GÜNDEM - 09 Ocak 2015 Cuma 18:13

İşte Türkiye’deki Suriyelilerin sayısı

A
A
A
İşte Türkiye’deki Suriyelilerin sayısı

Kasım 2014 itibarıyla Türkiye’deki toplam kayıtlı Suriyeli sayısının resmi rakamlara göre 1 milyon 650 bin, resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon civarında Suriyeli göçmenin yaşamakta olduğu bildirildi.

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) açıkladığı rapora göre Kasım 2014 itibarıyla Türkiye’deki toplam kayıtlı Suriyeli sayısının resmi rakamlara göre 1 milyon 650 bin, resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon civarında Suriyeli göçmenin yaşamakta olduğu bildirildi.

ORSAM ve TESEV tarafından yürütülen saha çalışması neticesinde hazırlanan Suriyeli Mültecilerin Türkiye’ye Etkileri ve Suriyeli Mültecilerin Türkiye’ye Ekonomik Etkileri; Sentetik bir modelleme başlıklı raporların açıklandığı çalıştay, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) himayesinde, TOBB Üniversitesi Sosyal Tesislerinde gerçekleştirildi. Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mersin, Kahramanmaraş gibi illeri ziyaret ederek söz konusu illerde yerel yetkililer, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, akademisyenler, sanayi ve ticaret odaları, yerel halk ve Suriyeliler ile görüşmeler yaptı.

Bunun sonucunda TESEV ve ORSAM işbirliği 'Suriyeli Sığınmacıların Türkiye'ye Etkileri' adlı bir rapor hazırlandı. Açıklanan raporda Kasım 2014 itibarıyla Türkiye’deki toplam kayıtlı Suriyeli sayısı resmi rakamlara göre 1 milyon 650 bin, resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon civarında Suriyeli göçmen yaşamakta olduğu bilgisi verildi. Bu sayıların Türkiye’nin resmi rakamlara göre nüfusunun yüzde 2.1’ini oluştururken, resmi olmayan rakamlara göre ise Türkiye yüzde 2.5’i oranında Suriyeli ağırladığı ifadelerine yer verildi. Suriye sınırı ve civarındaki illerde yaşayan yaklaşık 10 milyon nüfusa 1.2 milyon civarında yeni nüfus eklendiği açıklandı.

Ekim 2011’de İçişleri Bakanlığı’nın aldığı karar ile Türkiye’de kayıt olan Suriyeli sığınmacılara “geçici koruma statüsü” verildiğine değinilen raporda, “Geçici koruma rejimi ile Suriyelilere sınırsız kalış, zorla geri gönderilmeme ye karşı koruma ve acil ihtiyaçlara yanıt veren kabul düzenlemelere erişimi içerecek şekilde koruma ve yardım sağlanmaktadır. Suriyelilerin yüzde 85’i kamp dışında yaşamaktadır” bilgisi verildi.
Raporda, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 35 bin Suriyelinin doğumunun gerçekleştiğini, kamplardan hastanelere ise 500 binin üzerinde Suriyeli hasta sevk edildiği bilgisi verildi. Resmi verilere göre Birleşmiş Milletler ve Avrupa ülkelerinden gelen yardım miktarı 246 milyon dolar civarında olduğu açıklandı.

AFAD Başkanı Fuat Oktay, açıklanacak rapor hakkında bilgi vererek, “Sunulan raporda Suriyelilerin Türkiye’de yarattığı toplumsal, ekonomik ve siyasi, güvenlik ile etkilerini inceleniyor olması ve yine sınır illerine özgün şehir analizlerinin yapılıyor olması bizim için ayrıca bir önem arz ediyor” dedi.
Suriye konusunda Türkiye’nin hangi noktada olduğunu anlatan Oktay, “Şu an itibari ile 1 milyon 652 bin Suriyeli var. 10 milyonun üzerinde sığınmacı, yine 4 milyonun üzerinde Suriye’nin dışında olmak üzere bir Suriyeli mülteci hareketinin olduğu ve bunun büyük bir bölümünün de Türkiye’de olması.

Türkiye’de özellikle sınır ilimiz de 10 il de ki barınma merkezimizdeki bugün itibari ile 228 bin kişilik bir misafirimiz var. Gerek sağlık anlamında, gerek eğitim anlamında, kültürel anlamada, güvenlik alanında bir bütün olarak baktığımızda ciddi bir sistemi kurduk. BM’nin her kademelerinde ifade edilen, bugün itibari ile dünyadaki en iyi sistemin kurulduğu bir yapıdan bahsediyoruz. 70 bin civarında çocuğun eğitim gördüğü, okul öncesi çocukların eğitimin de olduğu, 40 binin üzerinde, neredeyse 50 bine yaklaşan yetişkin insanın meslek edindirme kursları da dahil, dil kursları da dahil kursları bitirdikleri bir yapıdan bahsediyoruz. Toplama baktığımızda 6,5 milyona yakın sağlık hizmetinin verildiği Türkiye’de ki bir mevcut durumdan bahsediyoruz” şeklinde konuştu.

Raporda ki birkaç bulguya dikkat çeken Oktay, “Bu problemin kısa vadede bitmeyeceği öngörüsüyle; Türkiye’de ki Suriyelilerin yakın zamanda dönüyor olması varsayımıyla bir uyum sürecinin söz konusu olduğu ve bu uyum sürecinin ne kadar doğru yürütülürse orta ve uzun vadede gerek Türkiye’de gerekse de Türkiye’de buluna Suriyelilerin sığınmacılar noktasında kendilerine katkısı son derece faydalı olacağıdır. Dil, kültürel ve yaşam tarzında ki farklılıkların bu uyum sürecinde kolaylaştırılması noktasında şuan itibari ile çalışmalarımızı zorlaştıracak boyutta. Bunların kolaylaştırılması durumunda bizim ciddi faaliyetleri içerisinde bulunmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bulgular içerisinde yer alan ve yoğun olarak çalıştığımız alan özellikle bütüncül bir politikanın uygulamaya konulabiliyor olması tavsiyesi. Bununla ilgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yoğun bir çalışmamız var. Nasıl ki kamp içerisinde bütüncül bir yaklaşım varsa, yani olaya beslenme ve barınma olarak bakmıyorsak, oraya baktığınızda bir sistemi görürsünüz. Eğitim politikasıyla, sağlık politikasıyla, güvenlik politikasıyla, ileriye dönük çalışma hayatına hazırlama yaklaşımıyla bir kültürel faaliyetleri ile bir bütüncül hatta mahalleleri ve periyodik olarak seçimlerin tekrarlanıyor olması ve seçilenlerin kamp yönetiminde temsil ediliyor olması ve bu insanların kendi adlarına, kendi hayatlarına söz sahibi olmalarıyla alakalı kültürel bir uyumun veriliyor olması, aslında burada bütüncül bir politikanın olduğunu gösteriyor.” 

ARZU TÜRKUÇAR 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.