ASAYİŞ - 08 Kasım 2022 Salı 12:05

İstanbul'da çakar saltanatı geri döndü

A
A
A
İstanbul'da çakar saltanatı geri döndü

Cumhurbaşkanlığı'nın 2 yıl önce vatandaşlardan gelen şikayetleri dikkate alarak yaptığı çalışma ile sahte ve gereksiz çakarlı araçları trafikten temizlenirken, okulların açılması ile birlikte İstanbul'da çakar saltanatı yeniden hortladı. Birçok kurumun il ve şube müdürleri, bazı koruması olmayan lüks araç sahipleri ve uyanık vatandaşlar, sahte ve gereksiz çakarları araçlarına tekrar takarak emniyet şeridinden yolunu bulmaya başladı.

İstanbul'da kaydedilen görüntülerde, bazı kurumların yetkililerinin plakaları siyah bez ile kapattıkları, bazı minibüslerin plaka üzerine 'Görevli' yazılı ibareler yapıştırması vatandaşın canını sıkıyor. Birçoğu kayıtsız ve sahte olan çakarlar, kontrollerin olmaması sebebiyle son zamanlarda mantar gibi çoğaldılar. Vatandaşlar, kendilerinin de birçok görevleri olduğuna dikkat çekerek, sıkı denetim getirilmesini istediler.

İçişleri Bakanı Soylu Bursa'da kırmızı ışıkta bekledi

Bursa'da dün ikinci defa katıldığı uyuşturucu operasyonunda Bursa Valisi ve Emniyet Müdürü ile aynı aracı paylaşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sabah erken saatlerde şehirde dolaşırken bütün trafik ışıklarına riayet etti. Bakan Soylu'nun kırmızı ışıkta beklerken çeken İHA kamerası, bakanın altında görevli il valilerine de örnek olduğunu ortaya koydu. İstanbul'da ise İHA kameralarının E-6 da ki 45 dakikalık çalışmada kaydettiği görüntülerde onlarca aracın çakar suistimali yaptığı, bazı sivil araçlarında bu suistimalin etkisinde kalarak sıkça emniyet şeridi ihlali yaptığını görüntüledi.

İstanbul'da çakar saltanatı geri döndü

Sabah trafiğinin tam yoğunluğuna ulaştığı sonbahar günlerinde, işyerlerine ve okullarına ulaşmaya çalışan vatandaşlar, genellikle 1 ile 2 saat arasında yolculuk yaparken, aynı güzergahta çakar ayarlayan araçlar, kontrol olmadığı için kısa sürede trafikte yol alabiliyorlar. Bazı resmi araçlarında plaka üzerine siyah bez ve yazı yapıştırmaları da dikkat çekiyor. İstanbul'da denetim isteyen vatandaşlar, sahte çakar kullanımı ve emniyet şeridi ihlali ile alakalı cezalarında, yeni yılda ekstra arttırılmasını talep ediyorlar. Ayrıca çakar cezasında ise ehliyete el konulma cezası getirilmesini talep eden haksızlığa duyarlı vatandaşlar, "Bakanlar kırmızı ışıkta bekliyor, müdürler emniyet şeridinden kaçıyor. Bu hususta denetimlerin yeniden çok sıkı hale getirilmesini istiyoruz" dediler.

İrfan Altıkardeş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.