SAĞLIK - 14 Ekim 2015 Çarşamba 13:36

İşitme engelliler için örneği olmayan cihaz ürettiler

A
A
A
İşitme engelliler için örneği olmayan cihaz ürettiler

İşitme engellilerin yaşadıkları zorlukları ortadan kaldırmak isteyen iki girişimci kardeş, dünyada örneği bulunmayan bir cihaz geliştirdi. İki yıl süren çalışmanın ardından üretime hazır hale gelen cihaz, işitme engellilerin duymadıkları sesleri hissetmelerini sağlayacak.

Çekmeköy Belediyesi Yenilik Akademisi bünyesinde eğitim alan bir grup girişimci, işitme engellilerin günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları yenebilmek için uzun süren çalışmaların ardından dünyada örneği bulunmayan bir ürünü hayata geçirdi. Ekip, engellilerin duyma engelinden kaynaklanan dezavantajlarını hissederek algılayabilecekleri ürün sayesinde ortadan kaldıracak.
Yönetim ve organizasyon bölümünü bitirdikten sonra çeşitli yazılımlar üzerinde çalışmalar yapan Oğuzhan Aydemir, engellilerin hayatını kolaylaştırmak için aklına gelen ürün fikrini mekatronik mühendisi kardeşi Volkan Aydemir ile paylaştı. Bunun üzerine iki kardeş, ürünün hayata geçirilmesi için çalışmalara başladı. Daha sonra Edip Ayğur ve Engin Erköse’nin de dahil olduğu ekip, iki yıl süren çalışmaların ardından el bileğine takılabilen saat görünümündeki ‘titreşimli’ isimli cihazı kullanıma hazır hale getirdi.

“DUYAMADIKLARI İÇİN HİSSEDEBİLECEKLERİ BİR CİHAZ GELİŞTİRDİK”
Projenin başlangıç aşamasını anlatan ürünün fikir sahibi Oğuzhan Aydemir, “İşitme engellilerin hayatlarını kolaylaştırmak adına ne yapabiliriz diye düşünüyorduk. Şunun farkına vardık, işitme engelliler işaret diliyle 15 dakikalık bir konuyu 45 dakikada anlatabiliyorlar. Bu süreci kısaltmak adına ‘titreşimli’ isimli bir proje geliştirmeye başladık. İşitme engelli vatandaşların trafik kazalarında olmalarıydı. Yani duyamıyorlar, bir şekilde hissetmeleri lazımdı. Biz bu sebeple hissedebilecekleri bir cihaz geliştirdik” ifadelerini kullandı.

ENGELLİLER İÇİN ÜRETİLEN CİHAZ NASIL ÇALIŞIYOR?
İşitme engellilerin hayatında büyük kolaylık sağlamasını amaçlayan ürünün çalışma prensibini anlatan Aydemir, “Cihazımız ses frekanslarını yakalıyor. Hem tanınmış sesleri hem de genel seslerin bütününü tanıyabiliyor ve bunları algılayarak yazıya ve Mors alfabesine çevirebiliyor. Belirli butonlar bir görme engelliyle anlaşmaya çalışmak istediklerinde ya da görme engelli işitme engelliyle anlaşmak istediğinde ses olarak dışarıya veriyor. Ama işitme engelli kendisi anlamak istediğinde ise Mors alfabesi olarak kolunda saat şeklindeki cihaz titriyor. Titreşim dili olmasının sebebi de bu” diyerek cihazı tanımladı.

YAZILIM DA TASARIM DA EKİP TARAFINDAN YAPILDI
Engellilerin cihazı kullanabilmesi için Mors alfabesini öğrenmesi gerektiğini belirten Oğuzhan Aydemir, “Cihazın yazılımı Androıd ancak kendi işletim sistemimiz üzerinde de çalışıyoruz. Saatin tasarımını 3D yazıcılarla kendimiz yaptık. Titreşim dili yazılımı da aynı şekilde bizim tarafımızdan üretildi. Şuanda Türkiye’de çip olmadığı için bu hariç cihazın bütün bileşenlerini kendimiz üreteceğiz” dedi.

