvadi, “Irak hükümeti topraklarının hesaplaşma alanı olmasını reddettiğini yinelerken, uluslararası toplum tarafından kendisine verilen görevlerden ve yetkiden sapan koalisyon güçleri, Irak'ta güvenlik ve istikrarın tehdit edilmesine sebebiyet vermektedir” ifadelerini kullanmıştı. Haşdi Şabi Anbar Operasyon Komutanlığı da ABD’nin düzenlediği saldırıda 16 kişinin öldüğünü, 25 kişinin yaralandığını belirtti.

Irak hükümeti: “ABD'nin saldırısında 16 kişi öldü, 25 kişi yaralandı”

Suriye'den açıklama

ABD'nin Irak ve Suriye'ye gerçekleştirdiği saldırılara Şam'dan da tepki geldi. Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ABD'nin saldırılarının uluslararası barışı ve güvenliği tehdit ettiği belirtildi. Açıklamada, "ABD'nin saldırıları Orta Doğu'daki çatışmayı çok tehlikeli bir şekilde körüklüyor" ifadeleri kullanıldı. Saldırılarda ayrıca çok sayıda asker ve sivilin öldüğü vurgulandı.

Irak hükümeti: “ABD'nin saldırısında 16 kişi öldü, 25 kişi yaralandı”
ABD, Ürdün saldırısına misilleme olarak Irak ve Suriye'deki İran bağlantılı milisleri vurmuştu

ABD Başkanı Joe Biden, ABD askerlerinin bulunduğu Ürdün'ün Suriye sınırındaki "Kule 22" adlı üsse geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen ve 3 askerin ölümüyle sonuçlanan saldırıdan İran destekli milis grupları sorumlu tutmuş, saldırıya güçlü bir şekilde yanıt verileceğini vurgulamıştı.

Irak hükümeti: “ABD'nin saldırısında 16 kişi öldü, 25 kişi yaralandı”
85'ten fazla hedefi vurmuştu

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından gece saatlerinde yapılan açıklamada, ABD güçlerinin Irak ve Suriye'de İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü’ne bağlı milis gruplara karşı hava saldırıları gerçekleştirdiği duyurulmuştu. ABD askeri kuvvetlerinin aralarında ABD'den havalanan uzun menzilli B-1 bombardıman uçaklarının da bulunduğu çok sayıda savaş uçağıyla 85'ten fazla hedefi vurduğu, 125'ten fazla hassas güdümlü mühimmat kullanıldığı belirtilmişti. Vurulan tesisler arasında komuta ve kontrol merkezleri, roketler, füzeler, insansız hava aracı depoları, lojistik ve mühimmat tedarik tesislerinin yer aldığı kaydedilmişti. Vurulan 7 tesisten 4’ünün Suriye'de, 3’ünün Irak'ta olduğu öğrenilmişti.

Irak hükümeti: “ABD'nin saldırısında 16 kişi öldü, 25 kişi yaralandı”

Abdulkadir Hacıoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Çerkes Soykırımı’nda hayatını kaybedenler için yürüdüler Kayseri Kafkas Derneği tarafından düzenlenen anma programında onlarca vatandaş, Çerkes Soykırımı’nda hayatını kaybeden Çerkesler için yürüdü. Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, “Çerkes Soykırımı politik ve siyasi kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır” dedi. Kocasinan ilçesine bağlı Mustafa Kemal Paşa Bulvarı üzerinde düzenlenen yürüyüşe; Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, dernek üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yürüyüş öncesi bir konuşma yapan Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, “Çarlık Rusyası’nın 18. yüzyılda başlayan istilasına karşı uzun süren direnen Çerkesler, 100 yıldan uzun bir süre özgürlükleri ve vatanları için savaşıp Rus işgaline karşı direndiler. Ancak acıyla, zulümle, baskıyla, savaşmakla geçen onlarca yıldan sonra sadece savaşı değil, yerlerini ve yurtlarını da kaybettiler. 21 Mayıs 1864 günü, Çarlık Rusya’sının savaşın bittiğini ilan edip Kafkasya’nın boşaltılmasını kutladığı gündür. 21 Mayıs 1864, yüreğinde tarih boyunca bu savaşın acılarını hissedecek olan biz Çerkesler için Soykırımın ve Sürgünün sembol tarihidir. 21 Mayıs, Çerkes halkının yaşama direncinin ifadesidir. Direniştir, başkaldırıdır, diriliştir. 21 Mayıs, halkımızın belleğine kazınan tüm bu acıları, savaşları insanlık dışı uygulamaları dünyaya haykırmak istediğimiz gündür. 21 Mayıs, birbirinden koparılmış halkın farklı coğrafyalara dağıtılsa bile, birlikte yaşama irade ve arzusunu haykırdıkları gündür. 21 Mayıs halkımızın dünyanın dört bir yanına sürgün edilmesinin, Kafkasya’nın Çerkessiz bırakılmasının, tarihin gördüğü en büyük sürgün ve soykırımlardan birinin yıl dönümüdür. 21 Mayıs, Çarlık Rusyasının politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda Kafkasya’yı işgal etmesiyle başlayan ve 101 yıl devam eden Rus işgaline karşı direniş, varoluş ve adalet arayışımızın tarihidir. 21 Mayıs 1864’ün üzerinden tam 160 yıl geçmesine rağmen biz Çerkeslerin çektiği acılara her gün bir yenisi eklenmektedir” diye konuştu. "Çerkes Soykırımı’nı tüm dünya ülkeleri tanımalıdır” Çerkes Soykırımının, siyasi ve politik kaygılar düşünülmeden tüm dünya ülkeleri tarafından tanınması gerektiğini aktaran Özyürek, “160 yıl boyunca sürdürülen sistemli politikalar sonucu azınlık durumuna düşen Çerkesler, kendi topraklarında dahi eşsiz dillerini ve kültürlerini kaybetme tehdidi ile karşı karşıyadır. Özellikle son 20 yılda Rusya’da merkeziyetçi eğilimlerin güçlendiği görülmektedir. Bu doğrultuda anadil eğitimi ve kullanımı giderek azaltılmakta, Çerkesçe resmi dil olmasına rağmen seçmeli ders olarak okutulmakta ve eğitim kurumlarından dışlanmakta, Kafkasya’da bulunan cumhuriyetlerimizin yönetsel hakları azaltılmakta, sözde güvenlik gerekçeleri ile soydaşlarımıza baskılar uygulanmakta ve demokratik hakları kısıtlanmaktadır. Soykırım ve sürgün sonrası uygulanan inkar ve asimilasyon politikaları da Çerkeslerin, Çerkes kimliği ile var olabilmelerinin önündeki en büyük engeldir. Dönemin Çarlık Rusyası’nın devamı olan Rusya Federasyonu, sistemli bir şekilde yapılan bu soykırım ve sürgünü resmen tanımalı ve tarih yaşanan haksızlıkların telafisi için gerekli adımları bir an önce atmalıdır. Anavatanlarından zorla koparılan Çerkeslerin çifte vatandaşlık ve geri dönüş haklarının önündeki engeller kaldırılarak gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Çerkesler günümüzde, anavatanlarında anadillerini seçmeli ders olarak okumak mecburiyetinde bırakılmışlardır. Rusya Federasyonu tarafından kasıtlı olarak yapılan bu kültür kıyımına bir an önce son verilmelidir. Dünyanın dört bir tarafında yaşamak zorunda bırakılan Çerkesler sadece Rusya Federasyonu’ndan değil, yaşadıkları ve vatandaşı oldukları ülkelerden de doğal ve demokratik haklarını talep etmektedirler. Bu anlamda başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünya ülkelerine sesleniyoruz. Çerkes Soykırımı ve sürgünü politik, siyasi kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır” ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından onlarca vatandaş sloganlar eşliğinde yürüdü.