CİHAZIN FİYATI NE KADAR OLACAK?
Ürüne sahip olmak isteyenlerin ödeyeceği rakam hakkında da bilgi veren girişimci Oğuzhan Aydemir, “Şuanda engelliler için üretilen implant ameliyatı ve dijital kulaklık 13 bin ila 25 bin lira arasında değişiyor. Ancak bizim ürettiğimiz saat 600-700 lira arasında olacak. Çekmeköy Belediyesi Yenilik Akademisi kapsamında biz bütün geliştirmelerimizi yürütüyoruz. Ülkemizin ihraç edebileceği bir ürün olarak piyasaya çıkacak” şeklinde konuştu.

“PROJENİN DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK”
Engellilerin hayatını kolaylaştıracak çalışmayla TÜBİTAK’a da başvurduklarını ve projelerinin ‘sosyal girişimcilik’ alanında Türkiye ikincisi olduğunu ifade eden Aydemir, “Ben gurur duyarak şunu söyleyebilirim ki; ürettiğimiz iş entegrasyon işi ama dünyada ilk. Bu açıdan da ihraç edilebilir bir nitelik taşıyor. Bu anlamda ilgili bakanlıkların projeyle ilgileneceklerini düşünüyorum. Çünkü bir firmaya satılmasından ziyade Türkiye’nin ihraç ettiği bakanlık nezdinde bir ürün olması çok daha önem arz ediyor” dedi.

“NOBEL YERLİ BİRİMLERLE DE ALINABİLİR”
Geçtiğimiz günlerde DNA onarımı çalışmasıyla Amerika’da Nobel ödülü alan Türk Prof. Dr. Aziz Sancar’ın ödülü almış olmasının önemli olduğunu vurgulayan Oğuzhan Aydemir, gerekli desteklerin verilmesi durumunda bu tür başarıların Türkiye’de de kazanılabileceğini söyledi. Aydemir, “Tabi ki bu Türkiye için çok önemli ama Nobel’in yerli birimlerle de alınabileceğini düşünüyorum. Çok değerli üniversitelerimiz ve çok değerli araştırmacılarımız var. Bu anlamda yurt dışında yaşayan bütün bilim adamlarına, hatta başlangıç aşamasındaki arkadaşlarımıza dahil Türkiye’de çalışmalarını yürütmelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

CİHAZ ARAÇLARIN KORNA SESİNİ ALGILAYARAK KİŞİYİ UYARACAK
Mekatronik Mühendisi Volkan Aydemir ise, cihazın işitme engellilere cadde ve sokaklarda büyük kolaylıklar sağlayacağını belirterek, “İşitme engelli vatandaşlarımız cadde ve sokaklarda yürürken araç kornaları gibi yüksek sesleri duymazlar. Geliştirdiğimiz cihaz sayesinde cihaz üzerindeki mikrofon yüksek desibelli sesleri algılayarak saati kullanan kişilerin bileğine titreşim gönderiyor. Bu sayede kişi kendisine yaklaşan aracın önden mi arkadan mı ve ne kadar uzakta olduğunu bu saat kendisine gösteriyor. Cihazın üzerindeki titreşim motoru belli desibellerin mesafelerini belirleyebiliyor. Mesela sağ tarafımızda 20 metreden gelen bir korna sesi cihazın üzerinde iki uzun titreşim olarak kodlandırıldı. Yine son taraftan gelen 10 metrelik bir mesafedeki arabada iki kısa titreşim olarak kodlandırıldı. Bu sayede güvenli bir şekilde cadde ve sokaklarda dolaşabilecekler” dedi. 

FERHAT YASAK 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.
Eskişehir Yurt dışından telefon alışverişi devri kapanıyor Yurt dışından bireysel olarak getirilen cep telefonlarının pasaport kayıt harcının 2026 yılında 57 bin 241 TL 26 kuruş olması bekleniyor. Eskişehir’de uzun zamandır telefon tamiri ve satışı yapan Yiğit Aytekin ise bu durumda yurt dışından yapılan telefon alışveriş devrinin biteceğini belirtti. Halihazırda 45 bin 614 TL olan kayıt ücretinin, yeni yılda 57 bin 241 TL kuruş seviyesine çıkması öngörülüyor. Bu durumun yurt dışı telefon pazarını tamamen bitirme noktasına getireceği belirtiliyor. Öte yandan ise oluşan bu yüksek kayıt ücretine karşılık bazı vatandaşlar, piyasada 5-6 bin liraya satılan cihazlara daha önce kayıt ettirilmiş cihazların numaralarının kopyalanması gibi illegal yöntemlere yönelme eğilimi gösteriyor. Uzun yıllardır Eskişehir’de telefon satışı ve tamiri yapan Yiğit Aytekin ise telefonlarda bu yönetim bir durum ve suç teşkil ettiğini kesin bir dille hatırlattı. Yasa dışı pasaport numara kopyalama işlemlerinin büyük idari ve maddi cezalara neden olduğunu belirten Aytekin, güvenlik risklerine de dikkat çekti. "Kayıt ücreti 45 bin TL’den 57 bin TL’ye çıkacak" Yeni yılda artan kayıt ücreti hakkında konuşan esnaf Yiğit Aytekin, "Yurt dışından getirilen telefonların kayıt harçları hakkında önemli bir güncelleme bulunmaktadır. 2025 yılında bu harç ücretleri 45 bin 614 TL iken, bu ücretin 2026 yılında 57 bin 241 TL 26 kuruş olarak güncellenmesi beklenmektedir. Vatandaşlara bu konuda önerimiz şudur, yılbaşından evvel, bu zamlı fiyattan etkilenmemek adına, pasaport kayıt harçlarını mevcut fiyattan yapabilirler. Geçtiğimiz yıllarda pasaport kayıt harçları çok daha düşüktü 3 bin TL, 6 bin TL gibi. Bu dönemlerde insanlar yurt dışına çok gidip telefon getiriyordu; hatta tur şirketleri vizesiz, sadece kimlikle gidilebilen ülkelere "telefon turları" düzenliyordu. Oradan, özellikle pahalı olan, çok satılan telefonları alıyorlardı. Ancak, ücretin 45 bin 614 TL’ye çıkmasıyla bu durum zaten neredeyse tamamen bitirildi. Şimdi ücretin 57 bin TL seviyesine çıkmasıyla birlikte, yurt dışından telefon getirip kaydettirmek artık çok mantıklı olmayacak. Bu durum, yurt dışı telefon pazarını neredeyse bitirecektir. Böylelikle, iç pazarda Türkiye’ye resmi yollarla getirilen telefonlar daha fazla satış görecektir" dedi. "Vatandaşların yasa dışı yollara yönelmemesini tavsiye ediyoruz" Artan ücretler yüzünden illegal yollara yönelmeyi düşünen kullanıcılara uyarılarda bulunan Aytekin, "Vatandaşlar bu yüksek ücrete karşılık farklı çözüm yolları arayabiliyorlar. Piyasada 5-6 bin liraya satılan cihazlara kayıt numarası kopyalamak gibi kaçak yöntemlere yönelmek söz konusu olabiliyor. Bazı cihazlarda bu kayıt numaraları değiştirilebiliyor, lakin bu illegal bir durum ve suç teşkil ediyor. Bu işlemi yapmanın hem büyük idari cezaları hem de parasal cezaları vardır. İnsanların bu tür yasa dışı ürünlere yönelmemesini tavsiye ederiz. Ayrıca bu işlemler yapılırken cihazların güvenlik duvarları kaldırıldığı için, telefonlar çok güvensiz hale geliyor. Bazı cihazlarda ise, sim kart takılıp telefona bağlanan harici cihazlar var. Bu cihazda sim kartınızı takıyor, uygulamasını kuruyorsunuz ve bağlantılı bir şekilde çalışıyor. Ancak bu, iki tane telefon taşıyormuşsunuz gibi bir durum oluşturduğu için tek telefon kullanmak adına sağlıklı değildir" ifadelerini kullandı. "Kullanıcılar bankalarındaki tüm parayı kaybetme riskiyle karşı karşıya" Bu illegal yolların ise telefonlara zararlı yazılım bulaştırabileceği ve bu durumun banka uygulamalarına kadar uzanabileceğini aktaran Yiğit Aytekin, "Bu tarz bilinmeyen yazılımları yüklemenin cihaza zararı olabilir. Son zamanlarda piyasada çokça duyulan reklam virüsü gibi virüsler, bu uygulamalarla birlikte telefonlara gönderilebiliyor. Bu virüslerle herkese mesaj gidebilir. Android cihazlarda ise o virüslü uygulamayı yükledikten sonra, banka uygulamasına girilip dolandırıcılık bile yapılabiliyor. Bundan kaynaklı olarak, hem bilmediğimiz uygulamalar indirilmemeli hem de bilmediğimiz cihazlar kullanılmamalıdır. Vatandaşlar 40 bin liradan kaçarken, bu yasa dışı yöntemlerle bankalarındaki tüm parayı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirler" şeklinde konuştu.